Belçika Federal Parlamentosunda milletvekilliği ve senatörlük görevinde bulunmuş, halihazırda Verviers kentinde yerel yönetimde sorumluluklar üstlenen siyasetçi Ben Achour, Filistin'le ilgili yeni girişimine dair AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Ben Achour, "Tunuslu göçmen bir babanın, Avrupa'nın kalbi Belçika'da doğup büyüyen oğlu" olduğunu gururla ifade ederek "Her şeyden önce, Filistin meselesinin çocukluğumdan beri siyasetle ilişkimin temelinde olduğunu söyleyebilirim." dedi.

Filistin meselesi aracılığıyla "adaletsizlik" sorunuyla yüzleştiğini dile getiren Ben Achour, "Küçük bir çocukken, Birinci İntifada sırasında, İsrail askerleri tarafından katledilen küçük çocukların görüntüleriyle karşılaştım. İşte o an, sanki adaletsizliklerle dolu bir dünyada yaşadığımı ve bunu kendi seviyemde düzeltmek istediğimi keşfettim. Siyasi vicdan farkındalığım, Filistin halkının maruz kaldığı adaletsizliğin görüntüleriyle doğdu." diye konuştu.

Filistin meselesi: "Tüm demokrasiler için bir ayna"

Ben Achour, milletvekili olduğu dönemde aynı zamanda Dışişleri Komitesi üyesi olduğunu ve çalışmalarını Filistin meselesi üzerine yoğunlaştırdığını belirterek "Filistin meselesinin hepimiz için merkezi öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Bu mesele hepimiz için bir ayna görevi görüyor. Tüm demokrasiler için bir ayna. Tüm insanlık için bir ayna. Çifte standart meselesini gözler önüne seriyor. Rusya-Ukrayna meselesinde farklı, Filistin meselesinde ise farklı davranmamız kabul edilemez. Ten rengi, din, köken ne olursa olsun insan haklarını ve uluslararası hukuku savunmalıyız." ifadelerini kullandı.

Yeni girişimiyle ilgili Ben Achour, şunları aktardı:

"Filistin konusunda Avrupa'dan parlamenterlerden oluşan bir ağ kurdum. Bu amaçla, eylemleri koordine etmek, Filistin meselesine duyarlı milletvekillerini bir araya getirmek, İsrail hükümeti tarafından doğrudan beslenen egemen söylemlere karşı çıkmak için bir ağ oluşturdum. Avrupa'da, temsilcilerinin bu konuda daha aktif olmasını isteyen bir sivil toplum var. Avrupa'daki nüfusun çoğunluğu Filistinlilerin hakkını, Orta Doğu'da adaleti ve barışı savunuyor. Brüksel sokaklarında düzenlenen en büyük gösteriler Filistin'i desteklemek içindi."

Politikacıların bu desteği benimsemesi ve Filistin halkını daha yüksek sesle ve somut şekilde savunması gerektiğini vurgulayan Ben Achour, bu anlamda Avrupa siyasetini şöyle değerlendirdi:

"Avrupa verimsiz. Neredeyse sessiz, işe yaramaz ve yok olmasından dolayı üzgünüm. Asla yeterli değil. Bazen böyle ifadeler duyuyorsunuz ancak somut adımlar atılamıyor, İsrail'e yaptırım uygulamak imkansız. Bundan dolayı çok üzgünüm. Dünyada İsrail'in yaptığını yapacak başka bir ülke engellenir, yaptırımlara maruz kalırdı ama Avrupa hiçbir şey yapamayacağını gösterdi."

"Orta Doğu'da barışı inşa etmek için aktif ve olumlu aktörler olmalıyız"

Ben Achour, bu durumu değiştirmek için yöntemler üzerine düşündüğünü ve milletvekillerinden başlamaya karar verdiğini şu sözlerle anlattı:

"Milletvekilleri halk tarafından seçilir. Onlar halkın temsilcileridir. Milletvekillerinden başlayarak yeni bir söylem ortaya koymalı, Avrupa politikasını uluslararası hukuk ve insan haklarının savunulması konusunda daha etkili, daha tutarlı ve daha sağlam bir şekilde yönlendirmeliyiz."

İsrail'in uluslararası hukuku her şekilde ihlal ettiğine işaret eden Ben Achour, "Böyle bir dokunulmazlığa sahip olamazlar. Hesap verebilirlik konusu çok önemli çünkü bu ilkeleri savunan hepimiz için bir güvenilirlik meselesi. Orta Doğu'da barışı inşa etmek için aktif ve olumlu aktörler olmalıyız. Adalet yoksa barış da olamaz. Adalet de ne olursa olsun uluslararası hukuka ve insan haklarına saygıdan geçer." dedi.