Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki temsilcisi Sunghay, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla AA muhabirinin, İsrail'in Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarında gazetecileri hedef almasına ilişkin sorularını yanıtladı.

Gazetecilerin, Gazze, işgal altındaki Batı Şeria ve Filistin topraklarında yaşananları haberleştirmeye çalışırken inanılmaz bir iş çıkardıklarını vurgulayan Ajith Sunghay, "Filistin Gazeteciler Sendikasının belirttiğine göre 7 Ekim 2023'ten bu yana 210'dan fazla Filistinli gazeteci öldürüldü. Birçok durumda, bu tür öldürmelerin muhtemelen kasti olduğuna inanıyoruz. Bunun işaretleri var. Görev başındayken vuruldular." dedi.

Sunghay, uluslararası hukuka göre, aktif çatışma veya savaşın tarafı olmayan gazeteciler dahil, tüm sivillerin korunması gerektiğini belirterek takip ettikleri birçok olayda durumun böyle olmadığına işaret etti.

Gazetecilerin uluslararası insancıl hukuk kapsamında özel bir korumaya sahip olduğunu vurgulayan Ajith Sunghay, "Gazetecilerin kasten öldürülmüş olabileceğine dair iddiaların olduğu bu (Gazze'de yaşananlar) vakalar da savaş suçu olabilir. 210'un üzerindeki gazeteci ölümünün tamamının titizlikle soruşturulması ve faillerinin adalete teslim edilmesi yani bu cinayetlerin hesabının sorulması gerekiyor." diye konuştu.

Sunghay, daha önce Gazze'deki gibi kısa sürede ve çok sayıda gazetecinin öldürüldüğüne tanık olmadığına vurgu yaparak "(Gazze) Burası gazeteciler için dünyadaki en ölümcül yerlerden biri. Çatışmada veya evlerindeyken öldürülen çok sayıda gazeteci var, birçok durumda aile üyeleri de dahil. Bu, benzersiz bir durum. Kaç gazetecinin yaralandığını bile bilmiyoruz, bu da aklımızda tutmamız gereken bir diğer konu." değerlendirmesinde bulundu.

Gazze’de yaşananlara ilişkin üçüncü ülkelerin sorumluluklarına da dikkati çeken Sunghay, bu ülkelerin Cenevre Sözleşmesi uyarınca ateşkesin sağlandığından emin olma ve bu durumu sonlandırma yükümlülüğü taşıdıklarını hatırlattı. Ajith Sunghay, bu ülkelerin böylelikle sivillerin ve gazetecilerin korunmasına da katkıda bulunabileceklerini ifade etti.

"Gazze'de yerel gazeteciler burada neler olup bittiğiyle ilgili gerçeği anlatmak için hayatlarını ortaya koydu"

Sunghay, ölümlü suçların işlendiği diğer durumlarda hesap verebilirlik sorununun da ortaya çıktığını belirterek üçüncü ülkelerin, dünyanın farklı yerlerinde yürütülebilecek hesap verebilirlik veya devam eden ceza soruşturmalarıyla işbirliği yapmak zorunda olduğunu da hatırlattı.

Dünya genelinde görevi sırasında öldürülen, yaralanan gazetecilerin aileleri ve arkadaşları ile büyük dayanışma içerisinde olduklarının altını çizen Ajith​​​​​​​ Sunghay, şöyle devam etti:

"Dünyanın farklı bölgelerinde yaşananları aktarmak için yapılan çalışmaları takdir etmek istiyoruz. Örneğin uluslararası gazetecilerin gidemediği Gazze'de dahi yerel gazeteciler burada neler olup bittiğiyle ilgili gerçeği anlatmak için hayatlarını ortaya koydu. Bu bölgede yaşananlar dünyayı bilgilendirmenin yanı sıra hesap verebilirlik ve adalet sağlanması için de son derece önemli. Şimdi aile üyelerinin nihai hesap verebilirlik aradığını anlayabiliyorum. Adaletin sağlanmasını istiyorlar. Bu konular bazen zaman alır. Bu yüzden sabırlı olmalılar. Ayrıca gazetecilere, dünya genelinde insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleri konusunda gerçeği, adaleti ve hesap verebilirliği ortaya çıkarmada sivil toplumun güçlü bir parçası oldukları için teşekkür etmek istiyorum."