Dışişleri Bakanı Fidan: Bölgedeki bütün gelişmelerin yakından takipçisiyiz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Bölgedeki bütün gelişmelerin hem yakından takipçisiyiz hem de içinde oluyoruz. Çoğu zaman arabulucu olarak." dedi.

Ankara
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran ile ABD arasında bir anlaşma yapılması gerektiğini belirterek, "Şu anda bir sessizlik süreci var. Ama bunu daha kalıcı hale getirmek için İran'la Amerika arasında bir anlaşmanın yapılması gerekiyor. Bu noktada bizim gördüğümüz her iki tarafın da tekrar masaya oturup müzakereye girme yönünde bir iradesi var. Avrupalıların da İranlılarla götürmek istediği bir süreç var." dedi.
Fidan, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Lahey'deki NATO Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmenin daha önce planlandığını ifade eden Fidan, görüşmede bölgesel konular başta olmak üzere Gazze, Rusya-Ukrayna ve İran'da yaşananların gündeme geldiğini ifade etti.
Fidan, görüşmenin oldukça yapıcı ve iyi geçtiğini söyledi.
ABD Başkanı Trump'ın NATO üyelerinin savunma harcamalarının yeterli olmadığı yönünde verdiği mesajın Avrupalı liderler tarafından alındığını aktaran Fidan, NATO üyelerinin gelecekteki 10 yıl içerisinde savunma harcamalarını iki ayrı kalemde yüzde 5'e çıkarma konusunda bir fikir birliğine ulaştığını dile getirdi.
Bakan Fidan, zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mevkidaşlarıyla ikili görüşmeler yaptığını anlattı.
Gelecek yıl NATO zirvesinin Türkiye'de yapılmasına ilişkin soru üzerine Fidan, zirvenin en son 2004'te Türkiye'de yapıldığını hatırlatarak, "Şimdi 2026 yılına, geçen sene biliyorsunuz biz talip olmuştuk o kabul gördü, İstanbul'a ev sahipliği. İstanbul mu Ankara mı konusunda Cumhurbaşkanı'mız şu anda bu konuyu düşünüyor, istişare ediyor. Burada iki tane ayrı görüş var şu anda. Kendileri karar verecekler." ifadelerini kullandı.
İsrail'in, İran'a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma sürecine ilişkin soru üzerine Fidan, "Biliyorsunuz bölgedeki bütün gelişmelerin hem yakından takipçisiyiz hem de içinde oluyoruz. Çoğu zaman arabulucu olarak. Çünkü bölgemizde savaşların çıkmaması, var olanların son bulması hem bizim menfaatimize hem de bölgemizin menfaatine." değerlendirmesinde bulundu.
Fidan, Gazzeye yönelik saldırıların ilk haftasında "İran ve İsrail arasında bir savaşın gelmekte olduğunu" söylediğini hatırlatarak, "İsrail'in İran'a saldırması, İran'ı meşru müdafaa yapan bir pozisyona itti ve ortaya çıktı ki aslında İsrail öyle iddia ettiği kadar İran'ın nükleer kabiliyetlerini yok edecek güçlü bir ülke değil. Sadece onunla olan hesaplaşmasını ortaya koydu. Burada tabii (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun kendi iç siyasete yönelik siyasal hesaplamaları da var. Aslında maalesef iç siyasetin uluslararası politikada ne kadar fazla rol oynadığını burada yine gördük." değerlendirmesini yaptı.
Tüm dünyanın, "kendi ikbali için bölgeyi ateşe atmaktan çekinmeyen bir politik zihnin orada olduğunu" gördüğünü kaydeden Fidan, başından beri yoğun diplomasi yürüttüklerini kaydetti.
"Bölgenin teyakkuzda olması gerekiyor"
Fidan, "12 günde bu savaş şimdilik noktalandı ama nükleer kapasitenin ortadan kaldırıldığı varsayımından hareketle sonuçlanan bir ateşkes var. Ateşkesin bozulması, daha sonra tekrar karşılıklı saldırıların başlaması ihtimaline karşı aslında bölgenin teyakkuzda olması gerekiyor." diye konuştu.
Bunun sadece iki ülkeye değil, bölgeye de çok büyük maliyet üreten bir savaş olduğunu vurgulayan Fidan, "Malumunuz iki ülke arasında 1000 kilometreden fazla bir mesafe var, sınır yok. Dolayısıyla sınır aşan, farklı ülkeleri de içine alan bir savaş. Şu anda bir sessizlik süreci var ama bunu daha kalıcı hale getirmek için İran'la Amerika arasında bir anlaşmanın yapılması gerekiyor. Bu noktada bizim gördüğümüz her iki tarafın da tekrar masaya oturup müzakereye girme yönünde bir iradesi var. Avrupalıların da İranlılarla götürmek istediği bir süreç var." diye konuştu.
"Nükleer tesislerin büyük ölçüde hasar aldığı aşikar"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "İran artık uranyum zenginleştirme noktasında duracak mı? Ya da kapasitesi yok edildi mi?" sorusuna yanıtında, nükleer meselenin İsrail ile İran arasında yaşanan sürecin yalnızca bir boyutunu oluşturduğunu, bunun dışında başka unsurların da bulunduğunu ifade ederek, "Amerika’nın gerçekleştirdiği askeri operasyon sonucunda, İran'daki nükleer tesislerin büyük ölçüde hasar aldığı ve kullanılamaz hale geldiği aşikar." değerlendirmesinde bulundu.
Nükleer programın birçok bileşeninin olduğunu, tesisler kısmına büyük zarar verildiğini kaydeden Fidan, "Burada açıkçası artık çok ciddi bir nükleer programa indirilmiş darbeden söz edebiliriz." dedi.
Fidan, "Önümüzdeki en büyük meydan okuma müzakerelerde. Açıkça söylemek gerekirse, İran masaya oturduğu zaman Amerikalılar sadece nükleer meselesiyle mi gelecekler karşılarına, yoksa başka dosyaları da getirecekler mi? Başka dosyaları getirirlerse İranlıların ben bu dosyaları konuşacağını düşünmüyorum açıkçası. Ama nükleer konularda, (eski ABD Başkanı Barack) Obama döneminde var olan mutabakat gibi bir müzakerenin, bir anlayış birliğine yönelik bir çabanın olacağını açıkçası düşünüyorum. Ama topyekun teslimiyet anlamına gelecek, nükleer dışındaki yeteneklerin de ortadan kaldırmasını talep edecek tekliflere an itibarıyla 12 günlük savaştan sonraki şu değerlendirme itibarıyla sıcak bakılacağını düşünmüyorum." değerlendirmesini yaptı.
"(ABD-İran) Uzlaşma ihtimali var"
Nükleer programla ilgili müzakere masasının tekrar kurulup kurulmayacağı ve kurulursa Türkiye'nin burada arabulucu rolünün olup olmayacağının sorulması üzerine Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman üzerlerine düşen her türlü rolü oynamaya hazır olduklarını söylediğini hatırlattı.
Fidan, "Ama şu anda Umman'da son birkaç yıldır başlatılmış sürecin tekrar aktive edileceğine ilişkin bir ön duyum var. Belki onu denemek isteyecekler tekrar. Nükleerde bir anlaşmaya varabileceklerini düşünüyorum açıkçası." ifadelerini kullandı.
Sunucunun "Amerika ve İran için mi söylüyorsunuz bunu?" sorusu üzerine Fidan, "Evet, yani bir yerde buluşabilirler. Çünkü konu zenginleştirmenin tabiatıyla alakalı bir konu." dedi.
Fidan, şöyle devam etti:
"Dediğim gibi burada bir uzlaşma ihtimali var. Özellikle son nükleer tesislere yönelik saldırıdan sonra. Ama tabii, ben iki ülke adına da konuşamam. İki ülke yetkilileriyle konuşurken onlara tavsiye ettiğim, ortada buluşmalarını sağlayan bazı fikirlerim de oldu açıkçası. Çünkü başlangıç pozisyonları aynı Rusya-Ukrayna Savaşı'nda olduğu gibi yani çok farklı. Bunları ortada buluşturacak, biraz da zamana yayacak bazı yaratıcı fikirlere ihtiyaç oluyor. Onları gündeme getiriyoruz taraflara. Bir kısmının kabul gördüğünü ve hemen devreye sokulduğunu da aslında gördük. Başka aktörler de çünkü onlara da söylüyoruz, onlar da gündeme getiriyorlar.
Şimdi temel mesele, Amerikalıların başlangıç pozisyonu İran'daki hiçbir zenginleştirme işleminin olmaması. İranlılar da barışçı nükleer zenginleştirmenin yani uluslararası hukuktan doğan, anlaşmalardan doğan bir hak olduğunu ileri sürüyorlar. Onlar nükleer anlaşma, NPT'ye taraftarlar biliyorsunuz. Dolayısıyla burada özellikle son saldırıdan sonra başka bir ifade ile bir anlaşmaya gidebilirler umudundayım. Ama hem iki tarafta da iyi niyete ihtiyaç var."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.