Dolar
34.80
Euro
36.82
Altın
2,638.97
ETH/USDT
3,905.30
BTC/USDT
98,145.00
BIST 100
9,935.96
Ekonomi

Depolamalı rüzgar ve güneş enerjisi santrallerine 280 milyar dolarlık yatırım talebi

EPDK Başkanı Yılmaz, depolamalı Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) ve Güneş Enerjisi Santralinde (GES) 280 milyar dolar seviyesinde yatırım talebi olduğunu belirtti.

Gökçe Topbaş, Firdevs Yüksel  | 07.11.2023 - Güncelleme : 07.11.2023
Depolamalı rüzgar ve güneş enerjisi santrallerine 280 milyar dolarlık yatırım talebi Fotoğraf: Arif Hüdaverdi Yaman/AA

İstanbul

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, bu yıl "Rüzgarın Yüzyılı" temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde (TÜREK 2023) konuştu.

Enerji arz güvenliği ve iletişim sistemi güvenliği kapsamında kaynak çeşitlendirme yapılmasının sektörde yeni ve farklı yatırımların önünü açacağını vurgulayan Yılmaz, "Yeni dönemin doğasına uygun olarak yeni kapasitelerle ilgili çalışmanın arz ve sistem güvenliği açısından sağlıklı yapılabilmesi için yeni depolamalı rüzgar ve güneş ön lisans başvurularını durdurduk. Yatırımcımızdan bu süreci çok iyi değerlendirmesini, doğru projeksiyonları ve analizleri yaparak hem kendisi hem de ülkemiz için en verimli yatırımlara yönelmesini bekliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Yılmaz, 2023-2028 dönemi için TEİAŞ tarafından ilan edilen bağlanabilir kapasitelerin tamamı için kurulu gücü 260 bin megavatı aşan 5 bin 968 depolamalı rüzgar ve güneş ön lisans başvurusu aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bunun içinde 126 bin 729 megavat gücünde 1883 RES başvurusu bulunuyor. Tahsis edilen yaklaşık 33 bin megavat kapasite için 23 bin megavatı aşan 428 başvuruya ön lisans verdik. Bu başvurulardan toplam 12 bin megavat gücündeki 176'sı RES, 11 bin megavat gücündeki 252'si ise GES kapsamındadır. Bu ön lisansların karşılığı olarak sahaya yaklaşık 35 milyar dolar düzeyinde yatırımın yansımasını bekliyoruz."

Depolamalı RES ve GES başvurularında da hiçbir kişiye ya da şirkete ayrıcalık tanımadıklarına dikkati çeken Yılmaz, “Başvuru süreçleri sırayla, tamamen şeffaf bir şekilde ilerledi ve Türkiye'nin enerjisini yükseltmek isteyen herkese kapılarımızı sonuna kadar açtık. Sektörümüzün bereketini gösteren gurur verici bir tablo ile 280 milyar dolar düzeyinde bir yatırım iştahıyla karşılaştık." ifadelerini kullandı.

"AUF ile nihai faturalarda yüzde 130'luk fiyat artışının önüne geçildi"

Piyasa yapısına uygun olmayan girişimlere de değinen Yılmaz, söz konusu şirketler hakkında soruşturma süreci başlatıldığını ve 15,7 milyar liralık geri ödeme yapılmasını sağladıklarını aktardı.

Bu kapsamda, Azami Uzlaştırma Fiyat mekanizması (AUF) ile 18 ay boyunca elektrik tarifelerinde nihai faturalarda yüzde 130 fiyat artışının önüne geçildiğini vurgulayan Yılmaz, "220 milyar lirayı bulan bir meblağ da vatandaşlarımızın cebinde kaldı. Kısaca tüketiciden üreticiye tüm sektör oyuncularını koruyan ve gözeten bir sistemi başarıyla kurguladık, gerektiği gibi uyguladık ve nihayetinde tamamladık." diye konuştu.

"2 milyar avroya yakın rüzgar türbini ve ekipman ihracatımız var"

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank da yenilenebilir enerji kaynaklarının bir yandan enerjide dışa bağımlılığı azaltıp, diğer yandan sürdürülebilir sanayileşmeye hız kazandırmak için önemli bir alternatif olduğunu söyledi.

Varank, rüzgar enerjisi sektörünün ekonomisine katkısı sadece enerji değil, sanayi boyutuyla da büyük önem arz ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Global üretim ve tedarik zincirlerinin yeniden yapılandığı bu süreçte Türkiye, Avrupa'nın doğal gaz arz güvenliğinde önemli bir paydaşı olurken, yenilenebilir enerji alanında da güvenilir bir ortağı, güvenilir bir ekipman tedarikçisi haline geldi. Türkiye, teknolojisi ve kapasitesiyle, insana ve çevreye değer veren uygulamalarıyla çok gelişmiş üretim tesislerine sahip bir oyuncu. Çok uluslu şirketler artık Türkiye'yi Ar-Ge, tasarım, üretim, ihracat ve lojistik merkezi olarak tercih ediyorlar. Türkiye'den mevcut tedarik süreçlerini geliştirmek için ciddi yatırımlar yapan, yatırımlarını artıran firmalar da var, satın alma ve yeni yatırımlar yoluyla Türkiye'ye giren oyuncular da var."

Mustafa Varank, Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük 5. rüzgar ekipmanı üreticisi haline geldiğini anımsatarak, "2 milyar avroya yakın rüzgar türbini ve ekipman ihracatından, 40 bin kişilik bir istihdamdan bahsediyorum. Şimdi deniz üstü rüzgar teknolojilerinde neler yapabiliriz bunun için de çalışmaya başladık." dedi.

Karadakinden çok daha büyük ebatlarda üretilen deniz üstü rüzgar türbinlerine yönelik çalışmalarının önemine dikkati çeken Varank, "Yeni gelişen küresel deniz üstü rüzgar sanayinin büyüme beklentileri ve ülkemizin sahip olduğu avantajların değerlendirilmesi ihracat ve istihdam anlamında rakamları çok daha yukarılara çekecek. Tedarik ve yan sanayide bu kadar yol almışken kendi rüzgar türbin markamızı ortaya çıkarabilmek için de inanarak çalışmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Varank, yakın zamanda başlayan bir projeye de değinerek, "Dünya Bankası, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve KOSGEB eliyle başlatılan yeşil sanayi projesiyle 450 milyon dolar büyüklüğünde bir finansman KOBİ'lerimizin, ihracatçılarımızın ve sanayicilerimizin faydasına sunulacak. Bilhassa firmaların yenilenebilir enerji, kaynak verimliliği, atık yönetimi konularındaki yatırımları ve AR-GE projeleri bu kaynakla desteklenecek." bilgisini paylaştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.