Dolar
39.87
Euro
46.96
Altın
3,337.20
ETH/USDT
2,576.10
BTC/USDT
109,200.00
BIST 100
10,275.75
Dünya

Küresel ısınmada önlem 'gönüllülüğe' kaldı

Paris İklim Değişikliği Anlaşması'nda 195 ülkenin onayına karşın, hukuki yaptırım eksikliği 'zayıf nokta' olarak nitelendi.

Gülşen Çağatay  | 16.12.2015 - Güncelleme : 16.12.2015
Küresel ısınmada önlem 'gönüllülüğe' kaldı

Ankara

ANKARA - GÜLŞEN ÇAĞATAY / ANALİZ

Paris'te 30 Kasım -11 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen konferansta, ülke delegelerinin oy birliğiyle kabul edilen anlaşma metninde, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin 100 yıllık süreçte 1,5 ila 2 derece arasında sınırlandırılması konusunda uzlaşıldı. Anlaşmada, küresel ortalama sıcaklık artışının sınırlandırılması, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması ve ciddi temiz enerji yatırımlarının hızlandırılmasını gündeme getirdi.

Geniş katılımla onaylanmasına karşın Kyoto Protokolü ile karşılaştırılan Paris Anlaşması'nın sonuçlarının sürpriz olmadığı, ancak sera gazı emisyonlarına katkı yapan ülkelere uygulanacak cezai yaptırımların açıkça belirtilmemekle birlikte uygulamanın ülkelerin gönüllülük esasına bırakılması, hukuki açıdan "zayıflık" olarak değerlendirildi.

Eleştirilerin yoğunlaştığı iki nokta

Çevreci ve iklim bilimcilerinin zayıf bulduğu Paris Anlaşması, en çok iki yönden eleştiriliyor. Anlaşmada, "tüm ülkelerin beyan ettikleri ve söz verdikleri sera gazı indirimi toplamının aslında 2 derece hedefinden uzaklığı" eleştirilerin yoğunlaştığı ilk alan olarak öne çıkıyor.

Farklı disiplinlerden bilim insanları tarafından yapılan çalışmalarsa, 100 yıl sonuna kadar küresel ısınmanın 3 ila 4 derece artış göstereceğini ortaya koyuyor.

Eleştirilerin yoğunlaştığı ikinci noktaysa, önceki Kyoto Protokolü daha çok yaptırımlar rejimi olarak adlandırılırken, Paris sonrası oluşan yeni rejimde, "cezai yaptırımların eksikliği" olarak gösteriliyor. Ülkelerin taahhüt vermedikleri için cezai yaptırımlardan kaçınabilecekleri belirtiliyor. 

Çevrecilere göre de cezai yaptırım yetersiz

Uluslararası Enerji Ajansı ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı gibi kuruluşlar Paris Anlaşmasını "Dönüm Noktası" olarak tanımlarken, çevreci örgütler de anlaşmayı olumlu ancak yetersiz buluyor. 

Öte yandan, petrol, doğalgaz ve nükleer gibi enerji kaynaklarına muhalif tavırlar sergileyen Greenpeace Örgütü, resmi internet sitesinde anlaşmada fosil yakıtların kullanımının azaltılması konusunda güçlü bir mutabakat olduğunu duyurdu. Örgüt, anlaşmanın bağlayıcılığı ve ülkelerin ulusal iklim değişimi planının desteklenmesi konularında umut verici olduğunu, ancak küresel destek ve çevreyi kirletenlere karşı cezai uygulamaların anlaşmada oldukça yetersiz kaldığını savundu.

Sıcaklıkta 2 derecelik artışın anlamı

Dünya iklim bilim uzmanları, küresel iklim değişikliğinin nihai etkilerinin, 100 yıl sonunda ortaya çıkacak küresel yüzey sıcaklığı artışının, 2  derecenin altında olması gerektiğini savunuyor. 

Uzmanlar, gelecek 100 yıl içinde ortalama 2 derecenin üzerindeki olası sıcaklık artışının, iklim değişikliği ile beraber eko-sistemler üzerinde geri dönüşsüz etkileri olacağını dile getiriyor. Ortalama 2 derecelik sıcaklık artış hedefi, iklim bilimcilerin ciddi uyarısını anlatan bir kavram olarak ön plana çıkıyor.

Karbon ayak izi

Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen ve üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olarak tanımlanırken, bu ölçü hesaplanırken iki farklı yol izleniyor. 

Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan karbondioksit emisyonlarının ölçüsüne deniyor. İkincil ayak izi ise günlük hayatta kullanılan endüstriyel tüm ürünlerin tüm yaşam döngüsünden, imalatından başlayarak bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı karbondioksit emisyonlarının miktarı için kullanılan bir tabir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın