İsrail'in Gazze Şeridi'ne son 24 saatte düzenlediği saldırılarda 100 kişi hayatını kaybetti
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 100 artarak 50 bin 523'e çıktı.

Ankara
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinde Filistinlilerin evleri ile zorla yerinden edilenlerin sığındığı çadırları hedef aldı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze'de devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
Son 24 saatte İsrail ordusunun düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden 97 kişi ile enkaz altından çıkarılan 3 kişinin naaşının bölgedeki hastanelere ulaştırıldığı aktarıldı. Saldırılarda 138 kişinin yaralandığı kaydedildi.
İsrail ordusunun düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı 95'e yükseldi
Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail savaş uçakları yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Dar el-Erkam Okulu'nu bombaladı.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in söz konusu okula yönelik saldırısı "katliam" olarak nitelendirildi.
Sağlık Bakanlığı, saldırıda 27 kişinin öldüğünü, en az 70 kişinin de yaralandığını duyurdu.
Gazze'deki Filistin Sivil Savunma Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada ise saldırıda aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu 31 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 6 kişinin kaybolduğu ve onlarca kişinin de yaralandığı belirtildi.
Bombalama sırasında okulda olduğu belirtilen dokuz aylık hamile bir kadın, eşi, kız kardeşi ve 3 çocuğunun kaybolduğu, kaybolan ailenin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun kasabasından yerinden edildiği ve okula sığındığı aktarıldı.
İsrail ordusu ile iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet'ten (Şabak) yapılan ortak açıklamada, saldırıda Hamas'ın "komuta merkezini" hedef aldıkları iddia edildi.
Son ölenlerle birlikte İsrail ordusunun sabah saatlerinden itibaren Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 95' çıktı.
Ateşkesi bozan İsrail ordusu, Gazze'ye şiddetli saldırıları yeniden başlattı
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 1163 Filistinli hayatını kaybetti, 2 bin 735 kişi yaralandı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 50 bin 523'e, yaralıların sayısı ise 114 bin 776'ya yükseldi.
Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas'a karşı "gittikçe artan askeri güçle" hareket edeceğini duyurdu.
Hamas ise "İsrail'in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını" açıkladı.
İsrail'in Gazze'ye saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü'nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.
İsrail askerleri Batı Şeria'da onlarca Filistinli genci gözaltına aldı
İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria'nın güneyindeki El Halil kentinde bulunan El-Fevvar Mülteci Kampı'nda onlarca Filistinliyi gözaltına aldığı belirtildi.
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail askerleri El Halil kentindeki Fevvar Mülteci Kampı'na baskın düzenledi. İsrail askerleri baskında onlarca Filistinli genci gözaltına aldı.
Tanıklar, Filistinli gençlerin kampın dışındaki bir askeri noktada saatlerce alıkonulduğunu ardından bazılarının serbest bırakıldığını söyledi.
Baskınlar sırasında ayrıca Filistinliler ile İsrail ordusu arasında arbede çıkarken İsrail askerleri Filistinlilere gerçek mermilerle müdahale etti.
İsrail ordusu işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinli iki ailenin yaşadığı evi yıktı
İsrail ordusunun, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Cema beldesinde Filistinli iki ailenin yaşadığı evi yıktığı belirtildi.
Evin sahibi Ata el-Ubeydi, AA muhabirine 200 metrekarelik alan üzerine yapılmış evinin yerle bir edildiğini söyledi. Ubeydi, evde iki ailenin yaşadığını ve İsrail güçlerinin yıkımdan önce hiçbir uyarı yapmadığını kaydetti.
Birkaç yıl önce inşa edilen evinin meskun olduğunu aktaran Ubeydi, şöyle devam etti:
"Ev, hiçbir gerekçe gösterilmeden yıkıldı, İsrail güçlerine göre askeri bir karar sebebiyle. Açıkta kaldık, artık akıbetimizin ne olduğunu bilmiyoruz, her şeyi kaybettik."
İsrail'in Cenin kentine saldırıları nedeniyle 21 bin kişi yerinden oldu, 4 bin kişi işini kaybetti
Cenin Mülteci Kampı Medya Komitesinden yapılan açıklamada, İsrail güçlerinin 73 gündür Cenin kenti ve mülteci kampına yönelik saldırılarını sürdürdüğü ve saldırılarda 10'u çocuk olmak üzere 35 Filistinlinin öldüğü kaydedildi.
İsrail'in kentte ve mülteci kampında geniş çaplı yıkım ve kundaklama gerçekleştirmesinin yanı sıra bazı evleri askeri karargahlara dönüştürdüğü ifade edilen açıklamada, İsrail’in Cenin kentine yönelik saldırılarının 21 bin kişinin yerinden edilmesine ve 4 bin kişinin işini kaybetmesine neden olduğu aktarıldı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak'ta yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve mülteci kampına "Demir Duvar" adını verdiği bir saldırı başlattı.
Ardından saldırılar Tulkerim ve Tubas ile buralardaki mülteci kamplarını kapsayacak şekilde genişletildi. İsrail ordusu, Cenin ve Tulkerim'deki kamplarda işgalini sürdürürken burada 100'e yakın binayı yerle bir etti.
İsrail hapishanesinde Filistinli çocuğu ölüme götüren ana nedenin "açlık" olduğu ortaya çıktı
Öte yandan İsrail hapishanesinde yaklaşık 2 hafta önce hayatını kaybeden Filistinli çocuğu ölüme götüren nedenlerin başında "açlık" olduğu ortaya çıktı.
Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan ortak açıklamada, 24 Mart'ta İsrail'in Megiddo Hapishanesi'nde hayatını kaybeden 17 yaşındaki Velid Ahmed'in otopsi sonuçlarına dikkat çekilerek, Filistinli çocuğa karşı İsrail hapishane idaresi tarafından sistematik suç işlendiği belirtildi.
Uyuza yakalanan Ahmed'in Aralık 2024 ve Şubat 2025'te muayene edildiği, yeterli beslenememe şikayetiyle daha sonra tekrar muayene edilen Ahmed'in ancak 22 Mart'ta bilincini kaybettikten sonra hapishanenin kliniğine götürüldüğü fakat kurtarılamadığı aktarıldı.
Otopsi sonuçlarına göre "Ahmed'in ciğerlerinde amfizem, kalp zarına kadar uzanan yoğun hava kütleleri, atrofi, batık bir karın, kas kütlesi ve deri altı yağında aşırı azalma ve deride döküntüye" rastlandığı kaydedildi.
Ahmed'in naaşında, "açlık, susuzluk kaynaklı dehidrasyon, kolit kaynaklı ishal nedeniyle sıvı kaybı ve göğüs ortasındaki dokuların iltihaplanması gibi" onu ölüme götüren bir dizi ciddi semptom görüldüğü ifade edildi.
Ahmed'in ölümünün, İsrail hapishanelerinde işkence ve sistematik tacizler dahil olmak üzere her türlü suça maruz kalan Filistinlilerin karşılaştığı vahşeti gözler önüne serdiği vurgulandı.
Açıklamada ayrıca uluslararası hukuk kuruluşlarına İsrailli yetkililerden işledikleri savaş suçlarının hesabını sorma çağrısı yapıldı.
BM: "İşgal altındaki Filistin topraklarında ağır uluslararası suçlar işleniyor olma riski yüksek"
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, işgal altındaki Filistin topraklarında ağır uluslararası suçlar işleniyor olma riskinin yüksek olduğunu belirterek, ülkelerin harekete geçme zorunluluğu bulunduğunu kaydetti.
BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), Cezayir'in talebi üzerine acil oturumla işgal altındaki Filistin topraklarındaki durum ele alındı.
Burada bir konuşma yapan Türk, Gazze'de Filistinlilere kısa süreliğine nefes aldıran ateşkesin sona erdiğini, 1 Mart'tan bu yana düzenlenen İsrail saldırılarında en az 320'si çocuk olmak üzere 1200'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
"Bombardıman, bayramda dahi durmadı"
İsrail ordusunun sivillerin tahliye edilerek yönlendirildiği bölgeler de dahil olmak üzere, konutları, çadırları, hastaneleri ve okulları hedef almaya devam ettiğinin altını çizen Türk, "Bombardıman, Filistinli ailelerin bayramı idrak ettiği günlerde dahi durmadı." dedi.
Türk, son olarak 15 sağlık çalışanı ve insani yardım görevlisinin öldürülmesinin "İsrail ordusunun savaş suçları işlemiş olabileceği yönündeki endişeleri" arttırdığını kaydederek, bu ölümlerle ilgili bağımsız, hızlı ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmesi ve uluslararası hukuku ihlal edenlerin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
İsrail ordusunun, birçok kez yerinden edilen ve sığınacak güvenli bir yer bulamayan sivillerin barındığı kampları da hedef almaya devam ettiğini aktaran Türk, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bunun yanı sıra, İsrail ordusu sivilleri zorla yerlerinden etmeye devam ediyor. Gazze'nin yarısı ya zorunlu tahliye emirlerine tabi tutuldu ya da birçok bölge girilemez bölge ilan edildi. Bu tahliye emirleri, uluslararası insancıl hukuk gereklerini karşılamıyor."
Türk, İsrail'in, gıda, su, elektrik, yakıt ve ilaç gibi hayati önem taşıyan insani yardımların girişini tamamen engellemesinin üzerinden de bir ay geçtiğine dikkati çekerek, "Gazze'ye uygulanan abluka ve kuşatma, toplu cezalandırma anlamına geliyor ve açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanma teşkil edebilir." uyarısında bulundu.
İsrailli üst düzey yetkililerin Gazze'de toprakları ele geçirme, ilhak etme ve bölme yönündeki söylemlerinin yanı sıra Filistinlileri bölge dışına sürmeye ilişkin açıklamalarının endişe verici olduğunu ifade eden Türk, bu söylemlerin de uluslararası suçların işlendiğine dair ciddi kaygılar uyandırdığını ve kuvvet kullanarak toprak edinme yasağını içeren temel uluslararası hukuk prensipleriyle çeliştiğini dile getirdi.
"Batı Şeria'daki durum son derece endişe verici"
Türk, işgal altındaki Batı Şeria'da, özellikle Doğu Kudüs'te de durumun son derece endişe verici olduğunun altını çizen Türk, İsrail ordusunun Batı Şeria'daki "operasyonlarında" yüzlerce Filistinli hayatını kaybederken, mülteci kampları ve geçici sağlık merkezlerinin tamamen yıkıldığını, 40 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.
İsrail'in bölge sakinlerinin evlerine bir yıl boyunca dönmemesi gerektiğine yönelik açıklamasının ise "uzun süreli kitlesel yerinden edilme riskini" artırdığına dikkati çeken Türk, şu ifadeleri kullandı:
"7 Ekim 2023'ten bu yana BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği verilerine göre, Batı Şeria'da İsrail askerleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 191'i çocuk, 5'i engelli olmak üzere 909 Filistinli öldürüldü. Bu ölümlerden bazılarının yargısız infaz veya diğer yasa dışı öldürmeler kapsamına girebileceği belirtiliyor."
Türk, ateşkes sırasında yüzlerce Filistinli esirin serbest bırakıldığını ancak halihazırda çok sayıda kişinin gözaltına alındığını belirterek, İsrail içinde de Filistinlilerin haklarını savunan kuruluşlara yönelik baskıların giderek arttığını söyledi.
"Ağır uluslararası suçların işlenme riski artıyor"
Bir an önce ateşkesin yeniden sağlanması ve Gazze'ye engelsiz insani erişimin sağlanması gerektiğini vurgulayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, "İşgal altındaki Filistin topraklarında ağır uluslararası suçların işlenme riski artıyor." vurgusunda bulundu.
Cenevre Sözleşmesi uyarınca ülkelerin uluslararası insancıl hukuk ihlalleri karşısında harekete geçme yükümlülüğü bulunduğunu hatırlatan Türk, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre de taraf devletlerin soykırım riski belirgin hale geldiğinde harekete geçme sorumluluğu bulunduğunu kaydetti.
Türk, sivillerin korunmasının mutlak bir öncelik olması gerektiğinin altını çizerek, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku ihlallerinin tamamının hesabının sorulması gerektiğini ifade etti.
Tüm esirlerin de derhal ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısında bulunan Türk, "İsrail'in, Gazze nüfusunu zorla yerinden etmeye yönelik her türlü girişimden kaçınması gerekiyor." dedi.
Türk, son 18 aydaki gelişmelerin bu durumdan askeri yollarla çıkışın mümkün olmadığını açıkça ortaya koyduğunu belirterek, tek çözümün BM kararları ve uluslararası hukuka uygun şekilde, eşit haklara ve onura sahip iki devlet temelinde siyasi bir uzlaşıdan geçtiğini ifade etti.
Filistin: "İsrail'in gerçek amacı esirlerin serbest kalmasını sağlamak değil, Filistin toprağı çalmak"
BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Cezayir'in talebi üzerine acil oturumla işgal altındaki Filistin topraklarındaki durum ele alındı.
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, burada yaptığı konuşmada, Gazze’ye ölüm ve yıkım saçtıktan sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun şimdi de Gazze’yi “parçalara ayırdığını” belirtti.
Netanyahu'nun bölgeyi parçalayarak toprakları ilhak etmeye yönelik planlarını açıkça ve çekincesiz bir şekilde duyurduğuna dikkati çeken Mansur, İsrail liderlerinin aynı zamanda "gönüllü göç" adı altında Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini teşvik etmeye devam ettiklerini dile getirdi.
Dünyanın dört bir yanından gelen tepkilere rağmen İsrail’e karşı bu politikalarını durdurmaya yönelik etkili bir baskının hala uygulanamamasına tepki gösteren Mansur, şöyle devam etti:
"Filistin halkı, İsrail'in cezasız kalma durumunun ne zaman sona ereceğini ve yaşamlarının uluslararası toplumun harekete geçmesini sağlayacak kadar önemli olup olmadığını sorguluyor. Bu umutsuzluk, geçtiğimiz günlerde bir çocuğun bombardımanda yıkılan evinin ardından bir kameramana bağırarak söylediği sözlerle özetlendi: 'Ne çekiyorsun? Ne için? Kimse bizi görmüyor.'"
Mansur, uluslararası toplumun ve BMGK'nın Filistin halkının kanını, gözyaşlarını, parçalanmış hayatlarını gördüklerine işaret ederek, "Bunlar sizi etkiliyor, biliyorum. Ama Filistin halkı için önemli olan, yalnızca sizin etkilenmeniz değil, harekete geçmenizdir." diye konuştu.
İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon'un konuşmasını eleştiren Mansur, "Camdan yapılı evlerde oturanlar başkalarına taş atmamalı." ifadelerini kullandı.
Danon'un Filistin Kızılayı ambulanslarında öldürülenlerin "Hamas teröristleri" olduğu yönündeki sözlerine inanmadığını kaydeden Mansur, "Daha önce görülmemiş sayıda çocuklarımızı, insanlarımızı öldürmeyi bırakıp, Gazze Şeridi'ni 1967'den beri yaptığınız gibi hapsetmeyi bırakırsanız, o zaman belki size inanırım." şeklinde konuştu.
Mansur, İsrail'in Filistinli küçücük bir çocuğu bile ikna edemediğini vurgulayarak, "Siz bize barış ortağı değilsiniz. Sözlerle değil, eylemlerle kendinizi temizleyin. Ancak o zaman barışın bir ortağı olmaya layık olabilirsiniz." dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.