Dolar
40.18
Euro
46.96
Altın
3,354.94
ETH/USDT
2,954.80
BTC/USDT
117,682.00
BIST 100
10,358.46
Yaşam, 15 Temmuz Darbe Girişimi

15 Temmuz gazisi Serkan Sağlam, vücudundaki kurşunla yaşamını sürdürüyor

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde İstanbul'da Türk Telekom binasının önünde açılan ateş sonucu yaralanarak gazi olan 36 yaşındaki Serkan Sağlam, hain teşebbüsün izlerini hala vücudunda taşıyor.

Mine Yıldırım  | 11.07.2025 - Güncelleme : 11.07.2025
15 Temmuz gazisi Serkan Sağlam, vücudundaki kurşunla yaşamını sürdürüyor Fotoğraf: Mine Yıldırım/AA

Sakarya

Sivaslı inşaat ustası Sağlam, 35 kişilik ekibiyle İstanbul'un Kadıköy ilçesinde şantiyedeyken sosyal medya ve akrabasından darbe girişimi olduğu yönünde haber aldı. Caddebostan'daki şantiyeden 20 çalışma arkadaşıyla sokağa çıkan Sağlam, yolda karşılaştıkları diğer sivil gruplarla FETÖ'cü askerleri durdurmak için 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne yürümeye başladı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Bu sırada darbecilerin Türk Telekom binasını ele geçirme girişiminden haberi olunca Üsküdar Acıbadem'deki noktaya geçen Sağlam, açılan ateş sonucu yaralandı.

Kaldırıldığı hastanede 34 gün tedavi gören Sağlam'ın vücudundaki 2 kurşundan biri operasyonla çıkarıldı ancak diğeri hassas bölgede bulunduğu için alınamadı.

İki çocuk babası Sağlam, gazilik ünvanını aldıktan sonra 2017'de Sakarya Adliyesi'nde göreve başladı.

Şu anda Akyazı ilçesindeki Adliye Sarayı'nda memur olarak görevini sürdüren Sağlam, bedenindeki kurşunu, verdiği demokrasi mücadelesinin gurur nişanesi olarak taşıyor.

"Üzerimize 15-20 el ateş ettiler"

15 Temmuz gecesi yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Sağlam, o gece darbeci askerler tarafından kendisine küfürler ve hakaretler edildiğini, 2 G3 mermisinin isabet etmesiyle yaralandığını belirtti.

Olay yerine yaklaştıklarında, yaşlı bir kadının, ateş açılması sonucu camı patlayan arabasıyla yolunu keserek, "Gitmeyin, ateş ediyorlar." dediğini aktaran Sağlam, o sırada 17 yaşlarındaki bir kız çocuğunun halkın önüne geçip, "Sizin anneniz, bacınız yok mu? Ölmek var, dönmek yok. Şimdi gitmezsek, bundan sonra gidecek vatanımız olmaz." demesinin ardından ekibiyle Türk Telekom binasının önüne gittiklerini kaydetti.

Sağlam, binanın önünde 4 asker, 1 komutan ve arkalarında da tank olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Türk Telekom binasının içerisine girmişler. Önce bize dur ihtarı çektiler, durduk ve 'Komutanım ne oluyor?' diye sorduk. 'Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için yönetime el koymuştur' dedi. Halk arkadan 'Ya Allah, ya bismillah' diye bağırmaya başladı. En öndeydim komutanın söylediklerini anlamaya çalışıyordum. Komutanın tek kelimesini duydum, 'Nişan alın, ateş' emrini verdikten sonra 2 asker diz çöktü, 1 asker yere yattı, üzerimize 15-20 el ateş ettiler. Bu ateş sırasında kimseye bir şey olmadı ama arkamdaki en az 200 kişi ara sokaklara dağılmaya başladı."

Kaçan halka "Nereye gidiyorsunuz? Bu vatan bizim bunlar istilacı, asker değil. Gelin." şeklinde ifadeler kullandığını söyleyen Sağlam, bunu duyan darbeci kurmay yüzbaşı Mehmet Karabekir'in, küfrederek "Sıkın şuna." dediğini, sonra ayağına doğru ateş edildiğini, o sırada sırt çantasındaki keseri fırlatmaya çalışırken vurulduğunu anlattı.

Sağlam, yarasına tampon yapıp halkın kaçtığı yere gittiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Elimi çektiğimde kan boşalmaya başladı. O sırada nefesim gitti, sesim kısıldı, nefes alamama durumuna geldim. Avrupa yakasından gelmiş, yolunu kaybetmiş ticari taksi denk geldi. Halk taksinin önüne geçti, beni taksiye bindirdiler. Önce özel hastaneye gittik, buradaki ilk müdahaleden sonra Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittik. Her yerde kolu kopan, parçalanan, bağırsakları dışarı çıkmış insanlar... Mahşer günü gibiydi. 1 saat göğüs cerrahının gelmesini bekledik, ameliyata girecekken F-16'ların ses bombaları atmasıyla hastane sallanmaya başladı. Herkes sığınaklara kaçmaya başladı. Yanıma gelen göğüs cerrahı, 'Nereye gidiyorsunuz? Ölürsek şehit, kalırsak gaziyiz. Bu hastalar ve gazilerimiz ne olacak?' dedi."

Yoğun bakımda geçen günlerin ardından kendisine geldiğini ve ameliyattan 3-4 gün sonra kızını görmek istediğini ifade eden Sağlam, "Kızımı görmek için canımı bile verebilirdim çünkü insan evladı için yaşar. Üzülüp, ağlamaya başlayınca uzman doktor üzerimdeki kabloları, hortumları toplattırdı yoğun bakımın kapısına kadar getirdi beni. Kapıyı açtı, çocuğumu orada gördüm. İnsan çocuğu, evladı için yaşıyormuş ama sıkıntı yok ölseydim de devletimin çocuğuma iyi bakacağını biliyordum. Hastanede kızımı gördükten sonra hayata tutunmaya başladım." şeklinde konuştu.

Kendi isteğiyle servise çıktıktan kısa süre sonra göğsünde ağrı hissetmeye başladığını söyleyen Sağlam, şunları kaydetti:

"Akciğerimin biri sönmüş, diğeri de sönmek üzereymiş. Doktorlar tekrardan yoğun bakıma indirerek makinelerle ciğerlerimi açmaya çalıştı. Psikolojim tamamen bozulmaya başladı, bilinci açık hasta yoğun bakımda. Bütün akrabalar geliyor, onları görünce 'Artık öleceğim' diyordum. Ölümle yaşam arasında gidip gelmeye başladım. Çok şükür bu süreci de atlattım."

Sağlam, FETÖ'nün darbe girişiminde milletin bağımsızlığına sahip çıktığını vurgulayarak, 9 yıl değil 19 yıl geçse de aynı mücadele ruhunun devam ettiğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.