Dünya

New York'taki BM merkezinde, yeni Suriye bayrağı göndere çekildi

Yeni Suriye bayrağı, New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) merkezinde üye ülkelerin bayraklarıyla birlikte göndere çekildi.

Şerife Çetin, Ethem Emre Özcan  | 25.04.2025 - Güncelleme : 25.04.2025
New York'taki BM merkezinde, yeni Suriye bayrağı göndere çekildi Fotoğraf: Mostafa Bassim/AA

New York

Bayrak çekme törenine, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani'nin yanı sıra BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile çok sayıda daimi temsilci ve ABD'deki Suriye sivil toplumunun temsilcileri katıldı.

Suriye devrim bayrağı, alkışlar ve tezahüratlarla, 193 üye ve 2 gözlemci üye ülkenin bayrağıyla BM merkezinde göndere çekildi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Burada basına açıklama yapan Şeybani, "Bu tüm dünyaya, dünyadaki tüm özgürlere bir mesaj. Bu yaşadığımız an, sadece Suriyelileri değil, tüm dünyayı ilgilendiriyor. Halkın iradesi kazandı. (BM'de Suriye bayrağının dalgalanması) Bu, halkımızın zaferinin taçlanmasıdır." ifadelerini kullandı.

ABD'ye yaşayan Suriyeliler de BM'nin dışında, bayraklar ve alkışlarla törene eşlik etti.

Bakan Şeybani, destek gösterisi için gelen vatandaşların yanına giderek onları selamladı ve sohbet etti.

"Devrim bayrağı" olarak bilinen yeni Suriye bayrağı, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasının ardından yurt dışındaki temsilciliklere asılmıştı.

Bu bayrağı Suriye'deki iç savaşta muhalifler kullanılıyordu.

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap etti

BMGK'de Suriye'deki gelişmelere ilişkin oturum düzenlendi.

Burada üye ülkelere hitap eden Şeybani, oturum öncesinde yeni Suriye bayrağının Birleşmiş Milletler'in merkezinde göndere çekildiğini anımsatarak, "Bu tarihi günde tüm Suriye halkını tebrik ediyorum. Bu bayrak, sadece bir sembol değil. Acıdan doğan yeni bir varoluşun ilanıdır. Direnişten doğan bir geleceği ve yıllarca süren acıların ardından gelen değişim vaadini temsil etmektedir." ifadelerini kullandı.

Şeybani, on yıllar boyunca Suriye’nin Esed rejiminin zulmüyle anıldığını hatırlatarak, bu dönemde ülkenin karanlığa gömüldüğünü, yurttaşların öldürüldüğünü ve işkence gördüğünü kaydetti.

Aynı dönemde kimyasal silahların kullanıldığını, milyonlarca insanın yerinden edildiğini ve yıllarca insanların, acı ve kayıpların yükü altında ezildiğini belirten Şeybani, "Rejimin eylemleri yalnızca Suriye halkı için derin insani trajedilere yol açmakla kalmadı, aynı zamanda istikrarsızlaştırıcı unsurların topraklarımızda filizlenmesine olanak tanıdı. Esed yönetimi altında, ülkemiz uyuşturucu üretiminin merkezi haline geldi, yabancı milisler ve terör örgütleri için bir sığınak oldu, bu da bizim ve tüm bölgenin acılarını daha da derinleştirdi. Bugün burada, yeni Suriye’yi temsil etmek üzere bulunuyorum." ifadelerini kullandı.

"Suriye artık dünyaya kapılarını açtı"

Şeybani, Suriye'nin artık dünyaya kapılarını açtığını kaydederek, devlet başkanları, dışişleri bakanları ve uluslararası isimlerin Suriye’ye geldiğini, diasporadaki Suriyelilerin, evlerine dönme ve Suriye’nin yeniden inşasına katkı sağlama olasılığını araştırdığını ifade etti.

İlk kez, büyük uluslararası kuruluşlar ve BM insan hakları kurumlarının Suriye topraklarına gerçek ve somut erişim sağladığına dikkati çeken Şeybani, "Bu, eski rejimin geçmişte defalarca reddettiği bir şeydi. Sistematik kan dökme, keyfi tutuklamalar, zorla kaçırmalar ve cezasızlık çağı sona erdi. Haftalar önce devrimin yıl dönümünde gördüğünüz gibi, artık uçaklar varil bombaları değil, çiçek bırakıyor." diye konuştu.

Yakında Kayıp Kişiler Komisyonunu da içeren Geçiş Dönemi Adalet Komisyonunun kuruluşunun ilan edileceğini bildiren Şeybani, ayrıca, Suriye’de kaybolan Amerikalıların bulunmasına yönelik olarak ABD ile işbirliği yapmaya da hazır olduklarını ifade etti.

"Suriye'nin istikrarı tüm bölgenin istikrarını etkiliyor"

Şeybani, Suriye halkını temsil edecek gerçek bir ulusal parlamentoya yönelik somut adımların da yakında açıklanacağını belirterek, "Bugünün Suriye’si, Esed yönetimi altında susturulan ve şimdi özgürce konuşabilen Suriyeliler için, evlerinden edilen ama artık evlerine dönebilecek Suriyeliler için var." vurgusunu yaptı.

Suriye'nin "çeşitli, ancak çoğunluk ve azınlık diye bölünmüş olmadığının" altını çizen Şeybani, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Yaptırımların yükü, istikrarımızı tehdit etmeye devam ediyor. Uluslararası kuruluşlar ve şirketler, ekonomimizi yeniden inşa etmek ve yatırım yapmak istediklerinde, süresi dolmuş yaptırımların engeline takılıyorlar. Önceki rejime yönelik olarak uygulanan bu kısıtlayıcı tedbirler, ülkemize sermaye ve uzmanlık girişini engelliyor, buna karşılık yasa dışı ağların genişlemesine olanak tanıyor. Gölgelerde ve gizli biçimde faaliyet gösteren, çoğunlukla aşırılık yanlısı ya da terörist örgütlerle ilişkilendirilen aktörlerin, bu yaptırımların sürmesinden en çok fayda sağladığı görülüyor."

Şeybani, Suriye’den daha fazlasını talep edenlerin, aynı zamanda Şam yönetimine yönelik birçok yaptırımın sürmesini de savunanlar olduğuna dikkati çekerek, bu yaptırımların Suriye’yi küresel ekonomik büyümede "ortak" olmak yerine "yardıma bağımlı" bir ülke olmaya zorladığına işaret etti.

Yaptırımların aynı zamanda uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının etkili şekilde çalışmasını engellediğini ve geçiş döneminde adaletinin uygulanması ve güvenliğin sağlanmasını kısıtladığını söyledi.

Şeybani, "Yaptırımların kaldırılması, Suriye’nin karanlık geçmişiyle anılan bir ülkeden barışın, refahın ve küresel ekonominin etkin bir ortağına dönüşmesinde kritik bir adım olabilir. Suriye’nin istikrarı yalnızca bizi, Suriyelileri ilgilendirmiyor. Tüm bölgenin istikrarını da etkiliyor." vurgusunda bulundu.

Diğer istikrarsızlaştırıcı unsurun da İsrail’in Suriye topraklarına yönelik saldırıları olduğunu kaydeden Şeybani, İsrail saldırılarının yalnızca uluslararası hukukun ve Suriye'nin egemenliğinin açık bir ihlali olmadığını, aynı zamanda bölgesel istikrar için doğrudan bir tehdit teşkil ettiğini dile getirdi.

Şeybani, "Saldırıların sürmesi yeniden inşa çabalarımızı baltalıyor ve ulaşmak istediğimiz barış ve güvenliği tehdit ediyor." ifadelerini kullandı.

BMGK'nin İsrail’e baskı yaparak Suriye’den çekilmesini ve 1974 tarihli Kuvvetlerin Ayrılması Anlaşması’nı uygulamasını sağlamasını talep eden Şeybani, Suriye’nin, İsrail dahil olmak üzere hiçbir komşu ülkeye veya dünyadaki herhangi bir ülkeye tehdit oluşturmayacağını defalarca ilan ettiğini hatırlattı.

Şeybani, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu belirleyici anı değerlendirelim. Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun tamamı, Suriye’nin geleceğini desteklemek için eşsiz bir fırsata sahiptir. Suriyeliler, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirmeye ve dünya genelinde başarılı bir çatışma sonrası geçiş sürecinin nasıl olabileceğine dair yeni bir paradigma oluşturmaya hazır. Umuyoruz ki bu yolda ortaklarımız siz olursunuz."

Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi'nden Suriye için yaptırımların kaldırılması ve yeniden inşa çağrısı

BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani'nin de katılımıyla Suriye'deki gelişmelere ilişkin oturum düzenlendi.

Büyükelçi Yıldız, Suriye Dışişleri Bakanı'nın BMGK oturumuna katılmasının yalnızca ülkenin kısa sürede kaydettiği ilerlemenin bir göstergesi olmadığını, aynı zamanda Suriye'nin uluslararası angajmana olan güçlü bağlılığını yansıttığını söyledi.

Yıldız, rejimin devrilmesinden bu yana Suriye yönetiminin kayda değer ilerleme sağladığına dikkati çekerek, bu gelişmelerin, Suriyeliler tarafından sahiplenilen bir geçiş sürecinin başlangıcı olduğunu dile getirdi.

Yıldız, "Söz konusu adımlar, onlarca yıl süren yıkım ve baskının ardından ulusal uzlaşı yönünde atılmış kritik adımlardır." dedi.

"Yaptırımlar derhal kaldırılmalı"

Yıldız, Suriye'deki bu umut ikliminin sürdürülmesinin, sadece yerel makamların çabasıyla değil, aynı zamanda uluslararası toplumun somut desteğiyle mümkün olabileceğini vurgulayarak, "Altyapının yeniden inşası, kamu hizmetlerinin kesintisiz sunulması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ortak önceliğimiz olmalı. Bu bağlamda, Suriye'ye yönelik yaptırımlar artık derhal kaldırılmalıdır." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin uluslararası topluma açık bir çağrıda bulunduğunu dile getiren Yıldız, yeniden inşa sürecine aktif destek verilmesinin önemine işaret etti.

Suriye'de kurumsal kapasitenin geliştiğini ve yerel unsurlarla Şam arasında bir anlayış zemini oluşmaya başladığını söyleyen Yıldız, "Düzeni sağlama noktasında Suriye yönetiminin artan bir kabiliyeti söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.

Yıldız, Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan'ın DEAŞ'a karşı bölgesel güvenlik mekanizması oluşturmak üzere koordinasyon halinde çalıştığını da belirtti.

"İsrail'in saldırıları ortak güvenliği tehdit ediyor"

İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarına da değinen Yıldız, bu eylemlerin Suriye'nin egemenliğini ihlal ettiğini ve bölgesel barış ile güvenliği tehdit ettiğini vurguladı.

"Bu saldırılar Suriye'nin iç istikrarını zayıflatmakta ve DEAŞ ile mücadele kapasitesini zedelemektedir." diyen Yıldız, BMGK'yi İsrail'e karşı kararlı adımlar atmaya davet etti.

Terörle mücadeleye de değinen Yıldız, "Suriye'nin geleceği, terör örgütlerinin insafına bırakılamaz. DEAŞ, PKK/YPG ve sözde SDG gibi yapılara ülkede herhangi bir rol verilmemelidir." uyarısında bulundu.

Yıldız, tüm silahlı unsurların silahsızlandırılması, kapasitelerinin Suriye devletine devredilmesi ve terörist aktörlerin ülke topraklarından çıkarılması gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye, Suriye halkının bu yeni dönemde karşılaştığı zorlukları aşması için desteğini sürdürme konusunda kararlıdır." ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın