Uzmanlara göre Myanmar'daki genel seçimler ülkedeki sorunların çözümüne katkı sunmayacak
Myanmar'da halk, 2021'deki askeri darbenin ardından siyasi gerilimin ve çatışmaların sürdüğü bir atmosferde genel seçimler için sandık başına giderken, uzmanlar, seçimin ülkedeki sorunların çözümüne katkı sunmayacağı görüşünü ifade ediyor.
Ankara
Myanmar'da 2021'deki askeri darbenin ardından siyasi gerilim ve birçok bölgede ordu ile isyancılar arasında çatışmaların gölgesinde bugün genel seçimler düzenlenmeye başladı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Myanmar'da darbeden sonra ilk kez yapılan ve 25 Ocak'a kadar sürecek genel seçimlerde halk, iki kanatlı parlamentoda bazı koltukların sahiplerini belirlemek için oy kullanacak.
Kayıtlı seçmen sayısının açıklanmadığı ülkede 65 seçim bölgesinde sandıklar kurulmayacak.
Myanmar'da toplam 330 seçim bölgesinden askeri yönetimin kontrolündeki 265'inde üç aşamada yapılacak genel seçimlerde, Alt Meclis'te (Pyithu Hluttaw) her bölgeye 1 olmak üzere 330; Üst Meclis'te (Amyotha Hluttaw) ise her eyalete 12 olmak üzere 168 koltuğun sahipleri belli olacak.
"Seçimler ateşkes ve uzun vadede barışın tesisine katkı sağlamayacak"
Güneydoğu Asya Yenilik Güçlerinin (FORSEA) kurucu ortağı Maung Zarni, AA muhabirine yaptığı açıklamada genel seçimlerin, ateşkesin sağlanmasına ya da uzun vadede barışın tesis edilmesine, ülkedeki iç savaşın sona ermesine katkıda bulunmadığını belirtti.
Zarni, askeri yönetimin karşısında çok sayıda silahlı örgüt, milis ya da grup olduğuna dikkati çekerek, "Kendi komuta zincirleri ve farklı siyasi ve ekonomik gündemleri olan yaklaşık 22 farklı silahlı örgütün bulunduğu bir ülke olamaz. Bu, ulusun yok olması için kesin bir formüldür." dedi.
Askeri yönetime karşı çıkan silahlı örgütlerin, nüfuz sahibi oldukları topluluklara seçim sürecine katılmamaları konusunda uyarılar yaptığını dile getiren Zarni, kamuoyunun genel görüşünün de askeri yönetimin artık siyasetin kontrolünü elinde tutmaması gerektiği yönünde olduğunu kaydetti.
Myanmar'da mevcut yönetimin ordunun merkezde olmadığı bir siyasi gelecek planlamadığını ifade eden Zarni, "Myanmar ordusu ve Myanmar askeri liderlerinin, herhangi bir sivil siyasi partinin seçimi kazanmasına izin vermeleri ve iktidarı devretmeleri söz konusu değil." yorumunu yaptı.
Zarni, seçimlerin ve sonrasında izlenecek normalleşme sürecinin "kozmetik bir değişiklik" olduğunu belirterek, "Bu kesinlikle bir tiyatro. Ama eğlenceli olmayanından, çünkü ölü bir seçim politikasına bakıyoruz. Giydirilip süslenmiş bir cesede bakıyoruz. Bu bir çıkmaz sokak." ifadelerini kullandı.
Seçimler Arakanlı Müslümanlar için bir çözüm sunmuyor
Seçimlerin, Arakanlı Müslümanlar için bir çözüm sunmadığına değinen Zarni, askeri yönetimin, ülkedeki sivil demokratların ve silahlı grupların, Müslüman karşıtı ve ırkçı olduğunu söyledi.
Zarni, "İktidarı elde etmek için rekabet eden üç büyük grup var. Myanmar ordusu, silahlı direniş örgütleri ve çoğunluğu sivil demokratlar olan eski muhalifler. İktidarı ele geçirmek için birbirleriyle savaşıyorlar ama İslamofobi konusunda birleşmiş durumdalar." dedi.
FORSEA'da görevli uzman Sai Tun Aung da yönetimin "meşruiyet sorununa çözüm getirmek için" Arakanlı Müslümanlar sorununu çözmeye çalışacağını vurgularken, ülkeye geri dönüşleri konusunun ise oldukça belirsiz olduğunun altını çizdi.
Seçimlerden sonra ülke koşullarında kayda değer bir iyileşme görüleceğini düşünmediğini belirten Arakan Rohingya Ulusal Konseyi (ARNC) Eş Başkanı Nay San Lwin, "Önemli bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Belki köprü ve demiryolları inşa ettiklerini göstereceklerdir." diye konuştu.
Lwin, askeri yönetimin isyancı örgütlerle işbirliği veya ateşkes yapmayacağını kaydederek, bu grupların teslim olmaması halinde yönetim tarafından adım atılmayacağı öngörüsünde bulundu.
Askeri yönetimin meşru hükümet olarak göreve geleceği beklentisi
Askeri yönetimin seçim sonrasında meşru hükümet olarak göreve geleceğini öngören Lwin, başta ASEAN ülkeleri olmak üzere Rusya, Çin ve birçok ülkenin buna destek vereceğini düşündüğünü söyledi.
Lwin, ABD Başkanı Donald Trump dahil çoğu ülkenin liderinin halihazırda Myanmar'ın askeri yönetim lideri General Min Aung Hlaing ile görüştüğünü, Myanmar'ın elçiliklerinin de birçok ülkede faaliyet göstermeye devam ettiğini hatırlatarak, bu durumun seçim sonrasında da devam edeceğine işaret etti.
1990'lardaki askeri darbe sonrası yaşananların tekrar edeceği öngörüsünde bulunan Lwin, "(Önceki askeri darbe sonrasında) Yönetim askeri üniformalarını değiştirdi ve hükümeti kurdu. Yarı sivil bir hükümet olmasına rağmen, meşru hükümet olarak kabul edildi." ifadesini kullandı.
Myanmar'daki askeri darbe
Myanmar ordusu, 2020'deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koymuştu.
Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ile iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve 1 yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.
Darbenin ve muhalefetin barışçı protestolarının kanlı şekilde bastırılmasının ardından başlayan silahlı direniş ve ülke genelinde çatışmalar, 2021'den bu yana 6 bin kişinin ölümüne ve yaklaşık 3 milyon kişinin yerinden edilmesine neden oldu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 2025 dünya raporunda Myanmar'da darbeden sonra 27 binden fazla kişinin askeri yönetim yetkilileri tarafından gözaltına alındığı, bu kişiler arasında yaklaşık 6 bin kadın ve 570 çocuğun bulunduğu kaydediliyor.
Yerinden edilen yaklaşık 3 milyon kişinin büyük kısmı ülke içinde güvenli bölgelere sığınırken, yüz binlerce kişi Tayland, Hindistan ve Bangladeş sınırlarına yöneldi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
