İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Özel Raportörü Fionnuala D. Ni Aolain ve BM İşkenceyle Mücadele Özel Raportörü Nils Melzer'in aralarında bulunduğu pek çok BM uzmanı ortak açıklama yaptı.

Açıklamada, Mısır Kişisel Haklar Girişimi (EIPR) Genel Direktörü Casir Abdurrezzak, EIPR İdari Direktörü Muhammed Beşir ve grubun ceza adaleti departmanı başkanı Karim Ennarah'ın kasım ayında "terörizm ve kamu güvenliğini tehlikeye atma" suçlamalarıyla gözaltına alındıkları anımsatıldı.

Bu isimlerin, 13 büyükelçiyle insan hakları konularında yaptıkları toplantının ardından gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, Mısır yönetiminin aktivistlerden "intikam" aldığı vurgulandı.

Açıklamada, Mısır yönetimi kınandı ve 3 insan hakları aktivistinin "acilen ve kayıtsız şartsız serbest bırakılması" çağrısı yapıldı.

Ayrıca bu kişilere yönelik suçlamaların düşürülmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu tutuklamalar, insan hakları savunucularının meşru çalışmalarını yürütürken her gün Mısır'da karşılaştıkları çok ciddi risklerin altını çiziyor. İnsan hakları savunucuları ve sivil toplum aktivistleri, başkalarının haklarının korunmasını sağlama çabalarından dolayı asla cezalandırılmaz. Bu çabalar terörizm veya kamu tehdidi olarak görülmemelidir. Tam tersine katkıları için onları korumalı ve değer vermeliyiz."

Hücrede tuttular

24 Kasım'da Batı medyasına konuşan EIPR'nin Kurucu Başkanı Husam Behcet, EIPR Genel Direktörü Casir Abdurrezzak’ın başkent Kahire'nin güneyinde bulunan Liman Tora Hapishanesi'ndeki diğer mahkumlara kıyasla daha kötü şartlara maruz bırakıldığını ve 3 gün hücrede tutulduğunu söylemişti.

EIPR personelinin tutuklanması birçok Avrupa ülkesi, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada tarafından eleştirilmişti.

Tanınmış ABD'li Demokratların yanı sıra Joe Biden’ın Dışişleri Bakanı olarak belirlediği Antony Blinken de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda endişesini dile getirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanlığından 21 Kasım'da yapılan açıklamada, "Avrupa ülkelerinin açıklamaları soruşturmayı etkileme girişimi" şeklinde nitelendirilerek tepki gösterilmişti.