Liderler, Doha'daki Arap-İslam zirvesinde İsrail saldırıları ve yayılmacılığına karşı mesajlar verdi
İsrail’in Doha’da Hamas üyelerini hedef alan saldırısının ardından düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler İsrail’in saldırıları ve yayılmacılığına karşı mesajlar verdi.

Ankara
Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani, İsrail hükümetinin kan dökme arzusuna karşı somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Katar Emiri, İsrail’in Doha’da Hamas üyelerini hedef alan saldırısının ardından düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, ülkesinin egemenliğini korumakta kararlı olduğunu vurguladı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının "soykırıma dönüştüğünü" ifade eden Katar Emiri, Tel Aviv yönetimini müzakereleri bilinçli şekilde sabote etmekle suçladı.
"İsrail hükümetinin kan dökme arzusuna karşı somut adımlar atılması gerekiyor" diyen Şeyh Temim, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının bir "imha savaşı"na dönüştüğünü vurguladı.
Ülkesinin başkenti Doha'nın da Hamas liderlerine yönelik hain bir saldırıya maruz kaldığını hatırlatan Emir Temim, İsrail saldırısı gerçekleştiğinde, Hamas heyetinin Katar ve Mısır'dan aldığı ABD teklifini değerlendirdiğini kaydetti.
Katar Emiri, "İsrail, Hamas'ın siyasi liderliğini öldürmek istiyorsa, neden onunla müzakere ediyor? Müzakereleri engellemek istiyor. Müzakere eden bir tarafı ısrarla ve sistematik bir şekilde hedef alan herkes, müzakereleri engellemek için çalışıyor demektir" değerlendirmesinde bulundu.
"Doha'daki saldırı tüm bölgenin güvenliğini hedef alıyor"
İsrail hükümetini ırkçı ve aşırı sağcı politikalarla "terör estirmekle" suçlayan Şeyh Temim, “Katar’ın başkentinde gerçekleşen bu saldırı sadece ülkemizi değil, tüm bölgenin güvenliğini hedef almıştır. İsrail’in saldırısı savaş suçu niteliğinde ve Arap dünyasını hedef alıyor. Biz, egemenliğimizi savunmak için gerekli olan her adımı atacağız” dedi.
İsrail’in "Arap dünyasında nüfuz kurma" hayalinin tehlikeli bir hayal olduğunu dile getiren Emir, “ (İsrail Başbakanı) Netanyahu, bölgenin İsrail'in nüfuz alanı haline gelmesini hayal ediyor ancak bu büyük bir yanılsama ve bu planlar gerçekleşmeyecek" ifadelerini kullandı.
Arap Barış Girişimi’ne de değinen Katar Emiri, “Eğer İsrail bu girişimi kabul etmiş olsaydı, bölge sayısız trajediden kurtulmuş olacaktı” şeklinde konuştu.
Gazze’deki insani felaketi "soykırım savaşına dönüşen saldırılar" sözleriyle niteleyen Emir Temim, “İsrail, Gazze’yi yaşanmaz hale getirip halkını zorla göç ettirmek istiyor” diye konuştu.
Katar’ın arabuluculuk rolüne dikkati çeken Emir Temim, başkent Doha’nın geçmişte Hamas ve İsrail heyetlerini ağırlayarak esirlerin serbest bırakılmasını sağladığını hatırlattı.
Emir Temim, Doha'daki saldırıyı "saldırgan, hain ve korkakça” diye nitelendirerek, “Vatandaşlarımızın yanı sıra tüm dünya bu terör saldırısından şok oldu. Başkentimizde, Hamas liderlerinin aileleriyle birlikte bulunduğu sivil bir konut açıkça hedef alındı” dedi.
Katar Emiri, “Bu savaş artık sadece Gazze’ye karşı değil, tüm Arap dünyasına karşı yürütülüyor. İsrail’in saldırganlığı karşısında birlik içinde hareket etmeliyiz” çağrısında bulundu.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik tehditlere işaret eden Emir Temim, İsrail’in ülkeyi bölmeye çalıştığını ancak bu planların asla hayata geçmeyeceğini söyledi.
"Bir Arap veya İslam ülkesine yapılan saldırı, tüm ülkelerimize yapılmış demektir"
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, İsrail’in Katar’ın başkenti Doha'ya yönelik saldırısını sert ifadelerle kınadı.
Abbas, İsrail'in 9 Eylül'de Katar'daki Hamas müzakere heyetini hedef alan saldırısını, "tüm Arap ve İslam dünyasına yapılmış bir saldırı" olarak nitelendirdi.
Abbas, “Filistin devleti olarak, tüm Arap ve İslam ülkelerinin dayanışmasını değerli görüyoruz ve Katar’a yapılan saldırıyı hepimize yapılmış kabul ediyoruz. Bu hain saldırı karşısında kardeş Katar’ın yanındayız ve tam dayanışma içindeyiz” dedi.
İsrail hükümetini aşırı radikal ve saldırgan olarak nitelendiren Abbas, İsrail hükümetin bölgesel güvenliğin ortağı olamayacağını vurgulayarak, “Bir devlet, ateşkes için müzakere masasında oturduğu tarafı bombalıyorsa, güvenlik ve istikrarın ortağı olamaz” ifadelerini kullandı.
Abbas, uluslararası topluma sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaparak, “İsrail’in işlediği suçlardan dolayı hesap vermesi gerekiyor. ABD, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum, bu saldırganlığı durdurmak için acil adımlar atmalı” diye konuştu.
Bölgesel güvenlik ve istikrarın ancak savaşın, zorla göçün ve toprak gaspının durmasıyla sağlanabileceğini vurgulayan Abbas, “Soykırıma varan savaşın sona ermesi ve işgalin bitirilmesi, bölgede barışın esas temelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Abbas ayrıca, Suudi Arabistan ve Fransa’nın Filistin’in BM nezdinde ve uluslararası alanda tanınması için yürüttüğü girişimleri takdir ettiklerini belirterek, “Bu çabalar, Filistin’in bağımsızlığına giden yolda en önemli adımdır” dedi.
Uluslararası toplumu, İsrail'i eylemlerinden sorumlu tutmaya çağıran ve Arap ülkelerinin bu saldırılara sert bir yanıt vermesini isteyen Abbas, "Uluslararası toplumu sorumluluğunu yerine getirmeye, İsrail'i suçlarından ve ülkelerimize ve halklarımıza yönelik tekrarlanan saldırılarından dolayı sorumlu tutmaya çağırıyoruz ve bu doğrultuda, bu ihlallerin tekrarlanmasını önlemek için pratik önlemler alınması çağrısında bulunuyoruz" şeklinde konuştu.
Bölgede güvenliğin, İsrail güçlerinin 1967 sınırlarına çekilmesi ve Filistin devletinin kurulmasıyla sağlanacağını belirten Abbas sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail'in radikal aşırı sağcı hükümeti, bölgemizde barış ve güvenliğin ortağı olamaz. Bu, Arap ve Müslümanların kararlı bir duruş sergilemesini ve ABD ile BM Güvenlik Konseyi'nin bu haydut devlete ve davranışlarına son vermek için kararlı bir müdahalede bulunmasını gerektirir."
Mahmud Abbas, “Bir Arap veya İslam ülkesine yapılan saldırı, tüm ülkelerimize yapılmış demektir. Katar’a yönelik saldırı, ortak güvenliğimize yönelik bir tehdittir. Biz, Katar’ın ve barışın yanında saf tutuyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Irak Başbakanı Sudani’den, Doha’da “İslam İttifakı” çağrısı
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani de, bölgedeki güvenlik ve ekonomik zorluklara karşı geniş kapsamlı bir “İslam ittifakı”nın kurulmasını istedi.
Sudani, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'nde konuşma yaptı.
Katar’a yönelik İsrail saldırısının uluslararası hukukun ihlali ve bölgedeki diplomatik çabaları baltalayan tehlikeli bir tırmanış olduğunu belirten Sudani, “Bu saldırı, barışçıl çözümlerin önünü bilerek kapatıyor.” dedi.
Sudani, herhangi bir Arap veya İslam ülkesine yönelik saldırının ortak güvenliğe tehdit olduğunu ve bunun koordineli diplomatik ve caydırıcı önlemlerle engellenmesi gerektiğini vurguladı.
Irak Başbakanı, güvenlik ve ekonomik zorluklara karşı da geniş kapsamlı bir “İslam ittifakı”nın kurulması çağrısında bulundu.
Filistin halkının meşru haklarını garanti edecek siyasi bir çözümün zorunlu olduğunu ifade eden Sudani, bölgesel istikrara yönelik her tehdide karşı ortak caydırıcılık mekanizmalarının etkinleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Irak Başbakanı Sudani, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak, sınırların güç yoluyla değiştirilmesinden bahsediyor ve bu da daha büyük istikrarsızlığa yol açacak. Gazze’deki aç bırakma ve kitlesel yıkım politikaları şiddet ve kaosu derinleştiriyor. Uluslararası sistemin bu saldırılar karşısında sessiz kalması ciddi bir çöküşe yol açacak."
"İsrail’in yaptıkları yeni barış anlaşmalarına yol açmadığı gibi mevcutları da akamate uğratabilir"
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi de, İsrail’in bölgedeki uygulamalarının yeni barış anlaşmalarına yol açmayacağını, mevcut anlaşmaları da tehlikeye atabileceğini söyledi.
Sisi, İsrail’in, Doha’da Hamas üyelerini hedef alan saldırısının ardından Katar’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, "İsrail’in uygulamaları tüm kırmızı çizgileri aştı." dedi.
İsrail’in tavrının gerginliği tırmandırma potansiyeli taşıdığını ve Tel Aviv’in tüm ateşkes çabalarını sabote ettiğini belirten Sisi, "Bu İsrail küstahlığı, zirve ülkelerinin tek taraflı düzenlemeleri engellemek için işbirliği vizyonu geliştirmesini gerektiriyor." ifadelerini kullandı.
İsrail halkına da seslenen Sisi, "İsrail’in yaptıkları yeni barış anlaşmalarına yol açmadığı gibi mevcut olanları da akamate uğratabilir." uyarısında bulundu.
"Doha, Beyrut, Tahran, Şam ve Sana'da yıkılan binaların enkazından yeni bir düzen doğacak"
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerin, bölgedeki saldırganlığını sürdüren İsrail'e karşı birlik içinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek, "Doha, Beyrut, Tahran, Şam ve Sana'daki yıkılan binaların enkazından yeni bir düzen doğacak." dedi.
Pezeşkiyan, İsrail’in Doha’da Hamas üyelerini hedef alan saldırısının ardından düzenlenen İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, İsrail'in Katar'a saldırı düzenleyerek Müslüman dünyasını "uyandırdığını" ifade etti.
İsrail'in bölge ülkelerine yönelik saldırılarını sürdürmesi ve hesap vermekten kaçınmasının ABD başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin İsrail'e koşulsuz desteğinin bir sonucu olduğunu belirten Pezeşkiyan, İsrail'in devam eden saldırılarının bu ülkenin politikasının ve Batı'nın sağladığı "dokunulmazlığın" parçaları olduğunu belirtti.
İsrail'in Doha'daki saldırısının diplomasiyi hedef aldığını vurgulayan Pezeşkiyan,"İsrail rejiminin geçen hafta Doha'ya yönelik saldırılarının salt terörizm olduğuna şüphe yok. Ne yazık ki Tel Aviv'i yöneten teröristler, Haziran 2025'te ülkemin halkına karşı savaş başlattıklarında da diplomasiye karşı benzer bir ihanet sergilediler. Hissettikleri dokunulmazlık duygusuyla daha da cesaretlendiler. Karşı karşıya olduğumuz tehlikeli yolun farkına varmalıyız. Siyonist rejim, 2025 yılında birçok Müslüman ülkeyi bombaladı. Bu rejimin her saldırı ve saldırganlığı meşru müdafaa olarak meşrulaştırılıyor ve her seferinde Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğüne ve en fazla boş kınamalarına yol açıyor. Bu suçları mümkün kılan suç ortaklığına da değinmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Pezeşkiyan, "tarihin soykırım destekçisi ülkeleri hatırlayacağını" belirterek, şöyle devam etti:
"Filistin halkına söz ve eylem netliği borçluyuz ancak eylem açısından, sözler soykırımı sona erdirmeyecektir. Saldırganı tecrit etmeli, silahlarını ve finansmanını kesmeli ve liderlerini mahkemelerde hesap vermeye zorlamalıyız. Doha saldırısı birçok yanlış denklemi ve düşünceyi değiştirdi ve hiçbir Arap veya Müslüman ülkenin Tel Aviv rejiminin saldırılarından güvende olmadığını gösterdi. Yarın sıra herhangi bir Arap veya İslam başkentine gelebilir. Seçim açık, birleşmeliyiz."
İslam ülkelerinin İsrail'in saldırılarına karşı ayağa kalkmanın yollarını araması gerektiğini vurgulayan Pezeşkiyan, "Siyonist rejim egemenliğimize, onurumuza ve geleceğimize savaş açtı. Buna karşılık, sindirilmeyeceğimizi, bölünmeyeceğimizi ve sessiz kalmayacağımızı ilan ediyoruz. Adalet, Gazze'nin küllerinden doğacaktır. Doha, Beyrut, Tahran, Şam ve Sana'daki yıkılan binaların enkazından yeni bir düzen doğacaktır. İkiyüzlülüğe değil, İslam birliğine, insan eşitliğine dayalı bir düzen." diye konuştu.
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Tel Aviv yönetimine hitaben, "Her kırmızı çizgiyi aştınız, her mantığı ve yasayı hiçe saydınız, her medeni davranış ilkesini ihlal ettiniz ancak istemeden de olsa önemli bir şey daha yaptınız. İslam ümmetinin kolektif iradesini uyandırdınız." dedi.
İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi
Devlet başkanları seviyesinde yapılan zirve, İsrail'in 9 Eylül'de Doha'ya gerçekleştirdiği saldırının ardından Katar'ın çağrısı ve İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı Türkiye'nin desteğiyle düzenleniyor.
Zirve, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yürüttüğü ve Lübnan, Suriye, Yemen ve İran gibi bölge ülkelerine genişlettiği saldırılar sonrasında düzenlenen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvelerinin üçüncüsü olma özelliği taşıyor.
Saldırıda 6 kişi yaşamını yitirmişti
İsrail ordusu, 9 Eylül'de Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya savaş uçaklarıyla saldırı düzenlemişti.
Hamas'ın lider kadrosunun kurtulduğu saldırıda, Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu ile 4 Hamas mensubu ve bir Katar polisi olmak üzere 6 kişi yaşamını yitirmişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise 10 Eylül'de yaptığı açıklamada, Katar'a, "Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Bunu yapmazsanız, biz yapacağız." ifadeleriyle yeni saldırı tehdidinde bulunmuştu.