Dolar
42.35
Euro
48.90
Altın
4,077.71
ETH/USDT
2,989.90
BTC/USDT
90,642.00
BIST 100
10,903.91
Kültür

Emine Erdoğan: Sof kumaşının dokumasındaki ustalık onu dünyaca tanınan bir kumaş haline getirmiştir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Sof kumaşının desenlerindeki zevkiselim ve dokumasındaki ustalık, onu 16. ve 17. yüzyıllarda dünyaca tanınan bir kumaş haline getirmiştir." dedi.

Yasemin Kalyoncuoğlu  | 19.11.2025 - Güncelleme : 19.11.2025
Emine Erdoğan: Sof kumaşının dokumasındaki ustalık onu dünyaca tanınan bir kumaş haline getirmiştir Fotoğraf: Mustafa Öztartan/AA

Ankara

Emine Erdoğan'ın himayesinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde düzenlenen "Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu" sergisi açıldı.

Programda konuşan Emine Erdoğan, sof kumaşın Ankara'nın taşına, toprağına sinmiş bir hafıza, asırlara yayılmış bir kültür birikimi olduğunu belirtti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara Kalkınma Ajansı ile Ankara El Sanatları ve Tasarım Merkezinin unutulmaya yüz tutmuş bu mirası büyük emekle hayata döndürdüğünü belirten Erdoğan, onu müze vitrinlerinden çıkarıp usta ellerle buluşturduklarını, medeniyete karşı takdire şayan bir vefa örneği gösterdiklerini söyledi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Emine Erdoğan, emeği geçenleri içtenlikle kutladığını belirterek, "Biliyorum ki bu büyük çaba, millet olarak köklerimizi diri tutmak, bizi biz yapan özümüzü ve kültürümüzü geleceğe taşımaktır. Ayrıca, projede yer alarak 'sof dokuma usta öğretici' ünvanı kazanan hünerli kadınlarımızı gönülden tebrik ediyorum. Ankara'nın sof mirası artık onlara emanettir." diye konuştu.

Küreselleşen dünyada kültürel değerlerin bir bir gündelik yaşamdan silindiğine dikkati çeken Erdoğan, tıpkı Ankara'nın bir zamanlar dillere destan sof kumaşının ve her göreni kendine hayran bırakan tiftik keçilerinin önce nostaljiye, sonra hatırlanması bile mümkün olmayan yitik birer hazineye dönüştüğünü vurguladı.

Ankara'ya gelen seyyahların bu hayranlığı seyahatnamelerinde kaleme aldıklarını ve sof kumaşın zarafetini övmekle bitiremediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Mesela 1618'de Ankara'da bulunan Polonyalı bir seyyah, 'Buradaki şehir halkının hepsi sofçulukla uğraşır, iyi cins sof dünyanın her tarafına buradan dağılır.' diye yazmıştır. 1640'larda Ankara'ya gelen Evliya Çelebi, 'Bu kumaş Ankara'ya özgüdür, dünyanın hiçbir yerinde üretme olanağı yoktur. Kadın-erkek herkesin işi, tiftikten kumaş dokumaktır.' Hatta 'Ankara'dan eğrilmiş iplik alalım, Fransa'ya götürelim, tiftik kumaşı üretelim dediler ama dokudukları şey yine sof olmadı.' diye ifade eder.

Tarih boyunca pek çok seyyah ve tüccarın uğrak yeri olan Ankara ve çevresinin üretim ve ticaret faaliyetleri, üç yüzyıl boyunca sof üretimi etrafında şekillenmiştir. Sof kumaşının desenlerindeki zevkiselim ve dokumasındaki ustalık, onu 16. ve 17. yüzyıllarda dünyaca tanınan bir kumaş haline getirmiştir. Bilhassa İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde çok rağbet görmüş, seçkin çevrelerin ve kent kültürünün ayrılmaz parçası olmuştur. Bunlar sadece tarihi notlar değil, Ankara'nın yüzyıllar boyunca taşıdığı gururun kayıtlarıdır. Görüyoruz ki tiftik keçisi ve sof kumaşı, Ankara'nın alametifarikalarıdır. O nedenle bugün dokuma tezgahlarında tekrar sof kumaşı dokumak, 'medeniyetimizin ruhunu, başarısını, kimliğini ve belleğini dokumak' demektir."

"Bir kumaşın yüzeyine dokunduğunuzda büyük kültür haritasına da dokunursunuz"

Emine Erdoğan, dokumaların, kumaşların, hayat yolculuğunun eşlikçileri olduğunu, her başlangıç, her son ve her dönüm noktasının dokumalarla anlam bulduğunu söyledi.

Kına gecesinden sünnet törenine kadar her geleneğin hikayesinin kumaşların diliyle anlatıldığını belirten Erdoğan, "Gelin duvakları yuva kurmanın bereketinin, dervişin sırtındaki hırka tevazu ve edebin, kaftan kudretin, öpüp başımıza koyduğumuz al bayrak aziz vatanın, seccadeler ise kutsalın lisanı olur. Bir kumaşın yüzeyine dokunduğunuzda, uzun bir medeniyet hikayesine ve büyük kültür haritasına da dokunursunuz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, bu nedenle 2021'de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının destekleriyle Türk Dokuma Atlası Projesi'ni hayata geçirdiklerini anımsatarak, Selçuklu ve Osmanlı dönemi boyunca dünyada "Türk Kumaşı" adıyla nam salmış, dokuma kültürünü oluşturan değerleri tek tek ele aldıklarını, 7 bölgedeki dokumaları araştırdıklarını, tespit ettiklerini ve kimliklendirdiklerini bildirdi.

"Kültürel miras savunuculuğu, hepimiz için bir misyon ve vefa borcudur"

Emine Erdoğan, geçen yıl ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla "Anadolu'dakiler Projesi"ni başlattıklarını da anımsatarak, şunları ifade etti:

"İstedik ki ilk dokumanın yapıldığı, ilk ekmeğin piştiği, ilk parşömenin üretildiği, ilk resmin çizildiği, ilk masalın anlatıldığı Anadolu'nun zenginliğini geleceğe aktaralım. Göbeklitepe'nin, Çatalhöyük'ün, Mezopotamya'nın insanlığa bıraktığı ortak mirası ihya edelim. Çünkü Anadolu, Hititlerden Romalılara, Selçuklulardan Osmanlılara kadar pek çok medeniyete ev sahibi olmuş kadim bir yurttur. O yüzden bizler, medeniyetimizi oluşturan, her ilmeği, her rengi, her motifi, her zanaatı korumalı ve yaşatmalıyız.

Kültürel miras savunuculuğu, hepimiz için bir misyon ve vefa borcudur. Yeri gelmişken zanaatlarımızın ve geleneksel sanatlarımızın, bilhassa gençler için tercih edilen birer kariyer seçeneği haline getirilmesi gerektiğini de ifade etmek isterim. Eğer geleneksel olanı, ruhunu ve özünü koruyarak modern tasarımlarla yorumlarsak, inanıyorum ki gençler de bu sanatlara kayıtsız kalmayacaktır ve böylece geleneksel sanatlarımız, yaşatılan birer miras haline gelebilecektir."

"Sof, o kadar özel bir kumaş ki, başlı başına bir zarafet şöleni sunuyor"

Emine Erdoğan, tüm dünyada yerel, otantik ve doğal ürünlere olan talebin günbegün arttığına, "yavaş ve sürdürülebilir moda"ya yönelik büyüyen bir ilginin olduğuna değindi.

İnsanların artık gardıroplarını açtıklarında evladiyelik giysiler görmek istediğini, etik, doğa dostu ve sürdürülebilir üretimi desteklediklerini belirten Erdoğan, bunun hem sof kumaşın hem de tüm Anadolu dokumalarının, hak ettikleri ilgiyi yeniden kazanmaları için bir fırsat olduğuna işaret etti.

Emine Erdoğan, "Sof, o kadar özel bir kumaş ki, ipeksi yapısıyla başlı başına bir zarafet şöleni sunuyor. Ayrıca, yazın serin, kışın sıcak tutan yapısı, neme karşı dirençli olması ve kırışmaması gibi özellikleriyle öne çıkıyor. İz Ankara Tasarım ve El Sanatları Merkezi'miz, halihazırda sof kumaşından şal, fular ve erkek atkısı üretiyor. Ayrıca, dantel, iğne oyası, keçe gibi geleneksel el sanatlarımızı sofla buluşturuyor." bilgisini paylaştı.

"Geleneksel sanatlarımızı birbiriyle konuşturmak ve çağın tasarım anlayışlarına cevap verir hale getirmek, gerçekten takdire şayandır." diyen Erdoğan, "Bu noktada moda tasarımcılarımıza ve tekstil sektörümüze de önemli sorumluluk düştüğü kanaatindeyim. Çünkü bizim gerçekten hem çok yetenekli tasarımcılarımız hem de büyük tekstil gücümüz var. Dolayısıyla yeni bir açılım yapmak ve Anadolu'dan dünya markaları çıkarmak bir hayal değil, ulaşabileceğimiz bir hedeftir. Bu anlamda Ankara sof kumaşı için atılan adımların ilham verici olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte medeniyetimizin kültür mirasını, evrensel kültürle tanıştıracak yeni projelerin yapılacağına yürekten inanıyorum." şeklinde konuştu.

Sof kumaşından kıyafetler defilede sunuldu

Emine Erdoğan, konuşmasının öncesinde 35 parçalık koleksiyondan oluşan "Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu Sergisi'nin açılışını yaparak ürünleri inceledi.

Konuşmaların sonrasında Erdoğan, sunuculuğunu Ebru Akel'in üstlendiği ve sof kumaşından 35 kıyafetin gösteriminin yer aldığı defileyi izledi.

Defilenin son kıyafetini, eski Türkiye ve dünya güzeli oyuncu Azra Akın davetlilere sundu.

Programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un eşi Sevgi Kurtulmuş, Ankara Valisi Vasip Şahin ve eşi Şeyma Şahin, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Duhan Kalkan, moda tasarımcıları, moda dergilerinin yayın yönetmenleri ve kadın giyim sektöründen firma temsilcileri katıldı.

Program sonrasında Emine Erdoğan ve davetliler aile fotoğrafı çektirdi.

Sergi ve defile sırasında Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin duvarlarına sof kumaşının yolculuğunu anlatan görüntüler yansıtıldı.

Geçmişten bugüne Anadolu'nun kültürel mirası sof kumaş

15. yüzyıldan itibaren Ankara'da tiftiğe dayalı dokuma sanayisinin gelişmesiyle Ankara keçisinden elde edilen tiftik ipliğinden üretilen sof kumaşlar yurt içinde ve dışında rağbet gördü.

Aradan geçen süreçte azalan ilgiyle sof kumaş kaybolmaya yüz tuttu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde ülke genelinde başlatılan "Dokuma Atlası" projesiyle sof kumaş yeniden hayat buldu.

Proje kapsamında Anadolu'nun önemli kültürel miraslarından olan sof kumaşın tanıtımının yapılması ve üretiminin canlandırılması için Ankara Olgunlaşma Enstitüsünce faaliyetler yürütüldü. Yapılan analizlerde, Enstitü tarafından üretilen sof kumaşın aslına en yakın sof kumaş olduğu tescillendi.

Bunun üzerine Ankara Valiliğinin 2022'nin aralık ayında Türk Patent Enstitüsüne yaptığı patent başvurusu kabul edildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Kalkınma Ajanslarınca sof dokuma kumaşının yaygınlaştırılması amacıyla bu kumaştan çeşitli ürünler üreten zanaatkarlara çeşitli destekler verildi.

"Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu" programına ev sahipliği yapan Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Anadolu Medeniyetleri Müzesi ise geçmişte sof kumaşın üretilip satıldığı yerlerden biri olarak, bu kültürün yaşatılmasında simgesel öneme sahip bulunuyor.

Kurdele nakışından tel kırmaya 35 parçalık koleksiyon

Ankara'nın kadim dokuma geleneğini çağdaş tasarımlarla buluşturan “Zamansız Zarafet: Sof Dokumanın Yeniden Doğuşu" koleksiyonu, Ankara Valiliği İz Ankara Tasarım ve El Sanatları Merkezi'nde hazırlandı.

Bu koleksiyon, Ankara tiftik keçisinin ipeksi tiftiğinden dokunan, coğrafi işaret tescilli sof kumaşın yeniden yorumlanmasıyla oluşturuldu.

Toplamda 35 parçadan oluşan koleksiyonda, çarpana, suzeni, tel kırma, kurdele nakışı, filkete oyası, punch, ebru ve halkar gibi geleneksel el sanatları, el eğirmesi, doğal boyama ve sıfır atık yaklaşımlarıyla birleşti.

Her biri ustalıkla işlenmiş bu tasarımlar, Anadolu'nun sabırla dokunan zarafetini bugünün estetiğiyle yeniden canlandırarak, geçmişin ruhunu bugünün çizgisine taşıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.