Kandil yanınca oruç açıyorlardı
Artık unutulmaya yüz tutan muvakkithaneler, bir zamanlar ramazanlarda en fazla rağbet edilen kurumların başında geliyordu.

Artık unutulmaya yüz tutan muvakkithaneler, bir zamanlar ramazanlarda en fazla rağbet edilen kurumların başında geliyordu.***
TRABZON - Orhan Topal
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimsenin görev yaptığı muvakkithaneler, iftar ve sahur vakitlerinin belirlenmesinde de etkin rol oynuyordu.
Trabzon'da yaklaşık 1100 yıl önce kilise olarak yaptırılan ancak Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u fethetmesinin ardından camiye çevrilen Ortahisar Camisi yanındaki muvakkithane, Osmanlı döneminde uzun yıllar iftar ve sahur vakitlerinin belirlenmesini sağlıyordu. Müezzine bildirilen iftar vaktinde caminin minaresinde kandiller yanıyor, kente hakim Boztepe'deki görevli de kandilin yandığını görerek iftar topunu ateşliyordu.
Ortahisar Camisi imamı Aydın Murutoğlu, yaptığı açıklamada, teknolojinin gelişmediği eski dönemlerde her evde saat bulunmadığını, bu nedenle o dönemlerde muvakkithanelerin büyük önem taşıdığını anlatarak, ''Camimizin yanındaki muvakkithane, özellikle namaz vakitlerinin tayininde Trabzon için büyük önem arz etmiş bir yapıdır. 1800'lü yıllarda burada bulunan iki saat yardımıyla namaz vakitleri vatandaşlara bildirilirdi'' dedi.
İftar topu, kandille yandığında patlardı
Yapının, özellikle ramazan ayında iftar ve sahur vakitlerinin belirlenmesi için de kullanıldığını anlatan Murutoğlu, şöyle devam etti:
''O dönemlerde ramazan aylarında iftar ve sahur vakitlerinin belirlenmesi, orucun dini kurallara göre vaktinde tutulması gerekliliğinden dolayı önem taşıyordu. Muvakkithanedeki görevlinin iftar vaktini bildirmesiyle camimizin müezzini minarenin kandillerini yakar, kenti yüksekten gören Boztepe'deki görevli de kandil yanınca iftar topunu ateşlerdi. Sahurda da aynı şekilde vakit belirlenirdi. Top sesini duyan diğer cami görevlileri de kendi minarelerindeki kandilleri yakar, ezanı okurlardı.''