İstanbul'un köy hayatı süren mahallelerinde stresten uzak organik yaşam
Megakentin mahalle statüsüne geçen köylerinde yaşayan İstanbullular, bir yandan çiftçilik, hayvancılık ve arıcılık yaparken diğer yandan kent hayatının trafik, hava kirliliği, nüfus yoğunluğu gibi negatif yönlerinden etkilenmiyor.
İstanbul
Anadolu Ajansının "İstanbul'un köy hayatı" başlıklı dosya haberinin ilk bölümünde Hüseyinli Mahallesi'ndeki gündelik yaşamın doğallığı ve avantajları ele alındı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Türkiye'nin en kalabalık şehrinde, nüfusun çoğunluğu eğitim ve iş imkanı olanakları ile kültür sanat faaliyetlerinden faydalanmak amacıyla iç içe geçmiş betonarme binalarda, başta trafik, otopark, sınırlı yeşil alan, toplu taşıma ve kirli hava sorunuyla yaşamak zorunda kalıyor.
Kısa da olsa temiz hava almak, toprağa basmak, kuş sesleri eşliğinde piknik yapmak, eşsiz Boğaz manzarasını görmek, ağaçlara dokunmak isteyenler, hafta sonları ve resmi tatillerde ortalama bir saatlik yolculuktan sonra kentte köy hayatının sürdüğü bazı mahallelere gidiyor.

Buralarda yaşayan şanslı bir azınlık ise birçoklarının huzurla yaşamayı hayal ettiği mahallerinde yer alan bahçeli müstakil evlerinde köy kültüründe hayatını idame ettiriyor.
Çekmeköy'e bağlı 250 haneli 850 nüfuslu Hüseyinli bu mahallelerden yalnızca biri. Yaşadığı yeri içselleştiren mahalle sakinleri yaşadıkları Hüseyinli'den "köyümüz" diye bahsediyor.
AA ekibinin görüntülediği mahallede neredeyse her evin bahçesinde bostan yer alıyor, sokaklarında tavuklar ve kazlar hiç eksik olmuyor.
Yeşil doğasıyla dikkati çeken mahallede yaşayanların kimisi çiftçilik ve hayvancılık yapıyor, kimisi ise mahalle dışındaki fabrika ve iş yerlerinde çalışıyor.
Çiftçiler mahallenin ovasındaki arazilerine buğday, yulaf ile mısır gibi tahıl ürünleri ekiyor, bazı mahalleli büyükbaş hayvan, mavi yumurta veren tavuk, hindi ve kaz besliyor. Bahçelerindeki ağaçlardan meyve, bostan veya seralarından sebzelerini topluyor.

Mahalle sakinleri, şehirde yaşayanların aksine arıtma ve damaca suyu değil, ormanın içinden mahalleye bağlanan kaynak suyu çeşmelerinden ihtiyaçlarını karşılıyor.
Mahallenin girişindeki fırında ise haftada iki gün pişirilen Karadeniz'e ait meşhur köy ekmekleri satışa sunuluyor.

Hüseyinli Mahallesi Muhtarı İlhan Kılınç, AA muhabirine, burada köy kültürünün devam ettiğini, bahçesi olan mahallelinin ihtiyaçlarını karşılamak için tavuk yetiştirip doğal yumurta yediklerini, bahçelerini ekerek meyve ve sebzelerini sezonluk olarak taze tükettiklerini, kışa hazırlık dönemde bu yiyeceklerden turşu ve salça yaptıklarını söyledi.
Kılınç, mahallede halen hayvancılık yapan ailelerin olduğunu belirterek, bunların bazılarının sütlerini fabrikalara verip veya komşularına satarak geçimlerini sağladıklarını anlattı.
Mahalleye yaklaşık 60 yıl önce göç eden Trabzon kökenli sakinlerin ise doğal buğday unundan taş fırında köy ekmeği yaptıklarını dile getiren Kılınç, bu lezzetli ekmeği herkese tavsiye ettiğini kaydetti.
Kılınç, bereketli geçen yaz döneminde mahsullerin toplanmasının ardından bahçelerine kışlık sebzelerden lahana, pırasa, ıspanak ve karnabahar türü sebzeler ektiklerini ifade etti.
Daha önce mahallelerindeki tarlalara ektikleri buğday, arpa, mısır, çeltikten elde ettikleri mahsulün geçmiştekine göre azaldığına dikkati çeken Kılınç, ulaşımın kolay, deprem riskinin daha az olması ve temiz havası dolayısıyla mahallelerinin tercih edildiğini vurguladı.
Kılınç, pandemi döneminde mahallenin çok avantajlı olduğunun altını çizerek, "Bir binada 10 aile değil, herkes kendi evinde oturuyordu. İnsanlar rahatlıkla en azından bahçesine çıkabiliyordu. Şehirdeki mahalleler gibi zorluk çekmedik. Açık hava olduğu için bulaşma riski biraz daha azdı. Fazla bir hastalık durumu da olmadı." diye konuştu.
Mahallelerine yerleşmek isteyenlerin de olduğunu anlatan Kılınç, "Buradaki temiz havadan etkilenip doğayla içiçe yaşamak isteyenler çok. Geçenlerde genç bir aile geldi, 2-3 çocukları vardı. 'Burada arsa arıyoruz. Çocuğumuzu şehir ortamında yetiştirmek istemiyoruz.' dediler." ifadelerini kullandı.
Kılınç, dedelerinin İstanbul'un fethinden önce bu bölgeye yerleşen Türk boylarından olduğuna değinerek, şöyle konuştu:
"Şimdi 'manavım' desem insanlar meyve sebze satan yer sanırlar. Anadolu'ya yerleşen Türk boylarından yerleşik alanda kalanlara 'manav', göçebe olanlara 'yörük' demişler. Ben ise manavım. Burayı bırakıp şehir hayatında yaşayamam. Gençliğimde askere gitmeden önce şehirde çalıştığım dönemler oldu ama şu anda mecbur kalmadıkça merkeze gitmiyorum. Muhtar olmama rağmen bazen belediyeye falan gidiyorum ama bu trafik ve kalabalık çok sıkıcı oluyor. Mümkün olduğu kadar burada yaşamak istiyorum. Şehre gitmeyi hiç düşünmüyorum."

"Şehirdeki stres, ses burada yok"
Mahallede 15 yıldır bahçeli, sera ve kümese sahip evinde yaşayan Selamet Kas, Hüseyinli'nin İstanbul'da eşi benzeri az olan bir yer olduğunu anlattı.
Köye damat olarak geldiğini belirten Kas, "Köy hayatını, doğa hayatını çocukluktan beri seviyorum, babadan gelen bir alışkanlık vardı, onu devam ettiriyorum. Yiyeceğimizi karşılamak amacıyla tavuk besliyoruz. Fazla olduğunda komşularımıza ve isteyenlere satıyoruz. Mavi ve normal yumurtalarımız oluyor. Mavi yumurtalarımızın besin değeri yüksek. Sabah kalkıyorum, ilk işim tavukları çıkarıp yemlemek, temizliklerini yapmak, sularını vermek ve yumurtaları toplamak oluyor. Burada hayat sakin, şehir yaşamından uzakta. Tamamen köy gibi. Şehirdeki stres, ses burada yok. Seramızda sebze yetiştiriyoruz. Yazın domates, biber, fasulye ektik. Şimdi kışlık sebzelerimizi ektik." diye konuştu.

"Hayvanlara aşık olduğumuz için kopamıyoruz"
Ailesindeki geleneği sürdürüp büyükbaş hayvancılık yapan Fatma Yılmaz, bütün gününü 10 baş hayvanıyla geçirdiğini söyledi.
Yılmaz, hayvanlarından sabah ve akşam sağdıklarını sütçünün gelip aldığını dile getirerek, "Bizler böyle yerlerde hayvancılığı sürüyoruz. Aslında çok bir karı yok ama hayvanlara aşık olduğumuz için kopamıyoruz. İhtiyaç duyan komşularımıza da süt veriyoruz. Bahçemde, fasulye, domates, biber, kıvırcık marul, salatalık, taze soğan, maydanozum var. Orası benim küçük marketim. Tavuklarım var. Markete de gidip bazı ihtiyaçlarımı alıyorum, yoğurt, tereyağı, yumurta, peynirimi kendim üretiyorum. Bahçemden de taze sebzelerimi karşılıyorum." ifadelerini kullandı.
Arada merkeze gezmeye gittiğini fakat oralarda asla sürekli yaşayamayacağını kaydeden Yılmaz, oradayken evine bir an önce dönüp hayvanlarıyla uğraşmayı düşündüğünü sözlerine ekledi.
"Burada psikolojik olarak çok rahatsınız"
Yıllar önce Hüseyinli'ye gelin gelen İlkay Kılınç, sonradan yerleşmesine rağmen mahalleyi çok sevdiğini söyledi.
Şehirde kendisine ne verilirse verilsin buradan aslan gitmeyeceğini anlatan Kılınç, mahalledeki çeşmeden akan kaynak suyu severek kullandığını belirtti.
Kılınç, "Suyumuz dağlardan geliyor. Bazıları içmeye kullanmasa bile çayını yemeğini yapıyor, güvenilir bir su." dedi.
Marketten asla yumurta ve süt almadığını kaydeden Kılınç, şunları ifade etti:
"Burada psikolojik olarak çok rahatsınız. Başınıza ne gelirse gelsin etrafınıza bakıp sakinleşiyorsunuz. Belki şehirde yaşayanlar da burayı bilmediklerinden kendi halinden memnundur. Buraya gelseler asla geriye gitmezler. Ben şehirden geleli 15 yıl oldu. Çok eskiden eşim, gidelim dediğimde 'orada yaşayamam' der çok üzülürdüm ama şimdi aynı şeyi düşünmüyorum."
"Buraya İstanbul diyemem"
Mahallenin fırıncısı Erdal Civelek ise eskiden kuzinelerde yapılan 2 hafta dayanabilecek Karadeniz ekşi maya ekmeği iş yerine taşıdıklarını, mayalarının da kendilerine ait olduğunu anlattı.
Ekmeklerini mahallelerin yanı sıra pikniğe gelen şehirlilerin ve yoldan geçenlerin aldığını dile getiren Civelek, "Buraya İstanbul diyemem. Aynı memleketimizdeki gibi yayla havası var. İnsan doğduğu yeri değil, doyduğu yeri çok sever. Ben de doyduğum yer olan Hüseyinli köyündenim. Burayı bırakıp şehirde yaşayamam. Biz köy çocuğuyuz. " diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
