İsrail'e yaptırım uygulamayan FIFA Başkanı'nın barış görüşmelerine katılması "samimiyetsizlik" olarak yorumlanıyor
Spor yorumcusu Serkan Akkoyun, Gazze'de yaşananlara sessiz kalan ve İsrail'e yaptırım uygulamayan FIFA Başkanı Gianni Infantino'nun Gazze konulu barış zirvesine katılmasını samimiyetsizlik olarak yorumladı.

İstanbul
Spor otoritelerinin İsrail'e sessiz kalmasını AA muhabirine değerlendiren Akkoyun, yaşananların dünyadaki tüm vicdan sahibi insanlar gibi sporseverleri de derinden yaraladığını ancak spor otoritelerinin buna karşı harekete geçmemesi ve yaşananları "jeopolitik" olarak değerlendirmesini ne spor ruhuna ne de insanlık vicdanına sığdırmanın mümkün olmadığını söyledi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İsrail'in soykırıma varan bu saldırılarının bilinçli şekilde çocukları hedef aldığını ve bu nedenle Filistin'in diğer alanlarda olduğu gibi sporda da geleceğinin yok edilmeye çalışıldığını söyleyen Akkoyun, "Birçok alanda olduğu gibi Filistinlilerin ve Gazzelilerin spordaki geleceği de yok edilmeye çalışılıyor. Bu da meselenin ne kadar insanlık dışı bir boyuta ulaştığını açıkça gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: Harun Uyanık/AA
"Sistematik yok etme projesinin ayaklarından biri de spor"
Akkoyun, İsrail'in Filistinlileri her alanda ortadan kaldırmayı amaçlayan ve iki yıldır sistematik bir şekilde sürdürdüğü saldırıların sporda da kendisini gösterdiğini vurgulayarak, "İsrail'in zaten Filistin'de Gazze'de yaptığı, bir sistematik yok etme projesi. Bunun ayaklarından biri de spor. Gazze'de en az 3-4 futbol akademisi tamamen yok oldu. Yani binaları, tesisleri yok oldu, spor yapacak çocuk kalmadı. Bu yaşananlara rağmen futbol otoritelerinin bir karar alamaması bana göre iki yüzlülük, hatta samimiyetsiz açıklamalar yapması yüzsüzlük." dedi.
Spor kamuoyunun UEFA ve FIFA nezdinde bir çağrı yaparak, İsrail'in spordan men edilmesi yönünde harekete geçmesi konusunda faaliyetler yürüttüğünü ancak otoritelerin özellikle İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eksenli baskıya boyun eğdiğini değerlendiren Akkoyun, "Olay aslında başında böyle değildi. UEFA'da 'men edebilir miyiz' ya da 'bir süre askıya alsak mı?' yaklaşımı vardı. Fakat ABD'den, çok kısa süre içerisinde bununla ilgili bir açıklama geldi: Dışişleri Bakanı Marco Rubio 'UEFA'nın İsrail'i organizasyonlardan men etmemesi için tüm gücümüzü kullanacağız' dedi. Tabii ki böyle bir açıklama gelince yapılabilecekler de sınırlandı." açıklamasını yaptı.
Akkoyun, "Daha önce İsrail'in men edilmesi konusuna jeopolitik şeklinde yaklaşan Infantino, 13 Ekim'de barış görüşmelerinin yapıldığı Şarm el Şeyh’te de bulundu ve bazı açıklamalar yaptı. Ama bu açıklamalarının bana göre samimiyet sınavından geçmediğini söylemek lazım. Infantino’nun yaptığı açıklamalarda herhangi bir samimiyet olmadığını artık bütün dünya anlıyor, görüyor." dedi.
"Spor kamuoyu üzerine düşen her şeyi layıkıyla yerine getirdi"
Akkoyun, uluslararası futbol otoritelerinin geçmişte "apartheid" rejimi ve savaş suçları nedeniyle bazı ülkelere yaptırımlar uyguladığını, söz konusu İsrail olunca bu kirli ilişkilerin gün yüzüne çıkıp yaşananların bilinçli şekilde sümen altı edildiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:
"1960'larda Güney Afrika'da apartheid uygulanırken Güney Afrika hızlıca bütün müsabakalardan men edildi. Sonra 1992'ye geldik. Yugoslavya savaş nedeniyle 1992 Avrupa Şampiyonası başlamaya bir hafta 15 gün kala turnuvadan men edildi. Danimarka turnuva dışındaydı. Plajda tatil yapıyordu futbolcular. O Danimarka 1992 Avrupa şampiyonu oldu. Bunun belgeselleri var, kitapları var, hikayesi var. Rusya sadece 4 gün sonra men edildi. Peki İsrail neden şu anda men edilmiyor? Güney Afrika bundan 60 yıl önce men edildi. Neden şu anda İsrail men edilmiyor? Aynı otoriteler geçmişte cesur ve haklı kararlar alabiliyorken bugün sessizliği ve etkisizliği tercih ediyor."
Gazze konusunda gerek futbolda gerekse diğer spor branşlarında sporseverlerin ve sporcuların Filistin aktivizminin bir parçası haline geldiğine işaret eden Akkoyun, "Muhammed Salah'ın attığı bir tweet spor dünyasında tokat etkisi yarattı. Lewis Hamilton da sürekli Gazze paylaşımı yapıyor, soykırıma dikkati çekiyor. Celtic taraftarları zaten yıllardır bu işin içinde, Filistinlilerle dayanışma sergiliyorlar. Athletic Bilbao son dönemde çok sert bir tavır koydu Filistin'den yana. Türkiye'de de gittiğimiz hemen her statta mutlaka Filistin'le ilgili Gazze ile ilgili konularda pankartlar, Filistin bayrakları sürekli görüyoruz." dedi.
Özellikle Türkiye'nin de uluslararası spor camiasında resmi tepki gösteren sayılı ülkelerden biri olduğunu, Türkiye Futbol Federasyonu'nun UEFA'ya İsrail'in ihraç edilmesi yönünde mektup yazdığını da hatırlatan Akkoyun, bundan sonra Türk takımlarının da İsrailli kulüpler ile yapacağı resmi müsabakalarda protesto faaliyetleri düzenlemesinin bu dayanışmayı ve insan hakları ihlallerine karşı duruşu perçinleyeceğini söyledi.
"İsrailli takımlar karşısında özel bir forma yaptırabiliriz"
Akkoyun "Akılcı ilerleyerek tepkiler göstermek lazım. EuroLeague'de İsrail takımlarıyla maçlarımız olacak. Maça çıkmamak günün sonunda bize zarar veren bir şey. Maça çıkalım. Kazanmak için zaten oynuyoruz. Özel bir forma yaptırabiliriz, Filistin renklerini taşıyan özel bir formayla çıkalım bu maçlara. Rakiple tokalaşmayalım. Bunları yok sayalım. Marşlarını protesto edelim. Tepkimizi gösterelim. Akıllı davranıp bu protestoları dünyaya gösterebiliriz. Sahada ya da müsabakalarda gösterilebilecek tepki bu şekilde olabilir." ifadelerini kullandı.
Bugün gelinen noktada Gazze adına bir barışın sağlanacak olmasının insanlık ve spor vicdanı açısından umut verici bir gelişme olduğunu belirten Akkoyun ancak İsrail'in iki yılda işlediği suçların hesabının da muhakkak sorulması gerektiği, geç kalınmış olsa da İsrail'in cezalandırılmasının adaletin tecelli etmesine fırsat tanıyacağını söyledi.
Akkoyun, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Sadece ateşkes benim içimdeki o yangını çok söndürür mü emin değilim. Çünkü geriye dönük de olsa bu zararı veren sadece sportif kısmından konuşuyorum ama her şey için geçerli. Bu zararı veren İsrail'in bu yaptıklarından dolayı bir cezaya çarptırılmaması, bunların hesabının sorulmaması, hiç bir şey olmamış gibi davranılması beni rahatsız eder. O yüzden bu barış sürecinde yapılanların karşılığını görmesi, yanlarına kar kalmaması dileğimdir. Unutulmamalıdır ki bu mevzu 7 Ekim'de başlamadı. Bu mevzu 90'larda başladı. Hatta 70'lerde de aynı durum söz konusuydu. Gazze meselesi, Filistin meselesi, insanlıkla ilgili bir mesele. O yüzden İsrail men edilmediği sürece bunları yaşamaya devam edeceğiz."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.