Astana'nın eski merkezinde yer alan müze, tamamen ahşaptan yapılan tek katlı bir binadan oluşuyor.

Rus İmparatorluğu'nun Orta Asya coğrafyasına genişlemesiyle 1846'da bir tüccarın hem evi hem ofisi olarak inşa edilen bina, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde (SSCB) zenginlerin varlıklarına el konulması ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılması sürecinde el değiştirdi.

1920 ile 1930 yılları arasında ise "İzvestiya Gazetesi"nin ofisi olarak kullanılan bina, 1988'de Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bakanlar Konseyi kararıyla Kazak aydını, yazar ve şair Saken Seyfullin Müzesi'ne dönüştü.

Çeşitli tarihi dönemlere tanıklık eden binanın Saken Seyfullin Müzesi'ne dönüştürülmesi ise tesadüf değil. Çünkü Seyfullin, "İzvestiya Gazetesi"nde çalışırken Kazak halkının eğitim görmesi başta olmak üzere çeşitli sorunlarına dikkati çektiği yazılarını bu binada kaleme almıştı.

Müze, halihazırda bir yandan SSCB döneminde kurşuna dizilen ve mezarının nerede olduğu bilinmeyen Kazak aydını Saken Seyfullin'in adını yaşatırken, diğer yandan önce Rus İmparatorluğu, ardından SSCB dönemi ve Kazakistan'ın bağımsızlığına kadar uzanan geçmişiyle dikkati çekiyor.

Tamamen ahşap olmasıyla ve 179 yıllık geçmişiyle ziyaretçilerin ilgi gösterdiği müze, Astana'nın özel koruma altındaki anıtlar listesinde yer alıyor.

Toplam 7 odadan oluşan müzede, Saken Seyfullin'in 44 yıllık kısa yaşamında kaleme aldığı eserleri başta olmak üzere belgeleri, fotoğrafları, çalışma masası, yatak odası, özel eşyaları sergileniyor.

Müzede zaman zaman okul öğrencileri için de eğitim programları düzenleniyor.

Saken Seyfullin Müzesi Müdürü Prof. Dr. Marat Absemetov, AA muhabirine, müzenin sadece Saken Seyfullin'in adını yaşatmasıyla değil aynı zamanda Kazak halkının yaşadığı çeşitli tarihi dönemlerin izini korumasıyla da önemli olduğunu söyledi.

Absemetov, Kazak toplumunun aydınlık kesiminin büyük çoğunluğunun 1937-1938 döneminde SSCB lideri Josef Stalin’in siyasi baskı politikasına maruz kalarak kurşuna dizildiğini hatırlatarak, "Saken Seyfullin de bunlardan biriydi. Seyfullin, 25 Şubat 1938'de kurşuna dizildi. Onun kurşuna dizilmeden önceki Almatı'daki cezaevinde çekilen son fotoğrafı müzemizde var. Mezarı ise bilinmiyor." diye konuştu.