Dolar
40.65
Euro
47.11
Altın
3,363.37
ETH/USDT
3,489.30
BTC/USDT
114,250.00
BIST 100
10,746.98
Dünya, İsrail-Filistin çatışması

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya bir kez daha baskın düzenledi.

Ekip  | 03.08.2025 - Güncelleme : 03.08.2025
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi Fotoğraf: Gazi Samad/AA

Ankara

Filistin topraklarını gasbeden yüzlerce fanatik Yahudi, oruç ve yas günü olarak kabul ettikleri sözde "tapınağın yıkılış yıl dönümü" bahanesiyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.

Sabah erken saatlerde başlayan baskınlara şu ana kadar 1251 kişinin katıldığı bildirilirken baskınlar İsrail polisinin gözetimi altında sürüyor.

Baskınlara katılan radikal Yahudiler, Mescid-i Aksa'yı adeta bir tapınak olarak kabul edip çeşitli dini ritüeller sergiliyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Bununla birlikte, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de, beraberindeki fanatik grup birlikte Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.

Baskında Yahudilik inancına göre "Tapınak'ın yıkılış dönümü"nü (Tişa BeAv) anma iddiasıyla Mescid-i Aksa'nın avlusunda "Talmud ayinleri" gerçekleştirildi.

Ben-Gvir, Aksa'nın avlusunda, kalabalık bir grupla çevrili halde cep telefonundan Talmud ayini duası okurken görüldü.

Sabah saatlerinde ise Filistin toprakları gasbeden yüzlerce İsrailli polisin gözetiminde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi ve bazı "Talmud ayinleri" gerçekleştirdi.

Ben-Gvir, birçok Arap ve İslam ülkesinden gelen şiddetli eleştirilere rağmen Aksa'nın avlularına baskınlarını tekrarlamayı sürdürüyor.

Üst düzey İsrailli yetkililerin Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden önceden onay alındıktan sonra gerçekleştiriliyor.

Ben-Gvir, 2022 yılının sonunda İsrail Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevine başlamasından bu yana Mescid-i Aksa'ya birden fazla kez baskın düzenledi.

İsrail ordusu, Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin baskını öncesinde El Halil kent merkezini boşalttı

İsrail ordusu, Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin baskını öncesinde güvenliği sağlamak için işgal altındaki Batı Şeria'nın güneyinde bulunan El Halil kent merkezini boşalttı.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre İsrail güçleri, saldırgan İsraillilerin kutsal olduğuna inandığı bir bölgeye girmelerini sağlamak için El Halil'in merkezindeki Bi'r Seba caddesi ile bölgedeki onlarca iş yerini kapattı.

İsrail ordusunun "Hebron (El Halil) mezarına" çıkan yollarda güvenliği sağlamasının ardından İsrailliler, Bi'r Seba Caddesi'ne gruplar halinde girdi ve söz konusu mezarın olduğu yerde dini ritüellerini gerçekleştirdi.

İsrailliler, eskiden El Halil'de yaşamış bir Yahudiye ait Hebron (El Halil) mezarının bir Filistinlinin evinin bodrum katında olduğuna inanıyor.

Filistinliler ise mezarın söz konusu yerde bulunmadığını ifade ediyor.

Filistin Dışişleri Bakanlığı uyarmıştı

Filistin Dışişleri Bakanlığı dün İsrailli fanatik örgütlerin bugün Süleyman Mabedi'nin MÖ 586 ve MS 70 yıllarında iki kez yıkılışının yıl dönümü olarak kabul edilen Tişa BeAv olarak isimlendirilen yas ve oruç günü dolayısıyla "Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleme" çağrıları yaptığına işaret ederek uyarıda bulunmuştu.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, fanatik Yahudilerin çağrılarının, İsrail’in işgal uygulamalarıyla birlikte, "Tapınağın sözde yıkılışı bahanesiyle Mescid-i Aksa’ya yönelik organize bir baskının hazırlığı" kapsamında değerlendirildiği vurgulandı.

Açıklamada, bu girişimlerin Mescid-i Aksa'yı hedef alan "resmi İsrail politikalarının bir parçası" olduğu kaydedildi.

Temmuzda Mescid-i Aksa'ya 27 baskın yapıldı, İbrahim Camii'nde ezan 51 defa engellendi 

Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "İşgal güçleri ve fanatik Yahudiler, Mescid-i Aksa'ya 27 kez baskın düzenledi. Öte yandan Harem-i İbrahim Camii'nde ezan, 51 kez yasaklandı." ifadelerine yer verildi.

Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in, İsrail polisine fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'nın sadece doğu bölgesinde değil, tüm alanında dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin verilmesi talimatı verdiği aktarıldı.

Fanatik Yahudilerin, İsrail polisinin korumasında Mescid-i Aksa'nın avlusunda yüksek sesle ilahiler söylediği ve Talmudik ritüeller yaptığı, bu uygulamaların Aksa'nın kutsiyetini açıkça ihlal ettiği vurgulandı.

Harem-i Şerif’in Rahmet Kapısı yakınlarında Siyonist bir müzik grubunun, "Seni Unutursam Ey Kudüs" adlı, sözde Süleyman Mabedinin inşasını öven Talmudik bir dini müzik çaldığına işaret edilen açıklamada, bu durumun Aksa’nın Yahudileştirilmesi ve Talmud ritüellerinin dayatılması yönündeki girişimlerin tehlikeli biçimde tırmandığını gösterdiği ifade edildi.

Harem-i İbrahim Camii’ndeki kısıtlamalar

Öte yandan Bakanlık, temmuz ayı boyunca Harem-i İbrahim Camii'nde ezan okunmasının 51 kez engellendiğini, müezzinin camiye girişinin kasten geciktirildiğini ve doğu kapısıyla pencerelerin 8 aydan uzun süredir kapalı tutulduğunu duyurdu.

Bu ihlallerin, Filistin kimliğini silmeyi ve işgal altındaki topraklarda İsrail'in egemenliğini dayatmayı amaçlayan sistematik sömürge politikasının parçası olduğu ifade edildi.

Açıklamada, uluslararası topluma ve insan hakları örgütlerine, kutsal mekânların korunması için acil müdahale çağrısı yapılırken Filistin halkından da Mescid-i Aksa ve Harem-i İbrahim Camii'nde her gün namaz kılmaları ve bu mekânlarda bulunmaları istendi.

Filistinlilerin varlığının, bu mabetleri Yahudileştirme politikalarına karşı en güçlü savunma gücü olduğu vurgulandı.

Müslümanlar için en kutsal 4. cami olan Harem-i İbrahim'e yönelik ihlaller

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın çevresi olarak kabul edilen El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi, Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi ile Mescid-i Aksa'dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.

Caminin altında yer alan mağarada Hazreti İbrahim ve eşinin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarları bulunuyor.

İsrail'in 1967'den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.

Tarihe "El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150'den fazla kişi yaralanmıştı.

Caminin bölünmesinin ardından, Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmıştı.

Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler ve İsrailli bakanların da zaman zaman baskınına maruz kalan Harem-i İbrahim Camisi ramazan ayında cuma günleri tamamen Müslümanların ibadetine açılması gerekirken, İsrail, geçen ramazan ayında bunu yerine getirmemişti.

Filistin: Mescid-i Aksa'ya saldırı, işgalin koruması altındaki organize terörizmin yansımasıdır

Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya göre, Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in bu sabah Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskına dair yazılı bir açıklama yaptı.

Ebu Rudeyne, "Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilerin sürdürdüğü terör ve Mescid-i Aksa'ya yönelik kışkırtıcı saldırılar, Gazze halkına uygulanan soykırım ve aç bırakma savaşının bir uzantısıdır. Bu durum, bölgede daha fazla gerilime ve tırmanışa yol açmaktadır." ifadelerini kullandı.

Söz konusu saldırıların, İsrail güçlerinin doğrudan koruması altında gerçekleştirildiğini ve Gazze'de ateşkesi sağlamaya, bölgede istikrarı yeniden tesis etmeye yönelik tüm Arap ve uluslararası çabaları baltalamayı amaçladığını vurgulayan Ebu Rudeyne, bu saldırıların tüm sonuçların Tel Aviv hükümetinin sorumlu olduğunu kaydetti.

Ebu Rudeyne, ABD yönetimini "geç olmadan İsrail'in bu saldırganlığını durdurmak için acilen harekete geçmeye ve işgalci güçleri uluslararası meşruiyet kararlarına uymaya zorlamaya" çağırdı.

Ayrıca Ebu Rudeyne, "Gerçek ve kalıcı barış ancak Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık hakkının tanınması ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olabilir." ifadelerini kullandı.

Filistin Vakıflar Bakanlığı: Ben Gvir'in Aksa baskını Tel Aviv hükümetinin yeşil ışığıyla gerçekleşti

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa baskınına tepki gösterildi.

Bunun, Müslümanların kutsal mekanlarını kontrol altına almaya çalışan aşırılık yanlısı bir hükümetin göz yummasıyla gerçekleştiği vurgulandı.

Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa baskınının "sadece Filistin'deki değil tüm dünyadaki Müslümanların hassasiyetlerini hiçe sayan bir hareket" olduğu ifade edildi.

Müslümanlara ait kutsal mekanların, İsrail'deki sağcı hükümetin himayesinde hareket eden Filistin topraklarını gasbeden İsrailli çetelerin neredeyse her gün gerçekleştirdiği ihlallerine hedef olduğu kaydedildi.

Filistin halkından "Mescid-i Aksa'ya akın etmeleri, orada belirli ve detaylı bir programa göre kalıcı olarak bulunmaları" istenirken, uluslararası kuruluşlara da "Filistin topraklarına ve kutsallarına denetimsizce müdahale eden İsrail'in işgalini durdurmak için çalışma" çağrısında bulunuldu.

Hamas: Gazze'ye saldırılar ve Ben-Gvir'in Aksa baskını bölgesel barışı tehdit ediyor

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskına ve İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü soykırıma tepki gösterildi.

Açıklamada, "Ben-Gvir öncülüğünde Yahudi yerleşimci grupların Mescid-i Aksa'ya yönelik geniş çaplı saldırıları, Aksa'yı hedef alan suçun giderek tırmandığını göstermektedir." ifadesine yer verildi.

Uluslararası topluma, işlediği suçlar karşısında İsrail'e yönelik caydırıcı ciddi tavır alınması çağrısı yapıldı.

Söz konusu eylemin, "Filistin halkına, topraklarına ve kutsal mekanlara yönelik devam eden saldırganlığın bir uzantısı ve Müslümanlara karşı provokatif bir eylem" olduğu ifade edildi.

Fanatik Yahudilerin İsrail bayrakları taşıyarak Mescid-i Aksa'nın avlusunda provokatif yürüyüşler yapmasının, Aksa'nın Yahudileştirilmesine ve Arap-İslam kimliğinin değiştirilmesine imkan sağlamayacağı vurgulandı.

Açıklamada ayrıca "İsrail hükümetinin; Gazze'de sürdürdüğü katliam ve izlediği açlık politikasının yanı sıra Batı Şeria'da işlediği cinayet ve terör suçları ve Kudüs'teki sistematik ihlalleriyle bölgedeki yangına körükle gittiği" uyarısı yapıldı.

Ürdün, İsrailli Bakan Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskınını kınadı

Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Ben-Gvir'in İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesi "en sert şekilde" kınandı.

Ben-Gvir'in Aksa'ya düzenlediği baskın, "uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali, kabul edilemez bir provokasyon ve tırmanış" olarak değerlendirildi.

Mescid-i Aksa üzerinde İsrail egemenliğinin olmadığı, Ürdün'ün bu baskınları şiddetle kınadığı ve kesin bir şekilde reddettiği vurgulandı.

Bunun, "Mescid-i Aksa'yı zamansal ve mekânsal olarak bölmeyi hedefleyen, tarihi ve hukuki statükonun açık bir ihlali ve Aksa'nın kutsallığına yönelik bir saygısızlık" olduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca Kudüs'te Müslümanlara ve Hristiyanlara ait kutsal mekanlara yönelik bu kışkırtıcı ve yasa dışı ihlallerin devam etmesinin olumsuz sonuçları konusunda uyarıda bulunuldu ve işgalci güç İsrail'e "Ben-Gvir'in tüm kışkırtıcı eylemlerini durdurması" çağrısı yapıldı.

Ben-Gvir, birçok Arap ve İslam ülkesinden gelen şiddetli eleştirilere rağmen Aksa'nın avlularına baskınlarını sürdürüyor.

Üst düzey İsrailli yetkililerin Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden önceden onay alındıktan sonra gerçekleştiriliyor.

Ben-Gvir, 2022 yılının sonunda İsrail Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevine başlamasından bu yana Mescid-i Aksa'ya birçok kez baskın düzenledi.

Ürdün, Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor

Ürdün, 26 Ekim 1994'te İsrail'le imzaladığı Vadi Arabe Anlaşması kapsamında Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor. Aynı anlaşmanın 9. maddesinde, "İsrail'in Ürdün Haşimi Krallığı'nın Kudüs'teki kutsal mekanlardaki mevcut durumuna saygı duyması" öngörülüyor.

Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.

Statükoya göre, fanatik Yahudilerin Aksa'da ibadet etmesine izin verilmemesi gerekiyor ancak söz konusu gruplar, sık sık İsrail polisi korumasında Aksa'ya baskın düzenliyor.

Suudi Arabistan: İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik uygulamaları bölgesel çatışmayı alevlendiriyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in bu sabah işgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa'ya gerçekleştirdiği baskın kınandı.

Açıklamada, "Suudi Arabistan, İsrail işgal hükümetindeki yetkililerin kutsal Mescid-i Aksa'ya yönelik tekrarlanan kışkırtıcı uygulamalarını en güçlü şekilde kınamaktadır." ifadelerine yer verildi.

Söz konusu uygulamaların bölgedeki çatışmaları tırmandırdığına dikkati çekilen açıklamada, uluslararası topluma, "uluslararası hukuku ve normları ihlal eden ve barış çabalarını sekteye uğratan İsrail işgalinin uygulamalarına son verilmesi" çağrısı yinelendi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın