Dolar
40.83
Euro
47.79
Altın
3,335.45
ETH/USDT
4,413.80
BTC/USDT
117,691.00
BIST 100
10,870.57
Ekonomi, Rusya-Ukrayna Savaşı

Çin, ekonomik yaptırımlara karşı Rusya’ya destek çıkmanın artı ve eksilerini değerlendiriyor

ABD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere çok sayıda ülkenin Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlar açıklaması, son yıllarda bu ülkeyle ekonomik ve stratejik iş birliğini geliştiren Çin’i kritik bir karar alma konumunda bıraktı.

Emre Aytekin  | 01.03.2022 - Güncelleme : 01.03.2022
Çin, ekonomik yaptırımlara karşı Rusya’ya destek çıkmanın artı ve eksilerini değerlendiriyor

Pekin

Çin sözcüleri, Ukrayna Savaşı ile ilgili "işgal", "saldırı" sözcüklerini veya "kınama" ifadelerini kullanmaktan kaçınırken taraflara itidalle hareket etme, sorunu diyalog ve müzakere yoluyla çözme çağrısı yaptı.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, hafta sonunda Avrupalı muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde, Pekin’i sorunların yaptırımlar yoluyla çözülmesini desteklemediğini, uluslararası hukuka dayanmayan tek taraflı yaptırımlara karşı çıktığını belirterek bu türde yaptırımların sorunlarını çözmek yerine yenilerini yaratacağını, diplomatik çözümü baltalamanın yanı sıra ekonomide yaratacağı çoklu kayıplar nedeniyle küresel ekonomiye zarar vereceğini savundu.

Çin’in yaptırımları fırsata çevirip çeviremeyeceği veya buna niyet edip etmeyeceği yönünde tartışılmakla birlikte Pekin’in yaptırım baskısı altındaki Moskova’ya nefes borusu olmanın getireceği ekonomik fırsatları ve riskleri nasıl değerlendireceğine dair henüz açık işaretler bulunmuyor.

Ukrayna Savaşı ve yeni yaptırım dalgası

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından ABD, İngiltere, Kanada, AB ve diğer Batı müttefikleri, Moskova yönetimini hedef alan ticari ve finansal yaptırımlar açıkladı. Yaptırımlar kapsamında Rusya’nın en büyük bankalarının varlıklarına tedbir getirilirken, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatı durduruldu. Çok sayıda ülke, Rusya’ya hava sahasını kapatırken, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yakın çevresindekiler başta olmak üzere Rus yetkililere bireysel yaptırımlar uygulanacağını bildirdi. Son olarak Rus bankaları, ABD doları ve diğer para cinsinden bankalar arası uluslararası para transferlerinin yapıldığı SWIFT sisteminden çıkarıldı.

AB, Rusya Merkez Bankasının rezerv ve varlıklarının yönetimiyle ilgili işlemleri yasaklama kararı aldığını duyurdu. Buna göre, Rusya Merkez Bankası adına veya onun talimatıyla hareket eden herhangi bir tüzel kişi, kuruluş veya organla yapılan işlemlere yasak getirildi.

Batı’nın yaptırımlarına Çin’in önemli bölgesel ekonomik ortaklarından Japonya'nın yanı sıra Güney Kore ve Singapur da destek verdiğini açıkladı.

Kırım’ın ilhakı sonrası stratejik yakınlaşma

Rusya, 2014’te Kırım’ı ilhakının ardından Batı ülkelerinin yaptırımlarıyla karşılaşınca petrol, doğal gaz ve kömür gibi enerji ihracatı için Batı dışı pazar arayışına girdi, yaptırımların etkisini dengelemek için Çin ve Asya pazarlarına yöneldi. Çin ve Rusya’nın bu dönemde eş zamanlı ABD ile ilişkilerinde siyasi ve ekonomik gerilimler yaşaması, iki ülkeyi stratejik olarak birbirine yaklaştırdı.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan, büyük ölçekteki sanayi üretimi için enerji kaynaklarına ihtiyaç duyan Çin’in Rusya’dan satın aldığı milyarlarca dolarlık petrol ve doğal gaz, bu dönemde yaptırımların baskısındaki Moskova yönetimine dayanak sağladı.

Rusya ile yaklaşık 2 bin 700 kilometrelik bir sınırını paylaşan Çin, son yıllarda Moskova’nın en önemli ticari ortağı haline geldi. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2014’te 88,2 milyar dolar iken 2021 sonunda 146,9 milyar dolara çıktı. Özellikle ticaret hacminin geçen yıl, önceki yıla göre yüzde 35,8 artması dikkati çekti.

Çin'in Rusya’dan ithalatı ihracatını 10 milyar aşarken Pekin, Moskova’nın toplam ihracatının altıda birini tek başına satın aldı. Söz konusu ticaretin yaklaşık üçte ikisini ise doğal gaz ve petrol oluşturdu. Ancak gözlemciler, Çin’in ABD ve AB ile toplam ticaret hacminin geçen yıl 1,6 trilyon dolara ulaştığına, bunu Rusya ile ticaretinin 10 katından fazla olduğuna işaret ederek Pekin yönetiminin Batı ile ticari ilişkisini riske atacak şekilde Rusya’ya arka çıkmasını akla yakın görmüyor.

Olimpiyat buluşması "saldırmazlık paktı" olarak yorumlandı

Rusya Devlet Başkanı Putin, 2022 Pekin Kış Olimpiyatları açılış töreni için 4 Şubat’ta Çin’i ziyaret ettiğinde Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile görüştü. Liderler, görüşmenin ardından yayımladıkları ortak bildiride, iki ülkenin Rusya-Çin stratejik ilişkilerinin derinleştirilmesi konusunda görüş birliğine vardığını belirtirken, “21. yüzyılda devletlerarası ilişkilere model teşkil ettiğini” ifade ettikleri ilişkinin “sınırı bulunmadığı” değerlendirmesini yaptı. Bildiride, liderler, Rusya’nın NATO, Çin’in ise ABD, İngiltere ve Avustralya arasında AUKUS ittifakı benzeri bölgesel kamplaşmalara karşı olduğunu vurguladı.

Aynı gün, Çin’in Rusya’dan arpa ve tahıl ihraç etmesini öngören anlaşma ile doğal gaz anlaşması da imzalandı.

ABD'de bazı analistler, Çin-Rus mutabakatını, 2. Dünya Savaşı öncesinde Nazi Almanyası'nın Avrupa’daki işgallerinin hemen öncesinde Hitler ile Stalin arasında imzalanan Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı'na benzediği, Rus tarafının Batı'daki hamleleri öncesinde doğusunu sağlama aldığı yorumunda bulundu. Analistler, Ukrayna'yı işgal eden Rus askeri birliklerin büyük bölümünün Çin sınırındaki Doğu Sibirya'dan Ukrayna cephesine kaydırıldığına dikkati çekti.

Sibirya-Kuzey Çin doğal gaz boru hattı

Enerji kaynağı arayışındaki Çin, Rusya’dan daha fazla petrol, doğal gaz ve kömür almak istiyor. Ancak mevcut boru hatlarının tam kapasitesi sınırda olduğundan ötürü bu mümkün görünmüyor.

İki ülke, 4 Şubat’ta yeni bir boru hattıyla doğal gaz sağlanması için 30 yıllık tedarik anlaşması imzaladı. Rusya’nın Doğu Sibirya bölgesi ile Kuzey Çin’e arasında kurulması planlanan boru hattının inşası en az 3 yıl sürecek. Boru hattı tamamlandığında yılda 10 milyar metre küp doğal gaz taşıyacak.

Çin, Rusya’nın Kırım’ın ilhakının ardından getirilen yaptırımlar sonrasında inşa edilen “Power of Siberia” boru hattı üzerinden Çin’e doğrudan gaz sağlamaya başlamıştı. Öte yandan ülke, Çin’in farklı bölgelerine kara ve deniz yoluyla sıvılaştırılmış doğal gaz ihraç ediyor.

Pekin’in Rusya üzerindeki ekonomik baskıları, ondan daha ucuza gaz almak üzere kullanmak isteyebileceği öngörülüyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, Pekin’in Moskova’dan daha fazla gaz alıp almayacağı sorusuna yanıt vermekten kaçınırken Çin ile Rusya’nın normal ekonomik ilişkisini sürdüreceğini ifade etti.

SWIFT’e karşı CIPS

Rusya’nın SWIFT’ten çıkarılmasının Çin’in kendi dövizle ticaret sistemi CIPS’ın yaygınlık kazanması ve işlem hacmini artırması açısından fırsat olarak görebileceği de değerlendiriliyor.

Çin yönetimine yakın çizgideki Global Times gazetesinde yayımlanan bir yorum yazısında, ABD ve AB’nin Rus bankalarını SWIFT’ten çıkarmasının Rus finans sistemini tamamıyla sarsmayacağı vurgulandı.

Rusya’nın 2012’de "SPFS" adıyla, Çin ise 2015’te "CIPS" adıyla kendi sınır aşırı bankalar arası transfer sistemlerini kurduğunun ve kendi para birimleriyle bu sistem üzerinden transferler yaptığının hatırlatıldığı yazıda, iki ülkenin 2014’ten itibaren karşılıklı ticaretlerinde dolar kullanımını azaltmaya yönelik adımlar attığı belirtildi.

Yazıda, Çin’in 2017’de Çin Döviz Ticareti Sistemine (CFETS) yuan ve Rus para birimi ruble arasında karşılıklı ödeme işlevinin getirildiği belirtilerek 2020'ye gelindiğinde Çin ile Rusya arasındaki ticarette Çin para birimi yuan ile yapılan anlaşmaların payının yüzde 44,9’a ulaştığı, ABD doları ile yapılan anlaşmaların payının ise yüzde 14,42’ye düştüğü vurgulandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.