Gündem

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Artık Filistin devletinin de AGİT PA bünyesinde olmasının vakti gelmiştir

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Artık şunu da söylemenin zamanı geldiğini düşünüyorum. Artık Filistin devletinin de aramızda olmasının, AGİT PA bünyesinde olmasının vakti gelmiştir, tam zamanıdır." dedi.

Ali Kemal Akan, Mücahit Türetken, Sercan İrkin  | 17.11.2025 - Güncelleme : 17.11.2025
TBMM Başkanı Kurtulmuş: Artık Filistin devletinin de AGİT PA bünyesinde olmasının vakti gelmiştir Fotoğraf: Beyza Cömert/AA

İstanbul

Kurtulmuş, TBMM'nin ev sahipliğinde Hilton İstanbul Bomonti Hotel'de düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi (AGİT PA) 23. Sonbahar Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AGİT'in kuruluşunun 50. yılında bu önemli toplantıda bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, toplantının hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni etti.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Helsinki Nihai Senedi'nin imzalanmasından bu yana 50 yılı aşkın bir sürenin geride kaldığını belirten Kurtulmuş, bu süre içinde özellikle son dönemde güvenlik bakımından küresel ölçekte karşılaşılanların, Helsinki Nihai Senedi'nin temel maddelerinin ne kadar önemli olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini ifade etti.

Kurtulmuş, dünyanın, belki de insanlık tarihinin en karmaşık süreçlerinden birisini yaşadığını, derin krizlerin her birisinin çözülmesinin önemli çabaları gerektirdiğini vurguladı.

İklim krizlerinden göçmen krizlerine, gelir dağılımı adaletsizliğinden küresel güç mücadelelerine, olağanüstü yüksek silahlanmadan iç çatışmalar ve savaşlara kadar büyük gerilimlerin, büyük krizlerin bu dönemde yaşandığını dile getiren Kurtulmuş, bu krizlerin, önceki krizlerden farkının ise sadece belli bir bölgeyle sınırlı değil, hemen hemen dünyanın bütün bölgelerini kapsadığını ve çok boyutlu, çok taraflı ve çok karmaşık bir yapıya sahip olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, bu devasa sorunların çözümü için artık bildik, alışıldık yöntemler ve usullerle yol alınmasının mümkün görünmediğinin altını çizerek, yeni bir küresel, siyasi ve iktisadi mimarinin şart olduğunu kaydetti.

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların, sorunları çözmek bir yana küresel sorunların bizatihi nedeni haline geldiğinin artık ayan beyan göründüğünü dile getiren Kurtulmuş, yeni bir küresel sistem kurmak için mücadele etmek gerektiğini, bütün uluslararası camianın en temel yükümlülüklerinden birisinin de bu olduğunu aktardı.

"Yeni, adil, küresel, ekonomik ve siyasi sistemin ilk ilkesi mutlaka eşitlik ilkesi olmalıdır"

Kurtulmuş, siyasetçiler, akademisyenler ve fikir insanlarının üzerinde odaklanması gereken en temel insani meselelerden birisinin "Yeni bir dünyayı nasıl kurabiliriz?" sorusuna cevap vermek olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Bu çerçevede yeni, adil küresel bir sistemin kurulabilmesi için ilkelerden başlayarak bu sistemin genel çerçevesini açık yüreklilikle tartışmak, müzakere etmek zorundayız. Hiç şüphesiz birkaç temel ilkeyi sizlerle birlikte paylaşmak isterim. Yeni, adil, küresel, ekonomik ve siyasi sistemin ilk ilkesi mutlaka eşitlik ilkesi olmalıdır. Diyeceksiniz ki zaten uluslararası sözleşmelerde bu ilke var. Ama bu ilke uygulanmayan bir ilke vaziyetindedir. İnsanların yaradılışta eşitliği ve ülkelerin egemenlikte eşitliği prensibi, kurulacak olan yeni küresel sistemin çatısını oluşturmaktadır."

İnsanların soy, zenginlik ve sınıf olarak ya da ten renkleri bakımından hala birbirlerinden farklı addedildiği bir dünyanın, eşitlikçi bir dünya olarak kabul edilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Benzer şekilde, kağıt üzerinde bütün ülkeler egemenlikte eşit olmakla birlikte dünyanın beş ülkesi diğer 195 ülkesinden daha üstte, daha etkin, daha hakim olamaz. Dolayısıyla eşitlik ilkesinin esas alınmadığı, dünya sisteminin çatısını oluşturmadığı bir sistem bizatihi eşitsizlikleri üretecek demektir. Yeni sistemin ikinci temel özelliği ise adalet ve hakkaniyeti esas alması olmalıdır. Üçüncü temel ilkesi hesap verilebilirliği hem sistemin kurumları bakımından hem de bu kurumlara muhatap olanlar bakımından ortaya koymalı, bunu sağlamalıdır."

"Güçlünün de zayıfın da hakkını hukukunu koruyacak yeni bir sisteme ihtiyaç var"

Yapılan konuşmalarda, Srebrenitsa katliamına da yer verildiğini anımsatan Kurtulmuş, Srebrenitsa'nın, 20. yüzyılda insanlık vicdanının kanadığı yer olduğunu belirtti.

"Üzülerek ifade ediyorum ki uluslararası sistem, Srebrenitsa kasaplarından tam manasıyla hesap sorabilmiş olsaydı bugün dünyanın başka yerlerinde soykırımlar olmayacaktı." diyen Kurtulmuş, "hesap verilebilirlik" kavramının da üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini vurguladı.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Srebrenitsa soykırımı dolayısıyla Bosna Hersek'in Bilge Lideri Aliya İzzetbegoviç, 'Sakın ha soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.’ demiştir. Bugün İstanbul'dan AGİT PA'nın değerli delegasyonuna ifade etmek isterim. 'Sakın ha Gazze soykırımını unutmayın. Eğer unutursak Gazze soykırımı başka yerlerde tekrarlanır.' Hiç şüphesiz uluslararası sistemin bir başka özelliği kapsayıcılık olmalıdır. Tüm farklılıkları, bütün dünyadaki insanları ve farklı siyasi görüşleri kapsayacak bir sistem olmalıdır. Bu sistemin bir başka özelliği ise tutarlılığı ve inandırıcılığı olmalıdır. Yani ilke ve değerleri güçlülere farklı, zayıflara farklı uygulamamalıdır. Güçlünün de zayıfın da hakkını hukukunu koruyacak, uluslararası ilke ve standartları ortaya koyacak yeni bir sisteme ihtiyaç var. Çifte standartlardan uzak yepyeni bir sistemi kurmak zorundayız. İnanın ki önümüzdeki 10 yılların uluslararası camianın bir numaralı ödevi bu konudur. Yeni bir küresel sistemi nasıl kurabileceğimiz konusudur."

"Kalıcı ve adil bir barışın sağlanması Türkiye'nin en temel önceliklerindendir"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kuzey Amerika'dan Orta Asya'ya kadar çok geniş bir coğrafyada, neredeyse en önemli ve en yaygın güvenlik kurumu olarak AGİT PA'nın, gelecek dönemde çatışmaları, savaşları önlemek noktasında fevkalade önemli bir fonksiyon icra edeceğine yürekten inandığını belirterek, "Bir kere daha ifade etmek isterim ki Helsinki Nihai Senedi'nde dile getirilen temel ilkelerin, bugün de her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan ilkeler olduğu aşikardır." dedi.

Rusya-Ukrayna savaşının üç yılı geride bıraktığını ve on binlerce insanın hayatını kaybettiği, şehirlerin yıkıldığı ve büyük kayıpların ortaya çıktığı küresel bir savaşın potansiyelini oluşturduğunu ifade eden Kurtulmuş, Türkiye olarak bu savaşın başından itibaren yapıcı diyalog ve iş birliğiyle kalıcı bir barışın sağlanabileceğine inandıklarını, bunun için de bütün güçlerini ortaya koyduklarını kaydetti.

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, her iki ülkenin de komşusu, her iki ülkeyle de konuşabilen, görüşebilen bir ülke olarak başından itibaren şunun farkındadır. Bu savaş, sadece iki ülke arasında savaş değil. Bu savaş, önce Rusya ile Avrupa arasında, giderek Doğu ile Batı arasında bir büyük savaş olma potansiyeline sahiptir. Bunun için en kısa süre içerisinde kalıcı ve adil bir barışın sağlanması Türkiye'nin en temel önceliklerindendir. Bunun için bugün de başta esir takası olmak üzere, tahıl anlaşmaları olmak üzere, insani konuları ele alarak bu savaşın sonlandırılması için üzerimize düşen bütün sorumluluğu yerine getirmeye devam ediyoruz."

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış görüşmelerini de anımsatan Kurtulmuş, "30 yıldır Kafkaslarda istikrarsızlık konusu olan iki ülke arasındaki anlaşmazlık, Karabağ'ın işgalden kurtarılmasıyla birlikte yeni bir safhaya ulaşmış, Azerbaycan ve Ermenistan aralarındaki sorunları tam da AGİT'in konusu olduğu şekilde müzakereyle, tartışarak, görüşerek halletme yoluna girmiştir. Ümit ediyorum ki iki ülke arasında kalıcı bir anlaşmanın sağlanmasıyla birlikte hem Kafkasya bölgesi hem geniş anlamda bölgemiz büyük bir barış iklimine kavuşacaktır."

"Önümüzde Gazze'de kalıcı bir ateşkesin sağlanması vardır"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, AGİT PA'nın Akdeniz Havzası, Orta Doğu ve Asya'da üye olmayan ülkelerle ilişkilerini geliştirmesini de fevkalade olumlu ve önemli olarak gördüklerini ifade etti.

Bu toplantı kapsamındaki Akdeniz Forumu'nda Gazze konusunun ele alınacak olmasından da fevkalade büyük bir memnuniyet duyduklarını belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Artık şunu da söylemenin zamanı geldiğini düşünüyorum. Artık Filistin devletinin de aramızda olmasının, AGİT PA bünyesinde olmasının vakti gelmiştir, tam zamanıdır. Şimdi önümüzde Gazze'de kalıcı bir ateşkesin sağlanması vardır. Her ne kadar kağıt üzerinde bir ateşkes sağlandıysa da hala Netanyahu ve hükümeti, birtakım uluslararası sistemin güçlü aktörlerinden aldığı desteklerle maalesef soykırıma bir şekilde devam etmektedir. Artık uluslararası sistemin üzerindeki rehaveti atması lazım. Nasılsa bir ateşkes sağlandı, bundan sonra işler yoluna girer diye düşünemeyiz. Uluslararası sistem, Netanyahu ve çetesine karşı rehaveti bir kenara bırakarak gerekli tedbirleri almalı ve varılan anlaşmaya uyması konusunda da her türlü baskıyı gerçekleştirmelidir. Bunun en başında gelen, iki devletli çözümü ortaya koymaktır. Bunun için bütün uluslararası platformlarda sözümüzü yükseltmektir."

Kurtulmuş, 4 Haziran 1967 temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmadan İsrail Filistin arasındaki çatışmaların asla sona ermeyeceğini vurgulayarak, "Bunun için Filistin halkının yaşadıkları bu zulmü, bu soykırımı sessiz kalmadan sonuna kadar takip etmek ve soykırımın cezasız kalmaması için gayret sarf etmek durumundayız." dedi.

Uluslararası sistemin acziyeti ve sessizliği ile bazı aktörlerin de verdiği destekten cesaret alan Netanyahu hükümetinin soykırımı sadece Gazze bölgesinde değil, Batı Şeria'da da devam ettirdiğini ifade eden Kurtulmuş, bunun önüne geçmenin yolunun, sokaklara çıkarak "soykırımı durdurun" diye bağıran yüz milyonlarca insanın sesine kulak vermek olduğunu belirtti.

"Nasılsa kınıyoruz diyerek geçiştirilecek bir durum söz konusu değildir"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, meclisler ve uluslararası asamblelerin insani suçlar konusunda müteyakkız olması ve en güçlü şekilde ortaya tepkilerini koyması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Nasılsa kınıyoruz diyerek geçiştirilecek bir durum söz konusu değildir. İki tane önemli olay, günümüz dünyasının bütün insanlığın gönlüne değen turnusol kağıdı gibidir. Bu iki olay karşısında kim ne tavır veriyorsa, nasıl bir insan olduğunu da ortaya koyuyor demektir. Bunlardan birisi Ukrayna'daki kriz karşısında sessiz kalanların, orada yaşayan insani drama karşı hala politik birtakım sözlerle konuyu geçiştirmeye çalışanların ortaya koyduğu tavırdır. Bir diğeri de Filistin halkının yaşadığı, 70 bini aşkın insanın öldürüldüğü, en az 20-30 bin insanın da hala enkazların altında cesedinin olduğu bu soykırıma karşı cılız sözlerle geçiştirme cümlelerinin kurulmasıdır."

"Sadece Ukrayna'dakiler, sadece Filistin'dekiler imtihan olmuyor, hep beraber imtihan oluyoruz." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu soykırıma karşı, bu insanlık suçuna karşı hep beraber ayağa kalkacağız, bir güvenlik ve iş birliği örgütü olarak AGİT'in imkanlarından da istifade ederek İsrail hükümetinin yaptığı bütün bu soykırımların uluslararası alanda takipçisi olacağız. Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi de sadece kağıt üzerinde birer örgüt olmadığını gösterecek. Bizler de bu mahkemelerdeki davaları sonuna kadar takip ederek Netanyahu ve çetesinin cezalandırılması için mücadele edeceğiz. Eğer böyle bir sonuç alırsak bu insanlığın kazanımı olacak, insanlığın zaferi olacak ve Filistin halkının yaşadığı acıları bir nebze olsun hafifletecek bir büyük kazanım olacaktır."

AGİT PA Başkanı Pons: "Bu dönem cesaret vakti, sorumlu liderlik vakti ve diyaloğa duyulan yenilenmiş bir inanç vakti"

İstanbul'da bir otelde "AGİT 50 Yaşında: Diyalog ve İşbirliği Yoluyla Çok Taraflılığın Canlandırılması" temasıyla yapılan toplantının açılışında, AGİT PA Başkanı Pere Joan Pons, AGİT PA Türk Grubu'nun Başkanlığını yürüten AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok, AGİT Genel Sekreteri Feridun Sinirlioğlu konuştu.

AGİT PA Başkanı Pons, 21. yüzyılın başlarında gelecek yılların daha fazla demokrasi, refah, daha güçlü ve çok taraflı bir küresel düzen getireceğine inanıldığını belirten Pons, "Ama belli ki bu teşhisimizde yanılgıya uğramışız. Avrupa yeniden savaşın eşiğinde. Bunu Ukrayna'da görüyoruz ve yine ne yazık ki buraya çok da uzak olmayan Gazze'de görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Bu toplantı çerçevesinde iki gün boyunca parlamenterlerin dünyadaki çatışmaların çözümüne anlamlı bir şekilde nasıl katkı sağlayabileceğini tartışmayı umut ettiğini kaydeden Pons, "Bu dönem ne hüzünlenme vakti ne de teslimiyet vakti. Bu dönem cesaret vakti, sorumlu liderlik vakti ve diyaloğa duyulan yenilenmiş bir inanç vakti." değerlendirmesini yaptı.

Pons, AGİT olarak Avrupa'da barış ve güvene olan bağlılığın her zamankinden daha güçlü olduğunu ifade ederek, "Bu taahhüt doğrultusunda, AGİT Parlamenter Asamblesinin Ukrayna'ya çocukların geri getirilmesine yönelik uluslararası koalisyona resmen katılacağını duyurmaktan da gurur duyuyorum." dedi.

Ukrayna'nın her türlü müzakere masasında yer alması gerektiğini vurgulayan Pons, "Ukrayna'nın geleceği barış ve özgürlük içerisinde, toprak bütünlüğünün korunduğu, hızla yeniden inşa sürecinin başladığı ve adil tazminat süreçlerine doğru ilerleyen bir gelecek olmalıdır." ifadesini kullandı.

Pons, Gürcistan'daki tüm siyasi aktörlerle bir arada çalışarak, demokrasiyi ve diyaloğu güçlendirme yönündeki çalışmaların devam ettiğini ve Orta Asya ülkeleriyle parlamenter işbirliğinin daha da derinleştirilmesini umut ettiğini aktardı.

Gazze'deki katliamların sona erdirilmesi ve iki devletli bir çözümle birlikte barış yolunun açılmasına yönelik tutarlılıklarını sürdürdüklerine dikkati çeken Pons, Ermenistan ve Azerbaycan heyetlerini barış, diyalog ve uzlaşım yönünde attıkları adımlar için de tebrik etti.

"Avrupa'daki genel güvenlik mimarisi artık işlemiyor"

AGİT Genel Sekreteri Sinirlioğlu da "AGİT'in kurulma sebebinin aslında uluslararası güvenlikte gemiyi yönlendirebilmekle alakalıdır. Maalesef bu gemiyi tam manasıyla dümeni kullanabilecek hale getirememiştir. AGİT tam teşekküllü bir örgüte dönüşememiştir. Eğer AGİT bugün tarihi görevini yerine getirecekse, bu dönüşümün tamamlanması gerekir. Bu bir şart kabul edilerek söz konusu kuruma hukuki kişilik kazandırılması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Ukrayna'daki savaş sona erdiğinde, ülkenin yeniden inşa sürecinde AGİT'in merkezi bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten Sinirlioğlu, AGİT'in yeniden canlandırılması için diyalog, konvansiyonel silah kontrolü, çatışma yönetimi, seçim gözlemi, seçimlere destek ve işbirliğine dayalı güvenlik alanlarında reforma ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Sinirlioğlu, Avrupa'daki genel güvenlik mimarisinin artık işlemediğine dikkati çekerek, kapsayıcı ve ileriye dönük bir diyaloğa duyulan ihtiyacın önemini vurguladı.

Uluslararası ilişkilerde diyaloğun kurulması için AGİT'in en önemli platformlardan biri olduğunu aktaran Sinirlioğlu, "AGİT, kapsayıcılığı, meşruiyeti, deneyimi ve tarihsel hafızasıyla, diyaloğun ve işbirliğinin en zor zamanlarda bile mümkün olduğunu hatırlatmak ve göstermek için eşsizdir. Özellikle bu zor zamanlarda ihtiyacımız olan kurumdur AGİT. İnanıyorum ki ancak ve ancak bu şekilde herkes için kapsamlı güvenliği sağlayabiliriz." diye konuştu.

"Filistin'de yaşanan insanlık dramı, hepimizin vicdanını derinden yaralamaktadır"

AGİT PA Türk Delegasyonu Başkanı Altınok da İstanbul’un, tarih boyunca farklı kültürlerin, dinlerin, diplomasinin ve barış arayışlarının simgesi olduğunu belirterek, AGİT'in 50. kuruluş yıl dönümünde diyaloğu bu şehirden yükseltmenin kendileri için anlamlı olduğunu dile getirdi.

İnsanlığın karşı karşıya kaldığı çatışmalar, insani krizler, göç hareketleri, dezenformasyon, iklim değişikliği gibi sınamaların ortak değerler etrafında birleşmenin hayati önemini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Altınok, şunları söyledi:

"Özellikle Filistin'de yaşanan insanlık dramı, hepimizin vicdanını derinden yaralamaktadır. Bu sorun, AGİT'in kapsayıcı ve insani yaklaşımını ilham kaynağı yaparak barış, adalet ve insan onuru için hepimizin harekete geçmesinin zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Aynı şekilde Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ortaya çıkardığı insani nedenler, diyaloğun ve diplomatik çözüm arayışlarının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir."

Altınok, parlamentoların halkların seslerini taşıyan, demokratik kurumların kalbi olduğunu vurgulayarak, AGİT PA'nın fikirlerin, halkların ve değerlerin buluştuğu en önemli zemin olduğunu söyledi.

AGİT'in 50 yıllık geçmişinin güvenliğin yalnız askeri önlemlerle değil, karşılıklı anlayış, ekonomik işbirliği, insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasıyla mümkün olacağını gösterdiğini belirten Altınok, şöyle konuştu:

"Bu çok boyutlu bir yaklaşım, asamblemizin gücünün temeli oluşturmaktadır. Bugün, yeni küresel sınamalarla karşı karşıya kaldığımız bir dönemde, bu değerleri yeniden hatırlamak ve sahiplenmek her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır. Gerçekten İstanbul'daki toplantımızın AGİT'in 50 yıllık birikimiyle ileriye taşıyacak yeni fikirlerin, ortak vizyonların ve sonuç işbirliklerinin doğmasına vesile olacağına inanıyorum. Toplantımızda yapılacak tartışmalar sadece AGİT bölgesi için değil, güvenlik anlayışı açısından daha önemli katkılar sağlayacaktır."

TBMM Başkanı Kurtulmuş, AGİT PA Başkanı Pons ile görüştü

AGİT PA 23. Sonbahar Genel Kurul Toplantısı kapsamında Hilton İstanbul Bomonti Hotel'de gerçekleşen görüşmede, TBMM Başkanı Kurtulmuş, toplantıya ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek, Türkiye'nin tüm kurumlarıyla AGİT'in çalışmalarına aktif bir şekilde katkı sağlamaya çalıştığını ifade etti.

AGİT'in kuruluşundan bu yana güvenlik başta olmak üzere bölgesinde oynadığı çok boyutlu önemli rolün, artan görünürlüğünün ve süreç içerisinde geliştirdiği kapasitesinin farkında olduklarını dile getiren Kurtulmuş, Helsinki Nihai Senedi'nin temelini oluşturduğu AGİT'in, aradan geçen 50 yıllık süre zarfında temel ilkelerini koruyarak ve hatta geliştirerek geldiği noktanın üye ülkelerle birlikte uluslararası toplum için önemli bir kazanım olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, AGİT Genel Sekreterliği görevinin Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu tarafından üstleniliyor olmasının AGİT için de önemli bir kazanım olduğunu ifade ederek, Türkiye olarak geçmişte olduğu gibi gelecek süreçte de AGİT'e her türlü destek ve katkıyı sunmaya hazır olduklarını söyledi.

TBMM-AGİT PA İlişkilerinin de ele alındığı görüşmede Kurtulmuş, TBMM olarak bünyesinde oldukları AGİT PA'nın ve uluslararası örgütlerin faaliyetlerine aktif katkı sağlamaya, ikili ve çok taraflı ilişkilerini geliştirmek adına müşterek çalışmalar yürütmeye gayret gösterdiklerini kaydetti.

Görüşmede, AGİT PA Türk Delegasyonu Başkanı AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok, İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeler Parlamenter Birliği Türk Grubu Başkanı AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdürrahim Dusak, AND Parlamentosu Türk Grubu Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt, Akdeniz İçin Birlik Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu ve AGİT PA üyesi MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın da yer aldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.