Suyabatmaz, İstanbul'da bisiklet kullanımının mevcut durumu, karşılaşılan zorluklar, Avrupa ile farklar ve çözüm önerilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul'da bisiklet kullanımında bir artış yaşandığını vurgulayan Suyabatmaz, bu artışın büyük oranda elektrikli bisikletlerden kaynaklandığını söyledi.

Suyabatmaz, İstanbul'da kullanılabilir 4 milyon civarında bisiklet olduğunu belirterek, bunların trafiğe kazandırılmasının insan sağlığına, hava kalitesine ve gürültünün azalmasına katkı sağlayacağını, en büyük iki katkısının ise tasarruf ve iklim değişikliği açısından kente salınan karbon miktarının azaltılması olduğunu vurguladı.

"İstanbul bisiklet kullanmaya uygun bir şehir"

İstanbul'da pek çok ilçenin bisiklet kullanımına uygun olduğunu söyleyen Suyabatmaz, şöyle devam etti:

"Bisikletin ulaşım çapı 5-8 kilometre civarında. Bu da bir ilçe içi ulaşım modu aslında. Ümraniye, Beylikdüzü, Avcılar, Etiler, Levent gibi düz alanlar ile Zeytinburnu, Ataköy, Florya gibi bölgeler oldukça uygun. Şu anda en çok kullanılan yerler Kadıköy ve Fenerbahçe sahilleri. Yine Yeşilköy, Florya ve Bakırköy de yoğun kullanım gördüğümüz yerler. İstanbul bir ucundan bir ucuna 150 kilometre. Bisiklet 150 kilometre gitmek için yapılmamış, elektrikli bisikletle belki gidersiniz ama burada asıl amaç kısa mesafe ulaşımını çözmek. Yani toplu ulaşımdan indiğinizde evinize, evinizden çıktığınızda bakkala, camiye, pazara, okula, alışverişe, toplu ulaşıma gitmek için kullanmak. Bunun altyapısının düzenlenmesi halinde bisiklet, İstanbul'da çok ciddi bir çözüm ortağı olacak. Hedefimiz kalkıp Beylikdüzü'nden Pendik'e gitmek değil, Beylikdüzü'ndeki iç ulaşımda bisikleti kullanmak."

Suyabatmaz, güvenli altyapı eksikliğine işaret ederek, "Gençler hobi ve spor amacıyla bisiklet kullanmak istiyor ancak bunun için güvenli altyapı bulamıyor. Entegre, güvenli altyapılarla başlayarak birçok şeyi başarabileceğimize inanıyoruz." dedi.

"Bisiklet kazalarının oranı çok düşük"

Bisikletin tarafı olduğu trafik kazalarındaki ölüm oranının dünyada yüzde 1'ler seviyesinde olduğunu aktaran Suyabatmaz, "Konya gibi bisikletin yaygın olduğu şehirlerde bile oran aynı. Esas ölüm oranları otomobil ve motosikletlerde. Ancak kazaların pek çoğu otomobil sürücülerinin dikkatsizliğinden kaynaklanıyor. Sürücüler büyük cisimleri fark ediyor ama yaya ya da bisikletliyi görmeyebiliyor. Dönüşlerde aynalarında bisiklet, motosiklet ya da skuter olup olmadığını kontrol etmeleri çok önemli." ifadelerini kullandı.

Suyabatmaz, gece kırmızı ışığı, farı olmayan ya da reflektif kıyafet giymeyen bisikletlilerin de bazı kazaların yaşanmasına sebebiyet verebildiğini belirtti.

"Avrupa'da kullanım oranı yüzde 60'larda, bizde yüzde 2,5"

Avrupa ile kıyaslama yapan Suyabatmaz, "Amsterdam, Kopenhag ve Utrecht gibi şehirler kuzeyde, daha soğuk ve yağışlı olmalarına rağmen bisikletli yaşamı önceden kurgulamış ve geliştirmiş. Trafikteki cezaları artırmışlar, hız limitlerini şehir içi yollarda 30 kilometreye düşürmüşler. Kullanım oranları Amsterdam ve Kopenhag gibi şehirlerde yüzde 73'lere, ortalama ise yüzde 60'lara kadar çıkıyor. Bizde ise maksimum yüzde 2,5'larda. En çok söylenen gerekçe, güvenli bisiklet yollarının olmaması." diye konuştu.

Suyabatmaz, bisiklet yollarının ve altyapının iki şekilde geliştiğini ifade ederek, "Biri toplum talebiyle diğeri ise yerel yönetimlerin güvenli altyapı yapmasıyla. Pilot olarak bazı mahallelerde başlanabilir. Yeni toplu konut alanları bu iş için çok uygun. Doğru kurgulandığında kentte pek çok şeyin değişeceğine inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

"Görünmez olduğunuzu düşünerek hareket edin"

Bisiklet kullanımına ilişkin uyarılarda bulunan Suyabatmaz, "11 yaşını bitirmiş herkes bisikleti ehliyet ve plaka gerekmeden kara yolunda, trafik kurallarına uyarak, yolun sağ şeridinden giderek kullanabilir. Gündüz neon kıyafetler, gece reflektifli yelek, bisiklet farı ve kask takmak zorunlu. Kavşaklarda araçların sizi hiç fark etmediğini düşünerek hareket edin. Çünkü sürücüler büyük araçlara odaklanıyor." diye konuştu.

Suyabatmaz, elektrikli bisiklet satışlarındaki artışa da değinerek, "Maalesef daha satın alırken gaz kolu taktırılıyor. Bu durumda araç, mobilete dönüşüyor. Plaka, ehliyet ve kask zorunlu hale geliyor. Aksi takdirde 37 bin liraya kadar cezaları var. 25 kilometreyi geçen veya büyük motor taktırılan bisikletler yasal olarak motosiklet statüsüne giriyor. Bu da büyük risk ve suç teşkil ediyor." uyarısında bulundu.

"Bisiklet kullananlar her gün ağaç dikmiş gibi olur"

Bisikletin çevreye katkılarına da işaret eden Suyabatmaz, bisikletin, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin 17'sine de çözüm ortağı olduğunu belirterek, "Bisiklet kullananlar her gün ağaç dikmiş gibi oluyor. Bisiklet kullanımı karbon salmıyor, havayı kirletmiyor, gürültü yaratmıyor, tasarruf sağlıyor ve spor yaptırıyor." dedi.

Suyabatmaz, Avrupa'da şehir içi caddelerde şeritlerden birinin bisiklet yoluna, birinin belediye otobüslerine, birinin de özel araçlara ayrıldığını aktararak, "Almanya'da bisiklet turizm rotaları 40 bin kilometreyi, Avrupa Birliği'nde 90 bin kilometreyi aştı. Biz daha kent içi yolları yapmadan şehirler arası 3 bin kilometrelik turizm yolu projesi hazırladık. Ama öncelikle okula, bakkala, camiye bisikletle gidilecek güvenli yol ağlarını istiyoruz." ifadelerini kullandı.