arşiv

&#187 10 KASIM

(10 Kasım 2004)

09.11.2004 - Güncelleme : 09.11.2004
&#187 10 KASIM

>> Fotoğraflarla Atatürk <<

ATA'YI SONSUZLUĞA UĞURLAYALI 66 YIL OLDU

ANKARA (A.A) - Büyük komutan, büyük devlet adamı, reformcu, cumhuriyetçi, halk adamı, Türk milletinin Ata'sı ebediyete intikal edeli tam 66 yıl oldu.

Yaşamını milletine adayan, bir imparatorluğun küllerinden ulus yaratan Atatürk, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Ulu Önder'in son sözleri, ''saat kaç'' oldu... Ata'nın hastalığının giderek ilerlediği Kasım ayının ilk günleri Dolmabahçe Sarayı'nın önü, Ulu Önder'in sağlık haberini almak için her gün demir kapının parmaklıklarına sarılan genç, yaşlı, kadın, erkek vatandaşlarla doluydu. ''Atatürk nasıl?...'' diye soruyor, O'nun sağlığı hakkında bilgi almadan evlerine dönemiyorlardı.

8 Kasım Salı günü saat 18.30'da ikinci koma başladı. Bu sırada Atatürk gözlerini açıyor ve yavaşça soruyordu: ''Saat kaç?...'' Atatürk'e cevap verdiler. Sustu ve bir daha konuşmadı. Son sözleri bunlar olmuştu...

10 Kasım 1938 sabahı acı haber tüm yurda yayıldı. Caddelerde, sokaklarda, evlerde milli bir yas yaşanıyordu, herkesin yüreğine adeta bir ok saplanmıştı. Türk milleti zamansız ebediyete intikal eden Ata'sına ağlıyordu...

Bütün kuruluşlar bayraklarını yarıya çekerek mateme katılıyordu. Atatürk'ün ölüm haberi duyulur duyulmaz, gazetelerin telefonları aralıksız bir şekilde çalmaya başladı. İstanbul'da halk sokaklara dökülmüş, gazetelerin bulundukları yerlerin önüne toplanmıştı. Biraz sonra gazeteler ikinci baskılarında hükümet bildirisini yayınlıyorlardı.

-ÖLMEDİN ÖLEMEZSİN...-

Atatürk'ün sonsuzluğa göçtüğü gün Cumhuriyet Hükümeti, milli yasın acısını her satırında ortaya koyan ve ulusun duygularını dile getiren resmi bir tebliğ yayımladı.

Anadolu Ajansı'nca duyurulan bu tebliğ, aynen şöyle:

''İSTANBUL, 10 (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin resmi tebliğidir:

Müdavi ve müşavir tabiplerinin neşredilen son raporu Atatürk'ün dünyaya gözlerini kapadığını bildirmektedir.

Bu acı hadise ile Türk vatanı büyük yapıcısını, Türk milleti Ulu Şefini, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize içimiz yanarak bu tarife sığmayan ziyanından dolayı en derin taziyelerimizi sunarız.

Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak onun büyük eserine bağlılıkta ve aziz vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan, onun büyük eseri Cumhuriyet Türkiye'sidir.

Hükümetimiz, içinde bulunduğumuz bu mühim anda bugüne kadar olduğu gibi dikkatle vazife başındadır. Müesses olan nizamı ve vaziyeti idame hususunu, büyük Türk Milleti'nin hükümeti ile tek vücud olarak teyid ve temin edeceğine şüphe yoktur.

Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun 33'üncü maddesi mucibince, Büyük Millet Meclisi Reisi Abdulhalik Renda, Reisicumhur Vekaleti vazifesini deruhte etmiş ve ifaya başlamıştır.

-''TÜRK MİLLETİNE GÜVENDİ''...-

Gene teşkilatı Esasiye Kanunu'nun 33'ncü maddesi mucibince, Büyük Millet Meclisi derhal yeni Reisicumhur intihab edecektir.

Türkiye'nin büyük makamına Teşkilatı Esasiye Kanunu'na göre, geçecek zatın etrafında hükümeti ile şanlı ordusu ile ve bütün kuvveti ile Türk Milleti, sarsılmaz bir varlık olarak toplanacak ve yükselmesine devam edecektir.

Bugün ayrılığına ağladığımız Büyük Şefimiz Atatürk, her vakit Türk Milleti'ne güvendi. Eserlerini bu güvenle yaptı. İdamesi esbabını da istikmal ederek, güvenle büyük milletimize bıraktı. Ebedi Türk Milleti, onun eserlerini ebediyetle yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir.

Kemal Atatürk, Türk'ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır.''

-ATA GİDİYOR...-

16 Kasım 1938'de Atatürk'ün naaşı Türk Bayrağının örttüğü bir katafalk üzerinde Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonuna konuldu.

Türk Milleti genç, yaşlı Atatürk'e son saygı görevini yapmak için Dolmabahçe'ye koştu. 19 Kasım 1938 Cumartesi sabahı Dolmabahçe Sarayı tören salonunda Prof. Şerafettin Yaltkaya cenaze namazını kıldırdı. Cenaze Alayı, İstanbul halkının gözyaşları arasında geçerek Gülhane Parkı'na geldi.

Atatürk'ün naaşı burada bir torpidoya alınarak ''Yavuz'' zırhlısına konuldu. İzmit'te özel bir trene nakledilen cenaze, yol boyunca Ata'larına son saygı görevi yapan vatandaşların yüreklerinde derin acılar bırakarak 20 Kasım 1938'de Ankara'ya getirildi.

Atatürk'e geçici kabir olarak ayrılan Etnografya Müzesi'ne götürülen naaş, mermer lahdin üzerine saygı ile yerleştirildi. Ata'nın naaşı, Anıtkabir yapılıncaya kadar 15 yıl bu geçici kabirde kaldı. 15 Kasım 1953'de Büyük Kurtarıcının naaşı, yine gözyaşları arasında ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e götürüldü.

-İZİNDEYİZ...-

Ata'nın ebediyete intikalinin üzerinden tam 66 yıl geçti. Ülkenin çok zor koşullar altında bulunduğu bir ortamda Mustafa Kemal'in yaktığı meşale, Türk ulusunun önünü aydınlatmaya devam ediyor.

O'nun devrimleri gencecik milyonlarca vatan evladının yüreğinin tam ortasında ilk gün ateşlenen meşale gibi yanmaya devam ediyor. Türk ulusu Ata'sını unutmadı, dünya döndüğü sürece de unutmayacak...


AA BÜLTENLERİNDE ATATÜRK'ÜN RAHATSIZLIĞI VE ÖLÜMÜ

ANKARA (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün rahatsızlığı ve ebediyete intikal edişiyle ilgili ''Resmi Tebliğler'', Anadolu Ajansı kanalıyla duyurulmuştu.

Atatürk'ün sağlığına ilişkin ilk resmi tebliğler, 17 Ekim 1938 günü yayımlandı. Riyaseticumhur Umumi Katipliği'nden (Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği) yapılan ve 18 Ekim 1938 tarihli gazetelerde, (A.A) rumuzuyla yer alan haber, o günün diliyle şöyle:

İSTANBUL 17 A.A. - Riyaseticumhur Umumi Katipliği'nden:

1- Reisicumhur Atatürk'ün sıhhi vaziyetleri hakkında müdavi ve müşavir tabipleri tarafından bugün verilen rapor ikinci maddededir.

2- Reisicumhur Atatürk'ün düçar oldukları karaciğer hastalığı normal seyrini takip ederken, 16 birinciteşrin (ekim) 1938 tarihine tesadüf eden Pazar günü birdenbire aşağıdaki arazı göstermiştir.

a. Saat 14.30'dan 22.00'ye kadar gittikçe artarak devam eden umumi zaaf ile birlikte hazmi ve asabi araz. Bu saate kadar nabız dakikada 116, teneffüs 22 ve hararet derecesi 36,5 idi.

b. Saat 22.00'den bu sabah saat 10.00'a kadar yukarıda ismi geçen araz kısmen hafiflemiş ve nabız dakikada 104, teneffüs 20 ve hararet derecesi 37 olmuştur.

c. Yapılan muayene ve müşavere neticesinde tespit ve tatbik edilen müdavattan sonra, umumi ahvalde hafif bir salah görülmekle beraber, vaziyet ciddiyetini muhafaza etmektedir.

3- Müteakip sıhhi vaziyet raporları neşredilecektir.

İKİNCİ TEBLİĞ

İSTANBUL 17 A.A. - Riyaseticumhur Umumi Katipliği'nden:

1- Reisicumhur Atatürk'ün sıhhi vaziyetleri hakkında müdavi ve müşavir tabipleri tarafından, bu akşam saat 20.00'de verilen rapor ikinci maddededir.

2- Bugün, dün akşama nispetle daha iyi geçmiştir. Asabi arazlarda bir değişiklik yoktur. Nabız muntazam 116, teneffüs 20, hararet derecesi 37'dir.

Müdavi Doktorlar:

Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp

Prof. M. Kemal Öke

Dr. Nihat Reşat Bilger

Müşavir Doktorlar:

Prof. Dr. Akil Muhtar Özden

Prof. Dr. Hayrullah Diker

Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter

Dr. Abravaya Marmaralı

Dr. Mehmet Kamil Berk.

17 Ekim 1938'de yayımlanmaya başlanan resmi tebliğler, 22 Ekim'e kadar aralıksız devam etti. 22 Ekim 1938 tarihinde yayımlanan Resmi Tebliğ'de, yine aynı doktorların imzalarıyla hastalığın normal seyrine döndüğü ve tebliğ yayımlanmasına gerek kalmadığı bildiriliyor.

-SON TEBLİĞLER-

22 Ekim 1938'de ara verilen Atatürk'ün sağlığına ilişkin resmi tebliğler, Gazi'nin durumunun ağırlaşması üzerine, 8 Kasım 1938'de yeniden yayımlanmaya başlandı. ''Ulus'' gazetesinin sol üst köşesinde, ''A.A'' rumuzuyla yayınlanan tebliğde, Atatürk'ün sağlık durumunun yeniden ciddileştiği kaydedildi.

9 Kasım günü Atatürk'ün sağlığıyla ilgili üç resmi tebliğ yayımlandı. Saat 24.00'de yayımlanan tebliğde, ''Saat 20.00'den itibaren dalgınlık artmıştır. Umumi ahval vahamete doğru seyir etmektedir'' denildi.

Atatürk'ün vefat ettiğine ilişkin, doktorları tarafından verilen rapor ile ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin'' resmi tebliği de, Anadolu Ajansı aracılığıyla kamuoyuna duyuruldu. Gazetelerin ikinci baskılarında yer verdikleri tebliğler şöyle:

''İSTANBUL, 10 (A.A) - Atatürk'ün müdavi ve müşavir tabipleri tarafından verilen rapor suretidir:

Reisicumhur Atatürk'ün umumi hallerindeki vehamet, dün gece saat 24.00'de neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 ikinciteşrin 1938 Perşembe sabahı saat 9'u 5 geçe, Büyük Şefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir.''

-''RESMİ TEBLİĞ''-

Atatürk'ün sonsuzluğa göçtüğü gün Cumhuriyet Hükümeti, milli yasın acısını her satırında ortaya koyan ve ulusun duygularını dile getiren resmi bir tebliğ yayımladı. Bu tebliğ, o günün diliyle şöyle:

İSTANBUL, 10 (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin resmi tebliğidir:

Müdavi ve müşavir tabiplerinin neşredilen son raporu Atatürk'ün dünyaya gözlerini kapadığını bildirmektedir.

Bu acı hadise ile Türk vatanı büyük yapıcısını, Türk milleti Ulu Şefini, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize içimiz yanarak bu tarife sığmayan ziyanından dolayı en derin taziyelerimizi sunarız.

Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak onun büyük eserine bağlılıkta ve aziz vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan, onun büyük eseri Cumhuriyet Türkiye'sidir.

Hükümetimiz, içinde bulunduğumuz bu mühim anda bugüne kadar olduğu gibi dikkatle vazife başındadır. Müesses olan nizamı ve vaziyeti idame hususunu, büyük Türk Milleti'nin hükümeti ile tek vücud olarak teyid ve temin edeceğine şüphe yoktur.

Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun 33'üncü maddesi mucibince, Büyük Millet Meclisi Reisi Abdulhalik Renda, Reisicumhur Vekaleti vazifesini deruhte etmiş ve ifaya başlamıştır.

Gene teşkilatı Esasiye Kanunu'nun 33'ncü maddesi mucibince, Büyük Millet Meclisi derhal yeni Reisicumhur intihab edecektir.

Türkiye'nin büyük makamına Teşkilatı Esasiye Kanunu'na göre, geçecek zatın etrafında hükümeti ile şanlı ordusu ile ve bütün kuvveti ile Türk Milleti, sarsılmaz bir varlık olarak toplanacak ve yükselmesine devam edecektir.

Bugün ayrılığına ağladığımız Büyük Şefimiz Atatürk, her vakit Türk Milleti'ne güvendi. Eserlerini bu güvenle yaptı. İdamesi esbabını da istikmal ederek, güvenle büyük milletimize bıraktı. Ebedi Türk Milleti, onun eserlerini ebediyetle yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir.

Kemal Atatürk, Türk'ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır.''


ATATÜRK SONSUZA DEK ANKARA'DA

ANKARA (A.A) - Büyük Önder Atatürk'ün naaşının, İstanbul'dan Ankara'ya getirilişindeki görkemli törenleri tüm ayrıntılarıyla aktaran Anadolu Ajansı haberleri, Ata'sını son yolculuğuna uğurlayan yurttaşların duygularını da aynı görkemle yansıtıyordu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de yaşama gözlerini yumduğunda, bütün ülke yasa boğulmuştu. Her yaştan İstanbul halkı, 16 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı'nda büyük tören salonunda bir katafalka konulan Atatürk'ün Bayrağa sarılı tabutunun önünden üç gün üç gece saygı geçişi yapmıştı. 19 Kasım sabahı, Sarayın dış kapısı önündeki top arabasına konularak törenle Sarayburnu'na getirilen Atatürk'ün tabutu, burada Zafer Torpidosu'na alınarak Moda açıklarında duran Yavuz Zırhlısı'na naklediliyordu.

-''ŞEHİR AYAKTA...''-

Bu duygulu töreni aktaran A.A haberi, "Daha gün ağarmadan şehir ayakta... Evinden fırlayan sahile ve Beşiktaş'tan Sarayburnu'na kadar inen yollara doğru koşuşuyor" diye başlıyordu. ''İşte Büyük Ölünün Ankara'ya nakil merasimi daha başlamadan bedbaht İstanbul sokaklarının kısa bir tablosu...'' anlatılan haberde, Dolmabahçe Sarayı'ndaki muhabir ise buradaki ortamı anlatıyor ve cenaze namazını şöyle bildiriyordu:

''Ailesinin talebi ile Büyük Ölünün namazı kılınmak suretile hususi merasim yapılıyor. Tekbir Türkçe verilmiş, namazı, İslam Tetkikleri Enstitüsü Direktörü Ordinaryüs Profesör Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılmıştır.''

Atatürk'ün naaşı, en yakın silah arkadaşlarından on iki tümgeneral tarafından, eller üstünde, vakur adımlarla taşınarak top arabasına konuluyordu. Sarayburnu'na getirilen naaş, ''genç subayların elleri üzerinde, Zafer Torpidosu'na geçirilerek, hazırlanan hususi mevkie yerleştiriliyordu.'' Buradan Moda açıklarında bekleyen Yavuz Zırhlısı'na nakledilen naaş, İzmit'e doğru yola çıkarılıyordu.

-GECENİN YASLI SESSİZLİĞİ-

Mustafa Kemal Atatürk, sağlığında devrimlerini anlatmak, çok sevdiği yurttaşlarının durumunu yakından görmek, onların sorunlarını dinlemek için geçtiği yollardan; gecenin yaslı sessizliğini bozmamaya özen gösterircesine ilerleyen şimendiferin çektiği özel trenle Başkent'e doğru sonsuza dek gidiyordu.

Trende bulunan A.A muhabiri, Bilecik'ten, Eskişehir'den, Polatlı'dan, Etimesgut'tan haberler yazdırıyordu.

''Atatürk'ü hamil bulunan tren İzmit'ten gözyaşları ve hıçkırıklar arasında geçmişti. Tren meşalelerle aydınlatılmış bütün istasyonlarda birer dakika duruyordu, gözleri yaşlı halk, büyük Ata'sına son vazifesini yapıyordu.''

Bilecik'te de mahşeri bir kalabalık vardı: ''Gece yarısından sonra olmasına rağmen her istasyonda ellerinde meşaleler tutan kadın ve erkek binlerce insan büyük Ata'yı ziyaret ve tavafa geliyor. 'Atamızı kaybettiğimize inanamıyoruz' diye feryat ediyorlar''dı.

-''GURUP EDEN BÜYÜK GÜNEŞ''-

Tren Eskişehir'e sabahın 3'ünden sonra ulaşıyordu; istasyonda binlerce insan vardı. Kadın, erkek, genç, ihtiyar herkes, 'Atamız gitme, Atamız nereye gidiyorsun' diye inliyor, ellerini onun mübarek varlığı arkasından uzatarak titriyordu. Tren bu matemli havanın içinden geçerek, Ata'yı Ankara'ya götürürken; Eskişehir halkı gurub eden en büyük güneşin acısıyla uyumuyor, oturmuyor, ağlıyor ve caddelerde dolaşıyorlardı; binlerce Türk hala Ankara'ya doğru bakarak hıçkırıyordu.''

Polatlı'da da sabahın yaklaşmış olmasına ve soğuğa rağmen trenin geçtiği yollarda halk yığınları göze çarpıyordu. Nemli gözler büyük Ata'nın naaşını taşıyan vagonu arıyor: ''Vagon çiçekler içinde ve katarın en sonundaydı. Atatürk'ün vagonu görününce hıçkırıklar ve feryatlar başlıyordu''du.

Etimesgut'ta, şafakla beraber Atatürk'ün naaşını selamlamaya gelen tayyareler gözükmüştü ve geniş kavisler çizerek trenin üzerinde uçmaya başlamışlardı. Alacakaranlıkta hattın iki tarafına dizilen halk yığınları görünüyordu. ''Herkes boynu bükük, yaşlı gözlerle büyük Ata'ya son teşyi vazifesini yapıyorlardı.''

-SONSUZ DEK ANKARA'DA...-

Ankara'ya yaklaştıkça tanyerindeki mesafe artıyordu. Ankara da yasa boğulmuş; yaşlı gözlerle Ata'sını bekliyordu.

Ankara, 20 Kasım sabahı, erken saatlerinden itibaren ebedi şef Atatürk'ün aziz naaşlarını selamlamak için caddelere ve yollara dökülmüştü.

''Onu, daima her dönüşünde en büyük bayram sevinci içinde şevk ve heyecanla karşılayan, bağrına basan Ankara, bu defa fanilerin duyabileceği acıların ve ıstırapların kahredici matemiyle bekliyordu. Büyükler büyüğünü hamil hususi tren, saat onu on geçe ağır ağır istasyona giriyordu.''

''Hususi tren, istasyona girerken Reisicumhur İsmet İnönü, yanında Meclis Reisi Abdülhalik Renda, Mareşal Fevzi Çakmak, vekiller olduğu halde tabutun bulunduğu vagona doğru ilerliyordu. Vagondan, yol esnasında tabuta refakat etmiş olan Başvekil Celal Bayar, Orgeneral Fahrettin Altay ve Riyaseti Cumhur erkanı iner inmez, Reisicumhur İsmet İnönü ve vekiller vagona çıkarak ölmezler ölmezinin aziz ve mübarek naaşını selamlıyorlardı.''

Vagondan indirildikten sonra 12 general tarafından top arabasına konulan naaş, Büyük Millet Meclisi'ne götürülüyordu. Millet Meclisi'nde defne ve meşe dallarıyla sarılmış ve üzerinde altı meşale yanan altı yeşil sütunun çevrelediği katafalk hazırlanmıştı. Sarmaşık dallarının sarıldığı beyaz bir zemin üzerine yukarıdan aşağıya, tabutun konacağı kaideye kadar inen büyük bir Türk Bayrağı katafalkın fonunu teşkil ediyordu, yerler yeşil yapraklarla örtülmüştü.

-''ŞEHRİN ERKEN UYANIŞI''-

Atatürk'ün naaşı, ''40 erin ve 12 mebusun omuzları üzerinde'' taşındıktan sonra katafalkın içindeki kaideye konuluyordu. Üzerine al atlas bayrağın örtülmesinden sonra, tazim geçişine başlanıyordu.

İlk olarak Cumhurbaşkanı İnönü, Büyük Şef'in tabutu önünde eğilmişti. Resmi geçişlerden sonra ''nihayet sabahın erken saatlerinden beri Ankara'nın bütün anayolları üzerinde toplanmış olan ve Ata'sına tazimi ifa için bekleşen mini mini yavrulardan yakınlarının koltuğunda sürüklenip gelen ihtiyarlara kadar kadın erkek bütün Ankara, katafalkın önünden büyük bir sükun içinde geçmeye'' başlamıştı. ''Bir sel halinde Büyük Şef'in tabutu önünden akıp giden bu halk safları arasında zaman zaman zaptedilemeyen bir feryat yükselmekte ve hiç kimse gözyaşlarını tutmak kudretini kendinde bulamamakta idi.''

Atatürk'ün naaşı, 21 Kasım 1938'de geçici ''istirahatgahı'' Etnografya Müzesi'ne götürüldü.

A.A'nın haberine göre, ''Şehrin bugünkü erken uyanışı, uykusuz geçen bir gecenin kabusundan daha evvel sıyrılmak içindi.'' Tanyeri ağarmıştı. Ankara'nın ufukları, bulutlar, ıslak ve nemli bir sabaha açılıyordu. Ata'nın katafalkı günün ilk ışıklarını üstüne çekiyordu.

Saat 9.50'de Büyük Kurtarıcının naaşını top arabasına nakletmek için hazırlıklar başlamıştı. ''Tabut bir an içinde ellerin üstünde görülmüştü. Büyük ve ölmez şefi bu son seyahatinde baş üzerinde taşıyarak tarihi vazifeyi yapmak onun kendi eseri olan Büyük Millet Meclisi'ne ve onun muhterem mümessillerine düşüyordu.''

Top arabası ağır ağır hareket ettiğinde uzaktan top sesleri yankılanıyordu; ''Riyaseti Cumhur Bandosu'nun ağır ağır çaldığı Şopen'in matem havası göklere yükseliyor''du.

''Atatürk'ün tabutu müzeye gelinceye kadar bütün güzergah boyunca birikmiş ve acıdan, ıstıraptan yoğrulmuş olan ve sessizce inleyen halk kütlelerinin arasından geçti.

Şef'in tabutu kendisine son ihtiramı ifa için saf tutmuş Türk ve ecnebi kıtaatının arasından geçerek, orada, Etnografi Müzesi'nde hazırlanan muvakkat istirahatgahı önüne geldiği zaman, Cenaze Alayının arz ettiği manzara, çok ulvi ve o derece de muhteşem olmuştu.

Tabut, müzenin tam orta kısmını teşkil eden ve yukarıdan aşağıya beyaz muslinlerle kaplanmış olan salonun ortasındaki kaideye yine silah arkadaşlarının elleriyle kondu ve yine bu ellerle üzerine şanlı Bayrağımız örtüldü.''

Atatürk'ün naaşı, Anıtkabir'e nakledildiği 10 Kasım 1953 tarihine kadar, geçici kabri Etnografya Müzesi'nde kaldı.


SEZER: ''LAİK CUMHURİYETİ YAŞATMAK ORTAK SORUMLULUĞUMUZ''

ANKARA (A.A) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''Atatürk'ün mirasını geleceğe taşıyabilmek için, uğrunda büyük bedeller ödenen yurdumuza ve bağımsızlığımıza her koşulda sahip çıkmalı, laik ve demokratik Cumhuriyetimizi yaşatmanın, hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu unutmamalıyız'' dedi.

Cumhurbaşkanı Sezer, Yüce Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Sezer, Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi aracılığıyla yayınladığı mesajında, ''Cumhuriyetimizin kurucusu, yurdumuzun kurtarıcısı büyük komutan ve devrimci, eşsiz devlet adamı Atatürk'ü, aramızdan ayrılışının 66. yılında sevgi, saygı ve gönül borcu duyarak, özlemle anıyoruz'' dedi.

Yüce Atatürk'ün, 66 yıl önce sonsuzluğa uğurlanmış olsa da, gönüllerde ve zihinlerde ölümsüzleştiğini vurgulayan Sezer, ''Düşünceleri, ilke ve devrimleriyle yolumuzu aydınlatmayı sürdürmektedir'' dedi.

Atatürk'ün, geride ilke ve devrimlerine, Cumhuriyete sahip çıkma kararlılığını her fırsatta sergileyen bir ulus bıraktığını kaydeden Sezer, şöyle devam etti:

''Atatürk, dünyada hayranlık uyandıran başarıları, düşünceleri, barışçı kimliği, liderlik yeteneği, üstün kişiliği, ülküleri ve geleceğe ışık tutan öngörüleriyle tarihe ve insanlığa malolmuş bir önderdir.

Büyük önderleri büyük uluslar yetiştirir. Türk Ulusu, insanlığın yetiştirdiği unutulmaz kişilikler arasındaki yerini alan Yüce Atası'yla haklı olarak övünmekte ve kıvanç duymaktadır.''

Atatürk, umutların yokolduğu bir dönemde, etnik ve dinsel köken farklılığı gözetmeksizin tüm yurttaşları aynı ülkü etrafında toplayarak ulusal birliği gerçekleştirdiğini, Ulus-Ordu bütünleşmesiyle yürüttüğü Kurtuluş Savaşı'yla tarih önünde büyük bir zafer kazandığını belirten Sezer, şunları kaydetti:

''Askeri alandaki zaferi Cumhuriyet'le taçlandırmış, çağdaşlaşma ve demokratikleşmeyi hedefleyen köklü reformları birbiri ardına yaşama geçirmiştir. Gerçekleştirdiği Türk Devrimi'yle bizlere aydınlık yarınların kapılarını açmıştır.

Türk insanının gönence, çağdaş yaşam biçimine kavuşması, geleceğe güvenle bakması ve Türkiye'nin her alanda yücelmesi için gecesini gündüzüne katarak çalışan Büyük Önder, Ulusumuzun onurlu bir ulus olarak dünyada saygın konuma yükselmesini sağlamıştır.

Gücünü Ulusu'na olan sevgisinden, inancından ve güveninden alan Yüce Atatürk'ün başarıları, özgür ve bağımsız yaşamak isteyen diğer uluslara da yol gösterici olmuştur.

Atatürk'ün mirasını geleceğe taşıyabilmek için, uğrunda büyük bedeller ödenen yurdumuza ve bağımsızlığımıza her koşulda sahip çıkmalı, laik ve demokratik Cumhuriyetimizi yaşatmanın, hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu unutmamalıyız.

Cumhuriyet'i kuranların amaç ve felsefesinin iyi değerlendirilmesi ve Cumhuriyetimizin güvencesi genç kuşaklara en iyi biçimde aktarılması hepimiz için onur borcudur.

Laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, aydınlık Türkiye'nin simgesi, büyük devrimci ve düşünce insanı Yüce Atatürk'e duyulan güven, sevgi ve saygı artarak sürecek, onun Ulusumuzun gönlündeki erişilmez yeri, hiçbir zaman değişmeyecektir.

Aramızdan ayrılışının 66. yılında, Yüce Önder Atatürk'ü bir kez daha saygı ve şükranla anıyoruz.''


ARINÇ: ''CUMHURİYETİ ÇAĞDAŞ MEDENİYETLER SEVİYESİNE ULUŞTIRMAKTA KARARLIYIZ''

ANKARA (A.A) - TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmakta kararlıyız'' dedi.

Arınç, Büyük Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

TBMM Başkanı Arınç, Cumhuriyet'in kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 66. yıldönümünde rahmet ve saygıyla andığını belirtti. Atatürk'ün, milletimizin Anadolu topraklarından silinmek istenildiği bir dönemde başlattığı kurtuluş savaşını zaferle sonuçlandırdığını ve millet iradesine dayalı çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu vurgulayan Arınç, mesajında şunları kaydetti:

''Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmakta kararlıyız.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında bir toplu iğne üretilemez durumda iken, bugün ülkemiz sanayi üreten, ihraç eden gelişmiş ve çağdaş ülkeler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra ülkemiz temel insan hak ve özgürlüklerinin geliştirip yerleştirilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve demokrasinin tüm kurum ve kurallarının geçerli kılınması yolunda da önemli mesafeler katetmiştir.

Büyük Önder Atatürk'ün kurduğu ve ilk başkanlığını yaptığı Meclisimiz, bu gün de ilk günkü aşk, şevk, heyecan ve kararlılık içinde cumhuriyetine sahip çıkarak yoluna devam etmektedir.

Yüce Önder'in bıraktığı eserin büyüklüğü milletimize gurur vermektedir.

Cumhuriyetimizin başarıları geleceğimize güvenle bakmamızı sağlamaktadır. Gazi Mustafa Kemal'in milletimizin gönlündeki erişilemez yeri hiçbir zaman değişmeyecek, sevgimiz, saygımız ve güvenimiz azalmadan devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle cumhuriyetimizin kurucusu, ilk Meclis başkanımız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.''


ERDOĞAN: ''ATATÜRK'ÜN GÖRÜŞLERİNİ UYGULAMAK DEĞİŞMEZ BİR İLKE''

ANKARA (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk'ün çağdaş düşüncelere dayalı, gelişmeye ve yükselmeye ışık tutan görüşlerini içtenlikle benimseyerek uygulamanın, Türk milleti için vazgeçilmez ve değişmez bir ilke olduğunu söyledi.

Erdoğan, Büyük Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Başbakan Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: ''Değerli bir asker, üstün nitelikleri olan bir kumandan, mümtaz bir devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, muhteşem eseri olan bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti ile bütün dünyanın hayranlığını kazanmıştır.

Sadece Türk milletinin kaderini değiştirmekle kalmayıp kazandığı Kurtuluş Savaşı ve gerçekleştirdiği devrimlerle dünyanın mazlum milletlerine de yol gösterici olan Atatürk'ün fikirlerini aradan geçen yıllara rağmen geçerliliğini korumaya devam etmektedir.

Aziz Türk Milletine çağdaş uygarlık düzeyine yükselme yolunu açan, millet olma şuuruna ulaşmasını sağlayan, büyük devlet adamı Atatürk'ün, çağdaş düşüncelere dayalı, gelişmeye, yükselmeye ışık tutan görüşlerini içtenlikle benimseyerek uygulamak, milletimiz için vazgeçilmez ve değişmez bir ilkedir.

Cumhuriyetimizin kurucusu, düşünce ve devrimleriyle geçtiğimiz yüzyıla yön veren dünya liderlerinden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışın 66. yıldönümünde saygı, şükran ve rahmetle anıyorum.''


ÖZKÖK: ''ATATÜRK VAR OLUŞUMUZUN TEMEL DAYANAĞIDIR''

ANKARA (A.A) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Atatürk'ün Türk ulusu için her zaman bir ulusal güç ve var oluşunun temel dayanağı olduğunu belirterek, ''Atatürk, bağnaz, değişime kapalı, durağan yapıyı temizlemiş ve bireylerin düşüncelerini coşturarak Türk toplumuna yeni bir dinamizm kazandırmıştır'' dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, Büyük Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Ulu Önder Atatürk'ün, manevi varlığıyla bir taraftan toplumsal sinerjiyi tetikleyerek ulusun özgüvenini artıran birleştirici bir güç olarak tüm benliği kaplarken, diğer taraftan arkasında bıraktığı düşünceleriyle de Türk ulusunun yürümekte olduğu çağdaş uygarlık yolunu aydınlatmakta ve bu yoldan çıkarmaya çalışacak karanlık güçlerin önünde bir engel gibi durmakta olduğunu vurgulayan Orgeneral Özkök, şunları kaydetti:

''En zor anında Türk ulusunun kaderi Atatürk gibi cesur ve atılgan bir liderle kesişmeseydi, bağımsız bir ulus olarak bugünlere ulaşmamız mümkün olamazdı. Bu sebeple Atatürk, Türk ulusu için her zaman bir ulusal güç ve her şeyden önemlisi bugün var oluşumuzun temel dayanağıdır. O'nun varlığı aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar sürecek varlığının da bir teminatıdır.

Diğer taraftan Atatürk; dahi bir asker, eşine az rastlanır nitelikte bir devlet adamı ve özellikle de büyük bir lider olmanın yanında, aynı zamanda birçok bakımdan çağa damgasını vurmuş bir fikir adamıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş sürecinde, bir devletin oluşumunda etken olabilecek pek çok değişkeni detaylı olarak inceleyerek ulaştığı sonuçlar, çağdaş yaşam hakkındaki söylemleri, matematik ve sanata olan ilgisi kendisine aynı zamanda bir düşünür kimliği de kazandırmaktadır.''

-''DÜŞÜNCE YAPISI GÜNÜMÜZ UYGARLIĞINA ÇOK ŞEY KAZANDIRACAK''-

Orgeneral Özkök, Türk ulusunun yeniden doğuşunun mimarı Atatürk'ün, yüzyılların bir sonucu olarak zihinlerde tortu gibi biriken; bağnaz, değişime kapalı, durağan yapıyı temizlediğini ve bireylerin düşüncelerini coşturarak Türk toplumuna yeni bir dinamizm kazandırdığını belirterek, şöyle devam etti:

''Dünyayı etkileyen bu büyük değişimi sağlayan Atatürk, çağdaş düşünürler arasında yer almayı çoktan hak etmektedir. Ayrıca, Atatürk'ü daha iyi anlayabilmek için O'nun düşünce yapısının bilimsel bir yaklaşımla derinlemesine incelenmesi, Türk ulusuna ve hatta 'medeniyetler çatışması' gibi kavramları tartışan günümüz uygarlığına çok şeyler kazandıracak ve aynı zamanda O'nu bu günlere taşıyarak yorumlamak suretiyle genç nesillere daha iyi anlatabilmenin yolunu da açmış olacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri; Atatürk'ün söylemlerini ve düşüncelerini ulusal bir servet olarak kabul etmekte ve O'nun ilke ve devrimlerini sonsuza kadar yaşama ve yaşatma kararlılığındadır. Atatürk, her Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun yüreğinde daima sevgi, saygı ve minnet duygularıyla sonsuza kadar yaşayacaktır.

Yüce Atatürk, huzur içinde yat. Yaktığın ışığın kaynağını elden ele, nesilden nesile taşıyacağız.''


BAYKAL: ''ATATÜRK'Ü DAHA İYİ ANLIYOR VE ARIYORUZ''

ANKARA (A.A) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,''AKP Hükümeti'nin niyetini anlamaya, yapmaya çalıştıklarını görmeye başladıkça Atatürk'ü daha iyi anlıyor ve arıyoruz'' dedi.

Baykal, Yüce Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Baykal, Atatürk'ü, laiklik ve Lozan Antlaşması'nın tartışma konusu olduğu bugünlerde saygıyla andıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

''Ulus olarak biliyoruz ki, bu 10 Kasım'da Atatürk'ü anmak, ilke ve devrimlerini sahiplenmek çok daha anlamlı ve önemlidir. Mutlulukla belirtmeliyim ki, toplumumuzun her kesimi bu anlam ve önemin hergün biraz daha fazla farkında olarak Atatürk'ü saygıyla anmaktadır. Çünkü 2 yıllık AKP iktidarı dönemi göstermiştir ki, günümüzde laik cumhuriyeti, Lozan'ı, ulusal bütünlüğü, bağımsızlığı savunmak demek, Atatürk'ü savunmak, anlamak ve anmak demektir.

Ulus olarak, 2 yıllık AKP Hükümeti'nin yapmaya çalıştıklarına bakarak, gerçek niyetini anlamaya başladıkça, Atatürk ilke ve devrimlerinin, Atatürk Türkiyesi'nin olmazsa olmazları olan laikliğin, Lozan'ın, toprak bütünlüğünün, ulusal birliğin ve Atatürk'ün kurduğu CHP'nin önemiyle, gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bu gerçek, Atatürk ilke ve devrimleriyle demokrasinin, Laik Cumhuriyetin kökleştiğinin, vazgeçilemez olduğunun göstergesi, Atatürk'ün büyüklüğünün kanıtıdır.

Bu duygu ve inançla, mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelesine de örnek olan ve zaferle taçlanan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Laik Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla, özlemle anıyor, günümüzde O'nu daha iyi anlıyor ve arıyoruz.''


ZEKİ SEZER: ''ATATÜRK'ÜN YAKTIĞI IŞIK SÖNMEYECEKTİR''

ANKARA (A.A) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, ''Atatürk'ün ve Atatürkçülüğün iç ve dış karşıtları şunu çok iyi bilmelidirler ki, O'nun yaktığı ve Türk Ulusu'na tuttuğu ışık hiçbir zaman sönmeyecektir'' dedi.

Sezer, Yüce Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Mesajında, yeni bir 10 Kasım gününde Yüce Önder Atatürk'ün ve O'nun Türk Ulusu'na bıraktığı büyük mirasın değerini bir kere daha anladıklarını ifade eden Sezer, ''Yine bir kere daha anlıyoruz ki, O'nun önemi ve değeri her geçen gün büyüyor'' dedi.

Atatürk'ün değerini görmezlikten gelmeye çalışanlar olduğunu belirten Sezer, şunları kaydetti:

''Hatta, O'nun hakkında kendi söyleyemediklerini, bazı dış güçlerin sözcülerine söyletenler ve bundan büyük keyif alanlar var. AB sürecinde bazı müttefiklerimizin, Atatürkçülüğün dönemini tamamladığını iddia etmelerinin arkasında herhalde bu tür girişimler yatmaktadır.

Zaten O da yaşarken bu zihniyette olanların bir gün ortaya çıkacağını bildiği içindir ki, 'Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkar edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir' demiştir.

Atatürk'ün ve Atatürkçülüğün iç ve dış karşıtları şunu çok iyi bilmelidirler ki, O'nun yaktığı ve Türk Ulusu'na tuttuğu ışık hiçbir zaman sönmeyecektir. Çünkü O, kendine dogmaları değil, aklı ve bilimi rehber edinmiştir. Atatürk, döneminin dünya liderleriyle kıyaslandığında bugün hala yaşayan ve değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan tek liderdir. O'nu sevgiyle, saygıyla ve rahmetle anarken, bize bıraktıklarını sonsuza dek yaşatmaya söz veriyoruz.''


TBMM BAŞKANVEKİLİ ALPTEKİN, MECLİS'TEKİ ATATÜRK ANITI'NA ÇELENK KOYDU

ANKARA (A.A)- Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde TBMM'de de törenle anıldı.

TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin, saat 09.05'de Meclis'teki Atatürk Anıtı'na çelenk koydu ve saygı duruşunda bulundu. Buradaki törene bazı milletvekilleri, TBMM Genel Sekreteri Rauf Bozkurt ve Meclis çalışanları katıldı. Törene katılanlar saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı'nı birlikte okudular.


TAKSİM CUMHURİYET ANITI ÖNÜNDE TÖREN DÜZENLENDİ

İSTANBUL (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikal edişinin 66. yıldönümünde Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı.

Törene, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon ile askeri ve mülki erkan katıldı.

Törende, İstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Türk Silahlı Kuvvetleri, siyasi partiler ve diğer ilgili birimler adına anıta çelenk konuldu.

Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu saat olan 09.05'te sirenlerin çalmasıyla birlikte saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu.

Daha sonra Anıt Şeref Defteri'ni imzalayan Vali Güler, şunları kaydetti:

''Bağımsızlık ve özgürlük savaşının önderi çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ulusumuzun kurtarıcısı Büyük Önder Atatürk, aramızdan ayrılışının 66. yılında seni bir kez daha minnetle ve rahmetle anıyoruz. Amacımız ülke olarak her alanda uluslararası standartları yakalamak ve dünya kenti İstanbulumuzu gelecek kuşaklara modern ve çağdaş donanımla taşımaktır.

Türkiye Cumhuriyeti çağdaş, demokratik, laik yapısıyla ve dünya ile bütünleşen güçlü ekonomisiyle barışın ve istikrarın güvencesi olan dostluğu ve işbirliği aranan bir devlettir.

Kadirşinas milletimiz bize emanet ettiğin cumhuriyetimizin kıymetini bilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti senin ilkelerin ve düşüncelerin ışığında uygarlık yarışında yoluna devam edecektir. En büyük eseriniz olan laik demokratik Cumhuriyeti korumak geliştirmek ve sonsuza kadar yaşatmak kararındayız.

Ruhun şad olsun Aziz Atam.''


İZMİR VALİSİ GÖKSU: ''TÜRKİYE CUMHURİYETİ, BİZE HEDEF GÖSTERDİĞİN UYGARLIK DÜZEYİNE EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR''

İZMİR (A.A) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde, İzmir'de de düzenlenen törenle anıldı.

Cumhuriyet Meydanı'ndaki törende, İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, rektörler, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşları ve kamu yararına çalışan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.

Çelenklerin konulmasının ardından saat 09.05'de sirenler eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı söylendi.

Vali Göksu, Anıt Şeref Defteri'ne, ''Atatürk'ün yokluğunun yüreklerde hissedildiğini'' belirterek, şunları yazdı:

''Yok edilmek, tarihten silinmek istenen yüce bir ulusa, önderliğinde, Kurtuluş Savaşı'nda diriltip yeniden hayat verdiniz. Çağdışı bir yönetim biçimi olan monarşiden demokratik laik ve çağdaş bir Cumhuriyeti'i kurup bize armağan ettiniz. Senin ilke ve devrimlerini koruma ve çizdiğin yolda ilerlememizde geriye değil, daima ileriye, çağın ilkelerine yönelen, akıl ve mantık gereklerine uygun, genç ve ihtiraslı bir dinamizme her zaman sahip olacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bize hedef gösterdiğin uygarlık düzeyine emin adımlarla ilerlemektedir.''


TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURUCUSU BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK, EBEDİYETE İNTİKALİNİN 66. YILDÖNÜMÜNDE ANITKABİR'DE DEVLET TÖRENİYLE ANILDI

ANKARA (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde Anıtkabir'de düzenlenen devlet töreniyle anıldı.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığındaki devlet erkanı, Atatürk'ün kabrine çelenk koyarak, manevi huzurunda saygı duruşunda bulundu.

Anıtkabir'deki tören, saat 08.50'de devlet erkanının Aslanlı Yol'dan yürüyüşüyle başladı.

Cumhurbaşkanı Sezer başkanlığındaki kortejde TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, anamuhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, Bakanlar Kurulu üyeleri, Kuvvet Komutanları, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, bazı siyasi partilerin temsilcileri, bazı milletvekilleri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı.

Cumhurbaşkanı Sezer, üzerinde ''Cumhurbaşkanı'' yazılı kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelengi Büyük Önder'in kabrine koydu.

Atatürk'ün 66 yıl önce ebediyete intikal ettiği saat 09.05'te ''ti'' sesi ve sirenler eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Bu saatte tüm yurtta Atatürk'e saygının ifadesi olarak sirenler çalındı. Vatandaşlar da 2 dakika süreyle saygı duruşunda bulundu. Bütün resmi kurum ve kuruluşlardaki bayraklar yarıya indirildi.

-ANITKABİR ÖZEL DEFTERİ

Cumhurbaşkanı Sezer ve protokolde yer alan devlet erkanı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti.

Cumhurbaşkanı Sezer, burada Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:

''Yüce Atatürk,

Aramızdan ayrılışınızın 66. yıldönümünde sevgi ve saygımızı sunmak, ilke ve devrimlerinize yürekten bağlılığımızı yinelemek için tek vücut olarak huzurunuzdayız. Kurduğunuz laik ve demokratik cumhuriyeti, bizleri çağdaş dünya ile bütünleştiren ilke ve devrimlerinizi ödünsüz yaşatma kararlılığında olan ulusunuz, sizi özlemle anmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti büyük Türk devrimiyle yüzyıllardır yapılamayan dönüşümleri dünyada hayranlıkla karşılanan bir başarıyla gerçekleştirmiştir. Önderliğinizde yürütülen Kurtuluş Savaşı ile özgürlüğünü, bağımsızlığını ve ulusal kimliğini yeniden kazanan Türk Ulusu, size sonsuz gönül borcu duymakta, tarihe ve insanlığa mal olmuş örnek ve saygın kişiliğinizle övünmektedir. Cumhuriyetimizin kazanımları, başımızı her zaman dik tutmamızı, onurlu bir yaşam sürmemizi sağlamış; bizlere aydınlık yarınların kapılarını açmıştır. İlke ve devrimleriniz, evrenselleşen düşünceleriniz, ülküleriniz ve öngörüleriniz her zaman yol göstericimiz olacak ve yolumuzu aydınlatacaktır.

Gönüllerdeki erişilmez yeriniz değişmeyecek, size olan sevgimiz, saygımız, güvenimiz ve inancımız her geçen gün daha da artarak sürecektir.

Türk Ulusu olarak yüksek anınız önünde saygı ile eğiliyor ve şükranlarımızı sunuyoruz.''

Sezer, daha önceden deftere yazılmış olan metni yüksek sesle okudu ve imzaladı.

Devlet protokolünün katıldığı törenin ardından askeri ve sivil erkan ile öğrenciler, Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaptılar.

Tören dolayısıyla, Anıtkabir üzerinde uçuş yasağı uygulandı. Saat 08.00'de başlayan uçuş yasağı, Anıtkabir'in halkın ziyaretine açılacağı saat 11.00'e kadar sürecek.

Öte yandan, Büyük Önder'in ebediyete intikalinin yıldönümü dolayısıyla Ulus ve Atatürk Orman Çiftliği'ndeki Atatürk anıtları ile Sıhhiye'deki Zafer Anıtı'na da çelenk konularak, saygı duruşunda bulunuldu.


ATATÜRK KAZAKİSTAN'DA DA ANILDI

ALMATI (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikal edişinin 66. yıldönümünde Kazakistan'da düzenlenen törenle anıldı.

Türkiye'nin Almatı Büyükelçiliği'nde düzenlenen törene, büyükelçilik çalışanları, Kazakistan'daki Türk okulları ve özel sektör temsilcileriyle diğer davetliler katıldılar.

Anma töreni yerel saatle 09.05'de saygı duruşu ve elçilik gönderindeki bayrağının yarıya indirilmesiyle başladı.

Türkiye'nin Almatı Büyükelçisi Taner Seben, yaptığı konuşmada, gelmiş geçmiş en büyük devrimci, büyük lider Atatürk'ün bu yıl 10 Kasım'da ölümünün 66. yıldönümünde saygı ve rahmetle anıldığını belirtti.

Ulu Önder Atatürk'ün hayatını bir ideal için, bir ideali gerçekleştirmek için harcadığını ifade eden Seben, bu idealin Türk ulusunu, içinde bulunduğu çağın en üst bilim ve medeniyet düzeyinde bulunan bir ulus yapmak olduğunu söyledi.

Atatürk'ün ''Yolunda yürüyen yolcunun ufkunu görmesi kafi değildir, ufkun ötesini de görmesi gerekir'' sözünü hatırlatan Seben, Büyük Önder'in bu sözleriyle sanki AB'ye girmek için çalıştığımız şu günleri daha o zaman öngörmüş olduğunu kaydetti.

Seben, ''Büyük Önder'i, aramızdan ayrılışının 66. yıldönümünde saygı ve rahmetle anarken, bize bıraktığı hatıraların ve emanetlerin önünde saygıyla eğiliyoruz'' diyerek, her Türkün bunların her zaman takipçisi ve koruyucusu olacağını belirtti.

Törende, Askeri Ataşe Ali Özkara, Atatürk'ün askeri kişiliğini, İkinci Katip Volkan Özkiper de devrimlerini anlatan birer konuşma yapıtlar. Almatı'da öğrenim gören Türk öğrenciler Atatürk konulu şiirler okudular.


TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: ''ULU ÖNDERİ BÜYÜK BİR ÖZLEM VE SAYGIYLA ANIYORUZ''

ANKARA (A.A) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu (TOBB), Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajda, ''Ulu Önderi, büyük bir özlem ve saygıyla anıyoruz'' dedi.

Hisarcıklıoğlu mesajında şöyle dedi:

''Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Ulu Önder Atatürk'ü, ölümünün 66. yıldönümünde büyük bir özlem, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Biz Türkiye'ye inanıyoruz ve ülkemize hizmet etmeye kararlıyız. Milletimizin çağdaş dünyada saygın bir yer edinebilmesi için yorulmaksızın gayret etmek, çalışmak ve üretmekle sorumlu olduğumuzun bilincindeyiz.

O'nun şu sözü bizlerin şiarı olmuştur. (Tüccar, milletin emeği ve üretimi kıymetlendirmek için eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.)''

Hisarcıklıoğlu mesajında, işadamları olarak bu düsturla Atatürk'ün çizdiği, Türkiye'nin değişim ve dönüşümünün önünü açan yolda, güvenine layık olmak amacıyla başladıkları işi elbirliğiyle hedefe ulaştıracaklarına yürükten inandıklarını bildirdi.


ATATÜRK TÜRKMENİSTAN'DA DA TÖRENLERLE ANILDI

AŞKABAT (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde Türkmenistan'da törenlerle anıldı.

Türkiye'nin Aşkabat Büyükelçiliği karşısında bulunan ''Atatürk Parkı''nda düzenlenen tören, yerel saatle 09.05'te bir dakikalık saygı duruşu ve her iki ülkenin milli marşlarının okunmasıyla başladı. Daha sonra Atatürk heykeline çelenk konuldu.

Türkiye'nin Aşkabat Büyükelçisi Mehmet Bahattin Gürsöz, anma töreninde yaptığı konuşmada, Ulu Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde kardeş ülke Türkmenistan'da da sevgi, saygı, minnet ve özlemle anıldığını belirtti.

Başlattığı mücadeleyi, tüm ezilmiş ulusların davası olarak gören Ulu Önder Atatürk, Türk milletinin en güç koşullar altında bile, neleri başarabileceğini tüm dünyaya gösterdiğini ifade eden Büyükelçi Gürsöz, şunları kaydetti:

''Onu ebediyete uğurladığımız yıldönümünde bizlere düşen görev, en büyük eseri ve armağanı olan cumhuriyeti anlamak ve cumhuriyetin değerlerini ve ulusumuzun bağımsızlığını her koşulda korumak ve çağdaşlaşma felsefesini özümlemektir.''

Büyükelçi Gürsöz, Türk ulusunun, Atatürk'ün izinde, çağdaş demokratik, laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini daima korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğunu belirtti.

Anma törenine Aşkabat Anakent Belediye Başkan Yardımcısı Oğulgurban Ezimova, Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı personeli, Türkiye'nin Aşkabat Büyükelçiliği çalışanları, çok sayıda Türk işadamı ve diğer davetliler katıldı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Milli Eğitim Bakanlığı Aşkabat Türk İlköğretim Okulu'nda da anıldı.


TİSK GENEL BAŞKANI BAYDUR: ''ÜLKEMİZİN BUGÜN ULAŞTIĞI DÜZEYİ VE BÖLGESİNDE YARATTIĞI FARKI ATATÜRK'E BORÇLUYUZ''

ANKARA (A.A) - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Başkanı Refik Baydur, ''Ülkemizin bugün ulaştığı düzeyi ve bölgesinde yarattığı farkı Atatürk'e borçluyuz'' dedi.

Baydur, Büyük Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve hazırlanma sürecini, çağdaşlaşma hedefi doğrultusunda atılmış önemli adımlar şeklinde değerlendirmek gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin AB üyeliğinin ölüm kalım sorunu olmadığını ifade eden Baydur, Türkiye'nin her durumda, şimdiye kadar olduğu gibi, Atatürk'ün gösterdiği çağdaşlaşma hedefine ulaşmak için bütün imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini dile getirdi.

AB'ye üyelik sürecinin, çağdaşlığa uzanan yolda asla ihmal edilmez bir çalışma ve ilerleme olanağı sağladığını belirten Baydur, Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, 21. yüzyılda da hem Türk ulusuna, hem de dünyaya görüşleriyle ışık saçmaya devam ettiğini ifade etti.

Bazı aksamalara karşın ülkenin gelişen ve büyüyen bir tempoyu muhafaza ettiğine ve son yıllarda kaydettiği performansla bunu ispatladığına dikkati çeken Baydur, ''Ülkemizin bugün ulaştığı düzeyi ve bölgesinde yarattığı farkı Atatürk'e borçluyuz. Onu, her zaman olduğu gibi şükran ve rahmetle anıyoruz. Eserini yaşatmaya azimliyiz'' dedi.


KKTC CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ: ''SENİ YAŞAMAK, CUMHURİYETİNE VE KKTC'YE SAHİP ÇIKMAK ÜLKÜMÜZ, MİLLİ YOLUMUZ VE SEN, O YOLDA SÖNMEYEN MEŞALE, ŞAŞMAYAN REHBERSİN''

LEFKOŞA (A.A) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Atatürk öldüğünde kendisinin 14 yaşında olduğunu ve o zaman Kıbrıslı Türklerin de kara yasa boğulduğunu belirterek, Atatürk'e hitaben, ''Seni yaşamak, cumhuriyetine ve KKTC'ye sahip çıkmak ülkümüz, milli yolumuz ve sen, o yolda sönmeyen meşale, şaşmayan rehbersin'' ifadesini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 66. yıldönümünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de (KKTC) törenlerle anıldı.

Büyük Önder'in ölüm saati olan 09.05'te KKTC genelinde sirenler çaldı, saygı duruşunda bulunuldu, tören alanlarında, resmi ve özel kuruluşlarda bayraklar yarıya indirildi.

Lefkoşa Atatürk Anıtı'ndaki anma törenine KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu, Başbakan Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Hayati Güven, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu, ana muhalefet partisi Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu, diğer üst düzey komutanlar, bazı bakanlar, siyasi parti yetkilileri, kurum, kuruluş temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

Törende, protokol sırasına göre anıta çelenkler konuldu, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi ve adından yarıya indirildi. Tören, Denktaş, Büyükelçi Güven ve Korgeneral Memişoğlu'nun Anıt Özel Defteri'ni imzalamasıyla sona erdi.

Denktaş, Anıt Özel Defteri'ne şunları yazdı:

''Atam, 14 yaşındaydım seni kaybettiğimiz gün. Kıbrıs'ta Türkler kara yasa boğulmuş ağlıyordu. 'Sensiz Anavatan ne olacak' diye kan ağlıyorduk. Sonra, 'Atam sen ölmedin, ilkelerinde ebediyete kadar yaşayacaksın' sesleri gelmeye başladı mikrofondan.

Okullarda gizlice senin için yayılan şiirleri okuduk, heyecanlandık, ağlarken yeniden üzüldük. Atatürk'ü yaşatmak ülkümüz oldu ve senin ilkelerin, senin cumhuriyetin 81 yaşında. İçimizdesin, kanımızdasın, tek ve ölmez Atamızsın. Seni yaşamak, cumhuriyetine ve KKTC'ye sahip çıkmak ülkümüz, milli yolumuz ve sen o yolda sönmeyen meşale, şaşmayan rehbersin. Sen Atam, Çanakkale'sin, Dumlupınar'sın, Meydan Muharebesisin, sen vatansın, bayraksın ve her düşüncenle içimizde varsın, var olacaksın.''

KKTC'nin diğer ilçe merkezlerinde ve okullarda da Atatürk'ü anma törenleri düzenlendi.


TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURUCUSU ATATÜRK, 66 YIL ÖNCE HAYATA GÖZLERİNİ YUMDUĞU DOLMABAHÇE SARAYI'NDAKİ ODASINDA TÖRENLE ANILDI

İSTANBUL - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 66 yıl önce hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı'ndaki odasında törenle anıldı.

Sarayın harem bölümü 71 numaralı odada düzenlenen anma töreni, TBMM Başkanlığı, İstanbul Valiliği, Türk Silahlı Kuvvetleri, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve sivil toplum kuruluşları adına buketlerin Atatürk'ün ebediyete intikal ettiği yatağın üzerine bırakılması ile başladı.

Atatürk'ün ebediyete intikal ettiği saat 09.05'de, saray dışında sirenlerin duyulmasıyla birlikte saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu.

Törene, TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Seyman, Türk Silahlı Kuvvetleri adına Tank Albay Mehmet Gebeceler, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Muammer Erol, sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.

Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de, saat 09.05'de hayata gözlerini yumduğu odada Türk bayrağı örtülü yatağının iki yanında iki er saygı nöbeti tuttu.

Daha sonra Mavi Salon'daki şeref defterini imzalayan TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, deftere şunları yazdı:

''Ulu Önder Atatürk, seni ebediyete uğurladığımız ve kalplerimize gömdüğümüz günün üzerinden tam 66 yıl geçti. Senin sevginle dolu, senin fikirlerinle aydınlanmış, senin ilkelerini ve hedeflerini benimsemiş olarak omuz omuza, gönül gönüle huzuruna geldik.

Bugün aramızda bulunanlardan pek çoğu seni şahsen göremedi, ancak bizler seni askeri ve siyasi dehanın eseri olan Türkiye Cumhuriyeti'nin aynasından yansıdığı şekliyle görmek şerefine eriştik. Seni, yaktığın meşaleyle aydınlanmakta olan eserlerinle değerlendirdik. İlkelerinin dünyanın bütün mazlum milletlerine de özgürlük ve çağdaşlık kapısını açtığını anladık.

Bugün çağdaş olduklarını iddia eden ve başkalarına çağdaşlık dersi vermeye yeltenen toplumlar, son yüzyıl içinde yetiştirdikleri liderlerinden utanırken ve onları hafızalarından çıkarmaya çalışırken biz milletçe seninle onur duymanın gururunu yaşıyoruz. Ve sonsuza kadar yaşayacağız.

Millet olarak görevimizin emanet ettiğin Cumhuriyetimizi korumak ve her alanda daha da yücelmesini sağlamak olduğunun bilinci içindeyiz. Bugün zamanında sana karşı çıkanların torunları bile senin ideallerine ulaşma yolunda çaba içindeler. Hep birlikte gösterdiğin muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için AB üyeliği yolunda uğraşıyoruz. Aramızdan ayrılışının 66. yılını idrak ettiğimiz bugün, en derin duygularımızla sana minnet ve şükranlarımızı bir kez daha ifade ediyoruz. 'En büyük eserimdir' dediğin Cumhuriyetimizi ve senin ilkelerini ebediyen yaşatacağımıza huzurunda söz veriyoruz.''

Törenin ardından oda vatandaşların ve öğrencilerin ziyaretine açıldı. Bu arada, saat 09.05'te odada olmak isteyen bir grup vatandaş tören nedeniyle içeri alınmamalarına alkışlarla tepki gösterdi.


ATATÜRK ÖLÜMÜNÜN 66. YILDÖNÜMÜNDE ŞİŞLİ CUMHURİYET PARKI VE ATATÜRK MÜZESİ'NDE DÜZENLENEN TÖRENLERLE ANILDI

İSTANBUL (A.A) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 66. yıldönümünde Şişli Cumhuriyet Parkı ve Atatürk Müzesi'nde düzenlenen törenlerle anıldı.

Şişli Cumhuriyet Parkı'ndaki Atatürk Anıtı'nda düzenlenen törende, askeri ve mülki erkan, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri Anıt'a çelenk koydu.

Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu saat olan 09.05'te, Ti sesi eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu.

Şişli Atatürk Müzesi'ndeki törende de, müzedeki Atatürk büstüne, askeri ve mülki erkan ile siyasi parti temsilcileri tarafından birer buket çiçek konuldu.

Törenlere, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Şişli Kaymakamı Mehmet Demirezer ile öteki ilgililer katıldı.


ATATÜRK, DAÜ'DE TÖRENLE ANILDI

LEFKOŞA (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 66. yıldönümünde KKTC'deki Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde (DAÜ) düzenlenen törenle anıldı.

DAÜ'den verilen bilgiye göre, DAÜ Atatürk Anıtı'nda düzenlenen törene DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) Başkanı Rifat Yalınç, DAÜ Rektörü Prof. Halil Güven, öğretim görevlisi, öğrenciler ve üniversite personeli katıldı. Rektör Güven, törende yaptığı konuşmada, Mustafa Kemal Atatürk'ün insanlık tarihinin tanıdığı en büyük adamlardan biri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

''Türk milleti olarak Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lidere sahip olduğumuz için onurluyuz ve gururluyuz. Geleceğe bu kadar önem veren bir liderin, yarım asırdan önce geleceği ne kadar iyi görebildiğini şimdi daha iyi anlamaktayız. Bizler Atatürk'ün çizdiği bu çağdaş yolda geleceğimizi konuşmaya başlamalıyız, hatta konuşmaktan da öteye giderek harekete geçmeliyiz.''

VYK Başkanı Yalınç da Atatürk'ün çağdaşlığa ve medeniyete verdiği öneme değinerek, Türk gençlerinden Atatürk eserlerini korumalarını ve geliştirmelerini istedi.

Törenden sonra DAÜ Kütüphane Oditoryumu'nda Sarı Zeybek belgeseli gösterildi.


FENERBAHÇE KULÜBÜ, ATATÜRK'ÜN EBEDİYETE İNTİKALİNİN 66. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE MESAJ YAYINLADI

İSTANBUL (A.A) - Fenerbahçe Kulübü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü nedeniyle mesaj yayınladı.

Sarı-lacivertli kulübün resmi internet sitesinde yer alan mesajda, şu görüşlere yer verildi:

''Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ü ebediyete intikalinin 66. yılında bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Türk ulusu olarak, bizlere bıraktığın değerli mirasın ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz.''


ATATÜRK, EBEDİYETE İNTİKALİNİN 66. YILINDA BURSA'DA TÖRENLERLE ANILDI

BURSA (A.A) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde, Bursa'da da düzenlenen törenle anıldı.

Atatürk Caddesi'nde düzenlenen törende, Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal, Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Tunay Bilgen, Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Cumhuriyet Başsavcısı Abdülkadir İlhan, Bursa Barosu Başkanı Asude Şenol ile siyasi partiler, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütü temsilcileri, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.

Çelenk sunumunun ardından saat 09.05'de sirenler eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anma törenlerine, daha sonra Tayyare Kültür Merkezi'nde devam edildi.

Milli Eğitim Müdürü Reşat Kumbasar, burada yaptığı konuşmada, Atatürk'ü, ölümünün 66. yılında sevgi ve saygıyla andıklarını belirterek, şöyle dedi:

''10 Kasım 1938, Atatürk'ün öldüğü gündür. 66 yıl önce bugün bayraklar yarıya indirildi, bütün ulus gözyaşı döktü. Ulu Önder, (Beni görmek demek, yüzümü görmek değil, beni anlıyor olmak yeterlidir) demiştir. Atatürk ve ilkelerine sahip çıkarsak, O'nu ilelebet yaşatırız.''

Konuşmaların ardından, Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi Orkestrası ve Korosu, marşlar seslendirirken, Cumhuriyet Lisesi öğrencileri de ''Atatürk Yaşayacak'' adlı oratoryoyu sahneledi.


GALATASARAY KULÜBÜ, ATATÜRK'ÜN EBEDİYETE İNTİKALİNİN 66. YILDÖNÜMÜ DOLAYISIYLA MESAJ YAYINLADI

İSTANBUL (A.A) - Galatasaray Kulübü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü dolayısıyla mesaj yayınladı.

Sarı-kırmızılı kulübün resmi internet sitesinde yer alan mesajda, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete intikal edişinin 66. yıldönümünde saygıyla anıyoruz'' denildi.


''SARAYDA TARİH SOHBETLERİ'' KAPSAMINDA ''ATATÜRK'' KONULU PANEL DÜZENLENDİ

İSTANBUL (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde ''Atatürk'' konulu panelle anıldı.

Toplantı, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nca düzenlenen ''Sarayda Tarih Sohbetleri'' kapsamında, Dolmabahçe Sarayı Medhal Salonu'nda gerçekleştirildi.

Açılışta konuşan Milli Saraylar Daire Başkanı Cemal Öztaş, Milli Saraylar'da O'nun aziz hatırasını yaşatmaktan son derece mutlu olduklarını söyledi. Öztaş, ''Eğer 66 yıl sonra ulus olarak Atatürk gibi bir liderin çizdiği yolda ilerliyorsak, bu O'nun ileri görüşlülüğünün bir sonucudur'' dedi.

Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mumcu da, dünya üzerinde pek çok devlet adamı ve kurucunun vefat ettiğini kaydederek, şöyle dedi:

''Hiçbirinin ardından, Atatürk'e gösterilen müthiş sevgi gösterisi yapılmamıştır. O yas öylesine işledi ki milletin gönlüne, Atatürk bugün de yaşıyor. Hiçbir lider, Atatürk kadar uzun, kalplerde yer almamıştır.''

Atatürk'ün dünya tarihinde görülmemiş bir jesti bulunduğuna da işaret eden Prof. Dr. Mumcu, ''O, sarayları doğrudan doğruya millete verdi. O yüzden 'Milli Saraylar' diyoruz, 'Osmanlı sarayları' değil. Genelde dünyada bu tür saraylar devlete bırakılır. Devlete kalması ayrı, ulusa kalması ayrı'' diye konuştu.

''Atatürk'ün modası geçmiş, bırakalım O'nu tarihin sayfalarına'' diyenler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Mumcu, ''Atatürk, evrensel bir dehaydı. Onun devrimlerine temel olan düşünceleri evrenseldir'' dedi.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toktamış Ateş de, ''Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin, zaman zaman itişme-kakışmalar olsa da, O'nun ilkeleri çerçevesinde çizdiği yolda devam ettiğini'' söyledi. Prof. Dr. Ateş, ''Bu da, Atatürk'ün büyüklüğünü gösteren bir örnektir. Atatürk, gerçekten tarihe yön veren insanların başında gelir'' diye konuştu.

Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver de, ''Atatürk'ün bir başarı adamı olduğunu ve cumhuriyet ile insanları kulluktan vatandaşlığa yükselttiğini'' bildirdi.


İYTE REKTÖRÜ PROF. DR. ÜLKÜ: ''ATATÜRKÇÜLÜĞÜ ŞEKLEN DEĞİL, ÖZDE KAVRAMAK, ÖZÜMSEMEK TEMEL HUSUSTUR''

İZMİR (A.A) - İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Semra Ülkü, ''Atatürkçülüğü şeklen değil, özde kavrama ve özümsemenin temel husus olduğunu'' bildirdi.

Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü nedeniyle İYTE tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde Anma Programı düzenlendi.

Programın açılışında konuşan Prof. Dr. Semra Ülkü, Atatürk'ün düşünce yapısının bireyi ve toplumu özgür kılmaya ve yüceltmeye yönelik çağdaşlık ekseni etrafında geliştiğini belirterek, Atatürk'ün Türk milletinin hayatında bir dönem değil, yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ülkü, şunları söyledi:

''Atatürk'ü, Atatürkçülüğü şeklen değil, özde kavramak, özümsemek temel husustur. Cumhuriyetin nasıl doğduğunu unutmayarak, onun nereye gideceğini bilerek, geleceğe sahip çıkmak, Atatürkçülük bayrağını göklerde dalgalandırmak Türk gençliğinin temel görevidir.''

-KONFERANS-

Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, ''Atatürk'te Eğitim Düşüncesi'' konferansında, Atatürk'ün yaptığı devrimin dünya tarihinin gördüğü en büyük devrimlerden biri olduğunu söyledi.

Atatürk'ün devrim ihraç etme yoluna gitmediğini, örnek gösterdiğini dile getiren Güvenç, devrimin İslam dünyasında ve Batı'da bu değişimi içine sindiremeyenleri korkuttuğunu ifade etti.

Laikliğin dinsizlik olmadığına işaret eden Güvenç, Türkiye'de 1980'li yıllarda laikliğin ''din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması'' şeklinde tanımlandığını, bu tanımın negatif bir anlam uyandırması nedeniyle bir yanılgı olduğunu savundu. Güvenç, laiklik olmadan Cumhuriyetin ve demokrasinin yaşamasının mümkün olmadığını belirtti.

Güvenç, bir soru üzerine Türk kimliğinin bir soy kimliği olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halkın üst kimliği olduğunu anlattı.

Konferansın ardından programa katılan İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve diğer konuklar, ''Tarihi Süreç İçerisinde Atatürk'ün Düşünce Yapısını Etkileyen Düşünürler ve Kitaplar'' sergisini gezdi.


ADANA'DA ''ATATÜRK SEYHAN'DA'' KONULU FOTOĞRAF SERGİSİ AÇILDI

ADANA (A.A) - Adana'nın merkez Seyhan İlçe Belediyesi'nce ''Atatürk Seyhan'da'' konulu fotoğraf sergisi açıldı.

Büyük Önder Atatürk'ün ölümünün 66. yıldönümü nedeniyle Seyhan Belediyesi Hizmet Binası'ndaki serginin açılışına, 1937 yılında Atatürk'ün Adana'yı ziyareti sırasında Atatürk ile fotoğraf çektiren Remziye Tatlı (82) da katıldı.

Atatürk'ün Adana gezileri sırasında çekilen 30 fotoğraftan oluşan sergiyi gezen Tatlı, ''Bu fotoğrafları gördükçe o yılları hatırlıyorum. Hatırladıkça da hüzünleniyorum'' dedi.

Tatlı ile sergiyi gezen Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk de Büyük Önder Atatürk'ten kalan emanetlerin emin ellerde olduğunu, gösterilen hedeflere ilerlemeye devam edildiğini belirtti.

Fotoğraf sergisinin 17 Kasım tarihine kadar gezilebileceği bildirildi.


İSTANBUL VALİSİ GÜLER: ''ÜLKENİN HER KÖŞESİNDE ŞU ANDA YÜKSELMEKTE OLAN SESLER, CUMHURİYET'İN DEĞERLERİNİN KORUNARAK GELECEĞE TAŞINACAĞININ GÜVENCESİDİR''

İSTANBUL (A.A) - Büyük Önder Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen törenle anıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan törende, Fatih Vatan Anadolu Lisesi Korosu 10. Yıl Marşı'nı seslendirdi.

Törende konuşan İstanbul Valisi Muammer Güler, Cumhuriyet'in kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Atatürk'ün, ölümünün 66. yıldönümünde minnetle anıldığını belirterek, ''Ülkenin her köşesinde şu anda yükselmekte olan sesler, Cumhuriyet'in değerlerinin korunarak geleceğe taşınacağının güvencesidir'' dedi.

Güler, Atatürk'ün, insanlığın yetiştirdiği büyük kişilikler arasında unutulmaz yeri bulunduğunu vurgulayarak, ''Tarihe ve insanlığa mal olmuş Atatürk ile övünüyoruz'' diye konuştu.

Atatürk'ün zaferle sonuçlandırdığı Kurtuluş Savaşı'nın, O'nun ülkesi için düşündüğü aydınlık geleceğin ilk adımı olduğunu dile getiren Güler, ulusun bağımsızlık mücadelesini zafere dönüştüren Atatürk'ün çağdaş bir devlet yarattığını anlattı.

Güler, Cumhuriyet ile yaratıcı, akılcı düşünen, kendine güvenen çağdaş bir toplum yaratıldığını da kaydederek, Cumhuriyet'in getirdiği özgürlük ortamı ile yurttaşların insan olmanın onurunu yaşadığını bildirdi.

Atatürk'ün devrimlerine de değinen Güler, laiklik ilkesinin, demokratik yönetim biçimi ile vicdan ve ibadet özgürlüğünün en önemli güvencesi olduğunu söyledi.

Atatürkçü düşüncenin devrimlerin temelini oluşturduğuna da işaret eden Güler, ülkemizin Cumhuriyet'in kurulmasından bugüne kadar uygarlık yolunda önemli yol katettiğini, bu çerçevede hukuk devleti, demokratikleşme ve insan hakları alanındaki gelişmeleri de hızlandırmak gerektiğini sözlerine ekledi.

-ÖTEKİ KONUŞMALAR-

Törende Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan Hava Pilot Kurmay Yarbay Mehmet Akdemir, dünyada tarih yazan, çığır açan çok az önder olduğuna işaret ederek, Atatürk'ün kahramanca ortaya çıkarak genç bir devlet yarattığını söyledi.

Akdemir, Atatürk'ün, çağdaşlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar yaşaması için araç olduğunu gözler önüne serdiğini de dile getirerek, Türk çağdaşlaşmasının temel dayanağının akılcılık olduğunu belirtti.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yusuf Çam da, Atatürk'ün bir düşünce ve ideal adamı olarak gönüllerde yaşadığına dikkat çekti.

Törende konuşmaların ardından, İstanbul'daki tüm okullar arasında gerçekleştirilen ''10 Kasım Atatürk'ü Anma Resim, Şiir ve Kompozisyon Yarışması''nda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Birinci öğrencilere ödüllerini İstanbul Valisi Muammer Güler, ikincilere 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, üçüncülere de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sundu.

Şiir dalında birinci olan Özkan Kusay adlı öğrenci ''Bir Mum Işığıdır Her Şeyin Başlangıcı'' adlı şiiri, kompozisyon dalında birinci olan Muhammet Özbek de ''Devleşen Çığ'' adlı kompozisyonunu okudu.

-ATATÜRK'ÜN SEVDİĞİ ŞARKILAR...

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü öğrencilerinin, öğretim görevlisi Dr. Melih Tangün yönetiminde bir gösteri gerçekleştirdiği törende, TRT İstanbul Bölge Müdürlüğü sanatçısı Melda Koyuncu tarafından da Atatürk'ün sevdiği şarkı ve türküler seslendirildi.

Sanatçı Koyuncu, aralarında ''Yemen Türküsü'', ''Yanık Ömer'', ''Çile Bülbülüm Çile''nin yer aldığı şarkıları, törene katılan öğrencilerle birlikte söyledi.

Törende ayrıca, İstanbul Devlet Opera ve Bale Müdürlüğü sanatçıları çok sesli halk türküleri konseri verdi.


ATATÜRK, EBEDİYETE İNTİKALİNİN 66. YILDÖNÜMÜNDE MERSİN, SİVAS, KONYA, BİLECİK, ISPARTA, BURDUR VE MARMARİS'TE DE ANILDI

ANKARA (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde yurdun çeşitli yerlerinde düzenlenen törenlerle anıldı.

Mersin Cumhuriyet Alanı'ndaki törende, Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Daha sonra, Şeref Defteri'ni imzalayan Mersin Valisi Atilla Osmançelebioğlu, yeni nesillerin, karanlıktan aydınlığa geçilmesini sağlayan Cumhuriyet'i korumaya kararlı olduğunu belirtti.

Aradan geçen 66 yıla rağmen Türk ulusunun Atasına ve Cumhuriyet'e bağlılıktan vazgeçmediğini ifade eden Osmançelebioğlu, ''Ulusumuzun çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma, demokrasiyi yaşatma ve ekonomiyi evrensel standartlara getirme çabası, Atatürk'e olan bağlılığımızın birer nişanesidir'' dedi.

Tören, Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin dinletisinin yağış sebebiyle Kültür Merkezi'ne alınmasıyla sürdü.

İçel Sanat Kulübü'nün ''Atatürk'' konulu slayt gösterisi düzenlediği etkinliklerde, Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçıları ''Geçmişten Bugüne Atatürk'' konulu dinleti sundu.

Etkinlikte, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin ''Atatürk Belgeseli'' gösterildi ve Doç. Dr. Nükhet Adıyeke ile Deniz Kurmay Kıdemli Albay Gökhan Çizmen sunumlarını gerçekleştirdi.

-SİVAS-

Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törende, Sivas Valisi Hasan Canpolat, Tugay Komutanı Tuğgeneral Nihat İstanbullu, Belediye Başkanı Sami Aydın ile siyasi partiler, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütü temsilcileri anıta çelenk koydu.

Yenişehir Lisesi Müdürü Abdullah Şimşek, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki törende, Atatürk'ün insanlık tarihinin tanıdığı en büyük devlet adamlarından biri olduğunu söyledi.

Piyade Binbaşı Mehmet Arıöz ise Atatürk'ün sesi ve görüntüleri eşliğinde yaptığı konuşmada, ''Cumhuriyet'in kurucusu Ulu Önder'i, ölümünün 66. yıldönümünde özlem, saygı ve rahmetle anıyoruz'' dedi.

Yenişehir Lisesi öğrencilerinin ''Atatürk'' konulu oratoryoyu sahnelediği etkinlik kapsamında, Atatürk Kültür Merkezi'nde ''Atatürk'' konulu fotoğraf sergisi açıldı.

-KONYA-

Konya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Özer, Konya Devlet Tiyatrosu'ndaki törende, Atatürk'ün dünyada eşine az rastlanır bir devlet adamı olduğunu söyledi.

Gençlerin, Atütürk'ün düşüncelerine sahip çıkması ve O'nun yolunda ilerlemesi gerektiğine dikkati çeken Özer, ''Bize düşen yüzümüzü geleceğe dönerek hedeflerimizi büyük tutmaktır'' dedi.

Personel Binbaşı Semih Aydoğan ise Atatürk'ün milli kurtuluşa bayrak olan fikirlerinin memleket sınırlarını aştığını ve mazlum milletlerin bağımsızlığına önder olduğunu ifade etti.

Daha sonra, Karatay Süleyman Demirel Milli Piyango Anadolu Lisesi öğrencileri ''Atatürk'ün Hayatının Kronolojisi'', ''Cumhuriyette Angarya Yoktur'' konulu oratoryoyu sahneledi.

Programa, Vali Ahmet Kayhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Celalettin Kalkan, kamu kurum ve kuruluş amirleri ile öğrenciler katıldı.

Törenin ardından, Vali Kayhan, Şükrü Doruk Salonu'nda Mareşal Mustafa Kemal İlköğretim Okulu tarafından açılan ''Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Fotoğrafları'' isimli sergiyi gezdi.

-BİLECİK-

Bilecik Valisi Ayhan Çevik, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Levent Ersöz ve Belediye Başkanı Selim Yağcı, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sundu.

Çevik ve beraberindekiler, daha sonra 6 Eylül Kültür Merkezi'nde, Ertuğrul Gazi Lisesi öğretmenleri ve öğrencilerinin hazırladığı anma programına katıldı.

Vali Çevik, yaptığı konuşmada, ''Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 66. yıldönümünde minnet ve şükranla anıyoruz. Amacımız Atatürk'ün ilke ve inkılaplarını sonsuza kadar yaşatmaktır'' dedi.

Atatürk'ün hayatını slayt gösterisiyle anlatan öğrenciler, daha sonra Atatürk'ün çok sevdiği şarkıları seslendirdi.

-ISPARTA-

Hükümet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sunulması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu.

Törene, Vali Vekili Volkan Köksal, Garnizon Komutanı Piyade Kıdemli Albay Nedim Erol, Belediye Başkan Vekili Seyfettin Kalem, askeri ve mülki erkan, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Valilik tarafından Belediye Kültür Sarayı'nda düzenlenen etkinlikte, şiirlerin okunmasının ardından Büyük Önder Atatürk'ün hayatının anlatıldığı oyun sahnelendi.

Süleyman Demirel Üniversitesi Yerleşkesi'nde düzenlenen anma töreninde de SDÜ Rektörü Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Bülbül, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.

-BURDUR-

Burdur Cumhuriyet Meydanı'ndaki törende, Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Törene, Burdur Valisi Can Direkçi, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Aydın Bacık ve diğer yetkililer katıldı.

Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda ise Burdur Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından ''Atatürk'' konulu şiirler okudu, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı'nın anlatıldığı piyes sahnelendi.

Vali Direkçi, burada yaptığı konuşmada, Ulu Önder Atatürk'ün ilke ve devrimlerinin birkaç saatlik zaman diliminde anlatılmasının mümkün olmadığını söyledi.

Programda, ''10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü'' dolayısıyla düzenlenen şiir, kompozisyon ve resim yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

-MARMARİS-

Marmaris 2. Bahar Tesisleri'nde, Atatürk ile ilgili kitap ve fotoğraflardan oluşan sergi açıldı.

Sergide, 82 yaşındaki Fotoğraf Sanatçısı Kamil Dürüst'ün özel arşivinden derlenen Atatürk ile ilgili yayınlanmış 150 kitap ile kendi çektiklerinin de aralarında bulunduğu 100 orijinal Atatürk fotoğrafı yer alıyor.

Kaymakam Cemalettin Özdemir'in açtığı sergide, Arap harfleriyle yazılmış ve 1927'de yayımlanmış ''Nutuk'' da bulunuyor.

Sergi, 30 Kasım'a kadar gezilebilecek.


1. ORDU KOMUTANI ORGENERAL TOLON: ''TÜRK MİLLETİ, ATATÜRK'ÜN AÇTIĞI AYDINLIK YOLDA SONSUZA KADAR YÜRÜME AZMİ VE KARARLILIĞI İÇİNDEDİR''

İSTANBUL (A.A) - 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, ''Her ne kadar birileri böyle günlerde sahte gözyaşlarıyla, sıraladıkları sahte dizilerle büyük Atatürk'ü anmaya gayret ediyorlarsa da, çok büyük Türk milleti, birlik, beraberlik içerisinde onun açtığı aydınlık yolda sonsuza kadar yürüme azmi ve kararlılığı içindedir'' dedi.

Şişli Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Büyük Önder Atatürk'ün 66. ölüm yıldönümü etkinlikleri kapsamında, Osmanbey'deki Atatürk Müzesi'nde ''Atatürk Yaşıyor'' başlıklı tören düzenlendi.

İlçedeki ilköğretim öğrencilerinin ellerinde Atatürk fotoğraflarıyla katıldığı tören, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Daha sonra İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, müzeyi gezdi.

Orgeneral Tolon, müzedeki Sevr Anlaşması'nın öngördüğü harita önünde bir gazetecinin, ''Sevr Anlaşması'nın gündeme geldiğine dair görüşler var'' sözleri üzerine, ''Mümkün mü? Yeniden gelmesi mümkün mü?'' dedi.

Orgeneral Tolon, müzede Atatürk'ün elyazısının bulunduğu bazı belgelerin korunması için Harbiye Askeri Müze'den teknik anlamda destek verilebileceğini söyledi.

Gazetecilerin, ''10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü'' ile ilgili düşüncelerini sorması üzerine Orgeneral Tolon, şunları kaydetti:

''Büyük Türk halkı, 66 yıl önce kaybettiği yüce Atatürk'ün kendisine armağan ettiği egemenliği ve bağımsızlığı sonsuza kadar koruma kararı içerisindedir. O'nun aydınlık yolunda yürümektedir. Her ne kadar birileri böyle günlerde sahte gözyaşlarıyla, sıraladıkları sahte dizilerle büyük Atatürk'ü anmaya gayret ediyorlarsa da, çok büyük Türk milleti, birlik, beraberlik içerisinde onun açtığı aydınlık yolda sonsuza kadar yürüme azmi ve kararlılığı içindedir.''

Etkinlik sırasında, Atatürk'ün sevdiği sanatçılardan Safiye Ayla'nın seslendirdiği şarkılar da dinletildi.

Bu arada, Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, gazetecilerin Orgeneral Tolon'un sözlerini hatırlatmaları üzerine, ''Paşamızın görüşü, kendi görüşüdür. Türk toplumu vefalıdır. Türk toplumu, Atasına ihanet edenleri asla affetmez'' diye konuştu.

Atatürk'ün. vatanını en çok seven ve ülkesi için en çok çalışan kişi olduğunu vurgulayan Sarıgül, ''Türk halkından rica ediyorum, artık magazin ve televole kültürünü bırakalım, çok çalışalım'' dedi.


ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ ORTODONTİ ANABİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. UZEL: ''ATATÜRK, KURTULUŞ SAVAŞIYLA SADECE TÜRKİYE'NİN DEĞİL ORTADOĞU VE KOMŞU ÜLKELER İÇİN DE MAZLUM DEVLETLERİN LİDERİYDİ''

ADANA (A.A) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde, yurdun çeşitli yerlerinde düzenlenen törenlerle anıldı.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlter Uzel, ÇÜ Mithat Özsan Amfisi'ndeki törende, Atatürk'ün öğrencilik yıllarında lider olarak kendini gösterdiğini söyledi.

Büyük Önder Atatürk'ün, son 100 yılın en büyük liderinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Uzel, ''Atatürk, Kurtuluş Savaşı ile sadece Türkiye'nin değil Ortadoğu ve komşu ülkeler için de mazlum devletlerin lideriydi'' dedi.

ÇÜ Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi Nazlı Köse ile 6. Kolordu Komutanlığı'nda görevli Kurmay Binbaşı İbrahim Altınbaş, Adana Devlet Tiyatroları Sanatçıları Müge ve Şekip Taşpınar da Atatürk ile ilgili bilgi verdi.

ÇÜ Türk Sanat Müziği Korosu, Güzel Sanatlar Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Şükrü Birbaş'ın yönetiminde, Atatürk'ün sevdiği şarkıları seslendirdi.

Törene, Adana Valisi Cahit Kıraç, AK Parti Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü, 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Ayhan Taş, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kurtar Çakın ve davetliler katıldı.

-ELAZIĞ-

Elazığ'daki tören, Vilayet önündeki Atatürk Anıtı'na, Elazığ Valisi Kadir Koçdemir, Garnizon ve 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Nusret Taşdeler, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Bayram Arsoy, Elazığ Barosu ile siyasi partiler ve sivil toplum örgütü temsilcileri tarafından çelenk konmasıyla başladı.

Öğretmenevinde devam edilen törende, Kurmay Binbaşı Cemalettin Doğan, Atatürk ilke ve inkılaplarının bir bütünün parçaları gibi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Dikkatle incelendiğinde ilk olarak uygulanan laiklik ilkesinin, özel bir anlam ve önceliğe sahip olduğunun görüleceğini belirten Doğan, ''Devletin ve toplumun laik yapısının ortadan kaldırılması, Türkiye Cumhuriyetin yıkılmasına ve Türk Milletinin kaosa sürüklenmesine elverişli bir ortam hazırlayacaktır'' dedi.

Mezre İlköğretim Okulu Öğrenci Korosu, marşlar ve Atatürk'ün sevdiği eserleri seslendirdi. ''Atatürk'' adlı oratoryo sahnelendi.

-GİRESUN-

Giresun'daki tören, Atapark'taki Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasının başladı.

İl Özel İdare Kültür Sitesi Salonu'nda devam edilen törende, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi okundu, Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri Atatürk oratoryosunu, Hurşit Bozbağ Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileriyse Atatürk'ün sevdiği şarkıları seslendirdi.

Törene, Vali Şükrü Kocatepe, Jandarma Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney, Belediye Başkanı Hurşit Yüksel, Cumhuriyet Başsavcısı Esat Semerci ile çeşitli kuruluşların yetkilileri katıldı.

-DİYARBAKIR-

Diyarbakır'daki tören, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başladı.

Kültür Sarayı'nda, ''Atatürk ve Askeri Kişiliği'' konulu sinevizyon gösterisi düzenlendi.

Törene, Vali Efkan Ala, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Necdet Özel, 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Bilgin Balanlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.

-ZONGULDAK -

Zonguldak Valiliği önünde düzenlenen anma töreninde, Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu.

Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki törende, ''Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerini hayata geçirmemiz durumunda başka hiçbir şeye ihtiyacımız olmayacaktır. Çalıştığımız ve birbirimize güvendiğimiz sürece başaramayacağımız hiçbir şey yoktur'' dedi.

Anma programı sırasında koroda yer alan Uzunmehmet Lisesi öğrencisi Enis Karagöz, baygınlık geçirdi.

Çaycuma İlçesi'ndeki törende de Kaymakam Musa Işın, İstiklal Marşı'nı güzel okunmadığı gerekçesiyle tekrarlattı.

Bartın ve Karabük'te ise gerçekleştirilen anma törenlerinde de şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere hediyeler verildi.


MÜ REKTÖRLÜĞÜ TARAFINDAN, ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI EMEKLİ ORGENERAL KIVRIKOĞLU'NA ''ATATÜRK ÖDÜLÜ'' VERİLDİ

İSTANBUL (A.A) - Büyük Önder Atatürk, ebediyete intikal edişinin 66. yılında Marmara Üniversitesi (MÜ) Göztepe Yerleşkesi'nde de törenle anıldı.

Tören, MÜ Rektörü Prof. Dr. Tunç Erem'in, üniversite bahçesindeki Atatürk Anıtı'na çelenk koymasıyla başladı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, İbrahim Üzümcü Kültür Merkezi'nde toplanıldı.

Atatürk'ün hayatı ve Kurtuluş savaşı yıllarını anlatan video gösteriminden sonra konuşan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Atatürkçü düşünce sisteminin, akılcı, bilimci, bağnazlıktan uzak, vicdan ve düşünce hürriyetine saygılı olduğunu ifade ederek, bunun yanı sıra milli beraberliğe ve sosyal dayanışmaya, yurtiçi ve dünyada barışının korunmasına önem veren bir sistem olduğunu söyledi.

Bütün bunlara rağmen cumhuriyet ve kazanımlarını yeterince demokratik bulmayanlar olduğunu vurgulayan Kıvrıkoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Bu bağlamda Atatürk'ü eleştirmeyi ve O'na saldırmayı fikirlerinin odak noktası yapan bazı kişilerle, Türk ulusunun ulusal kimliğini ve buna yönelik düşüncelerini reddedip inanç sömürüsü yaparak cumhuriyet ve değerlerine açıkça savaş açan gerici ve bölücülere karşı ulusça uyanık ve tetikte olmak ve onlarla gerektiği gibi mücadele etmek hepimize düşen önemli bir görevdir.''

Kıvrıkoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'ni, değeri her geçen gün daha da iyi anlaşılan Atatürk ilke ve inkılapları ışığında ilelebet yaşatmak ve daima ileriye götürmenin herkesin başta gelen ödevi olduğunu ifade etti.

Hüseyin Kıvrıkoğlu, şunları kaydetti:

''Son günlerde kamuoyunun gündemini meşgul eden AB Komisyonu raporları ile Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun hazırladığı ve büyük tepkilere neden olan raporun pek çok noktası, cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi ve temel değerlerine ters düşmektedir. Türkiye her istenene 'evet' demek yerine, bir taraftan daha bilinçli ve şahsiyetli politikalar uygulamak, diğer taraftan daha planlı ve bilimsel çalışmalar yaparak ülkeyi süratle kalkındıracak adımlar atmalı ve aynı zamanda çağdaşlaşma yönünde reformları gerçekleştirmeye devam etmelidir. Bütün bunları AB'ye girmenin bir gereği olarak değil, ülkenin ihtiyacı olduğu inancıyla gerçekleştirirken, çıkarlarımızdan kesinlikle taviz verilmemeli, milli güvenliğimizin tehlikeye düşmesine asla göz yumulmamalıdır.''

AB'nin kendi refahı ve güvenilirliğinin artması için çevresindeki ülkeleri kendi çıkarlarına göre düzenleyeceği gerçeğinin daima hatırlanması gerektiğine işaret eden Kıvrıkoğlu, her ülkenin kendi özgün yolunu izleyerek uygarlığı yakalayabileceğini anlattı.

Kıvrıkoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bugün toplumumuzda kamuoyu yaratılarak ilgi odağı haline getirilmek istenen etnik köken, mezhepler, dinsel yaşam ve tarihi sorgulamaya ilişkin toplumsal farklılıkların öne çıkarılmaya çalışılmasının, demokratik ve laik devlet yapımızı ve milli birlik ve bütünlüğümüzü zedelemesine asla izin vermeyiz. Yayınlanan son raporların Türkiye'yi azınlıklar ülkesine dönüştürmeye yönelik talepleri, ülkemiz için bu tehlikeleri de beraberinde getirebileceği dikkate alınarak reddedilmelidir.''

-REKTÖRÜN KONUŞMASI-

MÜ Rektörü Prof. Dr. Tunç Erem de, küreselleşerek değişen dünya konjonktürünün 21. yüzyılda Atatürk'ü daha fazla anlamak, bilmek ve mirasına daha güçlü şekilde sahip çıkmayı gerektirdiğini söyledi.

2000'li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusunun, her zaman Atatürk'ten ilham ve güç alarak, her alanda akılcı ve yapıcı olması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Erem, tüm ulusunun Atatürk'e layık olmaya çalışması ve mirasının hakkını vermesinin önemine değindi.

Prof. Dr. Erem, Türk gençliğinin, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak hedefini her zaman öncelikli görev sayması gerektiğine de işaret etti.

Laik cumhuriyet ve laik eğitim konusundaki mücadelenin bundan böyle artarak süreceğine dikkat çeken Prof. Dr. Erem, Atatürk'e hitaben ''İrtica ve bölücülüğün karşısında her zaman kale gibi dikileceğimizden hiç kuşkun olmasın. Senin bize bıraktığın bu eşsiz mirasa ihanet etmek kimsenin haddi değildir'' dedi.

-KIVRIKOĞLU'NA ''ATATÜRK ÖDÜLÜ''-

Konuşmalardan sonra MÜ Rektörü Prof. Dr. Tunç Erem, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve ulusal bütünlüğün korunmasındaki duyarlılık ve katkılarından dolayı, rektörlük adına emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'na ''Atatürk Ödülü'' verdi.

Ödülü alan Kıvrıkoğlu, 47 yıllık meslek yaşamı boyunca yurtiçi ve yurtdışında pek çok ödül aldığını belirterek, Atatürk'ün adını taşıyan bu ödülü alırken hepsinden fazla gurur ve heyecan yaşadığını söyledi.

Törene eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, öğretim üyeleri ve öğrenciler de katıldı.


DEVLET TÖRENİNİN ARDINDAN HALKIN ZİYARETİNE AÇILAN ANITKABİR, ZİYARETÇİ AKININA UĞRADI

ANKARA (A.A) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen devlet töreninin ardından halkın ziyaretine açılan Anıtkabir, ziyaretçi akınına uğradı.

Halkın ziyaretine saat 11.00'da açılan Anıtkabir'in ilk konukları arasında Çankaya Belediyesi kreşlerinde eğitim gören öğrenciler yer aldı.

Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ile birlikte Atatürk'ün kabrini ziyaret eden çocuklar daha sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.

Eryılmaz, kendilerinin istenilen ölçüde cumhuriyete sahip çıkamadıklarını, ancak bugünün çocuklarının bu görevi daha başarıyla yerine getireceklerine inandığını söyledi.

Çocukların Atatürk ve silah arkadaşlarını çok iyi tanıdıklarını dile getiren Eryılmaz, ''Bu ziyaretle Atatürk'ten hem özür dilemiş oluyoruz hem de bizlerden daha güçlü bir kuşağın geldiğini müjdeliyoruz'' diye konuştu.

CHP Ankara İl Örgütü de kalabalık bir heyetle Anıtkabir'i ziyaret etti. CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın başkanlık ettiği heyet, Atatürk ve İsmet İnönü'nün kabirlerinde saygı duruşunda bulundu.

-MOZOLE ÇİÇEKLERLE DONATILDI-

Anıtkabir'in, bugün ayrıca yurdun dört bir yanından gelen her yaştan ziyaretçisi vardı. Hemen her ziyaretçi bıraktığı çiçeklerle Atatürk'ün mozolesini donattı.

Duygulanan bazı vatandaşlar gözyaşlarını tutamazken, mozoleyi öpmeye çalışanlara engel olundu.

5 Eylül İlköğretim Okulu öğrencileri boyunlarına astıkları Türk bayraklarıyla dikkati çekti. Çok sayıda öğrencinin ise alınlarına ''Atam izindeyiz'' yazılı bandajları takmayı tercih ettiği görüldü.

Öğrencilerin yoğun ilgisi nedeniyle Kurtuluş Savaşı müzesinin önünde uzun kuyruklar oluştu.

Yozgat Akdağmadeni Jandarma Atatürk İzci Gurubu ise 10 Kasım ziyaretine 20 kişilik ekiple gelerek Atatürk'e özlemlerini dile getirdiler.

Anıtkabir'e 73 yaşındaki annesiyle Kayseri'den geldiğini belirten Ayhan Sönmezer, Atatürk'ü birebir yaşamaya olanak veren atmosferde bulunmanın kendilerine mutluluk verdiğini ifade etti.

-GELİN VE TORUNLARIYLA GELDİ-

Atatürk'ü anmaya, Elmadağ'dan gelin ve torunlarıyla; başında yazma, üzerinde şalvarla gelen Ayşe Demirer de duygularını ''üzgünüm'' sözcüğüyle dile getirdi.

Cumhuriyetin ilk yıllarına tanıklık etme ayrıcalığını yaşadığını anlatan 84 yaşındaki Fatma Ayalp ise, dünyaya az gelecek Atatürk gibi bir yeteneğe gençlerin daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini vurguladı. Ayalp, gençlerin Atatürk'ün emanetine sahip çıkmakta başarılı olduklarını, ancak bundan sonrası için dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.

-PANKARTLI ŞİKAYET-

Ziyaretçilerden Rıza Güzelgün adlı vatandaş ''Tufan Artığı'' isimli kitabını mozoleye koydu.

Güzelgün, yaptığı açıklamada, her sanatçı gibi kitabında ülkeyle ilgili kaygılarını dile getirdiğini söyledi. ''10 Kasım'da bir gül vermektense bir kitap bırakmayı tercih ettim'' diyen Güzelgün, Türk gençliğinin Atatürk'ün emanet ettiği değerlerin bilincinde olduğunu belirtmek istediğini kaydetti.

Ömer Osman Korkmaz da üzerine ''Atam, asker ve polis haricindeki tüm yetkilileri size şikayet ediyorum. Tüm yetkililerin kapısını çaldım ama açan olmadı. En son size geldim Atam. Bütün dünyaya sesimi duyurmak istiyorum'' yazılı bez afiş açtı.

Güvenlik görevlileri, kitabı kaldırırken, Korkmaz'ın açtığı afiş toplandı.

Korkmaz, kanserle ilgili çalışmalar yaptığını ama hiçbir kurumdan olumlu cevap alamadığını ifade ederek, durumunu Atatürk'e aktarmak ve yetkilileri şikayet etmek istediğini söyledi.

Ziyaretçiler arasında, Emekli Sandığı gibi pek çok kurum ve kuruluşun temsilcileri de yer aldı.


TBMM GENEL KURULU'NDA SAYGI DURUŞUNDA BULUNULDU

ANKARA (A.A) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Atatürk'ün, siyasetin üstünde tutulması gerektiğini belirterek, ''Atatürk'ten yola çıkarak siyaset yapmak bana göre o büyük kurtarıcının hatırasına yapılan en büyük saygısızlıktır'' dedi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 66. yılı nedeniyle TBMM Genel Kurulu'nun bugünkü oturumuna geçilmeden önce, 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Gündemdışı söz alan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Işık, Atatürk'ün dünya görüşü üzerinde durdu. Fikir ve düşünceleriyle sadece zamanına değil gelecek yüzyıllara ışık tutan Atatürk'ün ortaya koyduğu ilke, düşünce ve eylemlerin, özgürlüklere ve milli egemenliğe verdiği değerin önemine işaret eden Işık, bu düşünce ve ilkelerin Cumhuriyet'in temeline sağlam bir şekilde işlediğini belirtti.

CHP Ankara Milletvekili Oya Araslı, geçmişte Atatürk'e karşı çıkanların bugün O'na sığınmak gereğini duyduklarını söyledi. Atatürkçü olmanın bir onur ancak zor olduğunu bildiren Araslı, ''Laikliği ve Cumhuriyeti kemirmeye, türbanı siyasal bir simge haline getirmeye, dini siyasete alet etmeye, hukuk devletini din devletine dönüştürmeye, kadını ikinci sınıfa itmeye kalkışanlarla bu gibi kimselere dur demeyenler, engel olmayanlar, hatta ışık yakanlar, yol açanlar Atatürkçü olamazlar'' dedi.

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin sağlam temeller üzerinde durduğunu ve sonsuza kadar yaşayacağını belirten Araslı, şu görüşleri dile getirdi:

''Ne şehit Kubilay'ın sapkın katilleri ve onların düşünce arkadaşları ne tarikat şeyhleri ve din bezirganları ne tarikat şeyhlerini resmi devlet konutlarında ağırlamaya kalkışanlar ne Cumhuriyet'e başkaldırının simgesi haline getirdikleri türbanı meşrulaştırmaya çalışanlar ne İran'daki gibi bir rejimi Türkiye'ye getirmeye heveslenenler ne uyduruk Kuran kurslarında küçücük çocuklara Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı aşılamaya çalışanlar emellerine ulaşabilmişlerdir ne de iman kökenli bir kadrolaşma ile laik Cumhuriyeti kuşatmaya heveslenenler; demokratik, laik Cumhuriyeti takiyye olarak tanıyor gibi yapıp aslında çiğnemeye yönelenler ne kamu reformu adı altında din devletinin alt yapısını hazırlamayı düşünenler, devletimizin varlık ve bağımsızlık belgesi olan Lozan Anlaşması'nı rafa kaldırmaya tekrar Sevr Anlaşması'nın koşullarını Türkiye'ye kabul ettirmeye çalışanlar, ulusumuzu ümmet anlayışı içinde yöneterek yok etmeye, ulusumuzun ve ülkemizin bütünlüğünü parçalamaya yeltenenler emellerine ulaşabilecektir. Çünkü Atatürkçülerin gücü, buna asla ve kata izin vermeyecektir.''

-''MİNNETLE ANIYORUM''-

Araslı'nın ardından söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet ve minnetle andığını belirtti.

Ne zaman 10 Kasım gelse ilkokul üçüncü sınıfta iken yaşadığı bir hatıranın canlandığını ifade eden Şahin, müfettişin, ''Atatürk nerede yatıyor?'' sorusuna ''Anıtkabir'de'' cevabını verdiğinde müfettişin ''Hayır, kalbimizde yatıyor diyeceksin'' dediğini anlattı.

Şahin, müfettişin bu sözünün anlamını ilerleyen yaşlarda çok daha iyi anladığını belirterek, Atatürk'ün yaptıkları ile millete malolduğunu söyledi. Atatürk'ün, ''Benim naçiz vücudum elbet toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır'' derken, milletin, Cumhuriyet'in, rejimin sürekliliğini vurguladığını kaydeden Şahin, önceki yıllardaki Yurttaşlık Bilgisi kitaplarında yer alan bir okuma parçasına dikkati çekti. Şahin, bu okuma parçasında, 'memleketi kim kurtardı?'' sorusuna ''Atatürk kurtardı'' diyen Mehmetçiğe, ''Hayır, bu millet kendi kendini kurtardı'' diyen Atatürk'ün, millet egemenliğine verdiği değere çok az liderin sahip olabileceğini söyledi.

Şahin, şöyle konuştu:

''Kuşkusuz O aramızda değil, ama yaşıyor; kalplerde, düşüncelerde yaşıyor, ilkeleriyle yaşıyor. O, millet egemenliğine inanmış, 'hakimiyet bila kaydışart milletindir' ilkesini Anayasa'nın da ilkeleri haline getirmek suretiyle o çağda demokrasinin en geniş anlamda temellerini atmıştır. O bakımdan kendisini, yaptıkları karşısında minnetle anmak görevimizdir diye düşünüyorum.

Bazı değerlerimiz var ki onlar siyaset üstüdür, partiler üstüdür.

Bunlardan bir tanesi dindir. Din ve dini inançlar hiç kimsenin tekelinde olmamalıdır ve mutlaka siyasetin üstünde olmalıdır. Bunlardan bir tanesi de Atatürk'tür. Atatürk de siyasetin üstünde tutulmalıdır. Atatürk'ten yola çıkarak siyaset yapmak bana göre o büyük kurtarıcının hatırasına yapılan en büyük saygısızlıktır. O bakımdan böylesine milletimize malolmuş değerlerimizi, her türlü kendi şahsi ve siyasal düşüncelerimizin üzerinde tutmalıyız.''

Atatürk ile ilgili olarak kendisine nakledilen bir hatırayı da anlatan Şahin, Büyük Taarruz'dan önceki gece matarasındaki suyu gusül apdesti almak için kullanan bir askeri azarlayan komutana müdahale eden Atatürk'ün, ''Dokunma. Bu asker, yarın cephede bu inançla asla susamayacaktır'' dediğini ifade etti. Şahin, ''Kurtuluş Savaşı bu inançla kazanılmıştır. Cumhuriyet'in temelinde bu inanç yatar. Milletimizin kendisine has değerler Cumhuriyetimizin mayasında vardır'' dedi.

Genel Kurul'da söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Sekmen ise kapkaç olaylarına dikkati çekerek, bu konuda her türlü önlemin alınması gerektiğini belirtti.

Bu arada, Genel Kurul'un bugünkü birleşiminin 5 yasa tasarısının görüşmeleri tamamlanıncaya kadar sürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edilirken, KİT Komisyonu'nda bağımsızlara düşen üyeliğe Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez seçildi.


YENİDEN MÜDAFAA-İ HUKUK HAREKETİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI ÖKTE: ''O'NA KARŞI GÖREVLERİMİZİ HALA TAM ANLAMIYLA YERİNE GETİREMEDİK''

İSTANBUL (A.A) - Yeniden Müdafaa-i Hukuk Hareketi Derneği (YMHHD) Genel Başkanı Ertuğrul Zekai Ökte, Mustafa Kemal Atatürk'ü, Cumhuriyetin genç nesillerine anlatma konusundaki görevlerini yerine getiremediklerini söyledi.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 66. ölüm yıldönümü dolayısıyla Derneğin Şişhane'deki Genel Merkezi'nde, ''Atatürk'ü Anma ve Yeniden Anlama'' konulu toplantı düzenlendi.

Toplantıda konuşan Ökte, ölümünden sonra Cumhuriyetin genç ve doğmamış nesillerine Atatürk'ü anlamaları ve anlatabilmeleri için hemen ve kolaylıkla ulaşabilecekleri, rahatlıkla okuyup, anlayabilecekleri temel bilgi ve kaynakları hazırlayıp, sunamadıklarını söyledi.

Ökte, ''Yüce Atatürk'ün ölümünden 66 yıl geçmesine rağmen O'na karşı görevlerimizi hala tam anlamıyla yerine getiremedik'' dedi.

Bu süre içinde Atatürk'le ilgili birçok çalışmaya imza atıldığını anlatan Ökte, şunları söyledi:

''Ancak bugüne kadar Atatürk tarafından doğrudan ve dolaylı olarak oluşturulmuş ve onunla ilgili tüm özgün belge ve kaynakları bir araya toplayarak tasnif edip, değerlendiren ve elektronik ortama da aktararak gençlerin ve dünyanın hizmetine sunulmuş tam teşekküllü bir 'Atatürk Arşivi' açamadık. O yüce varlığın yazdıklarından ve hakkında yazılmış yerli ve yabancı eserlerden, albüm ve resimlerden görüntü ve ses kaynaklarından meydana getirilmiş bir 'Atatürk Kütüphanesi', Türk inkılabını bütün anlam ve kapsamıyla gözler önüne serecek bir 'İnkılap Tarihi Müzesi' oluşturamadık.''

Atatürk'ün 'Nutuk' adlı üç ciltlik şaheserine de gereken ilgi ve özenin gösterilemediğini belirten Ökte, şöyle devam etti:

''Çoğunlukla okumadık, anlamadık. Peki ne yaptık? Atatürkçü düşünceyi genel olarak ikinci, üçüncü elden, hatıralardan, söylenenlerden, O Yüce varlığın ismi arkasına sığınarak tatmine çalışanların yazılarından, kendilerini Atatürkçü ilan edip, Atatürk'ü milletten, milleti Atatürk'ten soyutlamaya çalışan sözde bir kısım aydınların kitaplarından öğrenmeye çalıştık.''


ATATÜRK, EBEDİYETE İNTİKALİNİN 66. YILDÖNÜMÜNDE EDİRNE, TRABZON, SAKARYA, HATAY, İZMİT, ŞANLIURFA, ARTVİN, RİZE VE MALATYA'DA ANILDI

ANKARA (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde, yurdun çeşitli yerlerinde düzenlenen törenlerle anıldı.

Edirne'de Vali Nusret Miroğlu, Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, 3. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Ali İhsan Gürcihan, kurum ve kuruluşlar ile siyasi parti temsilcilerinin Atatürk Anıtı'na çelenk sunmalarının ardından, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Vali Miroğlu, Anıt Şeref Defteri'ni imzaladı.

Yağmur altında yapılan törenin ardından, kortej, Atatürk'ün Edirne'ye geldiğinde kaldığı Atatürk Odası'nı ziyaret etti.

Halk Eğitim Merkezi Salonu'ndaki törende, Kurmay Yüzbaşı Sezgin Erdinç, Atatürk'ün tarihin unutulmazları arasında yer aldığını belirterek, ''Bu gün onurlu, özgürce yaşıyorsak, bunu Ulu Önder Atatürk'e borçluyuz'' dedi.

-TRABZON-

Trabzon Valiliği önünde düzenlenen anma töreninde, askeri ve sivil erkan, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende, KTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilmi Öksüz, Atatürk'ü anlayabilmek için, onun yetiştiği ortamın iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.

48. İç Güvenlik Tugay Komutanlığı'ndan Kurmay Yüzbaşı İsmail Gündüz de Atatürk'ün, Avrupa'nın 200 yıla sığdırdığı reformları 15 yıla sığdırdığını belirterek, ''Eğer Atatürk'ün hızına ayak uydursaydık, bugün farklı yerde olurduk'' diye konuştu.

Törenlere, Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, 48. İç Güvenlik Tugay Komutanı Tuğgeneral Bahadır Uçkan, Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Çobanoğlu ve diğer daire amirleri katıldı.

-SAKARYA-

Sakarya Valisi Nuri Okutan, Birinci Piyade Tugay Komutanı ve İl Garnizon Komutanı Tuğgeneral Süleyman Altınbaş, Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran ile kamu kurumlarının ve siyasi partilerin temsilcileri, Atatürk Bulvarı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk koydu, saygı duruşunda bulundu.

Sakarya Üniversitesi'nde devam eden anma törenine, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Rıza Güven, Prof. Dr. Muzaffer Elmas, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.

Tören, Atatürk konulu sinevizyon gösterisi ve Devlet Konservatuvarı öğrencilerince seslendirilen 'Atatürk'ün sevdiği şarkılar' konseriyle sona erdi.

-HATAY-

Hatay Valisi Abdulkadir Sarı, Antakya Belediye Başkanı Mehmet Yeloğlu, Garnizon Komutanı Albay İdris Şahin, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Ağırman ve protokol mensupları, Cumhuriyet Alanı'nda, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.

Oda Tiyatrosu Salonu'ndaki törende, Piyade Binbaşı Ziya Çamurdan, ulusun, birlik ve beraberliğini, çağdaş, modern, laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini sonsuza dek korumaya yeminli olduğunu söyledi.

Anma töreninde, Atatürk'ün ölümünden önce çekilen görüntüler izlendi, sevdiği şarkılar seslendirildi, vals ve zeybek gösterileri yapıldı.

-İZMİT-

Kocaeli Valiliği önünde düzenlenen anma töreninde, askeri ve mülki erkan, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından, İstiklal Marşı okundu.

Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde devam eden törenlerde, Ulugazi İlköğretim Okulu Öğrencilerince anma programı gerçekleştirildi.

İl Milli Eğitim Müdürü Hayrettin Gürsoy, törende yaptığı konuşmada, Büyük Önder Atatürk'ün milleti için, milletle beraber tüm dünyaya ışık tuttuğunu ve tarihte unutulmaz yer kazandığını belirtti.

Yurtta ve dünyada, bugün de en büyük ülkünün 'barış' olduğunu ifade eden Gürsoy, ''Biz bugün millet olarak ayakta yarına umutla bakıyor, hür ve özgür yaşıyorsak bunu Atatürk'e ve önderliğinde başlayan aziz mücadeleye borçluyuz'' dedi.

-ŞANLIURFA-

Şanlıurfa'daki ilk tören, Şanlıurfa Vali Yardımcısı Kaan Peker, 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Tevfik Bedük ve Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın vilayetteki Atatürk Anıtı'na çelenk sunması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Anma etkinlikleri kapsamında Devlet Su İşleri 15. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen ikinci törende, 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli Binbaşı İrfan Demircan, Ulu Önder Atatürk'ün askeri kişiliği hakkında davetlilere bilgi verdi.

Daha sonra Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin seslendirdiği kahramanlık türküleriyle devam eden etkinlikler, ''Atatürk'' konulu resim sergisiyle tamamlandı.

Öte yandan, Harran Üniversitesi (HRÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Müzik Bölümü öğrencilerince, Atatürk'ün sevdiği türkülerin yer aldığı mini konser verildi.

-ARTVİN-

Artvin Vilayet Meydanı'nda düzenlenen törende, Vali Vekili Muzaffer Başıbüyük, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Murat Kırkaya, Belediye Başkanı Emin Özgün, Cumhuriyet Başsavcısı Ayhan Turhan, kamu kurum ve kuruluşlarının amirleri ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Atatürk Anıtı'na çelenk sundu.

Vizyon Sinema Salonu'nda düzenlenen törende, Atatürk'ün askeri yönü sinevizyon gösterisi eşliğinde Piyade Binbaşı Mehmet Erhan Kesemen, Atatürk ve eğitim konusu ise Anadolu Öğretmen Lisesi Müdür Yardımcısı Ali Kablan tarafından anlatıldı.

Tören, Karadeniz Bakır İlköğretim Okulu öğrenci korosunun, Atatürk'ün sevdiği şarkı ve türküleri seslendirmesiyle sona erdi.

-RİZE-

Rize'de Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasıyla başlayan törene, Vali Enver Salihoğlu, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ruhi Candan, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, kamu kurum ve kuruluşlarının amirleri ile vatandaşlar katıldı.

Rize Öğretmenevi'nde düzenlenen törende ise Vali Salihoğlu, kurtuluş mücadelesini başlatarak Türk milletini esaret altında bırakmayan Büyük Önder Mustafa Kemal'i, her zaman rahmet ve minnetle anacaklarını ve izinden yürüyeceklerini söyledi.

Bu arada, Atatürk'ü anma etkinlikleri çerçevesinde Müze Müdürlüğü Sergi Salonu'nda açılan Atatürk konulu kitap ve fotoğraf sergisi, hafta boyunca gezilebilecek.

-MALATYA-

Malatya'da Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan törenin ardından, Atatürk Evi gezildi.

Halk Eğitim Merkezi'nde devam eden anma töreninde, İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Çivi, ''Atatürkçü Düşünce Sistemi ve Günümüz Türkiyesi'' , 2. Ordu Komutanlığı'ndan Kurmay Albay Ö. Faruk Küçük ise ''Atatürk'ün Askeri Kişiliği''ni anlattı. Şarkı ve şiirlerin okunmasının ardından tören sona erdi.

Törene, Vali Osman Derya Kadıoğlu, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, askeri erkan, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.


ARAŞTIRMACI GAZETECİ-YAZAR MANGO: ''MACERALARDAN, AŞIRILIKLARDAN KURTULMUŞ BİR TÜRKİYE VİZYONU GÖRMEK İSTİYORSANIZ, ATATÜRKÇÜLÜĞÜ İYİ ANLAYIP, DAHA İYİ ANLATMANIZ GEREKİYOR''

İSTANBUL (A.A) - Türkiye'ye ilişkin çalışmalarıyla tanınan araştırmacı gazeteci-yazar Andrew Mango, ''Maceralardan, aşırılıklardan kurtulmuş bir Türkiye vizyonu görmek istiyorsanız, Atatürkçülüğü iyi anlayıp, daha iyi anlatmanız gerekiyor'' dedi.

Büyük Önder Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin 66. yıldönümü dolayısıyla Yeditepe Üniversitesi'nde düzenlenen anma töreninde konuşan Mango, ''bağımsızlık ilkesinin uluslararası ilişkilere aykırı bir ilke olmadığını'' belirterek, şunları söyledi:

''Bir ülkenin nizamı ve geleceği, ortak değerlerinin yaşatılmasına bağlıdır.

Maceralardan, aşırılıklardan kurtulmuş bir Türkiye vizyonu görmek istiyorsanız, Atatürkçülüğü iyi anlayıp, daha iyi anlatmanız gerekiyor.

Üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü emekli orgeneral Edip Başer de, ''bugün gerek ulusal, gerekse evrensel boyutta yaşanmakta olan olayların, Atatürk fikir ve idealinin bütün anlamıyla geçerliliğini koruduğunu kanıtladığını'' vurguladı.

Başer, ''Bazı çevrelerin son zamanlarda artan bir yoğunlukla Cumhuriyet'in temel kavramlarını hırpalamaya çalıştığını, sinsi yöntemler kullanarak ulusal onuru ayaklar altına alan senaryoları sahnelediğini'' kaydetti.

Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan da, üniversitelerinin dinamik Atatürkçüler tarafından yaşatıldığını ve bu misyonda insanlar yetiştirdiğini söyledi.

Anmada, öğrencilerin tiyatro gösterileri ve İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun konserinin yanı sıra Atatürk'ün yaşamı ve devrimlerinden kesitlerin yer aldığı sinevizyon gösterisi yapıldı.


ATATÜRK, KAHİRE'DE DE ANILDI

KAHİRE (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 66. yılında Mısır'ın başkenti Kahire'de de anıldı.

Türkiye Büyükelçiliği'nde düzenlenen tören, bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Törende konuşan Kahire Büyükelçisi Korkmaz Haktanır, Atatürk'ün eğitime verdiği öneme işaret etti.

Atatürk'ü anma törenine elçilik mensupları ve vatandaşlar katıldı.


ATATÜRK, HAKKARİ VE TEKİRDAĞ'DA DA ANILDI

ANKARA (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde, yurdun çeşitli yerlerinde düzenlenen törenlerle anıldı.

Hakkari'de, Valilik bahçesindeki Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan törene, Vali Erdoğan Gürbüz, Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Erdal Öztürk, Emniyet Müdürü Yaşar Ağdere, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.

Anma törenine katılan İmam Hatip Lisesi öğrencileri, törenin ardından okullarına gönderilmek üzere bir kamyonetin küçük kasasına yerleştirildi. Öğrencilerin aracın kasasına zorlukla yerleştirilmeye çalışılmasına veliler tepki gösterdi.

-TEKİRDAĞ-

Cumhuriyet alanında yapılan törende, Atatürk Anıtı'na çelenklerin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu, Vali Ahmet Özyurt şeref defterini imzaladı.

Belediye Kültür Merkezi'nde devam eden törende konuşan Namık Kemal Lisesi Müdürü Ahmet Coşan, Atatürk'ün, bir milletin var oluş mücadelesinde gösterdiği mücadele örneğiyle, askeri ve sivil alanda deha olduğunu belirtti.

Topçu Kurmay Yüzbaşı Özkan Çakır da Atatürk'ün askeri yönünü anlattı.

Namık Kemal Lisesi öğrencilerinin gösterileriyle tören sona erdi.


ATATÜRK, AZERBAYCAN'DA DA ANILDI

BAKÜ (A.A) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikal edişinin 66. yıldönümünde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de de çeşitli etkinliklerle anıldı.

Bakü'de ''Türk Üniversitesi'' olarak tanınan Kafkas Üniversitesi'nde düzenlenen ''Atatürk ve Düşünce Sistemi'' konulu panelde, Büyük Önder'in askeri, siyasi, kültürel alanlarda gerçekleştirdiği faaliyetler çeşitli açılardan ele alındı.

Panele katılan Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği Müsteşarı Suat Akgün, Atatürk'ün büyük önderliğinin reform ve devlet adamlığını da kapsadığını anlatarak, ''bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin, yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'nun külleri arasından Atatürk'ün önderliğiyle inşa edildiğine'' işaret etti.

Atatürk'ün çağdaşı liderler gibi kendi hırs ve ideolojisine kapılmadığını kaydeden Akgün, Büyük Önder'i diğer liderlerden ayıran en önemli özellikler arasında, ''kendi milleti için istediğini diğer milletler için de istemesi olduğunu'' anlattı.

''O dönemde ortaya çıkan düşünce ve ideolojilerden sadece Kemalizmin kaldığına'' işaret eden Akgün, ''Türkiye Cumhuriyeti de ilelebet yaşayacaktır. Çünkü temelleri sağlamdır'' dedi.

Konuşmasında Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine de değinen Akgün, ''bir millet iki devlet''in omuz omuza yürüdüğü takdirde aşamayacağı güçlük bulunmadığını vurguladı.

Üniversite Rektörü Erol Oral, Milli Meclis üyesi Prof. Yakup Mahmudov, Bakü'deki Atatürk Araştırma Merkezi temsilcileri ile üniversiteden akademisyenlerin katıldığı panelde, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, genç Cumhuriyet'te toplum ve devlet alanında yapılan yenilikler sürecinde Atatürk'ün yeri ve önemi ile Atatürk ve Azerbaycan gibi çeşitli konular ele alındı.

Atatürk'ün hayatının multivizyon eşliğinde anlatıldığı etkinlik sırasında, Atatürk'ün ''10'uncu Yıl'' konuşmaları da kendi sesinden verildi.

Panele akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli de izleyici olarak katıldı.

Büyük Önder Atatürk'ü anma etkinlikleri çerçevesinde Bakü İnşaat ve Mimarlık Üniversitesi'nde de bir konferans düzenlendi.

Konuşmacı olarak Akgün'ün yanı sıra Silahlı Kuvvetler Ataşesi Tuğgeneral Ömer Bayraklı, Rektör Prof. Gülçehre Memmedova ve akademisyenlerin katıldığı konferansta, Atatürk'ün geleceğe yönelik görüşleri irdelenerek, bugünkü bölgesel ve küresel gelişmelerin, Büyük Önder'in dehasını bir kez daha ortaya çıkardığı ifade edildi.


ANKARA MÜFTÜLÜĞÜ'NDEN ATATÜRK İÇİN MEVLİT

ANKARA (A.A) Ankara Müftülüğü, Büyük Önder Atatürk'ün ölümünün 66. yılı nedeniyle mevlit okuttu.

Maltepe Camii'ndeki mevlitte, Ankara Müftü Yardımcısı Ali Ünal, imamlar Mustafa Demir, Kenan Köse, Bilal Şat, Şevket Özdemir, Osman Bodur ve Mehmet Atıcı Kuranıkerim okudu.

Müftülük ilahi korosunun da ilahiler söylediği mevlitte, Atatürk ile silah arkadaşlarının ruhuna dualar okundu.

Mevlide katılanlara gülsuyu ve lokum ikram edildi.


TÜMGENERAL BEŞTEPE: ''ATATÜRK, DEVRİMLERİYLE TÜRK ULUSUNA YENİ BİR ANLAYIŞ KAZANDIRMIŞTIR''

İSTANBUL (A.A) - Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Naci Beştepe, Atatürk'ün, yaptığı devrimlerle Türk ulusuna yeni bir düşünce, anlayış ve yaşam tarzı kazandırdığını belirterek, ''O'nun açtığı bu aydınlık yoldan hiçbir şart altında geri dönüş olamayacağı gibi bunun sınanması değil, akla dahi getirilmesi akılcılıktan uzaklığın gösterilmesinden öte gidemez'' dedi.

Harp Akademileri Komutanlığı Oditoryumu'nda ''Atatürk'ü Anma Töreni'' düzenlendi.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra bir konuşma yapan Tümgeneral Naci Beştepe, Ulu Önder Atatürk'ü ebediyete intikalinin 66. yıldönümünde bir kez daha şükran ve minnetle andıklarını söyledi.

Atatürk'ün, 57 yıllık yaşamının yaklaşık 30 yılında, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin hayati öneme sahip olaylarında ve kararlarında kilit isim ve ''tek adam'' olduğunu vurgulayan Tümgeneral Beştepe, ''Atatürk, özellikle de Kurtuluş Savaşı'nı takiben yapmış olduğu devrimlerle Türk ulusuna yeni bir düşünce, anlayış ve yaşam tarzı kazandırmıştır. O'nun açtığı bu aydınlık yoldan hiçbir şart altında geri dönüş mümkün olamayacağı gibi, bunun sınanması değil, akla dahi getirilmesi akılcılıktan uzaklığın gösterilmesinden öte gidemez''diye konuştu.

Tümgeneral Beştepe, Atatürkçü düşünce sistemi, yani Atatürkçülüğün, 20. yüzyılın başında yarı sömürge haline getirilmiş Türk milletinin Mustafa Kemal önderliğinde içteki ve dıştaki engelleyici şartlara, sömürgeci güçlere ve onların işgal ordularına karşı verdiği kanlı mücadelenin sonrasında, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak amacıyla bizzat Atatürk tarafından uygulamaya konulan ve kendine özgü nitelikleri olan bir dünya görüşü olduğunu ifade etti.

-''ATATÜRKÇÜLÜK, ÇAĞDAŞLAŞMA MODELİ''-

Atatürkçülüğün sadece bir başkaldırma hareketi değil, özü, felsefesi ve nitelikleri itibariyle ideolojik yönü de bulunan ve Türk halkının toplumsal ve kültürel yapısına yönelik bir yaşama, kalkınma ve çağdaşlaşma modeli olduğunu vurgulayan Tümgeneral Beştepe, Atatürk'ün üzerinde durduğu en önemli konulardan birinin eğitim olduğunu ve Kurtuluş Savaşı'nın en bunalımlı günlerinde dahi ulusal ve çağdaş bir eğitimin temellerinin atılması için çalıştığını bildirdi.

Tümgeneral Beştepe, Atatürk'ün çağdaş bir eğitim-öğretim sistemi kurabilmek için gerçekleştirdiği, harf devriminden eğitim-öğretimin birleştirilmesine kadar bir dizi reform sayesinde gençlerin çağdaş bireyler olarak yetiştirilmeye başlandığını belirterek, şunları kaydetti:

''Eğitim reformunun yanı sıra gerçekleştirilen diğer devrimler ve oluşturulan kurumlar ile Türkiye Cumhuriyeti bugün Atatürk'ün attığı sağlam temeller üzerinde yürümektedir. Mevcut bazı olumsuz iç ve dış etkenlere rağmen de yürümeye devam edecektir. Bugün bazı sıkıntılarımız ve Türkiye'yi gelişmekten alıkoyan bazı hareketler var ise bunun nedenlerinden birisi de kanımca Atatürk'ün fikirlerini iyi anlayıp, genç nesilleri bu yönde yeterince yönlendiremeyişimizden kaynaklanmaktadır.''

-''CUMHURİYET'İ SONSUZA DEK YAŞATACAĞIZ''-

Atatürk'ü bilmenin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihini bilmek olduğunu ifade eden Tümgeneral Beştepe, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Atatürk'ün eserlerini devam ettirecek olan bizler, O'nun başarı yöntemlerinin neler olduğunu incelemeliyiz. Atatürkçülük bir okuldur, bir yaşam tarzıdır, çağdaşlıktır, bilimdir ve akılcılıktır. Bizler bu yolda yürümeye, O'nun ilke ve devrimlerine sahip çıkmaya, kurduğu laik ve demokratik cumhuriyeti sonsuza dek yaşatmaya devam edeceğiz. Bu konudaki azim ve kararlılığımızın hiçbir şekilde yıpratılamayacağını bir kez daha yineleyerek sözlerimi tamamlıyorum.''

-SEMPOZYUM-

Konuşmanın ardından, oturum başkanlığını İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yakut Irmak Özden'in üstlendiği bir sempozyum gerçekleştirildi.

Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Sabahattin Özel, Atatürk'ün gerek Türkiye'nin kurtuluş ve kuruluşundaki önderliği, gerekse ulusal kurtuluş çağını açan misyonuyla gerçek liderliğin anıtsal örneklerinden biri olduğunu belirterek, ''O'nun liderliğini farklı ve özel kılan, üzerinden yıllar geçtikçe daha değerli hale gelmesi, milletiyle birlikte yarattığı modern Türkiye'nin dünyaya barış ve istikrarı getirebilecek bir model olarak görülmesidir'' dedi.

Atatürk'ün, Çanakkale Savaşı'nda liderlik vasfını ortaya koyduğunu dile getiren Prof. Dr. Özel, ''Atatürksüz Çanakkale belgeselleri yapmak, Atatürksüz Çanakkale Savaşı'nın anlatılması, güneşin balçıkla sıvanmak istenmesinden daha ileriye gidemeyecektir. Bu kadirşinas millet, bunlara gereken cevabı Atatürk'e sevgisiyle vermiştir. Atatürk nasıl modern Türkiye'ye damgasını vurmuşsa, Türkiye bundan sonra da çağdaşlığa Atatürk'ün yolundan giderek ulaşacaktır'' diye konuştu.

Yard. Doç. Dr. Yücel Karlıklı da Türk toplumunun 2 dünya savaşı arasındaki dönemde bir devrim süreci yaşadığını ve milli mücadelenin sonunda 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu yerine milli bir devlet kurulduğunu belirterek, ''Türk devriminin 2 temel amacı 'tam bağımsızlık' ve 'çağdaşlaşma'dır'' dedi.

Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert'in de katıldığı törenin ardından Atatürk Kitap ve Resim Sergisi de açıldı.


BERLİN'DE ATATÜRK'Ü ANMA TOPLANTISI

BERLİN (A.A) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Atatürk'ün her türlü zorluğa katlanarak, kendisini Türk milletine adadığını söyledi.

Türkiye'nin Berlin Başkonsolosluğu ve Berlin-Brandenburg Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından Almanya'nın başkenti Berlin'deki Türkevi'nde düzenlenen ''Atatürk'ü Anma Toplantısı''na katılan Başesgioğlu, yaptığı konuşmada, ''Atatürk milleti için her türlü zorluğa katlanmış ve kendini milletine adamıştır. Onun, 'Ben, gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim' sözü, milletine karşı sevgisinin açık bir ifadesidir'' dedi.

Türk milletinin Atatürk'ün önderliğinde tüm dünyaya örnek bir kurtuluş mücadelesi verdiğini ve varlığını sonsuza kadar yaşatma azim ve kararlılığını herkese gösterdiğini belirten Başesgioğlu, ''Türk milleti tarihinin her döneminde çeşitli şekillerde insanlığa büyük ve önemli değerler kazandırmıştır. Bunların başında da dünya tarihine yön verme başarısını gösteren büyük devlet adamları gelmektedir. Aramızdan ayrılışının 66. yıldönümünde rahmet ve şükranla andığımız yüce Atatürk işte bu özellikleri taşıyan büyük bir şahsiyettir'' diye konuştu.

Atatürk'ü insan olarak anlayabilmek için onun bulunduğu şartlar içinde ''üstün dehasıyla'' gerçekleştirdiği çalışmalara bakılması gerektiğini ifade eden Başesgioğlu, ''Parçalanmış bir imparatorluktan yepyeni bir yönetim anlayışıyla cumhuriyeti ve demokrasiyi bizlere kazandırmış olması Atatürk'ün ne kadar üstün meziyetlere sahip bir insan olduğunu açıkça göstermektedir'' dedi.

Atatürk'ün, hem milli mücadele, hem de Cumhuriyeti inşa sürecinde her zaman ileriye baktığını ve yürüdüğünü kaydeden Başesgioğlu, ''Bugün, büyük Atatürk'ün yolundan giden bizlere düşen görev de yüzümüzü geleceğe dönmek, ufkumuzu ve hedeflerimizi büyük tutmaktır'' diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana geçen 81 yıl içinde nereden nereye gelindiğinin açıkça görüldüğünü ifade eden Başesgioğlu, bunu da her zaman ''başı dik yürüyen'' Türk milletinin Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirdiğini söyledi.

Başesgioğlu, AB yolunda son günlerde çok önemli mesafeler kaydedildiğini, kısa bir süre sonra da önemli bir yol ayrımına gelineceğine işaret ederek, ''Hem coğrafi, hem siyasi açıdan dünya için vazgeçilmez değerleri taşıyan Türkiye'nin, gerçekleştirdiği atılımlarla dünyanın sayılı çağdaş devletleri arasına gireceğine yürekten inanıyorum'' dedi.

Ülkelerin gelecekleriyle ilgili önemli konularda çok daha titiz davranılması gerektiğini de belirten Başesgioğlu şöyle konuştu:

''Atatürk'ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesi bunun en güzel göstergesidir. İster sizler gibi yurtdışında yaşayan, isterse ülkemizde yaşasın, kader belirleme çarkında olan tüm vatandaşlarımızın birlik ve beraberlik içinde olması gerekmektedir. Demokrasilerde farklı düşüncelerin olması elbette doğaldır, ancak geleceğimizi ilgilendiren konularda birlik ve beraberlik içinde asgari müşterekte birleşerek tek vücut olabilmeliyiz. Büyük bir ülke olarak bazı eksikliklerimizin ve aksaklıklarımızın olması doğaldır, ancak bu eksikliklerimizi gidermek hepimizin elindedir. Türkiye, 85 yıllık Cumhuriyet tarihinde her şeyi başarabilmiş güçlü bir millettir. Ancak el ele vermeyi kesinlikle ihmal etmemeliyiz. Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesini yakalamayı ve onu aşmayı ancak bu şekilde başarabiliriz''

-CAN DÜNDAR'DAN ÖZELEŞTİRİ-

Türkevi'ndeki ''Atatürk'ü Anma Toplantısı''nda ''İnsan Atatürk'' konulu bir konferans veren gazeteci-yazar Can Dündar da Türk halkına yönelik özeleştirilerde bulundu ve Atatürk'ün bazı konularda yanlış anlaşıldığını savundu.

Dündar, Türk halkının Atatürk'ü hiçbir ülkenin sahip olamadığı bir lider olduğu için çok sevdiğini belirterek, ''Atatürk'ü büyük bir sevgi ile kuşattık. Hiçbir ülkenin sahip olamadığı bir lidere sahibiz. Ne mutlu bize ve Atatürk'e. Ancak bu aşk çok da sağlıklı değil. Bu aşkın sağlıksız geliştiği inancındayım. Atatürk'ün resimlerini gösterip yıkımlar engelleniyor. Herkes onun ardına sığınıyor. Eminim Atatürk bunları görseydi çok üzülürdü. Bir şekilde Atatürk'ü yanlış anlıyoruz'' dedi.

Türkiye'de her yerde Atatürk'ün sözlerinin asılı olduğuna ve büstlerinin bulunduğunu belirten Dündar, ''Herkes Atatürk hakkında nutuk atıyor, Ancak biyografisini yazanlara bir bakın, hepsi yabancı. Ölümünün üzerinden 66 yıl geçti. Biz hala bir filmini çekemedik. Bir Atatürk müzesi ve kütüphanesi bile yok'' diye konuştu.

Başesgioğlu, daha sonra Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik tarafından onuruna verilen akşam yemeğine katıldı.


DEVLET OPERA VE BALESİ İLE BİLKENT SENFONİ ORKESTRASI, ANMA ETKİNLİKLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ

ANKARA (A.A) - Büyük önder Atatürk'ün ölümünün 66. yılı nedeniyle, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Bilkent Senfoni Orkestrası anma etkinlikleri gerçekleştirdi.

Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının Türk Japon Vakfı Kültür Merkezi'nde düzenlediği programa, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Tomoyuki Abe, Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cafer Tayyar Sadıklar, Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Taciser Onuk ve davetliler katıldı.

İstiklal Marşı'nın okunması ve Atatürk için saygı duruşunda bulunulmasının ardından başlayan etkinlikte, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü sanatçıları aryalar seslendirdi.

-BİLKENT SENFONİ ORKESTRASI'NIN ANMA PROGRAMI-

Bilkent Senfoni Orkestrası'nın anma programı ise Bilkent Konser Salonu'nda yapıldı.

İki bölümden oluşan etkinliğin birinci bölümünde, Ayla Erduran ve Alexander Rudin orkestra eşliğinde Brahms'ın ''Op.102, la minör, Keman ve Viyolonsel Konçertosu'nu yorumladı. Etkinliğin ikinci bölümünde ise orkestra, şef Emil Tabakov yönetiminde Mahler'in ''Do diyez minör, 5. Senfonisi''ni seslendirdi.


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

İlgili konular
Bu haberi paylaşın