Yaşam

Annesiyle el ele verip çocuk kitapları yazıyor

Doğadan, hayvanlar aleminden, dostluk ve sevgi dolu öykülerden yola çıkan örnekleri, kitaplarında hazırlayıp, çocuklara sunan yazar Ceren Kerimoğlu'na, annesi ressam Ayşe Akıllıoğlu resimleriyle destek veriyor.

12.11.2018 - Güncelleme : 13.11.2018
Annesiyle el ele verip çocuk kitapları yazıyor Fotoğraf: AA/Ayşe Büşra Erkeç

İSTANBUL - Ayşe Büşra Erkeç

Televizyonculuğa 9 yaşında, 1979'da Halit Kıvanç ile sunduğu çocuk programlarıyla başlayıp, 9 yıl bir televizyon kanalında haber spikerliği deneyimini yaşayan çocuk kitapları yazarı Ceren Kerimoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir dönem hayatın getirdiği değişiklik nedeniyle işsiz kaldığını aktararak, yazarlık serüveninin nasıl başladığını anlattı.

Kerimoğlu, gazete ve televizyonda çalışmanın getirdiği zenginlik olarak yazı yazmayla arasının her zaman iyi olduğunu ve işsiz kaldığı günlerde kitap yazmak için bilgisayar başına geçtiğini belirterek, "Hedefim, içinde entrikaların olduğu, büyük bir aşk romanı yazmaktı ama yazdıklarıma bakınca, 'Ağaç, kuşa dedi ki... Kuş, buluta şunu söyledi...' gibi şeyler ortaya çıktığını görünce ilk önce çok bozuldum, çünkü yazdıklarımın çocuklara mı, büyüklere mi hitap ettiğini anlayamamıştım." dedi.

Yazdıklarını araştırdıktan sonra çocuklara hitap ettiğini ve böylece çocuk kitabı yazmaya karar verdiğini aktaran Kerimoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çocuk tınısı olan yazdıklarımı, yayınevlerine yollamaya başladım. Bir yayıneviyle anlaştık ve ilk kitabım olan 'Sakız Ağacı'nı çok beğendiler ama bize kitaplarımı resimleyen biri lazımdı ben de ressam olan anneme teklif sundum. Annem ilk önce kabul etmedi, fakat sonra birlikte yola çıkmaya karar verdik o günden bu yana tam 7 sene geçti. İlk kitabım dahil olmak üzere çok güzel bir şekilde yol aldık. Mesela bir çocuk kitabının okullara girmesi çok zor olan bir durumdur ama kitaplarım şu an pek çok okulda okutuluyor. Yazdığım çocuk öykülerinin, öğreticiliğinin ne kadar iyi olduğuna öğretmenler okuyup karar verdiği için onay almak çok zor olduğunu biliyorum ve kitaplarımın öğretmenler tarafından beğenilmesinden dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Bu beğenilerin arkası da geliyor diye düşünüyorum çünkü artık 11. kitabımı çıkarmak üzereyim."

Kerimoğlu, çocukken sahip olduğu doğa ve hayvan sevgisinin yansıması olarak bugün çocuklara yeşilin, ağacın, hayvanların korunmasına yönelik kitaplar yazdığını belirterek, "Hayatımda böyle bir yolculuğun olacağını hiç beklemiyordum. Ekran önündeki ün ve şöhret hayatımın farklı bir boyutuydu. Kitabı yazdıktan sonra küçücük bir çocuğun size sarılıp, teşekkür etmesi ve yazdığınız bir cümleyle ilgili yorum yapması çok güzel bir duygu... Ben yaşadığım hiçbir ün ve şöhret duygusunda, minik bir kalbin sevgiyle bakmasının verdiği keyfi yaşamadım." diye konuştu.

"Çocuk kitapları için ciddi bir denetim olmalı"

Kitapları sayesinde çocuklarla çok güçlü bağlar kurduğunu dile getiren Kerimoğlu, konuşulanların aksine genç ve çocukların iyi kitapları bulduğunu ve okuduğunu vurgulayarak, "Çocukların kitapları ince eleyip, sık dokuduklarına inanıyorum. Kitaplarımı okuyan çocuklardan hala benimle mailleşen, görüşen ve minnet duygusunu iletenler var çünkü ben okullara gidip, minik okuyucularımla buluşuyor, sohbet ediyor ve aramızdaki bağı hiçbir zaman koparmıyorum." ifadelerini kullandı.

İstanbul Medya Akademi'sinde spiker-sunucu yetiştiren Kerimoğlu, özellikle çocuk kitaplarında yazılanların, ahlaki ve edebi değerlere dikkat edilerek yazılması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Kitaplarınızı okuyan çocuklar ilk okuduğu kitap olduğu için ve en önemlisi de kitabın içindeki değerleri ve yazarını hiçbir şekilde unutmuyor ve bir şekilde belleğine nakşediyor. Bazen bana bir çocuk gelip, 'Biliyor musunuz? Ben de bir Sakız Ağacı'yım...' diyor ve cümlesine böyle başlıyor. Bu, çok heyecan veren bir duygu ve çok değişik bir yolcuk. Fakat günümüzde, sosyal medyanın gücünün yanı sıra para karşılığında kitap bastırabilmek kolaylaştığı için olması gereken ciddi bir denetim mekanizması da otomatikman ortadan kalkmış oluyor. Çocuk kitaplarının yayımlanmadan önce, yüksekten bakan bir gözün olması lazım, özellikle çocuk kitapları için ciddi bir denetimin olması gerektiğine inanıyorum."

Çocukların iyilikleri, kötülükleri, şiddeti ve şefkati okuyarak, dinleyerek ve görerek öğrendiğini belirten Kerimoğlu, "Yazarlığa başlamadan önce çok ciddi okumalar ve araştırmalar yaptım. Kendime dedim ki, 'Ben, kendime hop diye çocuk yazarıyım dememeliyim...' 'Çocuk kitapları yazarı' kavramının içini doldurmak için de çocuk kitaplarının dünyadaki örneklerini, neden ve nasıl yazıldıklarını araştırdım. Bu araştırma ve okumalar da güzel fikirlerle geri dönmüş oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kızı yazıyor, annesi resimliyor

Doğadan, hayvanlar aleminden, dostluk ve sevgi dolu öykülerden yola çıkan örnekleri, kitaplarında hazırlayıp, çocuklara sunan yazar Ceren Kerimoğlu'na, annesi ressam Ayşe Akıllıoğlu da hikayelere uygun hazırladığı kolaj tekniğiyle yaptığı resimlerle destek veriyor.

Akıllıoğlu, Ankara'da resim-sanat tarihi alanında orta dereceli okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul'a taşınıp, yaklaşık 30 sene dizi, reklam ve sinema filmlerinde sanat, çevre düzeni ve kostüm yönetmenliği yaptığını anlatarak, bu süreçte de resim çalışmalarına ağır verip, 8 kişisel sergi açtığını anlattı.

Resim çalışmalarında figüratif olmayan soyut çalışmalar yaptığını ifade eden Akıllıoğlu, kızının teklifine ilk önce sıcak bakmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Kızımın kitaplarını ve öykülerini okuduğum zaman doğa ağırlıklı olduğu ve çocuklara hitap edeceği için çok zorlanacağımı düşündüm ama bugüne kadar birlikte epeyce yol aldık. Beni ilk başta etkileyen kitapların doğa içerikli, doğanın ve yeşilin korunmasının yanı sıra insanların birbiriyle olan arkadaş ve dostluklarının olması ve insanların ayrıştırılmaması gerektiği yönünde kaleme aldığı öykü ve hikayelerden oluşmasıydı. Kızımla, ilk kitabında başladığımız bu yolculukta, 11. kitaba kadar ilerlemeyi başardık."

Çalışmalarında dergi, gazete ve atık maddelerden kesip-yapıştırarak öykü ve hikayelerin konusuna göre bütünlük oluşturduğunu anlatan Akıllıoğlu, "Ceren, yazdıklarını bana gönderiyor ben de öykü içinde en etkili bölümler ne ise o minvalde sayfalar hazırlıyorum. Kolaj yaparak çalışırken elimde hikayeye uygun malzeme yoksa, kendim çiziyor ve kesip yapıştırıyorum." dedi.

"Annelerin yaklaşımı, sevgi ve anlayış üzerine olmalıdır"

Çocuklarını doğadan koparman ve hayvan sevgisini aşılayarak büyüttüğünü ifade eden Akıllıoğlu, "Ailecek, doğa sevgisiyle büyüdük biz ama Ceren, doğayı, çiçekleri, hayvanları çok sevdiği için bu sevgisini başarıyla kitaplarına yansıtmayı başardı." dedi.

Akıllıoğlu, kızının hayattaki en iyi arkadaşı olduğunu vurgulayarak, anne-kızlara şöyle mesaj verdi:

"Çok küçük yaşlardan itibaren kız-erkek çocuklarına annelerin yaklaşımı sevgi ve anlayış üzerine olmalıdır. Anne-babaların çocuklarına davranış biçimlerini düzeltmeleri gerekmektedir. Evlatlarına bir arkadaş gibi yaklaşırken, sınırlarını da korumaları lazım diye düşünüyorum. Saygıyı çiğnemeden bağları kuvvetlendirmelidir çünkü 'saygı' dediğimiz kavram çok ince bir çizgi. Ben ise çocuklarımın her zaman en iyi dostu ve sırdaşı olmak için özen gösterdim ve bu kurduğumuz bağ hala sağlam bir şekilde devam ediyor. Ben bir anne-kız ve baba-oğulun birbiriyle çatışmaya düşebileceğini düşünemiyorum."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın