Akıncı-Kemankeş testi: Türk SİHA'ları hiper harp kapasitesi inşa ediyor
Kemankeş’in sensör kabiliyeti ve Akıncı ile gerçek zamanlı veri paylaşım imkanı, Akıncı–Kemankeş ikilisinin yalnızca kinetik taarruz için değil, enformasyon üstünlüğü açısından da kritik bir konum edineceğini göstermektedir
İstanbul
Hudson Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Dr. Can Kasapoğlu, Baykar'ın Akıncı–Kemankeş entegrasyon ve test faaliyetlerinin önemini ve bu çalışmaların Türk savunma sanayisindeki yerini AA Analiz için kaleme aldı.
***
2022'de Texas’ta bir teknoloji yatırımcısı olan Amir Husain tarafından Forbes’da yayımlanan bir makale, ABD’nin ardından NATO’nun ikinci büyük silahlı kuvvetlerine sahip Türkiye’nin üstün SİHA sistemleriyle bir hiper savaş kapasitesi geliştirdiğini değerlendirmişti. Hiper savaş kavramıysa, ilk olarak Amir Husain ve ABD Deniz Piyadeleri Kuvvetinden Orgeneral John Allen tarafından yayımlanan 2017 tarihli bir makalede formüle edildi. Özetle, yapay zeka, algoritmik harp ve robotik sistemlerin bileşkesinden neşet eden hiper savaş konsepti, insan unsurunun muharebe ağlarındaki yerini tedricen otonom silahlara ve akıllı makinelere bırakmasını öngörmektedir. [1]
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Baykar’ın bir süredir, 40 bin feet irtifada uçabilen Akıncı stratejik SİHA platformuyla icra ettiği Kemankeş akıllı mühimmat entegrasyon ve test faaliyetleri, Türkiye’nin insansız sistemlerde ulaştığı üstün teknik eşiğin ötesinde, tam olarak yukarıda özetlenen hiper harp kapasitesi inşasına dair ciddi emareler sunmaktadır. Bu satırların yazarının daha önce yine Anadolu Ajansında (AA) kaleme aldığı bir analizle değerlendirdiği Kemankeş, özel bir kabiliyettir. [2] Zira Kemankeş, resmi olarak üreticisi Baykar tarafından her ne kadar bir akıllı seyir füzesi olarak tanımlansa da dizayn felsefesi gereği bir kamikaze dron (loitering munitions / dolanan mühimmat) ve seyir füzesi hibrit sistemidir. Dolayısıyla, teknolojik DNA’sında doğal bir keşif-taarruz silahıdır.
Kemankeş, Baykar’ın dünyada belki de en çok tanınan platformu olan TB-2’nin kullandığı MAM-L ve MAM-C gibi lazer güdümlü mühimmatlardan ayrışmaktadır. Elektro-optik sensör manzumesiyle Kemankeş, kendisini ateşleyen platformu daha emniyetli bir mesafede tutarak hava savunma unsurlarından koruyabilmektedir. Yapay zeka destekli hedef tespit mimarisi, görüntü işleme teknolojilerini makine öğrenimiyle birleştirmekte; böylece Kemankeş, hedeflerini "çalışan", çevresinden öğrenen ve tecrübe biriktirdikçe hem veri setini hem de güdüm hassasiyetini artıran bir yapıya kavuşmaktadır.
Bu çerçevede Kemankeş ailesi, simülasyonlar, tatbikatlar ve gerçek muharebe tecrübeleri yoluyla sürekli genişleyen bir hedef kütüphanesi oluşturmaktadır. Sistem, veri işlemeyi ayrı bir komuta-kontrol merkezinde değil doğrudan kendi bünyesinde gerçekleştirdiğinden, Anglo-Amerikan askeri bilimler literatüründe "kill-chain" olarak tanımlanan imha döngüsünü daha ileri bir düzeyde icra edebilmektedir. Ayrıca söz konusu hedef kütüphanesinin tek bir mühimmata değil, Kemankeş ailesinin tamamına ait olduğunun ve envanterdeki diğer platformlarla da paylaşılabileceğinin altını çizmek gerekir.
Kemankeş’in sensör kabiliyeti ve Akıncı ile gerçek zamanlı veri paylaşım imkanı, Akıncı–Kemankeş ikilisinin yalnızca kinetik taarruz için değil, enformasyon üstünlüğü açısından da kritik bir konum edineceğini göstermektedir. Daha da önemlisi, her iki platformun da yapay zeka ve otonomi kabiliyetiyle teçhiz edilmiş robotik harp araçları olduğunun altını çizmek gerekir. Dolayısıyla, Akıncı’nın taşıdığı Kemankeş mühimmatını hedeflere sevk etmesi, iki sistem arasındaki veri alışverişinin sonlandığı anlamına gelmeyecek; aksine, tespit–teşhis–taarruz döngüsü görev süresince devam edecektir.
Akıncı-Kemankeş entegrasyonu: Harekat tasarısı açılımları
Harekat tasarısı (CONOPS) boyutunun silah sistemlerinin teknik özellikleri kadar önemli olduğu açıktır. Bahse konu nedenle, askeri değerlendirme yalnızca platform kabiliyetlerinin kataloglanması şeklinde değil; hangi operasyonel amaç için, hangi taktik çerçevede, hangi tehdit ortamında kullanılacaklarının bütüncül bir anlayışıyla yapılmak zorundadır.
Bu çerçevede, Akıncı–Kemankeş ikilisinin ortaya koyacağı en kritik operasyonel konseptlerden biri, ana taarruz paketinden önce düşman hava savunma mimarisine yönelik açılış hamleleridir. Kemankeş’in gelişmiş sensör kabiliyeti sayesinde, düşman radar manzumesinin zayıf noktalarının tespiti ve fırsat hedeflerine yönelik ani taarruz pencerelerinin yakalanması mümkün olacaktır.
Burada Akıncı SİHA’nın daha önce aerobalistik füzelerle test edildiği unutulmamalı. Aynı taarruz paketinde aerobalistik füze ve Kemankeş taşıyan Akıncıların müşterek faaliyet göstermesi, balistik füzelerin ve seyir füzelerinin/dolanan mühimmatın birbirinden tamamen farklı yaklaşma paternleriyle son derece yıkıcı bir taarruz kuvveti oluşturacaktır. Burada bir diğer kritik avantaj, insanlı platformların yüksek riskli hava savunma ortamlarında karşılaştığı zayiat olasılığının insansız sistemlerle minimize edilmesidir.
2019'da Hindistan–Pakistan çatışmalarında bir Hint pilotun esir düşmesiyle yaşanan gerilim hatırlandığında, yoğun hava savunma baskısı altındaki sektörlerde özellikle düşük görünürlüklü (stealth) olmayan insanlı uçak kullanımının maliyetinin yüksek olduğu görülmektedir. Sözü edilen maliyet yalnızca askeri olmayıp siyasi ağırlık taşıyabilir. Harekat planlaması açısından değerlendirilmesi gereken bir diğer husus, derin darbe yeteneğidir. Rusya–Ukrayna savaşı; cephe gerisindeki ikmal hatları, komuta-kontrol merkezleri ve kritik altyapıların ne denli belirleyici olduğunu göstermiştir.
Teknolojik hedefler
Kemankeş ailesinin uzun vadeli evrimi de göz ardı edilmemelidir. Daha yüksek uçuş performansı, daha karmaşık yapay zeka algoritmaları ve farklı harp başlığı seçenekleri gibi modernizasyon istikametleri, halihazırda geniş bir görev yelpazesi bulunan Akıncı platformuna çok boyutlu operasyonel açılımlar sağlayacaktır. Orta vadede değerlendirilebilecek bir kabiliyet, Kemankeş’in anti-radyasyon füzesi varyantı olabilir.
Savunma sanayisi perspektifinden bakıldığında Baykar’ın, klasik bir insansız hava aracı (İHA) üreticisinin ötesine geçerek akıllı mühimmat üretebilen bir savunma ekosistemi inşa etmesi dikkat çekicidir. Türk savunma sektöründe Roketsan gibi kurumsallaşmış mühimmat üreticileri bulunsa da platform üreticisiyle mühimmat üreticisinin aynı çatı altında bulunması belirli segmentlerde ciddi endüstriyel sinerji oluşturacaktır. Daha açık bir ifadeyle, Akıncı tedarik eden her ülke, Kemankeş ailesinin de doğal müşterisi haline gelecektir. Mevcut konjonktürde zaten yüksek ihracat performansı sergileyen Baykar açısından bu bütünleşik portföy, yeni pazar fırsatları bulabilecektir.
Akıncı–Kemankeş entegrasyon ve test faaliyetleri, Türkiye’nin insansız savunma ekosisteminin yapay zeka, otonomi ve algoritmik harp bileşenlerini barındıran gerçek bir hiper harp kapasitesi inşa ettiğini göstermektedir. Hassas vuruş kabiliyetini enformasyon üstünlüğüyle birleştiren söz konusu birliktelik, NATO harbe hazırlık seviyesi açısından da önemlidir.
[1] John Allen ve Amir Husain, “On Hyper War”, Proceedings, Temmuz 2017.
[2] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/3-soruda-baykar-kemankes-nasil-bir-silah-sistemi/2917271
[Dr. Can Kasapoğlu, Hudson Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısıdır. Askeri bilimler ve açık-kaynaklı savunma istihbaratı sahalarında uzmandır.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
