Kanada'da havalimanında sorguya tabi tutulan Gazze Mahkemesi Başkanı Falk ve eşi yaşadıklarını anlattı
Falk, Filistin'deki insan hakları ihlallerini ele alan konferansa katılmak için gittiği Kanada'da havalimanında saatlerce alıkonulmasının, insanların Filistin mücadelesini desteklemekten çekinmesini sağlamak amaçlı olduğunu belirtti.
İstanbul/Hamilton
Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk, 16 Kasım'da Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini konu alan "Kanada'nın Sorumluluğu Konulu Filistin Mahkemesi"nin konferansına konuşmacı olarak katılmak üzere Kanada'ya geldi.
BM'de 2014-2020 yıllarında Gıda Hakkı Özel Raportörü olarak görev yapan eşi Hilal Elver'le yolculuk yapan Falk, Toronto'daki Pearson Uluslararası Havalimanı'nda saatlerce alıkonuldu.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı (CBSA) yetkilileri, çiftin pasaportlarını alarak, "Kanada'ya güvenlik tehdidi olup olmadıklarını araştıracakları" gerekçesiyle çifti yaklaşık 4 saat boyunca sorguladı.
95 yaşındaki Prof. Dr. Richard Falk ve eşi Hilal Elver, Kanada'yı daha önce defalarca ziyaret ettiklerini ancak ilk defa böyle bir muameleyle karşılaştıklarını dile getirerek, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
"Bir tür siyasi yıldırma politikası olarak tasarlanmıştı"
Falk, Kanada'ya güvenlik tehdidi olup olmadıklarının araştırılması gerekçesini reddederek, "Bizi gerçekten güvenlik tehdidi olarak gördüklerini sanmıyorum. Ancak bizi sorguladıkları ve Kanada'ya girişimize izin vermeyecekleri tehdidinde bulundukları için bunu bir gerekçe olarak kullandılar. Bu sadece bir gerekçeydi. Bizim güvenlik tehdidi olduğumuza gerçekten inandıklarını sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
Kendilerine zorluk çıkararak, yabancı ülkelerden gelen diğer konukların daveti kabul etmesini engellemeye çalıştıklarında değinen Falk, "Başka bir deyişle, bu bir tür siyasi yıldırma politikası olarak tasarlanmıştı. Bizim için değil, biz bir nevi araçtık. Amaç, insanların Filistin mücadelesini destekleyen tartışmalı tutumlar almaktan çekinmelerini sağlayacak bir ortam yaratmaktı." diye konuştu.
Başından geçenlere şaşırmadığını belirten Falk, "Benim için çok büyük bir şok değildi." dedi.
Falk, hükümetlerin kendi ülkelerinde artan Filistin destekçisi eğilimleri, İsrail ile sürdürdükleri ekonomik ve stratejik işbirliği ile dengelemeye çalıştıklarını ileri sürdü.
Filistin devletini tanımanın, hükümetlerin tutumlarını değiştirdikleri izlenimi oluşturmanın çok kolay bir yolu olduğunu belirten Falk, şunları kaydetti:
"Ancak onların ne yaptıklarına bakmak gerekiyor. Yaptıkları şey, Batı'daki birçok şirketin son iki yılı aşkın bir süredir çok karlı olmasını sağlayan ekonomik temelde İsrail ile ilişkilerini sürdürmektir. Dolayısıyla bir yandan kendi halklarını yatıştırmak ve belki de uluslararası itibarlarını artırmak istiyorlar ve diğer yandan da Batı medeniyetinin bir parçası olarak İsrail'i destekleyen beyaz yönetimli ülkelerden oluşan Batı koalisyonunun bir parçası olmaya devam etmek istiyorlar ve bu yüzden bu çatışmanın medeniyet düzeyinde bir boyutu var ki bu da Hıristiyan veya Yahudi-Hıristiyan Batı ile İslam Doğu'yu içeriyor. Doğu-Batı çatışması gibi bir şey."
Falk, olayın ardındaki nedeni hala tam olarak anlamadıklarını dile getirerek, "Gerçi bilmiyoruz. ABD, bu konunun diğer meselelerden dikkatleri dağıtmasını istememiş olabilir. Dolayısıyla, bu yumuşak tutumun Kanada hükümeti tarafından mı yoksa ABD hükümeti ile görüşülerek mi kararlaştırıldığını gerçekten bilmiyoruz." şeklinde konuştu.
Çiftin "Yahudi karşıtı olup olmadığı" sorgulandı
Farklı memurlar tarafından defalarca sorgulandıklarını ve uzun bekleme süreleriyle karşılaştıklarını aktaran Elver de sorgunun bir an önce bitmesi için yetkililerin sorduğu her soruya yanıt verdiklerini ancak bunun "işe yaramadığını" söyledi.
Yetkililerin kendilerine, ödeme alıp almadıkları, seyahat masraflarını kimin karşıladığı ve ülkeyi daha önce kaç defa ziyaret ettikleri gibi sorular yönelttiğini belirten Elver, Falk'ın "Hamas ve Cenevre merkezli Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü'yle (Euro-Med)" bağlantıları konusunda sorgulandığını anlattı.
Elver, "Richard'a 'Yahudi karşıtı mısın?' diye sordular. (Falk) Yahudi olmasına rağmen ona soru sormaya ve suçlamaya devam ettiler." şeklinde konuştu.
İkili şimdilik yasal işleme başvurmayı düşünmüyor
Kanada'da bulunan İsrail yanlısı STK'lerin etkisine dikkati çeken Elver, "Kanada ilginç bir ülke, çünkü Kanada'da çok sayıda STK var ve bunlar İsrail hükümetine oldukça yakınlar ve bu konuda son derece aktifler." dedi.
Elver, yasal işleme başvurmanın şu aşamada bir anlamı olmadığını söyledi.
Öte yandan, AA muhabirinin ulaştığı CBSA yetkilileri "gizlilik kurallarını" gerekçe göstererek çiftin maruz kaldığı tutum hakkında yorum yapmaktan kaçındı.
Gazze Mahkemesi'nin nihai kararında İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığı belirtilmişti
İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan küresel ve bağımsız girişim Gazze Mahkemesinin 26 Ekim'de açıklanan nihai kararında, "İsrail, kökleri siyonizmin üstünlükçü ideolojisine dayanan, geniş bir apartheid rejimi içinde, Gazze'deki halka soykırım uyguluyor." ifadesine yer verilmişti.
Falk, kararın açıklanması üzerine "Bugün dünyayı uyarıyoruz, Filistin'deki soykırım sona ermedi. İsrail rejimi, Batı tarafından sağlanan mermi ve bombalarla Gazze'de Filistinlileri öldürmeye devam ediyor. Hayatta kalanlara gıda ve ilaç ulaştırılmasını engellemeyi sürdürüyor. Hayatta kalanlar üzerinde yasa dışı abluka uygulamaya devam ediyor." diye konuşmuştu.
