Kritik madenlerde Çin tahakkümü artarken, gözler Brüksel'in yol haritasına çevrildi
Küresel teknoloji ve savunma sanayisi için kritik önem taşıyan nadir toprak elementlerinde (NTE) Çin'in hakimiyetini sınırlama çabaları hız kazanırken, Avrupa Birliği'nin (AB) bu alandaki stratejik adımları yakından izleniyor.

Ankara
Pekin'in nisanda bazı NTE'ler ve bu elementlerle ilgili mıknatısların ihracatını askıya alması, özellikle Avrupa otomotiv tedarik zincirinde ciddi aksamalara yol açtı. Aralarında BMW ve Mercedes-Benz'in de bulunduğu bazı Avrupalı üreticiler, tedarik darboğazı nedeniyle aksaklıklar yaşadı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Bu adımın, ABD Başkanı Donald Trump'ın 2 Nisan'da Çin'e yönelik ek gümrük vergilerini açıklamasına karşılık atıldığı değerlendirilirken, karar sonucu otomotivden havacılığa, yarı iletkenden savunma sanayisine kadar pek çok sektörde küresel tedarik zinciri riske girdi.
ABD'nin 11 Haziran'da Pekin ile NTE temini konusunda geçici uzlaşıya vardığını duyurması, piyasalarda kısa vadeli rahatlama sağlasa da Batılı ülkeler açısından Çin'in bu alandaki baskın pozisyonu ciddi bir risk unsuru olarak öne çıkıyor.
"AB'nin kısa süre içerisinde alternatif bulması kolay olmayacak"
Türkiye Kritik Mineral İnisiyatifi Kurucusu Sait Uysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel NTE pazarının yaklaşık yüzde 90'ını kontrol eden Çin'in, bu üstünlüğü stratejik sektörlerdeki gücünü pekiştirmek için kullandığını belirterek, "Bu yeni dönemin en büyük kaybedeni AB olacak." dedi.
Uysal, Çin'in ihracat kısıtlamalarının yalnızca ekonomik değil, jeopolitik etkileri de beraberinde getireceğini vurgulayarak, "Yeni sanayi devriminde gücün el değiştirmesi ve Doğu'nun yükselişi söz konusu. Dünya ekonomisinde de bir dönüşümle karşı karşıya kalacağız. Hızlı bir entegrasyon ve adaptasyon olmazsa Türkiye için de ciddi riskler kapıda." ifadelerini kullandı.
AB'nin alternatif kaynak arayışında kısa sürede başarılı olamayacağına dikkati çeken Uysal, "AB'nin karar alma süreçlerinin çok uzun olması, sürekli yeni düzenlemeler ve kanunlar çıkarılması ana uğraş alanları gibi görünüyor. AB'de özel sektör rekabet yerine işbirliğini tercih ediyor. Bu durum uzun vadede AB'li büyük firmaların Çin'e satılması ve Çin'in hakimiyetinin derinleşmesiyle sonuçlanabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Uysal, AB'nin Çin'in NTE hakimiyetini kırma noktasında genel bir stratejisi olmasa da söz konusu kritik maddelerin ikamesi için alternatif kaynaklarının geliştirilmesi, kaynak kullanımının azaltılması ve alternatif teknolojilere yatırım yapılması gibi stratejileri benimsemeye çalıştığına işaret ederek, "Yine de bu süreçte AB ciddi yaralar alacak ve bazı avantajlarını ve hakimiyetini kaybedecek. İlerleyen yıllarda farklı bir dünya ekonomisiyle karşı karşıya kalabiliriz." diye konuştu.
Çin ile ilişkilerin doğru yönetilmesi gerektiğine değinen Uysal, "Bu süreç çatışma ve gerilim odaklı yönetilirse dünya ekonomisi açısından sıkıntılı günler bizi bekliyor. Her durumda bazı büyük firmaların rekabetten dolayı yok olduğunu ve yeni firmaların yükseldiğini göreceğiz." dedi.
"Çin, NTE'ler konusunda geri adım atmayacak"
Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Çevre Koordinatörü Caner Zanbak da Çin'in elindeki kaynak üstünlüğüne karşın, ABD'nin uyguladığı gümrük tarifeleri nedeniyle Pekin'in genel emtia ihracatında kayıplar yaşadığını söyledi.
Zanbak, bu sebeple ABD ve Çin arasında dış ticaret diplomatik görüşmelerinin hız kazandığını anımsatarak, "Çin'in NTE'ler konusunda geri adım atacağını düşünmüyorum. Pekin, NTE'ler ve diğer kritik ham maddeler içeren yeni teknoloji ürünlerini kendince uygun fiyatlarla, gerekirse devlet destekli damping yaparak, dünya ülkelerine pazarlayacaktır. Bu da ticaret savaşına ana konu olan ham maddelere ihtiyaç duyan diğer gelişmiş ülkeleri küresel ekonomik güç olma yarışında oldukça zorlayacaktır." ifadelerini kullandı.
NTE kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen AB ülkelerinin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Zanbak, "AB, başta Çin olmak üzere, bu cevherlere sahip ülkelerle diplomatik ilişkileri artırmalı ve bu alanda ilave katma değer yaratacak tesisler kurmaya yönelik stratejik ortaklıklara girişmeli. Bu yaklaşım üzerinde sessiz ve derinden çalışmalarını sürdüren AB, küresel pazar rakipleri ABD, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerin varlığını göz ardı etmemeli." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.