Aksaray'ın Güzelyurt ilçesinde bulunan ve "Kapadokya'nın İncisi" olarak da adlandırılan Ihlara Vadisi'nde, bitki örtüsünün renk değiştirdiği sonbaharda ziyaretçi akını yaşanıyor.

Türkiye'nin en çok ziyaret edilen 10 ören yeri arasında yer alan bölgeye gelen tarih ve doğa meraklıları, duvar gibi dik, derin ve dar vadinin tabanındaki Melendiz Çayı'nın kıyısında, 3,5, 7 ve 14 kilometrelik üç güzergahta, sonbaharın oluşturduğu renk cümbüşünde trekking yapma imkanı buluyor.

Vadi, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde dini bir merkez olması dolayısıyla, yol boyunca kayalara oyulmuş çok sayıda freskli kilise, şapel ve manastıra ev sahipliği yapıyor.

Bunlardan milattan sonra 4'üncü yüzyılda yapıldığı bilinen Eğritaş, Ağaçaltı, Kokar, Pürenliseki ve Yılanlı kiliseleri, yerli ve yabancı turistleri adeta büyülüyor.

Ziyaretçiler, sonbaharda sararan ve yaprak döken ağaçların arasında doğa ve tarihle iç içe bir yolculuğa çıkıyor.

Doğa ve kültür tutkunlarının yanı sıra fotoğraf meraklılarını cezbeden vadi, sonbaharın bütün renklerini barındıran manzarasıyla "doğal bir stüdyo" imkanı sağlıyor.

"Herkesi davet ediyoruz"

Ziyaretçilerden Serdar Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sakarya'dan Ihlara Vadisi'ne geldiğini ve burayı çok beğendiğini söyledi.

Mersin ve Adana tarafına gittiklerini ancak rotalarını Ihlara ve Kapodokya'ya çevirdiklerini belirten Çelik, şöyle konuştu:

"Burası harika bir yer. Geldiğimiz mevsim itibarıyla da doğa harika. Sonbahar dolayısıyla nefis bir doğayla karşı karşıyayız. Yüzlerce kilise ve yapı var. Mükemmel bir Melendiz Çayı bizleri karşıladı. Ailece çok memnun kaldık. Arılar ve bolca kelebek var. Kuşlar cıvıl cıvıl ötüşüyor. Doğayla iç içeyiz, herkesi davet ediyoruz."

Çinli turist Wang Ping ise ilk kez geldiği Ihlara Vadisi'ni çok beğendiğini ifade ederek, "Muazzam bir doğası var. Çok güzel ve keyifli. Ailece hem Kapadokya hem de Ihlara Vadisi'ni geziyoruz. Burayı görmekten çok mutlu olduk. Her şey harika." dedi.