Dolar
41.71
Euro
48.50
Altın
4,041.67
ETH/USDT
4,514.10
BTC/USDT
123,162.00
BIST 100
10,756.27
Dünya, İsrail’in Gazze saldırıları

İsrail’in Küresel Sumud Filosu’nda alıkoyduğu 4 İngiliz daha ülkesine döndü

Gazze’ye yardım götürmek için Küresel Sumud Filosu’yla çıktıkları yolda İsrail tarafından yasa dışı şekilde alıkonulan 4 İngiliz vatandaşı daha ülkesine döndü.

Behlül Çetinkaya  | 08.10.2025 - Güncelleme : 08.10.2025
İsrail’in Küresel Sumud Filosu’nda alıkoyduğu 4 İngiliz daha ülkesine döndü Fotoğraf: Behlül Çetinkaya/AA

Londra

İsrail’in yasa dışı olarak alıkoyduğu filodaki İngiliz vatandaşlarından James (Jim) Hickey, Malcolm Ducker, Hannah Sharpey-Schafer ve Sid Khan, Ürdün’ün başkenti Amman’dan kalkan tarifeli uçakla Londra’ya geldi.

Uçakları Heathrow Havalimanı'na inen 4 aktivist, havalimanındaki sınır polislerince pasaportlarına el konarak gözaltına alındı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Kısa süre sonra önce Hickey ve Khan serbest bırakıldı. Glasgow'a gidecek uçağa binmeden önce açıklama yapan Hickey, "İngiltere'ye gelişimizde bize eziyet edildi ve gözaltına alındık." ifadesini kullandı.

Khan da yazdıkları ortak basın açıklamasını okuyarak, filonun İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı kırmak ve yardım götürmek için yola çıkan şiddet içermeyen bir sivil girişim olduğunu vurguladı.

Hükümetlerin soykırımı durduramaması üzerine yola çıktıklarına işaret eden Khan, Avrupa kara suları ve Tunus kara sularında saldırıya uğradıklarını hatırlattı.

İsrail hükümetinin filoyu sürekli tehdit ettiğini vurgulayan Khan, "1 Ekim'de Gazze'ye 50 deniz mili kala, uluslararası sularda bir korsanlık sonucu silah kullanılarak kaçırıldık. Hangi teknolojiyi kullanıyorlarsa tüm elektronik aletlerimiz kullanılamaz hale geldi. Püskürtülen sularla teknelerimiz zarar gördü. Silahlı komandolar gemilerimize bindi ve esir alındık." ifadelerini kullandı.

Khan, "İsteğimiz dışında Usdud (Aşdod) Limanı'na götürüldük." diyerek, güneş altında 12 saat boyunca zor pozisyonlarda oturmak durumunda bırakıldıklarını anlattı.

Çoğu filo üyesinin saldırıya uğradığını, dizleri üzerinde ve elleri arkadan kelepçeli halde beklediklerini aktaran Khan, "Yaşlılar da buna dahil. Malcolm, ayakta durmakta zorlanan birisi olarak dizlerinin üzerinde, başı öne eğik halde bekletildi. Kafasını kaldıranın kafasını bastırıyorlardı." diye konuştu.

"Türkler, İtalyanlar, Yunanlar ve İspanyollar 2 gün içinde vatandaşlarını götürdü"

İlaçlarının alındığını, çıplak şekilde elle arandıklarını söyleyen Khan, soğuk bir havada Necef Çölü'ndeki cezaevine giden otobüsün klimalarının da açıldığını belirtti.

Khan, gözleri kapalı halde yaptıkları yolculukta darp edildiklerinin altını çizerek, "Hücrelerde bir tuvalet, küçük bir lavabo ve 8 yatak vardı ancak biz 15 kişiydik." dedi.

Ülkelerine dönene kadar bu hücrelerden çıkmadıklarını vurgulayan Khan, "Çoğumuz hukuki bir temsilci hizmeti almadık, ilaçlara ulaşamadık. Fiziki saldırı tehdidi altındaydık. Köpekler vardı, silahlar kafamıza dönüktü. Sürekli uyandırılarak uykusuzluk yaşadık. Kapılara vurulup ışıklar açılarak uyandırılıyor ve ayağa kaldırılıyorduk. Bunu her gece birkaç saatte bir yaptılar." diye konuştu.

Khan, 7 Ekim 2023 gününe ait görüntü ve seslerin gösterildiğini belirterek, "Jim ve ben, İngiliz Büyükelçilik personelini ancak 5'inci günde görebildik. Yapabilecekleri bir şey olmadığını, sağlık durumumuzu kontrol etmek için bir personelle geldiklerini ve bizi çıkarıp ülkemize götürmek için bir desteklerinin olmadığını belirttiler. Aksine Türkler, İtalyanlar, Yunanlar ve İspanyollar 2 gün içinde uçuş ayarlayıp vatandaşlarını ülkelerine götürdü." ifadelerini kullandı.

Bulundukları cezaevinde 400 Filistinli çocuk bulunduğuna dikkati çeken Khan, kendi yaşadıklarının Filistinlilerin yaşadıkları yanında hiçbir önemi olmadığını vurguladı.

Khan ve Hickey, Glasgow'a giden uçakla Londra'dan ayrılarak İskoçya'ya gitti.

"Nasıl dayanıyorsunuz bilmiyorum ama bekleyin, geri geleceğiz"

Ducker ve Sharpey-Schafer ise uçağın inişinden 2 saat sonra havalimanından çıkabildi.

Ducker, yaptığı açıklamada, "Yahudi bir pasaport polisi tarafından arkadaşlarımızdan biri durduruldu. Onunla ilgilenmekten mutlu gözükmüyordu. Bu durum bizim çıkışımızı geciktirdi. Böyle önyargıları bulunan kişilerin pasaport polisi olmaması gerek. Bu durum utanç vericidir ve o polisin görevden uzaklaştırılması gerek." ifadesine yer verdi.

İsrail tarafından tutuldukları cezaevinde aldıkları konsolosluk hizmetine de değinen Ducker, "Konsolos ve bir konsolosluk personeliyle 3'üncü gün görüştüm. Nasıl muamele gördüğümüzü anlattım. Onu bir daha 5'inci gün gördüm ve hiçbir şey elde edememişlerdi. Sonra da onlardan bir şey beklemeyi bıraktım." diye konuştu.

Ducker da Türk, İspanyol, İtalyan ve Yunan konsolosluk yetkililerinin çalışmalarına değinerek, "Kesin bir kontrast vardı. Vatandaşlarına özel uçuşlar bile ayarladılar. Bizimkiler ise basitçe 'Kendi başınasınız' dedi." ifadelerini kullandı.

"Önemli olan filo değil, Filistinlilere karşı devam eden açlık ve soykırımdır." diyen Ducker, geçmişte de filoların saldırıya uğradığını hatırlattı. Ducker, şöyle devam etti:

"İngiliz bayraklı gemiler de vardı ancak bu hükümet hiçbir şey yapmadı. Bu tür bir korsanlık 17-18'inci yüzyılda görülür. Ama bu hükümet bunları görmezden geliyor çünkü İsrail'le çok yakınlar. Kendi vatandaşlarını korumaya hazır bile değiller. İsrail halkını korumayı, İngiliz halkını korumaya tercih ediyorlar. Bu hükümet ahlaken çökmüştür."

Ducker, 6 gün kaldığı cezavinde gördüklerini, Filistin halkının yıllardır yaşadığını belirterek, "Nasıl dayanıyorsunuz bilmiyorum ama bekleyin, geri geleceğiz." dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.