Dolar
32.54
Euro
34.91
Altın
2,327.81
ETH/USDT
3,130.00
BTC/USDT
64,049.00
BIST 100
9,716.77
Dünya, arşiv

'Bu meseleyi karşımıza getiren Ermeniler değil'

Diyalog ve Barış Derneği Başkanı Söylemezoğlu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeniler sadece figüran durumda olduğunu meseleyi dillendirenlerin Ermeniler olmadığını söyledi.

22.04.2015 - Güncelleme : 22.04.2015
'Bu meseleyi karşımıza getiren Ermeniler değil'

BERLİN 

Almanya'daki Diyalog ve Barış Derneği'nin Başkanı Ali Söylemezoğlu, 1915 olaylarının kamuoyu önünde şeffaf bir şekilde ortaya koyulması gerektiğini söyledi.

Federal Basınevi'nde düzenlenen toplantıda, araştırmacı yazar Söylemezoğlu, Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz ile Berlin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Yönetim Kurulu Üyesi Niyazi Öncel, 1915 olaylarının cuma günü Federal Meclis'te ele alınmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

1915 olaylarıyla ilgili tartışmalara işaret eden Söylemezoğlu, "Bu önemli bir mevzu. Yoksa parlamento bunu gündemine almaz. Papa, cumhurbaşkanı gündemine almaz. Bir konu tartışmalı olduğu zaman aklıselim sahibi insanların tutacağı bir yol vardır. Açıkça tartışmak lazım. Kamuoyu huzurunda şeffaf bir şekilde ortaya koyulması ve birinin yanlışı varsa kamuoyunun önünde bunların gösterilmesi gerekir. Türk tarihi hakkında sayfalarca yazı yazıyorlar ama bize bir sayfa dahi yazı yazma imkanı tanımıyorlar" dedi.

"Bu meseleyi karşımıza getiren Ermeniler değil"

Tek taraflı ifadelerle bir resmin çizilmeye çalışıldığını vurgulayan Söylemezoğlu, şunları kaydetti:

"İnanılmaz sahtekarlıklarla Alman kamuoyu aldatılıyor. Bu işin arkasında Ermeniler yok. Onu da çok açık söyleyeyim. Ermenilerin buradaki rolü çok küçük. Ermeniler sadece figüran durumdalar. Almanya’da bunun arkasında Alman Protestan Kilisesi var, Alman kuruluşları var, Alman devleti var. Bütün bunlar çok açık. Bu meseleyi karşımıza getiren Ermeniler değil."

Söylemezoğlu, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un yarın bir törende yapacağı konuşmada söz konusu olaylarla ilgili “soykırım” ifadesini kullanacağının beklendiğinin hatırlatılması üzerine "Sayın Gauck yetkisi olmayan konulara el atıyor. Soykırım mı, değil mi, bu konuda karar vermek bir mahkemenin yetkisi dahilinde olan bir şeydir. 1948’de bir konvansiyon var bu konuda. Buna göre bu bir suç fiilidir. Suç fiili olup olmadığını ancak mahkeme karara bağlar. Bana şimdi kalkıp hırsız diyemezsiniz. Dediğiniz zaman sizi müfteri olarak değerlendiririm” diye konuştu.

İnsanlık tarihinin en ağır suçu olan "soykırım"la suçlanmanın hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğinin altını çizen Söylemezoğlu, bu konuda ortaya konulan tavrın Türkiye’ye ve Türklere karşı siyasi tavır olduğunu vurguladı.

Bu konunun belgelere dayalı bir şekilde incelenmesi gerektiğini ifade eden Söylemezoğlu, “İlgi duyan herkesle birlikte ele almamız lazım. Ermenilerle ve Almanlarla konuşalım. Her insan yanılır. Biz de yanılırız. Birlikte ele alalım ki farklı fikirde olanlar düzeltsin. Birlikte kamuoyu önünde tartışalım” dedi.

Gazetecilerin bu konuyu tartıştığını ancak tarihçilerin konuşmadığını belirten Söylemezoğlu, sadece Türkiye'nin değil, üçüncü ülkelerin belgelerini de incelediğini ifade ederek belgeler gösterdi.

"Türk milletini soykırımla suçlamak absürt bir şey"

TGB Başkanı Yılmaz da Katolik dünyasının ruhani lideri Papa’nın, ardından Avrupa Parlamentosu'nun 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını kabul ettiğini, Almanya’da Federal Meclis'in de bu yönde karar almaya niyetlendiğini belirterek "Almanya’daki Türk toplumu olarak buna sessiz kalmamız mümkün değil. 1915 olayları ancak tarihçilerin ve mahkemelerin yargılayacağı bir süreç, Birinci Dünya Savaşı’ndaki bir süreç. Ebetteki tehcir sırasında Ermeniler hayatını kaybetmiştir. Müslümanlar, Türkler de hayatını kaybetmiştir. Ancak bunu soykırım olarak tanımlamak kabul edilir bir durum değil” ifadesini kullandı.

Yılmaz, 2012 yılında Alman Meclisi'nde muhalefetin verdiği bir önergede, Batı Afrika’da 1904-1908 yıllarında yapılanın soykırım olarak tanımlanmasını istediğini, dönemin federal hükümetinin de 1948’de BM’de alınan karar mukabilinde geriye dönük tanımlama yapılamayacağını ifade ettiğini hatırlattı.

TGB Başkanı Yılmaz, şöyle devam etti:

"3 yıl geçmeden bugün, kendilerinin yapmış olduklarını soykırım olarak tanımlamazken geriye dönük Anadolu’da olmuş olayları soykırım olarak tanımlama gayreti içindeler. Bu çalışmaların hiçbirisinin tarihi anlama, gerçekleri araştırmayla uzaktan yakından bir alakası yok. Bu tamamen siyasi girişim. Türkiye'ye karşı yürütülen siyasi bir komplo. Millet olarak tarihe baktığımızda her dönem darda olanlara kol kanat germişiz. İkinci Dünya Savaşı esnasında Türk diplomatları tarafından 20 binin üzerinde Yahudi, Macaristan üzerinden İstanbul’dan Filistin’e götürülmüş. Böyle bir milleti soykırımla suçlamak absürt bir şey. Bunu kabul etmek mümkün değil."

Yürüyüşe katılın

Berlin’de cumartesi günü yürüyüş yapılacağını anımsatan Yılmaz, “Bu milli mesele. Kimse duyarsız kalmamalı. Herkesin güçlü ses vermek için yürüyüşe katılması lazım” dedi.

Federal Meclis’te cuma günü 1915 olaylarıyla ilgili bir önerge oylanacağının hatırlatılması üzerine de Yılmaz, “Kaç tane parlamenter gerçek anlamda tarihi derinliğe, bilgiye birikime sahip ki bu konu üzerinde bir yargıda bulunsun. Bu, parlamentonun işi değil. Bu, tarihçilerin ve mahkemelerin işi. Siyasilerin işi değil” diye konuştu.

"Milletvekilleri vicdanlarına danışsın"

Federal Meclis’teki parlamenterlerin oylamadan önce vicdanlarına danışmaları çağrısında bulunan Yılmaz, konuya ne kadar hakim olduklarını gözden geçirdikten sonra oy vermelerini ve “soykırım” kelimesinin kullanılmamasını talep etti.

Yılmaz, Papa’nın, Avrupa Parlamentosu’nun veya Alman hükümetinin karar almasıyla bu sorunun çözülemeyeceğinin altını çizdi.

Avrupa’daki Türk toplumunun çeşitli düşmanlıklarla karşı karşıya kaldığına işaret eden Yılmaz, “Camiler kundaklanıyor. Evler kundaklanıyor. Topluca yürüyüşler yapılıyor. Bir de başımıza böyle soykırım meselesi çıktı” dedi.

Federal Meclis’ten içinde “soykırım” geçen bir önergenin geçmesi durumunda bunun, Almanya’daki Türkleri etkileyeceğini kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"50 yıldır her şeyi yapmaya gayret ettik. Uyum dediler uyum için çaba sarf ettik. Eğitim dediler seferber olduk. İş dediler, 80 bin şirket kurduk. Buralı olun dediler gayrimenkuller aldık. Buralı insanlarımız Almanlarla evlendi. Geldiğimiz noktada bize düşmanca yaklaşım tarzı var. Bu da Türk toplumu içinde vatanını seven, milletini, dinini ve diyanetini seven insanlarda bir duygusal kopmaya sebebiyet verebilir. Biz ağzımızla kuş tutsak biz bunlara yaranamayız havası oluşturulma ihtimali yüksek. Bunu Almanlara anlatamaya çalıştım."

Berlin Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Öncel de bu konuda tek taraflı yaklaşımların ülkeler arasındaki ilişkilere zarar verdiğini kaydetti.

Ekonomi Bakanı Gabriel, ortak tarih komisyonun kurulması önerisini iyi buluyor

Öte yandan, basın toplantısının ardından salonun dışında karşılaşan Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Sigmar Gabriel ile TGB Başkanı Yılmaz bir süre sohbet etti. Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı da olan Gabriel, 1915 olaylarıyla ilgili ortak tarih komisyonu önerisinin sürdürülmesinin en iyi yol olarak gördüğünü belirterek bunun biraz da Ermenilerden dolayı başarısız olduğunu kaydetti.

Yılmaz da buna karşılık, tam da bu konuda Almanya ve Alman hükümetinin yardımcı olabileceğini söyledi.

Federal Meclis'te 24 Nisan Cuma günü 1915 olaylarıyla ilgili bir önergenin oylanması bekleniyor.

Muhabir: Erbil Başay

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın