Kültür

Dünyanın en büyük el yazması Mushaf'ı İstanbul'da yazıldı

Irak'ta kuyumculuk yaparken 2017'de ailesiyle İstanbul'a yerleşen Ali Zaman, 6 yılda, 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğindeki sayfalardan oluşan, dünyanın en büyük el yazması Kur'an-ı Kerim'ini hazırladı.

Hamdi Dindirek  | 28.10.2025 - Güncelleme : 28.10.2025
Dünyanın en büyük el yazması Mushaf'ı İstanbul'da yazıldı Fotoğraf: Bünyamin Çelik/AA

İstanbul

Süleymaniye'nin Raniye ilçesinde 1971'de dünyaya gelen, kuyumculuk yaparak geçimini sağlayan Ali Zaman, çocuk yaşlardan itibaren hat sanatına merak saldı.


Ortaokula giderken hat çalışmalarına başlayan, 2013'te kuyumculuğu bırakıp tamamen bu sanata yönelen Zaman, Mayıs 2017'de ailesiyle, sanatını daha ileri noktaya taşımak için İstanbul'un Fatih ilçesine yerleşti.

Zaman, İstanbul'a gelmeden 1 sene önce başladığı, her sayfasında 1 cüzün yer aldığı, 210'a 150 santimetre ölçülerindeki toplam 30 sayfalık Kur'an-ı Kerim projesini 3 yılın ardından 2019'da tamamladı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Ardından yeni projesi için harekete geçen Zaman, bir yıl boyunca araştırmalar yapıp ölçüler belirledi ve malzeme temin etti.

Zaman, 2020'nin ortalarında proje tasarımını hocası Bijar Erbili'ye gösterip onayını aldıktan sonra "dünyanın en büyük el yazması Kur'an-ı Kerim" projesine başladı.

Her biri 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğinde olan, açıldığında 3 metreyi bulan sayfalardan oluşan Mushaf'ı yazarken modern araçlardan tamamen uzak duran Zaman, her bir harfi geleneksel kamış ve tomar kalemlerle sülüs hattına uygun işledi.

Hiçbir destek almadan yazdı

Zaman, 6 yıl boyunca sabah namazının ardından Fatih'teki Mihrimah Sultan Camisi'nin avlusundaki odada, gününü yazı masasında geçirip yalnızca yemek ve ibadet için çalışmasına ara verdi.

Hafta içi veya hafta sonu demeden bazen saatlerce aynı harf üzerinde sabırla çalışan sanatçı, her ayeti titizlikle satırlara döktü.

Zaman'ın 2019'un sonlarında başlayan sağlık sorunları gittikçe arttı. Geçirdiği rahatsızlıklar nedeniyle Ekim 2023'te çalışmalarına ara vermek zorunda kalan Zaman, 83 kilodan 58 kiloya kadar düştü.

Dışarıdan hiçbir destek almayan ve projenin tüm masraflarını kendi imkanlarıyla karşılayan hattat, yaşadığı zorluklara rağmen pes etmedi.

Zaman'ın Fatih'te küçük bir odada başlayan, hastalığına ve yorgunluğuna rağmen 6 yıl süren çalışması meyvesini verdi. Böylece dünyanın en büyük el yazması Kur'an-ı Kerim'i ortaya çıktı.

Dünyanın en önemli hat sanatçıları arasında gösterilen Zaman, 2007'de Suriye'de, 2014'te Malezya'da, 2015'te Irak'ta ve 2019'da Türkiye'de düzenlenen yarışmalarda "celi sülüs" ve "nesih" hat alanlarında birincilikler kazandı.

Zaman, 2020'de, aralarında Ahmet Abdurrahman Erbili, Bijar Kerim Erbili ve Sabah Erbili'nin de bulunduğu hocalardan icazet aldı.

Ayrıca 2017'de Türkiye'de düzenlenen Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması'nda "saygınlık" ödülüne layık görülen sanatçıya, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi.

"Az kişinin yapabildiği bir eser yapabilmek mutluluk veren bir şey"

Hattat Ali Zaman, AA muhabirine, eline kamışı aldıktan sonra sanatla bitişik olduğunu, her şeyin insanın ruhundan çıktığını ve yapılan iş ile yazılan şeyin de çok önemli olduğunu söyledi.

Yapılan işin herhangi bir eşi ya da benzerinin olmamasının kişiyi mutlu ettiğini belirten Zaman, "Az kişinin yapabildiği bir eser yapabilmek veya az kişinin yapmak isteyeceği bir eseri yapmak... Bu benim için mutluluk ve gurur veren bir şeydir." diye konuştu.

"Irak'ta mekandan ziyade değeri yoktu"

Hattatın oğlu Rekar Zaman ise babasının ortalama bir ailede doğup büyüdüğünü, 2017'de hat sanatını geliştirmek için, bunun daha çok tanındığı Türkiye'ye geldiklerini anlattı.

Buraya geldiği dönemde babasının toplam 30 sayfadan oluşan bir Kur'an-ı Kerim yazdığını ifade eden Zaman, ardından babasının dünyanın en büyük el yazması Kur'an-ı Kerim'ini yazmayı düşündüğünü ve bu işe koyulduğunu söyledi.

Babasının yeni, hiç eşi benzeri olmayan bir şey yapmak isteyerek yola çıktığını belirten Zaman, "Dünyanın en büyük Kur'an-ı Kerim'ini yazma fikri gelmişti. Ama herhangi bir imkanı yoktu, mekan yoktu. Irak'ta mekandan ziyade değeri yoktu. Kendisi Türkiye'ye geldikten sonra burada çok daha değerli olacağını düşündü ve başladı." ifadelerini kullandı.

Zaman, babasının projeye 2019'da başladığını aktararak, şöyle devam etti:

"2019'da biz düşündük, sonra 2020'de projeye koyulduk. Tasarımı olsun, ölçüsü olsun, önceki Kur'anlara da bakarak ölçüsünü ayarladık. Sonra kağıtlarda biraz sorun çektik. Bir de koronavirüs üstüne geldiği zaman bizim işlerimiz çok daha zorlandı. Çünkü Türkiye içinde ayarlamak zordu, bu kağıdı yapmak isteyen çok kişi yoktu. Yurt dışından da sınırlar kapalı olduğu için getiremezdik. Bu sebepten o zamanlar çok zorlandık. Elimizden geldikçe hızlandırmaya da çalıştık. Çünkü kendisi o zamanlar biraz hevesliydi o konuda. Kağıdı ayarladıktan sonra tasarımına geçtik. Tasarımı biraz uzun sürdü. Çünkü kağıdı en verimli şekilde değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bunun tezhibi, ölçüsü, birleştirmesi var. Ölçmeden, ayarlamadan başlarsa bütün emekler çöpe gider. Başladıktan sonra da zaten Allah'a şükür, her şey yoluna koyuldu."

"Değerli olduğunu görünce bizim için de bir mutluluk hissi oluşturdu"

Projeye başlamadan önce dünyadaki en büyük Kur'an-ı Kerim'in ölçülerini araştırıp, çalışmalara başladıklarını ifade eden Zaman, "Şu anda var olan en büyük Kur'an-ı Kerim, bizimki haricinde, 2 metre 28 santim uzunluğunda ve 1,55 metre genişliğinde. Ama bu 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğinde, yan yana koyduğumuz zaman 3 metre oluyor. Bu Kur'an-ı Kerim ile 6 sene babam tek başına uğraştı ve çok güzel bir sonuç elde ettik." dedi.

Babasının böyle bir eseri kaleme almasından çok mutlu ve gururlu olduğunu dile getiren Zaman, tarihe geçebilmenin çok güzel olduğunu söyledi.

Babasının Kur'an-ı Kerim'i yazdığı odanın kapısını genellikle kapalı tuttuklarını, bazen hava alması için açık bıraktıklarında içeri girip bakanların şaşırdığını belirten Zaman, şunları kaydetti:

"Mesela medresede bir tane hoca var. İlk kez gördüğünde çok şaşırmıştı, 'Maşallah' demişti, gözleri büyümüştü. Sonra 10 kere daha gördü, her seferinde aynı tepkiyi verdi. Camide öğrencilere gösterirken öğrenciler de bayağı sevmişlerdi, beğenmişlerdi. Geldiler babamın yanına, tebrikler olsun, el öpme olsun... İrademizi yükseltiler, sağ olsunlar. Değerli olduğunu görünce bizim için de mutluluk hissi oluştu."

Eseri kapatıp, başına bir şey gelmemesi için korunaklı hale getireceklerini dile getiren Zaman, "Çünkü bunlar kağıt sonuçta. Herhangi bir yangında ya yırtılır ya da yanar. Sergilenmesini elbet isteriz. Ama Türkiye'de mi dışarıda mı? Bunu bilemeyiz. Biz sadece şu an bitirdikten sonra yayımlayacağız. Almak isteyen ulaşır, sergilemek isteyen ulaşır." ifadelerini kullandı.

Zaman, eserin Türkiye'de kalmasının kendileri için de daha güzel olacağını belirterek, "Çünkü biz, bunu Türkiye adına yaptık. Türkiye'nin sanata verdiği değer adına yaptık. Tarihe baktığımız zaman Osmanlı döneminde hat sanatı çok büyük ilgi görmüş. Tabii ki bu Kur'an olarak değerlidir zaten ancak hat sanatı daha çok Türkiye'de değer gördüğü için Türkiye'de kalsın isteriz. Türkiye'nin arşivine bir eser eklemek bizim için daha güzel olur." değerlendirmesinde bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.