Dolar
32.48
Euro
34.73
Altın
2,337.94
ETH/USDT
3,134.00
BTC/USDT
63,738.00
BIST 100
9,915.62
Gündem

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile YÖK'ten tarihi adım

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve YÖK arasında bilimsel çalışmalar ve araştırmalarda iş birliğine yönelik protokoller imzalandı.

30.01.2019 - Güncelleme : 30.01.2019
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile YÖK'ten tarihi adım

ANKARA

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve Yükseköğretim Kurumu (YÖK) arasında bilimsel çalışmalar ve araştırmalarda iş birliğine yönelik protokoller YÖK Konferans Salonu'nda imzalandı. 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, burada yaptığı konuşmada, sanayi ve teknoloji alanında Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak yapısal reformlara odaklandıklarını söyledi.

Akademiyle yürüttükleri ortak projelerin önemine işaret eden Varank, "Ekonomik yarışta geri kalmamak için yüksek katma değer, verimlilik artışları, dijitalleşme ve bölgesel kalkınma eksenlerinde bir dizi önceliğimiz bulunuyor. Nihai amacımız, üretimde yapısal dönüşümü gerçekleştirmek. Bu sayede dışa bağımlılık ve dış finansman ihtiyacı azalacak, büyüme ve istihdam sağlam bir rotaya oturacak." diye konuştu.

Başarılı bir yapısal dönüşümde, kamu kadar özel sektör ve akademinin de adımlar atması gerektiğini vurgulayan Varank, imzalanan protokolle mevcut entegrasyonu bir üst seviyeye taşıyacaklarını, üniversiteler, sanayi kuruluşları, araştırma merkezleri, enstitülerle Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinde ortak program ve projeler geliştireceklerini dile getirdi.

Varank, YÖK ile imzalanan protokol kapsamında, sanayide duyulan insan kaynağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışma yürüteceklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Üniversitelerin bünyesindeki zengin insan kaynağımız, enstitü ve sanayi kuruluşlarındaki altyapılarda çalışma imkanına kavuşacak. İş gücü piyasasındaki yetenek setlerini çeşitlendirip, kabiliyet eksikliklerini gidermemiz gerekiyor. Üretim değer zincirini bir bütün olarak ele alıyoruz. Bilimsel araştırma, uygulamalı bilim, ürün geliştirme ve ticarileşme katmanlarından oluşan her bir aşama bizim için eşit öneme sahip. TÜBİTAK aracılığıyla tüm bu katmanlarda nitelikli bilginin işlenmesini ve paylaşımını mümkün kılan 'Yüksek Teknoloji İşbirliği Platformları'nı desteklemeye başladık. Bu platformlarda araştırma üniversitelerimize merkezi bir rol verdik."

Araştırma üniversitelerinin geliştirdiği kritik teknolojilerdeki ürünlerin, "Ar-Ge ve Tasarım Merkezi Belgesi" verilen firmalar başta olmak üzere özel sektöre aktarımını hedeflediklerini ifade eden Varank, üniversiteler ile sanayi arasındaki araştırma altyapılarını desteklediklerini hatırlattı.

Bölgesel kalkınmada üniversitelerle iş birliği

Protokolle bölgesel kalkınma alanında da iş birliği öngördüklerini belirten Varank, "Bu kapsamda, sektör ve ürün bazlı yerel analizlerin yapılması konusunda üniversitelerimizin tecrübe ve yetkinliğinden faydalanacağız. İl yenilik planlarının hazırlanması, yakında detaylarını açıklayacağımız 'Yerlileşme Politikası'nın önemli bir unsuru olacaktır. Üniversitelerin 'Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi' kapsamında yürüteceği çalışmalarda iş birliğine hazırız. Kalkınma ajanslarımız, üniversitelerimizin projelerini mali ve teknik destekler aracılığıyla teşvike devam edecekler." değerlendirmesinde bulundu.

TÜBİTAK enstitülerinin, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu stratejik alanlarda yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri özgün Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirdiğine işaret eden Varank, protokol kapsamında akıllı ve yenilikçi malzemelerden yenilenebilir enerjiye, lazer teknolojilerinden uydu ve uzay aracı kontrol sistemlerine kadar pek çok alandaki TÜBİTAK projelerinde doktora öğrencilerinin çalışmasını istediklerini bildirdi.

Financial Times'da dün yayımlanan bir makalede, Eskişehir Osmangazi Üniversitesindeki akrep ve yılan zehirlenmelerine karşı antiserum üretim tesisinden bahsedilerek bu projeye melek yatırımcı ilgisinin vurgulandığına dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:

"Türkiye, start-up olarak adlandırılan yenilikçi girişimlerdeki sıçramayı, sadece perakende ticaret tabanlı işler yerine, bilimsel tabanlı faaliyetlerde de gerçekleştirebilir. Nitekim TÜBİTAK enstitüleri ve buralarda yapılan çalışmalar beklentilerimizi giderek yükseltiyor."

Varank, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde 3 bin 750'den fazla endemik bitkiden faydalanarak yenilikçi ilaçların bilimsel yöntemlerle geliştirildiğini ve bu sayede yüksek katma değerli bitkisel ilaçların üretilmesinin yolunun açıldığını anlattı.

"Üniversiteler istekli ve yapıcı olmalı"

Üniversitelerin kurumsal taassuptan uzak bir yaklaşımla istekli ve yapıcı olması gerektiğini vurgulayan Varank, yıkıcı teknolojiler olarak adlandırılan teknolojik kırılımlara sanayi ve sektörlerin hazırlanmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Varank, üniversitelerden, bilginin akademik çerçeveye hapsedilmemesi ve ekonomik değer üretmesi hedefleri doğrultusundaki işlere öncülük etmelerini beklediklerini dile getirdi.

'Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarıyla yakın iş birliği içinde çalışacağız'

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç da yükseköğretimin dinamik bir süreç olduğunu, bu hareketliliğe ayak uydurmak gerektiğini belirterek, bunun için sürekli yeni ve yenilikçi girişimler içinde olduklarını söyledi.

"Yeni YÖK" olarak "açık erişim" ve "açık bilim" konusunda da çalışmaları başlattıklarını, üniversitelerde üretilen nitelikli bilgi birikimlerinin kazanımlara dönüştürülmesi için yürüttükleri çalışmalara yenilikçi bir yaklaşımla her geçen gün yenisini eklemeyi ilke edindiklerini anlatan Saraç, şunları kaydetti:

"Bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile imzalayacağımız çerçeve protokolünü de tam da bu amaca hizmet eden çok önemli bir adım olarak görüyoruz. Bahse konu çerçeve protokol kapsamında üniversitelerin, sanayi kuruluşları, araştırma merkezleri ve enstitüler ile araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine aktif katılımını sağlamak üzere iş birliği yapacağız. Sanayide ihtiyaç duyulan belirli mesleklere yönelik nitelikli insan gücünün meslek yüksekokullarında sanayiyle iş birliği içinde yetiştirilmesi ve sanayide istihdamlarının teşvik edilmesine yönelik ortak çalışmalarımıza hız vereceğiz.

Öte yandan, üniversitelerin giderek artan şekilde bölgesel ve ulusal ekonomiler için önemli üretim faktörü haline geldiğini ve bilgi üreten kuruluşlar olarak kalkınma hamlelerinde temel rol oynadığını biliyoruz. İmzalayacağımız çerçeve protokolüyle 'Yeni YÖK' olarak bu bilinçle başlattığımız üniversitelerde 'misyon farklılaşması ve ihtisaslaşması projesi' kapsamında da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı, ilgili kuruluşlarıyla yakın iş birliği içinde çalışacağız."

"TÜBİTAK ile daha yakın çalışma kararındayız"

Üniversitelerin ve akademisyenlerin araştırma, yenilikçilik ve girişimcilik boyutlarındaki performanslarının ölçülmesi ve izlenmesi hususlarında ortak çalışmalara imza atacaklarına işaret eden Saraç, "Ayrıca bu çerçeve protokol kapsamında, yurt içi ve yurt dışı doktora, burs ve araştırma programlarının desteklenmesi ve izlenmesi süreçlerini iş birliği içerisinde yürütmeyi arzu ediyoruz. Ek olarak YÖK olarak belirleyeceğimiz üniversitelerdeki doktora öğrencilerinin TÜBİTAK merkez ve enstitülerinde yürütülen projelerde yer alması konusu da yine önümüzdeki bir başlık ve bunu da gerçekleştirmeyi planlıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Bahsettiği son iki konuda iş birliği adımlarını somutlaştırmak için TÜBİTAK ile bugün iki farklı protokol daha imzalayacaklarını vurgulayan Saraç, "İmzalayacağımız bu iki protokol, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile iş birliği adımlarımızı somutlaştırma hususundaki niyetimizi ve gayretimizi net şekilde ortaya koyan girişimlerimizdir. Doktora öğrencilerimize sunduğumuz burs imkanları hususunda TÜBİTAK ile daha yakın çalışma kararındayız. Bu amaçla, imzalanacak protokollerin ilkinde tümüyle bu konuya odaklanıldı." ifadelerini kullandı.

"Doktora öğrencilerinin yetiştirilmesine öncelik vereceğiz"

YÖK tarafından yürütülen YÖK-100/2000 ve YÖK-YUDAB Programları ile TÜBİTAK'ın ilgili destek programları kapsamında doktora öğrencilerinin desteklenmesi ve izlenmesi süreçlerini iş birliği içerisinde yürüteceklerini belirten Prof. Dr. Saraç, şöyle devam etti:

"Bu programlarda akıllı uzmanlaşmaya ve tematik alan kavramlarına azami değer veriyoruz. Bu bağlamda, protokol kapsamında, ülkemiz öncelikleri doğrultusunda doktora öğrencilerinin yetiştirilmesine öncelik vereceğiz. YÖK-100/2000 ve YÖK-YUDAB öğrencileri arasından alan bazlı seçilen öğrencilerin aldığı burs miktarı da neticede artmış olacak. Doktora öğrencilerinin seçimi, bursluluk süreçleri ve bursiyerlerin desteklendikleri süre boyunca izlenmesine ilişkin hususları, Bakanlık ve TÜBİTAK'ın da içinde bulunduğu Koordinasyon ve İzleme Komitesi aracılığıyla takip edeceğiz. Bu durum ülkemiz açısından kritik öneme haiz alanlarda insan kaynağı yetiştirilmesine yönelik ayrılan kamu kaynaklarının daha etkin ve daha dikkatli yönetilmesi ve yönlendirilmesi, izlenmesi anlamı taşıyor. Bu açıdan bizim için oldukça memnuniyet verici bir girişim olma özelliğine sahip."

Saraç, "TÜBİTAK ile imzalayacağımız ikinci protokol aracılığıyla ise, Başkanlığımızca belirlenen üniversitelerimizdeki doktora öğrencilerinin edindiklerini bilgileri projelerde doğrudan uygulayabilmelerine imkan tanıyacak bir girişimin eşiğindeyiz." diye konuştu.

Bu hususta ülkenin ihtiyaç duyduğu pek çok stratejik alanda projeler yürüten TÜBİTAK merkez ve enstitülerinden istifade edebileceklerine inandıklarını anlatan Saraç, "TÜBİTAK merkez ve enstitüleri tarafından yürütülen bu projelerde, hedeflenen stratejik ürünlere yönelik önemli araştırma ve geliştirme çalışmaları gerçekleştiriliyor. Bu protokol aracılığıyla üniversitelerde doktora öğrenimlerine devam eden öğrenciler, bu enstitülerindeki Ar-Ge çalışmalarına dahil olabilecekler. Ulusal büyük çaplı Ar-Ge projelerinde yer alabilme imkanı kazanmış olacaklar." dedi.

"İş birliğinin örnek bir model yapı oluşturacağına inanıyorum"

Prof. Dr. Saraç, saha deneyimi bulunan TÜBİTAK enstitülerindeki doktora derecesine sahip deneyimli araştırmacıların, projelerde yer alacak doktora öğrencilerinin "İkinci Tez Danışmanı" olabileceğini, bu girişimin, üniversiteler ile TÜBİTAK merkez ve enstitüleri arasındaki iş birliklerini, insan kaynağı yetiştirme odaklı başka bir düzeye taşıdığını ifade etti.

Bu özelliği sebebiyle de bu protokollere önem verdiklerini vurgulayan Saraç, "Bu protokol kapsamındaki iş birliğinin ülkemiz için örnek bir model olacağına da inanıyoruz. Bu protokoller, Türkiye'nin geleceğine yön veren kurumların, güç ve iş birliğini, azim ve inançla ortaya koyan protokollerdir." diye konuştu.

Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Bakan Varank'a, kendisinin yayına hazırladığı Mehmet Tahir'in Osmanlı Müellifleri isimli 3 ciltlik eserini hediye etti.

Daha sonra, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Rahmi Er, kurumlar arasındaki "Doktora Burs Programlarında İşbirliği" ve "Doktora Programı Projesine İlişkin İşbirliği" protokollerini imzaladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile YÖK arasında "İş Birliğine İlişkin Çerçeve Protokolü"ne de Bakan Varank ile Saraç imza attı.

Söz konusu protokolle üniversitelerde üretilen nitelikli bilgi birikiminin toplumsal ekonomik faydaya ve kazanıma dönüştürülmesi hedefleniyor.

Muhabir: Sevgi Ceren Gökkoyun, Mehmet Fatih Erdoğdu, Muhammed Boztepe

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.