Dolar
38.53
Euro
43.79
Altın
3,272.77
ETH/USDT
1,792.60
BTC/USDT
94,171.00
BIST 100
9,078.43
Gündem

İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 3 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 52 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor.

Emrah Gökmen, Hasan Hüseyin Kul, Ümit Türk  | 28.04.2025 - Güncelleme : 28.04.2025
İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor

İstanbul

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.

Soruşturma kapsamında 53 şüpheli hakkında verilen gözaltı kararının ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince İstanbul, Ankara ve Tekirdağ'da düzenlenen operasyonda yakalanan 52 şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde ifade işlemlerine başlanan 52 zanlının yarın adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Firari zanlının yakalanması için ise çalışmalar devam ediyor.

Öte yandan soruşturma kapsamında gözaltına alınan İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu'nun emniyette verdiği ifadeye ulaşıldı.

Kasapoğlu, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü polislerine verdiği 17 sayfalık ifadesinde, aylık gelirinin 220 bin TL olduğunu belirtti.

İfadesine başlamadan önce kendisine, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyip istemediğine ilişkin soru üzerine Kasapoğlu, "Hayır, kabul etmiyorum. Herhangi bir suç işlediğimi düşünmüyorum." beyanında bulundu.

Düzce'de bir evi ve arabası olduğunu aktaran Kasapoğlu, herhangi bir firmanın resmi ya da kayıt dışı sahibi, yöneticisi olup olmadığına ilişkin soru üzerine de memur olması nedeniyle böyle bir durumun söz konusu olmadığını savundu.

İBB tarafından ürün hizmet alımı veya satımı amacıyla gerçekleştirilen ihalelere katılıp katılmadığı, süreçlerinde yer alıp almadığına ilişkin soruya Kasapoğlu, "Hayır, yoktur. Halen belediyede memur olarak görev yapmaktayım." yanıtını verdi.

Kasapoğlu, verilen bir şikayet dilekçesinde kamu reklam alanıyla ilgili mevzuata aykırı uygulamalar yapıldığı ve bu suretle kamu zararına sebep olunduğu iddialarına ilişkin soruya, "Ben 2019 yılı itibarıyla İBB'ye Özel Kalem Müdürü olarak atandım. Özel Kalem Müdürü olarak görevim belediye başkanımızın talimatıyla, belediyedeki diğer birimlerle belediye başkanımızın koordinasyonunu sağlamak, toplantılarını planlamak, randevularını organize etmekten, yurttaşlarımızla görüştürmekten sorumluyum. Yukarıda bana sorulan hususlar görevimle bağlantılı değildir, alakam da yoktur." beyanını verdi.

260 milyon 755 bin 555 liralık kamu zararı soruldu

Şüphelilerden İBB eski Genel Sekreter Yardımcısı ve Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı Mehmet Çakılcıoğlu ise ifadesinde, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü polislerine verdiği 27 sayfalık ifadesinde aylık gelirinin 175 bin lira olduğunu söyledi.

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemediğini belirten Çakılcıoğlu, özgeçmişinin sorulması üzerine, 2014-2019 yılları arasında Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde bulunduğunu, 2019'da İBB'de 11 ay boyunca Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalıştığını, şu anda ise İBB'de organize sanayi bölgeleri ve esnaf odalarıyla ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.

İBB tarafından ürün hizmet alımı veya satımı amacıyla gerçekleştirilen ihalelere katılıp katılmadığına, süreçlerinde yer alıp almadığına ilişkin soruya Çakılcıoğlu, "İBB'ye ait gerçekleştirilen hiçbir ihaleye katılmadım." yanıtını verdi.

Çakılcıoğlu'na, şikayet dilekçesi, üçüncü bir şirkete para aktarılması, reklam alanlarının izinsiz kullanımına göz yumulması ile mülkiye müfettişleri, emniyet ve bilirkişi heyetlerince yapılan tespitler soruldu.

Buna göre müşteki Sedat K., şikayet dilekçesinde, bir reklam şirketinin Ekim 2019 öncesinde izin verilen Beşiktaş'taki reklam alanının, İBB tarafından "İstanbul Reklam İlan ve Tanıtım Yönetmeliği" gerekçe gösterilerek kullandırılmadığını, şirkete ait reklam panolarının zabıta tarafından sökülerek kaldırıldığını, söz konusu uygulamanın başka şirketlere yapılmadığını belirtti.

İBB zabıtası tarafından Kadıköy'de reklam ilanının kaldırılmak yerine üzerinin örtülerek "Herhangi bir uygulamaya rastlanılmadığı" yönünde gerçeğe aykırı belge düzenlendiğini anlatan müşteki, daha sonra örtünün kaldırılarak mevzuata aykırı izinsiz reklam unsurlarının yerinde kalmasına göz yumulduğunu anlattı.

Mecidiyeköy-Gayrettepe arasında bulunan reklam alanlarının ilgililere ecrimisil alınarak kullandırıldığı ve İstanbul'un birçok yerinde aynı uygulamanın yapıldığını kaydeden müşteki, "İBB şirketleri olan Kültür AŞ ve Medya AŞ ile gayrimeşru işlemlerle anlaşan şirketlere yasa dışı talimatlar ile keyfi uygulamalar yapıldığı, ilgili yönetmeliğe göre izin alınması mümkün olmayan inşaat ve binalardaki reklam panolarına İBB Başkanının talimatı ile danışman Murat Ongun ile Ertan Yıldız, Kültür AŞ eski Genel Müdürü Serdal Taşkın ve zabıtadan sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı'nın gayrimeşru talimatlarıyla, yasa dışı reklam uygulamalarına izin verildiği gibi cezai müeyyide uygulanmadığı, Serdal Taşkın, Salih Subaşı ile BVA, SEV Medya, 3. MECRA, KENTVİZYON, Vizyonkent, Panoffect.... gibi şirketlerin sahipleri ve yöneticilerinin işbirliği içinde olduğu, gayri resmi izinler, yasa dışı protokoller, gerçek olmayan reklam işlerine usulsüz paralar ödendiği, ecrimisiller tahsil edildiği, Kültür AŞ ve Medya AŞ'nin usulsüzlüklere kılıf yapıldığı, bu suretle 260 milyon 755 bin 555 lira ve KDV kamu zararına sebep olunduğu ve şirket sahiplerine haksız kazanç sağlandığı" iddiasında bulundu.

Bu tespitler doğrultusunda Çakılcıoğlu'na, "İzin süreçlerinin geciktirilmesi, zora sokulması, Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığınca mevzuata aykırı ecrimisil bedeli tahsili, Kültür AŞ ve Medya AŞ tarafından yasa dışı para tahsili akabinde üçüncü bir şirkete para aktarımı, reklam ünitelerinin izinsiz kullanımına göz yumulması eylemlerinde sorumluluğunuzun bulunduğu bildirilmiştir. Yukarıda tarafınıza okunan eyleme konu ürünlerin ihale sürecini, ihale sonrası denetim yapılıp yapılmadığını, Genç Popülist Medya şirketine herhangi bir para aktarımı yapılıp yapılmadığını açıklayınız." sorusu yöneltildi.

Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı biriminin görev süresince kendine bağlı olmadığını belirten Çakılcıoğlu, şunları kaydetti:

"Görev süremin büyük çoğunluğu pandemi dönemine denk gelmiştir. Bu dönemde dönüşümlü çalışma ve pandemi önlemleri nedeniyle olağan dönemden daha uzun süreçler yaşanmıştır ancak herhangi bir şekilde, özellikle işlemlerin aksatılması gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Bana bağlı olan birimlerin çokluğu, iş yoğunluğu nedeniyle her daireye gelen her bir işlemle ilgili ayrı ayrı takip etmem ve bilgi sahibi olmam mümkün değildir. Ben üst düzey amir olarak, müdür ve daire başkanları tarafından onaylanmış olan evrakları görür ve hızlı bir şekilde onaylarım."

Çakılcıoğlu, yasa dışı para tahsili akabinde üçüncü bir şirkete para aktarımı, reklam ünitelerinin izinsiz kullanımına göz yumulması suçlamalarını reddetti.

Vaniköy'deki "kaçak villa" olayında rüşvet aldığı iddialarını reddetti

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan İstanbul İmar İnşaat AŞ Eski Genel Müdürü ve CHP Zeytinburnu Belediye Başkan adayı Onur Soytürk'e de emniyetteki ifadesinde, dosyadaki şikayetçi ve tanık beyanları ile yaptığı telefon görüşmeleri soruldu.

Buna göre, soruşturma kapsamında ifadesi alınan tanık T.E. şunları kaydetti:

"Elçin Karaoğlu ismi Vaniköy'deki kaçak villa olayında da gündeme geldi. Bu olayda belediyeye 10 milyon dolara yakın rüşvet verildi. Elçin'e işi S.A. isimli kişi getirdi. Daha sonra işin içine mezarlıklar müdürü A.K. ve Zeytinburnu Belediye Başkan adayı Onur Soytürk girdi. 30 milyon lira S'ye verildi. Bunun üzerine S. kendisine lüks audi A6 ya da A8 model araç aldı. 5 milyon lira A.K'ye verildi. Geri kalan paranın ise Onur Soytürk tarafından ... isimli bankanın Atina şubesine, kayınpederi adına yatırıldığını duydum. Parayı sınıra kadar belediyenin cenaze aracıyla taşımışlar. Olay ortaya çıkınca ve bina yıkılınca Rusların, Elçin'e baskı yapmaya başladığını duydum. Daha sonra S.A'nin İmar AŞ'ye danışman olarak atandığını öğrendim."

Soytürk ise cevabında, "İddialar tamamen asılsızdır. Bu konuya herhangi bir dahilim olmamıştır. Kayınpederim 2021 yılında vefat etmiştir, bildiğim kadarıyla Atina'da hiç bulunmamıştır. Benim de ...bankasında aktif bir hesabım yoktur, Atina'da bulunmadım. Böyle bir para transferine şahit olmadım." dedi.

Soytürk, yaptığı telefon görüşmelerindeki isimlerin arkadaşları olduğunu, bir kısmının da İBB çalışanı olmaktan dolayı tanıdığını belirterek, görüşmelerinin iş konularıyla alakalı olduğunu söyledi.

"Üzerime kayıtlı olmayan taşınmazı kullandığım iddiası doğru değil"

Yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan Kültür AŞ çalışanı Metin Bal da yasa dışı reklam tahsisleriyle kamuya yaklaşık 260 milyon liradan fazla zarar verildiği iddialarına ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığını savundu.

Bal, Kültür AŞ'deki görev tanımının sadece organizasyon ve planlama faaliyetleriyle sınırlı olduğunu belirterek, "İhale hazırlığı, yaklaşık maliyet hesaplaması, teknik şartname düzenlenmesi gibi süreçlerde görev almadım. İhale karar mekanizmalarında yetkim ve görevim yoktur." beyanında bulundu.

Üzerine kayıtlı 2 gayrimenkul bulunduğunu belirten Bal, "Üzerime kayıtlı olmayan bir taşınmazı kullandığım iddiası doğru değildir. Babamın üzerine kayıtlı bir evde ikamet etmekteyim." ifadelerini kullandı.

Beşiktaş'taki reklam alanlarının 2019 yılının Ekim ayı öncesinde izin alınmaksızın Universal Medya şirketi tarafından kullanıldığı, Kültür AŞ ve Medya AŞ yöneticilerinin bu sürece göz yumduğu, yasa dışı reklam tahsisleriyle kamuya yaklaşık 260 milyon liradan fazla zarar verildiği iddiaları yöneltilen Bal, "Yukarıda tarafıma okunan, okutulan olayla ilgili herhangi bir bilgim yoktur. İddialara ilişkin süreçlerin herhangi bir yerinde bulunmadım. Adı geçen firmalarla da herhangi bir bağım bağlantım yoktur." dedi.

Metin Bal, HTS kayıtlarında adının geçtiği birçok kişiyle iş gereği organizasyon planlaması amacıyla irtibat kurduğunu belirterek, soruşturma kapsamında gizli tanık beyanlarında isminin geçmesine ilişkin, "Bahsedilen toplantılara katılmadım, bahsedilen kişilerle ihale süreçlerine dair bir planlama yapmadım. Gizli tanıkların iddialarını kabul etmiyorum." beyanında bulundu.

Soruşturma dosyasındaki bazı doğrudan temin usulüyle yapılan alımlara ilişkin bilgi aktarılan Bal, çalıştığı birimde sadece organizasyonel işlerin planlamasının olduğunu, yaklaşık maliyet hesaplaması ve davetli firmaların belirlenmesi gibi süreçlerde bulunmadığını iddia etti.

Şüpheli Bal, Kültür AŞ ve Medya AŞ üzerinden yapılan bazı doğrudan alımlarda firmalar arasında usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin, "Bu iddialarla hiçbir bağlantım bulunmamaktadır. Tüm işlerimde görev tanımım dışına çıkmadım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Çalıştığım süreç boyunca görev tanımım belli bir çerçevedeydi. Herhangi bir yolsuzluk faaliyetine bilerek ya da bilmeyerek dahil olmadım. İddialarla alakam yoktur." ifadelerini kullandı.

İBB Eski Emlak Yönetimi Daire Başkanı Ali Ayçiçek'in emniyetteki ifadesi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik başlatılan yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan İBB Eski Emlak Yönetimi Daire Başkanı Ali Ayçiçek'in emniyetteki ifadesine ulaşıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması devam ediyor.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan İBB Eski Emlak Yönetimi Daire Başkanı Ali Ayçiçek, emniyette 72 sayfalık ifade verdi.

İfadesinde 24 Temmuz 2020 ile 18 Nisan 2022 yılları arasında İBB Emlak Yönetimi Daire Başkanı olarak görev yaptığını aktaran Ayçiçek, 18 Mart 2025'ten bu yana İBB Teftiş Kurulu'nda müfettiş olarak çalıştığını ve aylık gelirinin 200 bin lira olduğunu beyan etti.

Ayçiçek'e, İBB iştiraklerinden Kültür ve Medya AŞ tarafından bazı özel şirketlere verilen billboard, reklam ve pano ihalelerinde usulsüzlük yapıldığı, gerçek olmayan reklam işlerine usulsüz paralar ödendiği, mevzuata aykırı ecrimisiller tahsil edildiği ve bu yöntemlerle kamunun milyonlarca lira zarara uğratıldığı iddiaları soruldu.

Kültür ve Medya AŞ iştirakleriyle hiçbir bağı ve ilgisi bulunmadığını savunan Ayçiçek, söz konusu ihalelerin kendisinin görev yaptığı dönemle ilgili olmadığını öne sürdü.

Ayçiçek, reklam uygulamalarının şartname ve sözleşmelere uygunluğu konusunun, Emlak Yönetim Daire Başkanlığının yetki ve görev alanında olmadığını kaydetti.

Operasyon sırasında el konulan cep telefonundaki incelemede, "Enderun" adlı bir WhatsApp grubuna üye olduğu belirlenen Ayçiçek'e, bu gruba gönderdiği mesajlar soruldu.

Mesajlarda, şu ifadeler yer aldı:

"M. Abbas'a fazla önem atfetmişler. İşini bilmez bir çocuktu. İtiraf edebileceği bir şey olduğunu sanmıyorum ama o Maho çok tehlikeli. Dünyayı satar.

Dediğim gibi bir çalışana, çocuğa kurdurulan firmaya bu kadar ihale verilip sonra İmamoğlu İnşaat'a aktarılması, Ceylan soyadlıydı sanırım. 3 villa olayı ve Adem Soytekin ismi. Adam çulsuzun tekiymiş, şimdi çok zengin müteahhitlerden.

Murat Ongun'u alırlar önce. Onlar da yapıyordu, biz yapınca niye sıkıntı oluyor demekten vazgeçip kanunları egemen kılmak şart oldu. Aslında tam istediğimiz de bu değil mi?"

Ayçiçek, bu görüşmelerin kendisinin de dahil olduğu WhatsApp isimli uygulama üzerinden kurulan bir grupta geçtiğini anlatarak, "Bahse konu WhatsApp grubu, beraber 18 yıl müfettişlik yaptığım arkadaşlarımın üyesi olduğu gruptur. Bu bahse konu grupta bulunan arkadaşlarım, sosyal medyada gördükleri paylaşımları bu WhatsApp grubuna attılar. Bunun üzerine ben de bazı konularda yorumda bulundum. Bu konuşmalar mizah amaçlı aramızda yaptığımız konuşmalardır." ifadelerini kullandı.

Görevinin çoğunu müfettiş olarak geçirdiğini ve 24 yıllık bir kamu görevlisi olduğunu belirten Ayçiçek, "Bu dönemde hiçbir şekilde bir ceza, en ufak bir uyarı dahi almadım. Her daim görevimi layıkıyla yapmaya çalışıyorum. Bütün amacım devletimize ve milletimize bir fayda sağlamaktır. Çünkü kendimi bu devlete ve millete borçlu hissediyorum." beyanında bulundu.

İSKİ Çevre Denetim Dairesi Başkanı Adem Şanlısoy'un emniyetteki ifadesi 

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) Çevre Denetim Dairesi Başkanı Adem Şanlısoy'un emniyette alınan ifadesine ulaşıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması devam ediyor.

Bu kapsamda gözaltına alınan 52 şüpheliden biri olan Şanlısoy'un Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde 21 sayfalık ifade verdiği öğrenildi.

Şanlısoy, "İBB tarafından ürün/hizmet alımı veya satımı amacıyla gerçekleştirilen ihalelere katıldınız mı?" sorusuna, "İBB tarafından herhangi bir ihaleye ve ihale sürecine katılmadım. Ancak çalışmış olduğu kurum olan İSKİ de yanlış hatırlamıyorsam 2005 yıllarında tabela yaptırma ihalesine katılmış olabilirim. Bunun dışında herhangi bir ihale sürecinde bulunmadım. Teknik olarak 'İSKİ'nin İBB ihalesine katılması mevzuata uygun değildir.' diye biliyorum." beyanını verdi.

Şüpheli Şanlısoy'a, "Tanpa Madencilik" ile "Transport ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi" isimli firmanın sahibi müşteki M.E'nin "Pendik Kurnaköy'deki eski maden sahasının rehabilitasyonu için ilgili resmi kurumlara gerekli işlemleri yaptıklarını, başvurdukları İBB'nin ise zorluk çıkardığını, fiiliyatta ortağı olan İ.Ö'yü soruşturmada şüpheli Fatih Keleş'e yönlendirip para verirse talep hakkında karar vereceklerinin bildirildiğine" ilişkin iddiaları aktarıldı.

M.E'nin ara dönemde tanımadığı kişilerin kendilerine yönlendirildiği, "450 bin dolar vermesi halinde işinin çözüleceğini" söyledikleri, "Ben Fatih Keleş'i tanımam. Ancak iş yapan çoğu insan gibi ben de adını duydum. Kendisi İmamoğlu'nun kasası olarak bilinir ve belediyeyle işi olan insanlar Fatih Keleş'e para vermeden işlerini yapamazlar. Çevrede kafa kopartan Fatih diye anılır." şeklindeki beyanlarına Şanlısoy tarafından cevap verildi.

Müşteki M.E'yi, İSKİ'ye müracaat eden "Tanpa Madencilik AŞ" isimli firmanın sahibi olarak tanıdığını, söylediği şeylerin yalan ve iftira olduğunu, müştekinin 2021 yılında firmasının adıyla Pendik Kurna Mahallesi'ndeki parselde rehabilitasyon çalışması yapmak istediği için dilekçeyle izin istediğini kaydeden Şanlısoy, beyanına şöyle devam etti:

"Havza Mevzuatı doğrultusunda Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından bu parselde ruhsat yetkisinin ve rehabilitasyon projesi yapma yetkisinin kimde olduğu tarafımızca yazılı olarak soruldu. MAPEG cevabında, söz konusu firmaya 2018 tarihinde 1 yıl süre verilerek rehabilitasyon çalışmasını yapmalarını istediğini ancak adı geçen firmanın 1 yıl içinde sahada işletme güvenliğine yönelik tedbirlerin, çevre uyum çalışmalarının tamamlanmadığı hatta hiç başlamadığı ve verilen sürenin 2019 tarihinde sona erdiği bilgisini vermiştir. Buna istinaden talebe olumsuz görüş verilmiştir. Bu sefer Milli Emlak Daire Başkanlığı tarafından 2023 tarihinde söz konusu parselde rehabilitasyon amaçlı toprak dolgu yapılmak istendiğinden Tanpa Madencilik AŞ'ye kiralanmasına yönelik İSKİ görüşü sorulmuştur. Biz de 2023 tarihinde MAPEG'den yeniden sahanın ruhsat yetkisinin kimde olduğunu, Tanpa Madencilik AŞ'nin sahada yetkilendirilip yetkilendirilmediğini, daha önceki yazılarında adı geçen firmanın yetkisinin iptal edildiğinin bildirildiği yazısı da eklenerek rehabilitasyon projesi yapma yetkisinin kimde olduğu yeniden sorulmuştur. MAPEG cevabi yazısında, daha önce yazdığı gibi firmaya 2018 tarihinde bir yıl süre verilerek rehabilitasyon yapılmasını istedikleri ancak adı geçen firma süresi içinde sorumlulukları yerine getirmediğinden 2019 tarihinde ruhsat hukukunun sona erdiğini tekrar etmiştir. Ayrıca yazısında MAPEG, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 2021 tarihinde ilgili parsele ilişkin rehabilitasyon amaçlı dolgu döküm talebinin yapıldığını ve 2021 tarihinde İBB'ye uygun görüş verdiklerini, görüşün akıbetiyle ilgili olarak adı geçen belediyeden bilgi alınması gerektiğini ifade etmiştir. 2023 tarihli yazıyla İBB'ye konunun akıbetini sorduk. Bu alanda rehabilitasyon amaçlı bir tasarrufta bulunup bulunmayacakları konusunda kurum görüşü istenmiştir. İBB, söz konusu taşınmaz üzerinde rehabilitasyon amaçlı dolgu projesinin kendileri tarafından uygulanacağı bilgisini vermiştir. 2023 tarihinde Milli Emlak Daire Başkanlığı, İBB tarafından rehabilitasyon projesinin uygulanacağından bu projenin kamu kurumları tarafından yapılmasının daha doğru olacağı görüşünü bildirmiştir."

Bunun üzerine, 2023'te Valiliğe söz konusu projenin Tanpa Madencilik AŞ tarafından yapılmasının uygun görülmediğini belirten Şanlısoy, "Genel Müdür Yardımcımız Begüm Çelikdelen başkanlığında ilgili firma yetkililerinin talebi üzerine yapılan toplantıda alınan karar gereği konu yeniden MAPEG'den görüş sorulması kararlaştırılmıştır. 2023 tarihinde yeniden daha önceki yazıları da bildirilerek görüşünün netleştirilmesi talep edilmiştir. MAPEG, 2023 tarihli cevabi yazısında, işletme ruhsatının 2018 tarihinde iptal edildiğini ve halihazırda ruhsat hukukunun devam etmediği yönündeki görüşünü üçüncü kez tekrar etmiştir. Adı geçen firmaya yeniden olumsuz görüşümüz bildirilmiştir. 2024 tarihinde firma yeniden izin talebinde bulunmuştur. Bu sefer İSKİ Hukuk Müşavirliğinden konunun tüm boyutları incelenerek konuya ilişkin hukuki mütalaa talep edilmiştir. 2024 tarihinde hukuk müşavirliği hukuki mütalaasında daha önce adı geçen firmaya verilen görüşlerimizin hukuki açıdan uygunluğunu teyit etmiştir. Bunun üzerine firmaya olumsuz görüşümüz yeniden verilmiştir." beyanına yer verdi.

Hukuki süreçlerde firma yetkilisi olduğunu söyleyen İ.Ö'nün konuyu takip ettiğini belirten Şanlısoy, şu ifadeleri kullandı:

"Firma sahibi olan M.E'yle sadece Begüm Çelikdelen başkanlığında yapılan toplantıda karşılaşılmıştır. İ.Ö'nün Ekrem İmamoğlu'nun akrabası ve yeğeni olduğunu iddia ederek konuyu takip etmeye çalışmış, akrabalık ve siyasi yakınlık ilişkileri iddiasıyla İSKİ'den olumlu görüş almaya çalışmış. Biz çalışanlar, güya Ekrem İmamoğlu'yla korkutarak hakkı olmayanı talep etmekte ısrarcı olmuştur. Ancak istediğini alamayınca Begüm Çelikdelen ve Şafak Başa'yı tehditlere başladı. Bunun üzerine İSKİ kurumuna girişi yasaklanarak, kişi kara listeye alınmıştır. Şahıs bir keresinde İSKİ'ye gelerek benim için 'Onun ev adresini biliyorum. Aile durumunu ve yakınlarının nerede çalıştığını biliyorum. Artık ne olacaksa olsun. Kan akacak, Yeter artık. Ben, Trabzon'da 50 kişiyi zor tutuyorum.' sözleri sebebiyle İSKİ'ye polis ekipleri çağrıldı. Şahsın alkollü olduğu anlaşıldı."

Şüpheli Şanlısoy, firma sahibi M.E'nin 1 Mart 2023'te dolgu yapılmak istenen parselin ekran fotoğrafı üzerine "Burada birine bir şey olursa sorumlusu Ekrem İmamoğlu, daire başkanı Adem Şanlısoy ve İSKİ Havza Müdürü Canan Hanım sorumludur." şeklinde paylaşım yaparak kendilerini tehdit ettiğini öne sürdü.

İş takipçisi İ.Ö'nün İSKİ'nin güvenliğinde olay çıkartmasının ardından müşteki M.E'nin kendisine "Sayın müdürüm şimdi bir haber aldım. Ben Tanpa Madencilik'in sahibiyim. İ.Ö, bizim evrakların takipçisiydi. 'İzinleri alırım.' demişti. Bu yüzden evrak takibini ona vermiştik. Ama yaklaşık 1 senedir alamadığı için geçen hafta içinde işine son verdim. Bu konuda asla yetkisi yok. Bugün tatsızlık olmuş. Ne şirketin ne de benim bir bilgimiz yok. Bu olay şirketimizi bağlamıyor." şeklinde mesaj attığını aktaran Şanlısoy, iddiaların müştekinin "kanunsuz görüşü" alamayan firmanın ve ilgililerin intikam alma maksadından başka bir şey olmadığını ifade etti.

Dosyada, müşteki İ.Ö'nün, 2023 yılı Ocak ayında Tampa Madencilik'e ait rehabilite projesi uygulaması için 3 ay geçmesine rağmen Su Havzaları Koruma Daire Başkanlığından bir görüş gelmediğinden ilgili Daire Başkanı Adem Şanlısoy'a gittiğini, her seferinde kendisini oyaladığını, bekletilme neticesi gittiği İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa'nın "Fatih Keleş'in yanına git, ne veriyorsan ver. Senin işini ancak o çözebilir. Fatih Keleş bize talimat verirse 10 dakikaya yazı hazırlarız.' şeklindeki iddiaları da aktarıldı.

İ.Ö'nün beyanında, daha önce tanıştıkları Ekrem İmamoğlu'yla Trabzon'a geldiğinde bir otelde iki kez görüştüğü, Şafak Başa'nın teklifini aktardığı, İmamoğlu'nun "Sen genel müdüre küfür edip, yumruk atmışsın." dediği, İSKİ'de yapılan haksızlıkları tek tek kendisine anlattığında "konuyu inceleteceğini" söylediği iddiaları da yer aldı.

Müşteki İ.Ö'nün, "Ben araya Ali Nuhoğlu'nu da sokmama rağmen sorun çözülemedi. Meğerse bunlar zaten Ekrem İmamoğlu, Ali Nuhoğlu, Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz, Murat Ongun beraber hareket ediyorlarmış. Kurdukları bu yapı üzerinden insanlardan rüşvet topluyorlarmış. Ben, bu rüşveti vermediğimden dolayı iki yıldır mağdur durumdayım. Geçen haftaki Ekrem İmamoğlu ile Trabzon'daki görüşmemizde ise yine beni oyalayıcı sözler söyledi." şeklindeki iddiaları Şanlısoy'a soruldu.

Müşteki İ.Ö'nün Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Ali Nuhoğlu, Tuncay Yılmaz ve Murat Ongun'la yaptığı görüşmeler hakkında bilgi sahibi olmadığını öne süren Şanlısoy, İmamoğlu dışında kimseyi tanımadığını söyledi.

Şanlısoy, bu soruşturmayla ilişkilendirilmelerinin en önemli nedenlerinden birisinin Sazlıdere İçme Suyu Havzası'nda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılan, ruhsatsız olan 24 bin konut inşaatı için tutanakla işlem yapmış olmalarından kaynaklandığını savundu.

Hiçbir şekilde yasalara ve havza mevzuatına aykırı bir işlem yapmadığını kaydeden Şanlısoy, herhangi bir suç işlemediğini savundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.