Günlük hayatta zihinle cihazları kontrol etme hayali gerçeğe dönüşüyor
Teknoloji devlerinin felçli, engelli ve nörolojik hastalıkları bulunan kişilerin yaşam kalitesini artırmak için geliştirilen beyin çiplerini cihazlarına entegre etmeye başlaması, insan beyninin doğrudan cihazları kontrol etmesine imkan tanıyor.

Ankara
Beyin çipi olarak da bilinen BCI (beyin-bilgisayar arayüzü) teknolojisi, özellikle felçli, engelli ve nörolojik rahatsızlıkları bulunan hastaların hayat kalitesini artırmaya yönelik bir araç olarak geliştirilmiş olsa da, günümüzde artık tıbbi uygulamaların ötesine geçerek gündelik hayatın bir parçası haline geliyor.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
ABD'li milyarder Elon Musk'ın sahibi olduğu Neuralink ile Bill Gates ve Jeff Bezos'un yatırımcıları olduğu Synchron'un çalışmaları sayesinde felçli hastaların düşünceleriyle aktiviteler yapmasını hedefleyen beyin çipi teknolojisinde yarış hızlanıyor.
Tıp ve teknoloji alanında uzman isimlerin yanı sıra Neuralink'in kurucu ekibinden Ben Rapoport'un da aralarında yer aldığı Precision Neuroscience girişimi de nöroteknoloji alanında öne çıkıyor.
Musk'ın, 30 Ocak 2024'te, ilk kez bir insana beyin çipinin yerleştirildiğini açıklamasından sonra, 1 Mart 2024'te Neuralink beyin çipi yerleştirdikleri kişinin düşünce yoluyla satranç oynadığını kaydetti.
Teknoloji devi Apple ise BCI teknolojisini dokunmatik ekran, klavye ve sesli komut gibi "native input" yani "yerel giriş" olarak destekleyecek bir protokol üzerinde çalışıyor.
Böylece kullanıcıların ek yazılıma ya da karmaşık ayarlara gerek kalmadan, yalnızca düşünce yoluyla iPhone veya iPad'i kontrol etmesi mümkün oluyor.
Teknoloji devi Apple'ın bu adımı, düşünce ve sinir sinyallerinin dijitalleşerek günlük yaşama entegre edilmesinin önünü açarken, mahremiyet, siber güvenlik ve zihin hakları tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Neurorights Foundation'ın Tıbbi Direktörü Dr. Sean Pauzauskie, BCI teknolojisine ilişkin detayları ve etik tartışmaları AA muhabirine değerlendirdi.
Pauzauskie, Apple, Meta ve Snap gibi teknoloji şirketlerinin, tüketicilerin sinirsel aktiviteleriyle cihazları kontrol etmelerini sağlayacak ürünleri yakın gelecekte piyasaya sürmeye hazırlandığını vurguladı.
BCI teknolojisi nedir ve nasıl çalışır?
Beyin çipi, sinir hücreleriyle bilgisayar arasında doğrudan iletişim kurmayı sağlayan mikro elektronik cihazlar olarak tanımlanıyor ve çiplerin yerleştirilmesi ileri düzey cerrahi yöntemler gerektiriyor.
Bazı modeller doğrudan kafatası açılarak beyin yüzeyine yerleştirilirken, bazıları damar içinden beyne ulaştırılabiliyor.
Cihaz, beyindeki elektriksel sinyalleri algılayarak dijital verilere dönüştürüyor ve bu veriler bilgisayarlara, tabletlere, telefonlara veya protez sistemlerine aktarılıyor.
Söz konusu teknolojiyle, özellikle felçli, engelli ya da nörolojik hastalıkları bulunan kişilerin iletişim kurabilmesi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçlanıyor.
Geliştirilen bazı prototipler sayesinde hastalar düşünceleriyle bilgisayar ekranında yazı yazabiliyor veya protez uzuvlarını hareket ettirebiliyor.
Günlük hayatta nasıl kullanılabilir?
BCI teknolojisinin, tıbbi kullanımın yanı sıra günlük hayatta mesaj yazmak, arama yapmak, sosyal medyada gezinmek ve oyun oynamak gibi işleri yalnızca düşünce yoluyla yapmayı mümkün kılması bekleniyor.
Beyin sinyallerinin anlık çeviri sistemleriyle birleştirilmesi halinde, zihinden geçen cümlelerin otomatik olarak başka dillere çevrilebileceği, toplantılarda not almak veya sunum yapmanın ise düşüncelerin doğrudan bilgisayara aktarılmasıyla daha hızlı ve pratik hale gelebileceği öngörülüyor.
Ayrıca, söz konusu teknoloji sayesinde eğitim alanında, öğrencilerin dikkat ve odaklanma düzeyini ölçmeye yönelik yeni araçların ortaya çıkabileceği, ancak bunun etik açıdan tartışmalara yol açabileceği belirtiliyor.
Video oyunlarında yalnızca düşünerek karakterleri kontrol etmek mümkün hale gelirken, söz konusu teknoloji VR/AR gözlüklerle kullanıldığında tamamen eller serbest halde bir sanal gerçeklik deneyiminin ortaya çıkabileceği düşünülüyor.
Ayrıca film veya müzik platformlarının da kişinin ruh haline göre içerik önerileri yapabileceği vurgulanıyor.
Mahremiyet, siber güvenlik ve etik boyutları
BCI teknolojisine ilişkin en kritik mesele, zihin verisinin kimde toplanacağı ve nasıl korunacağı olarak öne çıkıyor çünkü söz konusu teknoloji insanların düşüncelerini, duygularını ve niyetlerini dijital hale getirebiliyor.
Bu durum, siber saldırılar ve veri ihlalleri halinde kişisel mahremiyetin tamamen ortadan kalkabileceği endişesini doğuruyor.
Etik tartışmalar, dünyada "nörohaklar" kavramını öne çıkarırken, düşünce mahremiyeti, bilişsel özgürlük, kişisel verilerin korunması, zihinsel bütünlük bu hakların temelini oluşturuyor.
Zihinle cihazları kontrol etme hayali gerçeğe dönüşüyor
Pauzauskie, Apple'ın 2023'te popüler AirPod ürününün EEG sensörleri içeren bir versiyonunun patentini aldığını hatırlatarak büyük teknoloji şirketlerinin gelecekteki en kritik hedefinin BCI olacağına işaret etti.
Teknolojiyle etkileşimin geleceğinin BCI aracılığıyla olacağına dikkati çeken Pauzauskie, "Meta, Snap gibi teknoloji şirketleri, tüketicilerin sinirsel aktiviteleriyle cihazları kontrol etmelerini sağlayacak ürünleri ya patentlenmiş ya da yakın gelecekte piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Dolayısıyla Apple, bu stratejik hedefte yalnız değil." ifadelerini kullandı.
Pauzauskie, özellikle Apple'ın erişiminin yüz milyonlarca kullanıcıya ulaştığını ve gelecekte bu sayının milyarlara çıkabileceğini belirterek, BCI teknolojisinin yakında günlük yaşamın bir parçası haline gelebileceğini vurguladı.
Söz konusu teknolojiden en çok engelli kişilerin faydalanabileceğini ifade eden Pauzauskie, "Belki bir gün, duygu durum bozukluklarında ruh halini düzenlemek için beyin dalgalarına dayalı müzik deneyimlerinden, engelli kişiler için düşünceyi metne çevirme teknolojisine kadar her şeyde beyin çiplerinden yararlanabileceğiz." diye konuştu.
Pauzauskie, söz konusu teknolojinin ilk kullanım alanlarının; hassas müzik deneyimleri için beyin dalgalarının algılanması, eğitim veya sosyal medya kullanımı için odak izleme, düşünce-metin çevirisi yoluyla mesajlaşma ve kişiselleştirilmiş beyin dalgası desenleriyle ürünlerin kilidini açmaya yönelik güvenlik uygulamaları olacağını belirtti.
Düşünce ile metin çevirisinin henüz emekleme aşamasında olduğunu anlatan Pauzauskie, yine de laboratuvar ortamında konuya ilişkin başarılı sonuçlar elde edildiğini kaydetti.
Ruh haline dayalı içerik önerilerine yönelik uygulamaları "daha yakın bir ihtimal" olarak nitelendiren Pauzauskie, "AirPods gibi cihazlarla yalnızca iki ölçüm noktası üzerinden kişinin ruh hali yüksek doğrulukla tespit edilebiliyor. Eller serbest beyin bilgisayar arayüzü de günümüzde hızla gelişen bir gerçeklik. Bu nedenle, yakın gelecekte eller serbest sanal gerçeklik deneyimleri günlük yaşamın bir parçası haline gelecek gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.
Pauzauskie, Apple'ın veri güvenliğinde önde gelen şirketlerden biri olduğunu ve uçtan uca şifreleme yöntemi kullandığını vurgulayarak şirketin kötü amaçlı yazılım ve diğer siber saldırıları önlemek amacıyla Secure Enclave isimli özel bir güvenlik işlemcisi kullandığının altını çizdi.
Ayrıca şirketin düzenli olarak iOS güncellemeleriyle güvenlik açıklarını kapattığını ve para kazanma stratejisi kapsamında hiçbir veri satmadığını savunan Pauzauskie, "Tüm bu tekniklerin BCI verileri için de uygulandığını tahmin ediyorum." dedi.
California eyaletinin, nöral verileri yasayla hassas kişisel bilgi kategorisine dahil ettiğini hatırlatan Pauzauskie, Apple'ın yasalara uyuma konusunda güçlü bir geçmişe sahip olduğunu öne sürerek bu çizgide devam edeceği öngörüsünde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.