Dolar
32.34
Euro
35.19
Altın
2,158.72
ETH/USDT
3,372.30
BTC/USDT
65,132.00
BIST 100
8,718.11
Kültür

Yeni trend meslek DJ'lik için de 'eğitim şart'

Son yıllarda tüm dünyada eğlence sektörünün popüler meslekleri arasında ilk sıralarda yer alan DJ'lik, kolay görünmesinin aksine ciddi ritm kulağı ve sosyal topluluklarla iyi ilişkiler gerektiriyor.

Çiğdem Alyanak  | 20.10.2019 - Güncelleme : 20.10.2019
Yeni trend meslek DJ'lik için de 'eğitim şart'

İstanbul

Son yıllarda tüm dünyada, eğlence sektörünün popüler meslekleri arasında ilk sıralarda yer alan disjokeylik (DJ), nota bilgisi istemese de ciddi ritm kulağı ve sosyal topluluklarla iyi ilişkiler gerektiren bir iş.

Artık, dünyada "müzik" denilince DJ'ler, büyük kitleleri peşinden sürükler ve piyasaya yön verir hale geldi. Dolayısıyla yarattığı etki nedeniyle, büyük insan toplulukları tarafından takip edilen bir mesleki alan oluştu.

Bugün dünyaca ünlü DJ'ler Van Buuren, David Guetta, Tiesto, Calvin Harris, Martin Garrix, Dimitri Thivaios / Michael Thivaios, DJ Hardwell gibi isimlerin müzikal çalışmaları, geniş kitlelere hitap eden renkli sahne performanslarını sergiledikleri konserleri, bu mesleği daha da popüler hale getirdi.

Dışarıdan bakıldığında kolay gibi görünen DJ'lik, hiç kuşkusuz kendi içinde zorlukları barındırıyor. Öncelikle nota ve müzik bilgisine sahip olmayan birinin DJ olabilmesi için en azından ritm duygusunun gelişmiş olması, el ve beyin koordinasyonunu sağlayabilmesi gerekiyor.

"Kilit nokta ritm kulağı"

Türkiye'nin ilk ses mühendislerinden Süden Pamir'e göre, DJ'lik mesleğinde kilit olan nokta, nota bilmeyi veya müziğe hakim olmayı gerektirmemesi ancak ciddi bir ritm kulağı istemesi. 

En önemlisi DJ'liğin kitleyle iyi bir iletişim gerektirdiğini vurgulayan Pamir, "DJ'lik, karşınızdaki kitlenin beklentilerini, kaç dakikada bir bilindik parça çalmanız gerektiğini, nerede duracağınızı bilmenizi gerektirir bir meslek haline geldi. Empati ilişkileri gelişkin, sosyal topluluklarla ilişkileri iyi olan insanların yapabileceği bir meslek oldu DJ'lik. Bir çeşit kuaförlük gibi de bakabiliriz mevzuya. İnsanların isteklerini algılayıp onlara istediklerini verebilme yeteneği." dedi.

Pamir, aynı zamanda teknolojinin nimetlerinden de faydalanan insanların, çok fazla nota bilgisi ve müziğe hakim olmadan, kendisi ritm yazmaksızın yapılmış bir takım müzikleri, bir takım basit teknolojilerle birbirine geçerek, insanlara çalabilir ve bu rezonansı paylaşabilir hale geldiğini belirtti.

Teknolojinin günümüzde zorlukları ortadan kaldırıp, bir sürü mesleği insanlar için ulaşılabilir kıldığını ifade eden Pamir, "Bir sürü yönetmen yok mu? Bir sürü şarkıcı arkadaşımız yönetmen olmuyor mu? Sokakta yürüyen bir insan eline kamera alıp, çektiği görüntü ile ödül alamıyor mu? Teknoloji bugün bunu ayağımıza getirdi ama DJ'likte işin içinde bir artistik yetenek, empati yeteneği, arkanızda biriktirdiğiniz bir müzikal kültür yatıyor olmalı. Bu tür destekleri olan kişiler, diğerleri arasından hızlı tırmanıyor. Ciddi rakamlar kazanıyor ve bence kazandıkları rakamları hak ediyorlar." diye konuştu.

"Müzik tarihine hakim olmak gerekiyor"

Günümüzün popüler mesleği DJ'liğin karşıdakini hissedebilme, onun hislerine cevap verebilme yeteneği olduğunu ifade eden Pamir, şunları anlattı:

"Nota ve müzik bilgisi olmasa da DJ'lik için eğitim şart. Bir defa müzik tarihine çok ciddi hakim olmak gerekiyor. Çünkü her müzik türü, bir önceki müzik türünün üzerine geliyor. Hiçbir müzik türü havadan, kendi başına, hiçbir etkileşim, hiçbir stile sahip olmadan gelmiyor. Dolayısıyla iyi bir müzik kültürüne sahip olmak lazım. Ciddi bir müzik arşivine de sahip olmak şart, insanların isteklerini hissedip, eş zamanlı onların karşısına bunu hızla sunabilmek için. Teknolojiye ciddi hakim olmak, o cihazları kullanabilmek lazım.

Kitle ile iletişimi bilmek, güncelden haberdar olmak lazım. Hangi parçalar çıktı, ne sıklıkla dinleniyor, kaç yaş grubu dinliyor. Empati yeteneğinizi açık tutmanız lazım 'Şu anda karşımdakiler ne durumda. Onlara ben nasıl bir elektrik verebilirim' diye. Bu, artistik bir yetenektir. Dolayısıyla bu mesleğin de kursları, eğitimleri var. Kendine herkesin onar dakikalık bir set hazırlamasıyla biten eğitimler var."

"Köklü müzikler de yavaş yavaş entegre edilmeli"

Dünyada büyük kitleler tarafından takip edilen, çok ciddi paralar kazanan DJ'lerin olduğunu hatırlatan Pamir, Türkiye'den de artık dünyada varlık gösteren DJ'lerin bulunduğunu, bu konuda Türkiye'nin önünün açık olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Türk pop müziğini, elektronik müziğin içine sokmayı başaran birçok DJ olduğunu aktaran Pamir, "Ancak Türk halk müziği, Türk sanat müziği gibi köklü müzikler de yavaş yavaş entegre edilmeye başlanırsa, uluslararası elektronik müzik camiasında başka kulvarlara açılıp daha hızlı tırmanmak mümkün olabilir. Çünkü en güzel yarışma platformu, önünüzde rakip olmayan yarışma platformudur. Ne diye herkesin içinde olduğu platformlarda mücadele veriyoruz ki? Kendi müzik kültürümüze de sahip olup, onu dünya müziği içine stil olarak adapte edebilirsek çok daha hızlı koşarız." diye konuştu.

"Doğanın ritmi gitgide hızlanıyor"

Öte yandan Pamir, dünyada ve Türkiye'de DJ'lerin performanslarında etkin olarak kullandıkları elektronik müziğin popüler hale gelmesinin en önemli nedeninin, dünyanın rezonansının bu yönde eğilim göstermesi olduğunu söyledi.

Süden Pamir, dünyanın oluşumundan bugüne gelen bir rezonansının bulunduğunu belirterek, şu bilgileri aktardı:

"Bu rezonans depremler ve yer kabuğunun kalınlaşmasıyla değişiyor. Dolayısıyla doğanın ritmi de gitgide hızlanıyor. 1800-1900'lü yıllarda klasik müzik ritminde yani 70 BPM'lerde olan bu ritm, Michael Jackson zamanında 1990'ları geçtiğimizde 100 BPM'e yaklaşırken, şu anda 130 BMP ve üzerine doğru tırmandı. Dünya rezonansı ile alakalı bir şey bu. Dolayısıyla kitleleri, bu ritmde olan parçalar sürükleyemeye başladı. Bu artık elimizde olan bir şey değil. Otomatik olarak bu ritmlerin peşine takılıyoruz ki üzerimizde birikmiş olan statik elektrik de doğa ritmiyle birlikte boşalıyor olsun. Dünya rezonansının bugünkü karşılığı elektronik müzik olur haline geldi.

"Türkiye'den de dünya listelerine giren DJ'ler çıkmaya başladı"

Türkiye'de 16 yıldır DJ'lik yapan, bir taraftan da özel bir eğitim merkezinde DJ'lik üzerine dersler veren Orhan Karpat da DJ'liğin kesinlikle ritm bilgisi gerektirdiğini dile getirdi.

DJ'in performans sergilediği ortamı iyi analiz etmesinin de önemine işaret eden Karpat, "DJ'lik için eğitim şart. Bu işi gerçekten seviyor ve istiyor olmak lazım. Bunun için kişinin kendisini geliştirmesi lazım. Şu anda DJ'lik eğitimi veriyorum. Dersin içeriği; DJ'lik terimleri, tekniği, duyum, ekipman bağlantıları, kitle ile iletişim. DJ'lik performansa dayalı bir iş olduğu için çaldıkça kendinize bir şeyler katıyorsunuz ve tecrübe sahibi oluyorsunuz." dedi.

Türkiye'nin, dünya ortalamasına bakıldığında geride ancak kendi içinde iyiye doğru gittiğini belirten Karpat, Türkiye'den de dünya listelerine giren DJ'lerin çıkmaya başladığını, bunun da gurur verici olduğunu söyledi. 

Küçük yaşlarda DJ'liğe merak sardığını anlatan Karpat, şunları kaydetti:

"İçimde müzik ritmine karşı bir istek vardı. Müzik dinlemeyi çok seviyordum. Sonrasında yavaş yavaş etraftan topladığım müzikleri kasete kaydediyordum. Şarkıları parça parça kesip kendime kasetler hazırlıyordum. Eskiden müzik parçalarını satın alamıyordunuz. Radyoda dinlediğim parçaları kaydederek, birbirleri arasında uyum sağlayarak yavaş yavaş bir ritm kulağım oluşmaya başladı küçük yaşlarda. 

Sonrasında CD çıktı. CD ile platform biraz daha genişledi. Her bulduğum müziği dinliyordum. Satın alıyordum gücüm yettiğince. Sonrasında bir gün DJ'lik yapabileceğim bir alan oluştu, böylece topladığım parçaları orada çalmaya başladım. Daha sonra kendimi bu alanda geliştirdim. Bu konuyla alakalı eğitim aldım ve eğitimin ardından yaptıklarımı bir ileri seviyeye taşıdım."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın