Dolar
41.70
Euro
48.62
Altın
3,984.44
ETH/USDT
4,515.90
BTC/USDT
122,227.00
BIST 100
10,814.11
Kültür

İznik Çini Fırınları kazısında şapel ve Osmanlı hamamı kalıntıları bulundu

Bursa'nın İznik ilçesindeki Çini Fırınları arkeolojik kazı ve araştırma çalışmalarında, Bizans dönemine ait şapel (küçük kilise) ve Osmanlı hamamı kalıntıları bulundu.

Büşra Nur Yılmaz  | 07.10.2025 - Güncelleme : 07.10.2025
İznik Çini Fırınları kazısında şapel ve Osmanlı hamamı kalıntıları bulundu Fotoğraf: Saliha Nur Köksal(AA

Bursa

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, İstanbul Üniversitesi desteğiyle devam eden İznik Çini Fırınları bilimsel kazıları, 41 yıldır devam ediyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Genellikle çini fırınları ile Osmanlı dönemi ağırlıklı çini ve seramik parçalarının bulunduğu kazılarda, Bizans dönemine tarihlenen 5,5 metreye 5,2 metre büyüklüğünde bir şapel ile Osmanlı dönemine ait bir hamamın kalıntılarına rastlandı.

Şapelin olduğu alanda, Bizans dönemi seramikleri, cam ve madeni eşyaların yanı sıra lahit ve çeşitli mezarlar da bulundu.

Bu arada, kazı alanında gün yüzüne çıkan ve İznik'in bir çini, seramik üretim merkezi olduğunu dünyaya kanıtlayan buluntular için kazı evinde titiz bir çalışma yürütülüyor.

Numaralandırılarak tek tek temizlenen çini ve seramik parçaları, daha sonra uzman ekiplerce yapıştırılıp birleştiriliyor. Ölçüleri alınıp bilgi fişleri hazırlanan buluntular, belgeleme işinden sonra teşhir edilmek üzere İznik Müzesi'ne teslim ediliyor.

"Açık hava müzesi halinde ziyarete açmayı planlıyoruz"

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Belgin Demirsar Arlı, AA muhabirine, "belediye hamamı doğusu" şeklinde isimlendirdikleri alanda 1984 yılından bu yana bilimsel kazı yapıldığını anlattı.

Çok küçük bir bölgede başlayan arkeolojik çalışmaların kamulaştırmalarla 4 dönümlük bir alana ulaştığını belirten Arlı, bu alanın Osmanlı dönemine ait çok kapsamlı büyük bir çini atölyesini barındırdığını belirtti.

Arlı, kazı alanında bu yıl itibarıyla 11 fırın ateşhanesinin olduğunu ifade ederek, bunları düzenli bakımları ve geçici örtüleriyle gelecek nesillere sağlam şekilde ulaştırmayı başardıklarını söyledi.

İlçe merkezindeki kazı alanının çevresinin yol ve birkaç evle çevrili olduğunu aktaran Arlı, "Önümüzdeki yıllarda kazılmayan yerlerin kazısını yapıp ondan sonra alanın üstünü fonksiyonel örtü sistemiyle örtüp canlandırmalarıyla, fırın kesitleri ya da maketleriyle bir açık hava müzesi halinde ziyarete açmayı planlıyoruz." diye konuştu.

"En erkeni 2. yüzyıla tarihlenen kitabeli parçalar var"

Arlı, çok katmanlı bir alanda çalıştıklarını, en erken tabakanın Roma dönemine ait olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Alanda bir şapelimiz var, Bizans döneminden. Aslında bir ana kilise ve onun kuzeyinde yer alan bir şapel. Ana kiliseye göre, şapel daha iyi durumda. Bütün seramik, çini üretilen yerlerde su, en önemli unsurdur. Alanımız da doğal olarak bu su yolları üzerine kurulmuş. Roma döneminden bir su altyapısı var. Üzerine kilise ve şapel inşa ediliyor. Onun üzerinde de Osmanlı dönemi atölye yapıları. Şapelin narteks (ana mekana açılan giriş bölümü) kısmında su yollarını görüyorsunuz. Şapelin tarihlendirilmesini, batı tarafımızdaki Ayasofya'ya göre yapıyoruz. Zaten birtakım zemin döşemeleri, onunla çok örtüşüyor. Bu yapıyı, kaynaklardan tanıdığımız Keramon Manastırı'nın bir parçası olarak değerlendirdik. Yayınlardan hiç tanımıyoruz bu yapıyı ama kaynaklardan 9. yüzyılda varlığını biliyoruz. Bu, çok önemli bir buluntu. Devşirme malzemelerle en erkeni 2. yüzyıla tarihlenen kitabeli parçalar var, bema (basamak) ile naos kısmının ayrımında kullanılan. Bizans dönemi 2. yüzyıldan 13. yüzyıl sonuna kadar buluntularımız var."

Şapelle ilgili bilgi veren Arlı, "Şapelin ölçüsü, 5,5 metreye 5,2 metre. Apsis (içten yarım daire planlı, üzeri yarım kubbeli mimari unsur) kısmında, zeminde 'opus sectile' dediğimiz küçük renkli mermer parçalarıyla oluşturulmuş bir zemin dokusu var. Şapelin zemini, Bizans döneminde adet olduğu üzere mezarlara ayrılmış. Zemin kırılarak içine mezarlar yerleştirilmiş. Burada süslemesiz de olsa lahit şeklinde, taş kapaklı bir mezar; bu mezardan bir erkek, bir kadın ve bir çocuk iskeleti çıktı. Kapağı Osmanlı döneminde kırılmış. Bunun dışında da başka mezarlar ve tuğla örtülü mezarlar mevcut. Söz konusu alanda Osmanlı öncesine dayanan Bizans dönemi seramikleri, çok yoğun. Bizans dönemi sırlı seramikleri açısından zengin bir alan." ifadelerini kullandı.

Arlı, şapelin doğu yönünde ve daha üst tabakada Osmanlı dönemine tarihlenen küçük bir hamam yapısının da bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu, maalesef şu an parsel sınırlarımızın ötesine doğru devam ediyor ama buluntularımız, oranın hamam olduğunu kanıtlamak için yeterli. Bunun atölyede çalışan ustaların yıkandığı küçük bir hamam olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan çok önemli bir mimari buluntu." şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.