TBMM Başkanı Kurtulmuş: Anayasa müzakerelerinin faydalı sonuçlar doğurabileceği kanaatindeyim
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Özellikle ilk dört madde üzerinde tartışma yapılmaksızın anayasa ile ilgili yapılacak müzakerelerin faydalı sonuçlar doğurabileceği kanaatindeyim." dedi.
Ankara
AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Meclis, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştay Başkanlığının 2025 yılı bütçelerinin görüşmelerine başlandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyonda, Meclis Başkanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.
TBMM'nin, milletin iradesinin tecelligahı olarak tarihte benzersiz bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bağımsızlık mücadelesinden bugüne kadar milletin birliği, kalkınması ve hürriyeti uğruna Meclis çatısı altında adımlar atıldığını belirtti.
Cumhuriyet'in ve demokrasinin tüm kazanımlarını "halkın emaneti" olarak nitelendiren Kurtulmuş, milletin hukukunu korumak ve hayat kalitesini yükseltmenin en temel sorumluluk olduğunu dile getirdi.
Parlamenter diplomasinin, dış politika açısından tamamlayıcı ve dönüştürücü vasıf kazandığına dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Artık sadece yürütme organlarının değil, parlamentoların ve temsilcilerinin de dünyadaki gelişmelerde etkin bir rol üstlendiği bir çağdayız. Türkiye Büyük Millet Meclisinin etkinliğini ve milletvekillerimizin itibarını artırmak, her şeyden önce demokrasiye bağlılığımız ve milli iradeye olan inancımızın gereğidir. Her birimizin taşıdığı sorumluluk, milletin teveccühüne ve Meclisin kudretine uygun adımlarla hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır. Meclisimizi daha etkin, milletvekillerimizi daha saygın kılmak, hepimizin müşterek amacıdır. Bu kutlu görevi üstlenen bizler, milletimize olan sadakatimizle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığını daha da ileri taşımak azmiyle çalışmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda Meclisimizin etkinliğini artıracak çalışmaları, uluslararası arenada milletimizin haklı taleplerini savunacak güçlü bir diplomasiyle yürütüyoruz."
Kurtulmuş, tüm uluslararası platformlarda, Kıbrıs Türklerinin mücadelesi ve Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi'nde Türkiye'nin duruşunu net şekilde ifade ettiklerini aktardı.
Gazze'deki insanlık dramı karşısında milletin onurlu ve hakkaniyetli tavrını dünya kamuoyuna duyurduklarının altını çizen Kurtulmuş, TBMM'nin, milletin itibarını, hakkını ve hukukunu kararlılıkla savunduğunu ifade etti.
"Uluslararası sahada insanlık vicdanının sesi olmaya da gayret ediyoruz"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Bu yüce çatı altında, milletimizin sadece iç meselelerine değil, aynı zamanda uluslararası sahada insanlık vicdanının sesi olmaya da gayret ediyoruz." dedi.
Filistin meselesinin, dünya genelinde hak ve adalet arayışının sembollerinden biri olduğuna işaret eden Kurtulmuş, TBMM'nin Filistin konusunda etkin rol üstlendiğini kaydetti.
Devlet, hükümet ve parlamento başkanlarıyla Filistin konusunda yaptıkları görüşmeleri hatırlatan Kurtulmuş, 180'den fazla muhatapla yaptıkları görüşmelerde Filistin'de yaşanan İsrail'in zulmüne karşı durduklarını belirttiklerini anlattı.
Kurtulmuş, "Parlamenter diplomaside, Filistin meselesinin dünya kamuoyunun dikkatinden kaçmaması ve bu mücadeleye tüm parlamentoların ortak iradesiyle katkı sunması için yürüttüğümüz faaliyetler her geçen gün daha da yoğunlaşmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna iletilen taleplerden Uluslararası Adalet Divanına taşınan soykırım davasına kadar tüm süreçlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tam desteği, farklı siyasi görüşlerin ve partilerin el birliğiyle sağlanmıştır. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin aynı amaç doğrultusunda kenetlenerek çalıştığı, Uluslararası Adalet Divanı'ndaki Filistin Davası'na müdahale sürecinde gösterilen bu irade, Türkiye'nin, dünyaya insan hakları ve adaletin tesisi konusundaki kararlılığının bir ispatıdır." diye konuştu.
Filistin konusunda oy birliğiyle alınan ve TBMM'den geçirilen kararların, tezkerelerin önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, "Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Filistin'in bağımsızlık mücadelesiyle dayanışma içerisinde hareket etmek; milletimizin bize yüklediği bir sorumluluktur. Bu gayretler, yalnızca mazlum milletlerin sesi olmakla kalmayıp, Meclisimizin itibarı ve milletimizin vicdanına olan sadakatimizin bir nişanesidir." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya-Ukrayna krizinde üstlenilen arabuluculuk rolünün küresel barışa katkı sunma adına yürütülen gayretlerin önemli parçalarından biri olduğunun altını çizen Kurtulmuş, Türkiye'nin her iki ülkeyle diyalog kurabildiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Sayın Putin ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede, ülkemizin barışçıl çözümler konusunda taraflara sunduğu önerilerin dikkatle değerlendirildiğini görmek önemlidir." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel barışın temini için sağladığı katkıların karşılıklı bir işbirliği zeminine taşınabileceğine dair olumlu işaretler aldıklarını bildiren Kurtulmuş, Türkiye'nin, TBMM dahil ilgili tüm kurumlarıyla bölgesel istikrarın anahtarı olma yolundaki çabalarının takdirle karşılandığına şahit olduklarını belirtti.
"TBMM anayasa yapma yetkisine de kudretine de sahiptir
Geçen yıl TBMM'de grubu bulunan ve bulunmayan partilerle yeni anayasanın genel çerçevesi konusunda temaslarda bulunduklarını hatırlatan Kurtulmuş, bu süreçte hiçbir siyasi partinin anayasa görüşmelerine kapıyı kapatmadığını söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bir asrı geride bırakan tecrübesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi inanıyoruz ki milletin menfaatlerine uygun yeni bir anayasa ihtiyacını her daim gündemine alabilir. Şunu net ifade etmek lazım, TBMM anayasa yapma yetkisine de kudretine de sahiptir. Eğer partiler anlaşır, uzlaşır, belli bir konsensüs sağlanırsa yeni anayasa süreçlerinin devam etmesi mümkündür. Bu konuda yine yaptığımız temaslarda da ortaya çıkan, özellikle ilk dört madde üzerinde tartışma yapılmaksızın anayasa ile ilgili yapılacak müzakerelerin faydalı sonuçlar doğurabileceği kanaatindeyim. Benim şahsi kanaatim, anayasa tartışmalarının, görüşmelerinin sadece Meclis çatısı altında değil, sivil toplum, üniversiteler, diğer toplumsal kesimlerin de sözlerinin, tekliflerinin dinlenebileceği bir platforma döndürülebilmesinin, Türkiye'de normalleşme sürecine katkı sağlayacağını, normalleşme süreci güçlendikçe de başta anayasa olmak üzere çok taraflı olarak karar verilmesi gereken konularda olumlu adımlar atılabileceğini görüyoruz."
Temsil gücü yüksek, güçlü bir parlamentonun ortaya konulduğunu ifade eden Kurtulmuş, anayasa konusunda atılan adımların, milletin tüm kesimlerinin hak ve hürriyetine sahip çıkan, tüm tarafları eşit gören bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kurtulmuş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Meclis Başkanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, tasarruf tedbirlerinin, sadece ekonomik şartların bir gereği olmadığını, aynı zamanda kamusal kaynakların adil, verimli ve sürdürülebilir kullanımına olan inançlarının bir tezahürü olduğunu söyledi.
Meclis olarak bütçeyi, milletin ortak refahına ve geleceğine katkı sağlayacak şekilde kullanmaya hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Kurtulmuş, "TBMM, her ne kadar hükümetin tasarruf tedbirlerinin kapsamında değilse de biz de çok etkin bir tasarruf uygulamayı önemli bir tedbir olarak gördük. Meclisimizde, dijital parlamento ve çevreye duyarlı yeşil parlamento çalışmalarını bu çerçevede ele alıyoruz. Bu konuda da önemli adımlar attığımızın bilinmesini isterim." diye konuştu.
Milletvekillerinin, 28. Yasama Dönemi'nde 2 bin 642 kanun teklifi sunduğunu anlatan Kurtulmuş, bu dönemde 76 kanunun kabul edildiğini, 62 TBMM kararının alındığını bildirdi.
TBMM Genel Kurulu, ihtisas ve Meclis araştırma komisyonlarının toplam çalışma süresinin 2 bin 88 saat 29 dakika olduğunu belirten Kurtulmuş, bu kapsamda toplam 77 bin 306 sayfa tutanağın tutulduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Bu kadar yoğun bir süre çalışan, gece yarılarına kadar müzakere yapan TBMM'de ortaya konulan kaba ve yaralayıcı dil, yumruklaşma, karşılıklı kavga etme gibi çirkin görüntüler, TBMM'nin mehabetine gölge düşmektedir. Dün akşam grup başkanvekilleriyle bir toplantı yaptık. Önümüzdeki dönemde ümit ediyorum kaba ve yaralayıcı bir dilin kullanılmaması, Meclisin kavga gürültü görüntülerinin sona erdirilmesi için bütün milletvekillerinin, özellikle grup yöneticilerinin çaba sarf etmesinde fayda görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"TBMM davet edildiği hiçbir platformda temsilsiz bırakılmamıştır"
Meclis Başkanı Kurtulmuş, 28. Yasama Dönemi'nde toplam 18 bin 350 yazılı soru önergesi verildiğini, bunlardan 11 bin 721'nin cevaplandırıldığını söyledi. TBMM Başkanı'na 94 yazılı soru önergesi yöneltildiğini bildiren Kurtulmuş, bunun 79'unun süresi içerisinde cevaplandırıldığını sadece 6'sının önerge sahiplerine iade edildiğini kaydetti.
Son yıllarda tüm dünyada parlamenter diplomasinin, "en etkili yumuşak güç" olarak işlerlik kazandığına işaret eden Kurtulmuş, TBMM'nin de parlamenter diplomasi faaliyetlerini hem en etkin bir şekilde hem de küresel olarak en geniş ölçekte sürdürdüğünü söyledi. Kurtulmuş, "TBMM davet edildiği hiçbir uluslararası platformda temsilsiz bırakılmamıştır. Meclisimizin asıl üyesi olduğu 12, gözlemci üyesi olduğu 3 parlamenter asamble ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu ile yürütülen faaliyetlere ek olarak ihtisas komisyonlarımız ve dostluk gruplarımız da parlamenter diplomasiye ciddi şekilde katkı sunmuşlardır." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, TBMM'de dostluk grubu bulunan ülkelerin sayısının ise 147'ye ulaştığını bildirdi.
"TBMM vasıtasıyla küresel kamuoyuna iletilmiş oldu"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, artık çok kutuplu bir dünyaya doğru gidildiğini, bu çok kutupluluk içerisinde Türkiye gibi imkan ve fırsatları olan ülkelerin çok ciddi bir güç elde ettiğini söylemenin abartı olmayacağını dile getirdi. Kurtulmuş, "Bu çok kutuplu dünyada, hem bölgesel hem de küresel ilişkilerimizi gözden geçirmek bakımından da TBMM çok etkili bir siyaseti takip edecektir." dedi.
Gazze'de yaşanan insanlık dışı katliamların, başladığı andan itibaren önlenmesi için büyük bir gayret sarfettiklerini anlatan Kurtulmuş, bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ortak bir noktada buluşan ender ülkelerden birinin Türkiye olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, "TBMM'de 4 kere partilerimizin ortak kararıyla İsrail'in soykırımına karşı bildiriler yayınlandı, Başkanlık tezkeresi kabul edildi. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın konuşmasıyla birlikte hem Filistin davasıyla ilgili çok önemli mesajlar dünyayla paylaşılmış oldu hem de bu mesajlar TBMM vasıtasıyla küresel kamuoyuna iletilmiş oldu." diye konuştu.
Meclis'te enerji verimliği ve yeşil parlamentoya dönük çalışmaların devam ettiğini kaydeden Kurtulmuş, TBMM'de kullanılan araçların envanterden çıkarılarak elektrikli araçların alındığını; böylece tasarrufun daha ciddi şekilde sağlanmasının amaçlandığını söyledi.
Kurtulmuş, Florya Atatürk Deniz Köşkü ve Sosyal Tesislerinin yenilenmesi çalışmalarının TOKİ tarafından ekim ayında başladığını, bu alanın mayıs ayında hizmete girmesinin planlandığını bildirdi.
Dijital parlamento kapsamında yüzde 76 oranında kağıt tasarrufu sağladıklarını kaydeden Kurtulmuş, bundan sonraki süreçte de dijital parlamentoyu destekleyeceklerini vurguladı. Kurtulmuş, "Parlamentoda yapay zekanın kullanılmasıyla ilgili çalışma yürütüyoruz. Başta tutanak hizmetleri olmak üzere çok seri bir şekilde sonuç alabilecek yapay zeka uygulamalarından istifade edeceğiz." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, TBMM'nin 2025 yılı bütçesinin, 2024 yıl sonu harcama tahminleri dikkate alınarak hazırlandığını belirterek, Meclisin 2025 yılı bütçesinin 17 milyar 817 milyon 190 bin Türk lirası olduğunu kaydetti.
Malkoç: Verdiğimiz kararlar, idarelerin uygulamalarını değiştirdi
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç da görüşmeler kapsamında Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) bütçesine ilişkin sunum yaptı.
KDK'de yeni bir vizyon oluşturduklarını ifade eden Malkoç, 236 bin 532 şikayet başvurusu aldıklarını, 78 bin 123 başvuruda tavsiye kararı verildiğini bildirdi.
Bazı başvuruların da dostane çözüm yoluyla sonuçlandırıldığını anlatan Malkoç, vatandaşlarla yüz yüze görüşmeler yaptıklarını aktardı.
Şeref Malkoç, "Verdiğimiz kararlar, idarelerin uygulamalarını değiştirdi. Kararlara uyma oranında şu anda yüzde 80'i yakaladık. Böylece yüz binlerce insanımızın sorunlarını, sıkıntılarını mahkemesiz çözerek yargıya destek olmaya, idari yargının yükünü hafifletmeye çalıştık." diye konuştu.
Sayıştay Başkanı Metin Yener de sunumunda, yapılan denetimlere ilişkin bilgi verdi.
Geçen yıl mahalli idarelerle ilgili denetimlerde 20 il özel idaresinin, 30 büyükşehir belediyesinin ve 167 ilçe belediyesinin de denetlendiğini dile getiren Yener, bu yıl siyasi partilerle ilgili 33 raporun Anayasa Mahkemesine gönderildiğini belirtti
"Terörün tamamıyla Türkiye'nin gündeminden kalktığı bir Türkiye'yi kurmak da TBMM'nin vazifesidir
Kurtulmuş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan gelişmelerin TBMM'ye yüklediği önemli sorumluluklar olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'nin (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesine yönelik saldırının, zamanlaması ve mekan seçimi itibarıyla Türkiye'nin, yeni bir dönemin başlangıcında, Cumhuriyet'in ikinci asrında yeniden terör sarmalının içerisine girmesi için planlandığını belirtti. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bu terör karşısında hem milletimiz birlik beraberlik içerisinde bütünleşmiş hem de gerekli tepkiyi ortaya koymuştur. Özellikle siyonizmin arz-ı mevud planlarının adım adım gerçekleştirilmeye çalışıldığı, bunun sonuçlarının da alınmaya başlandığı bu dönemde, Türk milleti olarak hep beraber güçlü bir şekilde birlik beraberlik tablosunu ortaya koymak zorundayız. Terörün olmadığı, terörün tamamıyla Türkiye'nin gündeminden kalktığı bir Türkiye'yi kurmak da TBMM'nin vazifesidir. Bunun için siyasi farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak, bu konudaki ortak zemini tahkim etmek mecburiyetindeyiz."
"Türkiye Cumhuriyeti'ni çok daha kuvvetli bir noktaya hep beraber taşıyacağız"
Meclis Başkanı Kurtulmuş, terörün ortadan kalkması için önemli bir görevin de siyasi partilerin üzerine düştüğünü vurgulayarak, "Dünyanın hiçbir yerinde bir eli sandıkta bir eli silahta siyaset olmaz." dedi.
Siyasi partilerin tamamının terörle arasına mesafe koyması; Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne ve milletin geleceğine kast eden terör örgütlerine, onların arkasındaki siyasi zihniyete karşı da ortak bir zeminde buluşulması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, ülkelerin terör örgütlerine destek vererek nasıl siyasi dizaynlar yaptıklarını bildiklerini belirtti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bizim, bu oyunu çevirmemiz, tersine döndürmemiz ve kendi içimizde birliği bütünlüğü sağlamamız gerekir. Bunun yolu da Türkiye'de etnik mezhebi, siyasi, felsefi ve yaşam tarzı bakımından bütün farklılıkları bir tarafa bırakmak ve aynı milletin fertleri olduğumuz, aynı medeniyetin, aynı coğrafyanın insanları olduğumuz bilinciyle Türkiye Cumhuriyeti'ne sıkı sıkıya sarılmamızdır.
Terör örgütlerinin sırtını sıvazlayanlar, terörü bir dış politika kartı haline getirenler esasında bu memlekette ve birçok çevre ülkede iki fay hattı üzerinden hareket etmeyi kendileri için bir siyasi hedef olarak görüyorlar. Bunlardan birincisi, etnik farklılıklar üzerinden ayrışmaların sağlanması, ikincisi ise mezhep farklılıkları üzerinden ayrışmaların ortaya konulmasıdır. Her kim mezhep ya da etnik farklılıklar üzerinden ayrışmayı ortaya koyuyorsa, hiç şüphesiz emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor demektir. Bu bakış açısı içerisinde gerçekten önümüzdeki hassas dönemde, milli birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirmek için farklılıklarımızı zenginlik aracı olarak görecek ve inşallah Türkiye Cumhuriyeti'ni ikinci asrında çok daha kuvvetli bir noktaya hep beraber taşıyacağız."
Komisyonda, görüşmelerin ardından yapılan oylamada TBMM, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştayın 2025 yılı bütçeleri kabul edildi.
"Soru önergeleri bekletilmeden TBMM Başkanlığınca bakanlıklara gönderiliyor"
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Meclis Başkanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, kaba ve yaralayıcı dil bulunduğunda yazılı soru önergelerinin sahibine iade edildiğini dile getirerek, bu konuda İçtüzük'teki ilgili maddeyi okudu.
Meclisteki sözleşmeli personelin hiçbirisiyle ilgili dönem sonunda giriş-çıkış işlemi yapılmadığını söyleyen Kurtulmuş, "Bir tane işçiye bile böyle bir şey yapılmamıştır." ifadesini kullandı.
Soru önergelerinin bekletilmeden TBMM Başkanlığınca bakanlıklara gönderildiğini anlatan Kurtulmuş, göreve başlamasından itibaren bu konuda üç kez bakanlıklara yazı yazıldığını bildirdi.
Kurtulmuş, 28. Dönem milletvekillerinin yapabileceği en büyük katkılardan birisinin, yeni anayasa için gayret sarf edilmesi olduğunu vurguladı.
"Halkın beklentilerini karşılayacak anayasanın yapılması Meclisin vazifesidir"
Demokratik, katılımcı, kapsayıcı, kuşatıcı, güçler ayrılığı prensibini tahkim etmiş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili varsa birtakım eksiklikleri de tamamlayan, yetki ve denetim mekanizmalarının iyi kurulduğu özgürlükçü anayasanın yapılmasının TBMM'nin görevi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Meclis Başkanı'nın elinde bir madde bile hazırlanmış anayasa metni yoktur ve ben bugüne kadar sadece sürecin daha sağlıklı yürütülebilmesi için hiçbir yerde, hiçbir şekilde anayasanın maddeleriyle ilgili tartışmanın ya da konuşmanın içerisinde olmadım. Dolayısıyla Meclis Başkanı olarak süreci, şeffaf, açık, hem siyasi partilerin bütün müktesebatları ortaya koyabilmeleri hem sivil toplumun, üniversitelerin, akademik çevrelerin müktesebatı ortaya koyabilmesi için bu süreci yürütmekle kendimi yükümlü hissederim. Buna olumlu katkım olursa da millete karşı vazifemizi yerine getirmiş olduğumuza inanırım. Anayasa konusunda ön yargısız olarak partilerle yaptığımız görüşmelerde de ifade ettik, ön yargısız olarak bu sürecin yürütülmesi, herkes eteğindeki taşları döksün, kim ne söylüyor, ne istiyorsa... Tekraren söylüyorum, anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili tartışmaları gündeme getirmeden ülkenin, devletin, milletin bağımsızlığını, bütünlüğünü ve kurucu ilkeleri göz önüne alarak Türkiye'nin yeni döneme ilişkin beklentilerini karşılayacak, halkın beklentilerini karşılayacak bir anayasanın yapılması bu Meclisin hem vazifesidir hem de üzerinde büyük bir ödevdir diye düşünüyorum."
Ön yargılar üzerinden anayasa süreçlerinin yürütülmemesinin en doğru ve sağlıklı yol olduğunu dile getiren Numan Kurtulmuş, "Benim anayasanın üçüncü maddesinin kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir teklifte bulunduğum meselesi tamamen bir çarpıtmadan ibarettir." dedi.
Gazi Üniversitesi Akademik Yıl Açılış töreninde yaptığı konuşmayla ilgili de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Gazi Üniversitesinin açılış töreninde, akademik bir ortamda anayasayla ilgili genel konuları konuştuktan sonra tekraren söylüyorum, hiçbir şekilde madde içerikleri üzerinde konuşmadığım bir konuşmanın en sonunda diyorum ki (Anayasaların nasıl olduğu, içerisindeki maddelerin ne olduğu kadar önemli iki konuya kadar dikkatinizi çekerek sözlerimi tamamlamak istiyorum.)"
Kurtulmuş, konuşmasının metni ve görüntülerini paylaşabileceğini belirterek, şunları ifade etti:
"O cümlenin bir iki cümle üstünde de 'İlk dört madde zaten tartışılmazdır Mecliste', bunu nerede söylüyorum? Meclis'teki Başkanlık Divanındaki arkadaşlarımızla yemek yiyorum, herhalde 7-8 ay evvel dört madde meselesi gündeme geldi, ben de döndüm tek tek Meclisteki partileri temsil eden Başkanlık Divanı'ndaki arkadaşlarımıza sordum. Başkanlık Divanı'nda bütün partileri temsil eden arkadaşlarımızın tamamına yakını 'Dört maddeyle ilgili en ufak tartışmamız yoktur' dediler. Bu anayasayı parlamentonun yapacağına göre, parlamentonun neredeyse tamamına yakını ilk dört maddeyle ilgili bir tartışmanın içerisinde olmadığına göre, 'Allah aşkına bu dört madde tartışmasını nereden çıkarıyorsunuz?' dedim."
"En ufak tereddüdümüz yoktur"
Çok kez değiştirilmiş olmasına rağmen 12 Eylül darbe anayasasının ruhunun halen metinlerin içinde bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, bu ruhun metinlerde var olmasından, değiştirilmemesinden rahatsızlık duyduğunu vurguladı.
Numan Kurtulmuş, 18 Eylül 1982 tarihli Danışma Meclisi tutanaklarını okudu.
Darbe anayasasının ruhundan Türkiye'nin kurtulması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Ne ülkenin bölünmez bütünlüğüyle ne milletin devletiyle birlikte birlik ve beraberlik içerisinde yaşamasında en ufak tereddüdümüz yoktur. Bırakın bir siyasetçi olmayı, rahmetli dedesi yedi cephede savaşmış, vücudunda İstiklal Harbi sırasında iki kurşun yarası olan birisinin, ismini taşıdığım emekli binbaşı Numan Kurtulmuş'un torunu olarak bu tartışmaların içerisinde neredeyse bir 'vatan haini' şeklinde tanımlamaların yapılmasını da asla kabul etmediğimi söylüyorum. Bir siyasetçi olarak her türlü eleştiriyi kabul ederim, herkesin söylediği şeyi dinlerim ama kimsenin kalkıp vatan haini muamelesi yapmasına ne müsaade ederim ne de kimsenin böyle bir hakkı, hududu olamaz. Anayasa meselesinin Türkiye'de gerçekten yeni bir başlangıç olarak görmek, toplumsal talepleri karşılayabilecek, milli birlik ve bütünlüğümüzü sağlayacak imkan olarak görmenin şart olduğunu, böyle bir fırsatın, imkanın önümüzde olduğunu, bu imkanı gerçekleştirmenin de sorumluluğunun 600 milletvekili arkadaşımıza ait olduğunu hatırlatmak isterim."
Partilerin anayasa konusunda çalışmasının olumlu sonuçlar oluşturacağını dile getiren Kurtulmuş, herkesin anayasayla ilgili fikirlerinin olgun ve demokratik ortamda tartışılmasını sağlayacak zeminin oluşmasına katkıda bulunacağını söyledi.
Kurtulmuş, halkın tamamına yakınının Cumhuriyetin kurucu ilkeleriyle probleminin bulunmadığını ifade etti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.