ABD Başkanı Donald Trump'ın 24 Haziran'da İsrail-İran arasındaki karşılıklı saldırıların durdurulacağına ilişkin ateşkes anlaşması duyurusunun ardından İsrail, Tahran'da sivil nüfusun yoğun olduğu 6 ve 7. bölgeler için tahliye çağrısı yayımladı.

Ateşkes duyurusundan kısa süre sonra, İsrail'in, Tahran’ın merkezinde bulunan 7. Bölge'ye düzenlediği hava saldırıları büyük yıkıma yol açtı.

Anadolu Ajansı (AA) ekibi, saldırıda vurulan sivil binaların ve çevresindeki hasarın boyutlarını yerinde görüntüledi.

Saldırıda bir apartmanın tamamen yıkılarak enkaza döndüğü ve bitişiğindeki bir binanın da dış cephesinin büyük ölçüde tahrip olduğu görüldü.

Çevredeki diğer yapılarda camların kırıldığı, duvarlarda ciddi çatlaklar oluştuğu ve patlamanın şiddetiyle beton parçalarının sokaklara dağıldığı gözlemlendi.

Sokaklar moloz ve enkaz yığınlarıyla dolarken, park halindeki araçların da zarar gördüğü dikkati çekti.

Mahalledeki bir binanın ise dronla hedef alındığı, bahçeye isabet eden dronun çevredeki yapılarda da hasara yol açtığı görüldü. Binanın camları tamamen kırıldı, pencerelerde ciddi tahribat oluştu.

"Bu gördüğünüz suç mahalli, bizim yaşadığımız sivil bir bina"

Saldırıda evi zarar gören Hüseyin Abbasiyan Hüseyni, yaşananları AA muhabirine şu sözlerle anlattı:

"Bu gördüğünüz suç mahalli, bizim yaşadığımız sivil bir bina. Kadın ve çocuklarla birlikte tüm aile saldırıdan 10 dakika önce dışarı çıkmıştık. Kısa süre sonra bu gördüğünüz olay yaşandı."

Kan kanseri tedavisi gören ve solunum cihazıyla yaşayan Hüseyni, saldırı sonrası evinin kullanılamaz hale geldiğini belirterek, "Biz burada kanımızın son damlasına kadar kaldık. Zorbalığa, dinimizin de emrettiği gibi boyun eğmeyiz. Zafer bizimledir. Bu kadar zorluktan sonra kolaylık gelecektir." diye konuştu.

"Hem bizim evimiz hem de çevredeki binalar zarar gördü"

Saldırıda mahallede bulunan evinin hem yakınındaki binanın vurulmasıyla zarar gördüğünü hem de dronla hedef alındığını gözyaşlarıyla anlatan Mehri Vatanhah ise İsrail ve ABD'ye büyük öfke duyduklarını dile getirdi.

Vatanhah, "Bir gün önce buradaydık. Çocukları başka yere göndermiştik cumartesi günü eşimle buradaydık. Pazar günü de evde olmadığımız bir zamanda saldırı olmuş. Eve döndüğümüzde her şeyin alt üst olduğunu gördük." şeklinde konuştu.

Yan binaya üç füze atıldığını ve evlerinin o saldırı nedeniyle zarar gördüğünü anlatan Vatanhah, "Yan bina tamamen yıkıldı. Hem bizim evimiz hem de çevredeki binalar zarar gördü." dedi.

Saldırı sırasında evde kimsenin olmadığını anlatan Vatanhah, "Sevdiklerini kaybedenlerin, çocuklarını kaybedenlerin Allah yardımcısı olsun." dedi.

Tahran’da hayat normale dönüyor

Tahran’da, üç gün önce başlayan normalleşme süreci artık belirgin şekilde ilerliyor. ABD ve İsrail’in "Tahran’ı tahliye edin" şeklindeki tehditleri üzerine kentten ayrılan çok sayıda vatandaşın büyük bir kısmı ateşkes haberiyle kente geri dönerek hayatı yeniden eski akışına kavuşturuyor.

Tahran sokaklarında trafik yoğunluğu eski günlere dönerken, kafeler, alışveriş merkezleri ve iş yerleri tekrar hareketlendi. Şehir merkezinde ve yerleşim bölgelerinde sokaklar kalabalıklaşıyor; vatandaşlar günlük rutinlerine dönmenin rahatlığını yaşarken, atmosferde karmaşık duygular da hissediliyor.

Halkın yüzünde hem derin bir üzüntü hem de büyük bir öfke göze çarpıyor. Üzüntünün temelinde yaşanan can kayıpları ve savaş nedeniyle ülke ekonomisinin aldığı darbe bulunuyor. Öte yandan, özellikle İran'ın ABD ile nükleer müzakere süreci devam ederken saldırıya uğramadı da toplumda ABD ve İsrail'e karşı öfkeyi artırıyor.

Savaşın sona ermesiyle birlikte halkta büyük bir rahatlama gözlenirken belirsizlikler ve geçmişte yaşanan acılar ve İsrail'in saldırgan tabiatı nedeniyle temkinli bir hava hakim. Vatandaşlar, geleceğe dair umutlarını korurken, yine de muhtemel saldırıya karşı dikkatli olmaya devam ediyor.

Anadolu Ajansı (AA) muhabiri, başkent Tahran’ın en işlek noktalarından biri olan İnkılap Meydanı civarında vatandaşlarla bir araya gelerek ateşkes süreci ve kentin yeniden normalleşmesi hakkındaki görüşlerini aldı.

Esnaf Mehdi Piryayi, "Allah'a şükür şu anda ateşkes sağlandı. Biz de normal hayatımıza geri döndük. Bu süreçte bir süre çalışamadık kapalıydı iş yerleri. Son bir kaç gündür iş yerleri yeniden açıldı. Her şeyin normalleşmesinden mutluyum." dedi.

ABD ve İsrail'in "Tahran'ı tahliye edin" tehditlerine rağmen kendisinin bulunduğu yerden ayrılmadığını anlatan Piryayi, "Tehdit ettiler ancak biz evimizde kaldık. Bir yere gitmedik. Hiçbir şey de olmadı." ifadelerini kullandı.

Öğrenci Diyana Guderzi ise İran'ın ABD ve İsrail'in saldırılarına karşılık vermesinden mutluluk duyduğunu belirterek, "Saldırı sırasındaki tehditlere rağmen Tahran'daydık. Kentten ayrılmadık çünkü hem ülkemize hem de Rehberimize (İran lideri Ayetullah ali Hamaney) güveniyoruz. Şu anda Tahran'daki kalabalık devam ediyor. Buraya kitap almaya geldim. İnsanlar rahat hiçbir şekilde tedirgin değiliz." diye konuştu.

Ateşkes konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Guderzi, "Ben İsrail'in yok olmasını istiyordum ancak Rehberimizin verdiği kararı destekliyoruz." dedi.