Dolar
34.29
Euro
37.54
Altın
2,656.92
ETH/USDT
2,451.10
BTC/USDT
62,121.00
BIST 100
8,874.60
Analiz

Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki gerginliği yayma çabaları devam ediyor

Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği yaymaya çalışan Yunanistan, yol açtığı deniz yetki alanları sınırlandırması gerginliğine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni de dâhil etmeye çalışıyor.

Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren  | 16.09.2020 - Güncelleme : 16.09.2020
Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki gerginliği yayma çabaları devam ediyor

İstanbul

Yunan yetkililerin yaptığı konuşmalar açık. Yunanistan Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği yaymaya çalışıyor. Başbakan Kiryakos Miçotakis, İyon denizinde karasularını 12 deniz miline (DM) çıkaracaklarını, bu uygulamayı diğer denizlere de yayacaklarını söylemişti. Miçotakis, adını vermeden Ege’de karasularını 12 DM’ye çıkartacaklarını ima ediyordu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) basınında Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Alithia gazetesi kaynak gösterilerek bir haber yayımlandı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Yunanistan’ın "şartlar olgunlaştığında ve zamanı geldiğinde" Güney Kıbrıs’la münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlandırma anlaşması yapacaklarını söyledi.

Yunanistan-GKRY sınırlandırma anlaşması da Kıbrıs uyuşmazlığını derinleştiren ve denize yayan yeni bir hukuksuzluk örneği olmaktan öteye geçemeyecektir.

Yunanistan, Doğu Akdeniz’de oluşturduğu deniz yetki alanları sınırlandırması gerginliğine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) de dâhil etmeye çalışıyor. GKRY’nin Yunanistan’ın elinden tutacak hali yok. Bunu Yunanistan da biliyor ama başka çaresi kalmadı. Mısır Yunanistan ile yaptığı deniz yetki alanları sınırlandırmasında 28° 00' 00" boylamının doğusunu dikkate almayınca Yunanistan’ın Rodos ve Meis’e dayalı hak iddialarını sürdürmek için tutunacağı başka dal kalmadı.

Dendias’ın hayalindeki Yunanistan-GKRY deniz yetki alanları sınırı neresi? Anadolu-Meis ortay hattı ile Anadolu-Kıbrıs ortay hattının Antalya açıklarında birleştiği noktadan itibaren güneybatı istikametinde Meis adası ile Mısır kıyıları arasında çizilen ortay hatta kadar uzanan yaklaşık 50 km’lik bir hat. Kabaca Anadolu-Kıbrıs adası ortay hattının Anadolu-Mısır ortay hattına ulaşmadan önceki son 50 km’si.

Yunanistan’ın gördüğü hayale göre GKRY ile çizeceği sınırla Türkiye Antalya körfezine hapsolacak, Yunanistan doğuda uzanabileceği en uç noktaya ulaşacak ve Türkiye de bunu kabullenecek. Komşu gerçekten hayal âleminde yaşıyor.

Yunanistan ve GKRY, Sevilla haritasını Türkiye’ye kabul ettirmek için ortak bir çaba içine girmişlerdi. Bu maksatla Yunanistan, Anadolu ile ona en yakın Yunan adaları arasındaki ortay hatların sınır olacağını iddia ediyordu. Doğu Akdeniz’de bu, Anadolu-Rodos ortay hattı ile Anadolu-Meis ortay hattının Türkiye-Yunanistan kıta sahanlığı sınırı olması demekti. GKRY ise Kıbrıs adası ile Anadolu arasındaki ortay hattı Türkiye ile deniz yetki alanları sınırı olarak hayal ediyordu.

Türkiye bu iddiaları her vesile ile reddetti; sahadaki uygulamalarıyla da tavrını teyit etti. Ayrıca, Türkiye Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının sınırlarını çizen iki anlaşma yaptı. Önce KKTC ile sınırlandırma anlaşması imzaladı, sonra Libya ile bir sınırlandırma anlaşması gerçekleştirdi.

Türkiye’nin Kıbrıs’ın batısındaki sınırı toplu çözümden sonra çizeceğine ilişkin beyanı, Rum Kesimi'nin hukuksuz adımları nedeniyle anlamını yitirdi. Türkiye ile KKTC’nin Kıbrıs’ın batısında çizebileceği sınır Dendias için sürpriz olmamalı.

Yunanistan hayal âleminde yaşıyor

Yunanistan, Türkiye Libya anlaşmasını bertaraf etmek için Mısır’la bir sınırlandırma anlaşması imzaladı ancak çizilen sınır 28° 00' 00" boylamında sona eriyor. Türkiye gerekeni yaptı; bu anlaşmayı hemen protesto etti ama konuya biraz yakından bakmakta fayda var. Bu anlaşmayı yaparak Yunanistan, Türkiye Libya sınırını bertaraf etmek için Rodos’a ilişkin iddialarının bir kısmından Meis’e ilişkin iddialarının ise tamamından vazgeçmiş oldu. Yunanistan, şimdi GKRY ile sınırlandırma anlaşması yaparak muhtemel bir Türkiye-Mısır anlaşmasının önünü kesmek, Rodos ve Meis ile ilgili iddialarını yeniden canlandırmak istiyor.

Yunanistan’ın gördüğü hayale göre GKRY ile çizeceği sınır Türkiye-Mısır ilişkisini kesecek, Mısır Yunanistan’la anlaşma yapmak zorunda kalacak, Türkiye Antalya körfezine hapsolacak, Yunanistan doğuda uzanabileceği en uç noktaya ulaşacak ve Türkiye de bunu kabullenecek… Komşu gerçekten hayal âleminde yaşıyor.

Türkiye’nin böyle bir emrivakiyi kabul etmeyeceği kesin. Türkiye’nin bugüne kadar verdiği notalar, ilan ettiği ruhsat sahaları, verdiği ruhsatlar ve bu ruhsatlara dayalı olarak sahada yapılan uygulamalar böyle bir oldubittinin kabul edilmeyeceğini şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya koyuyor.

Peki ya Mısır? Mısır böyle bir oldubittiyi kabul etmeyeceğini zaten gösterdi. Mısır, eğer isteseydi, Rodos’a tam etki tanıyarak ve Meis’i esas alarak 28° 00' 00" boylamının doğusunda GKRY ile yaptığı anlaşmanın doğu ucuna kadar uzanan bir hatta Yunanistan’la sınır çizerdi. Mısır, bu sınırı çizerek Yunanistan-GKRY anlaşmasına da zemin hazırlamış olurdu. Mısır bunu tercih etmedi; 28° 00' 00" boylamının doğusunda Türkiye ile sınırlandırma anlaşması yapma imkânını muhafaza ederek Yunanistan-GKRY sınırının çizilmesi imkânını ortadan kaldırdı. Şimdi Yunanistan, GKRY ile anlaşarak Mısır’ı istemediği bu sınırı çizmeye mecbur etmek istiyor. Yunanistan ile GKRY ortak bir sınır çizerlerse Mısır’ın bugüne kadar sürdürdüğü tutuma bakarak, Türkiye gibi Mısır’ın da bunu protesto edeceğini söylemek tutarlı olur.

Yunanistan-GKRY sınırlandırma anlaşması hazırlığı

Yunanistan GKRY deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması, iki grupta toplanabilecek nedenlerle uluslararası hukuka aykırı olacaktır. Öncelikle böyle bir anlaşma, deniz yetki alanları sınırlandırmasına ilişkin kurallara aykırı olacaktır. Rodos ve Meis bağlamındaki bu aykırılıklar Mısır tarafından Mısır-Yunanistan anlaşması yapılırken Yunanistan’ın önüne konmuş olmalı. Türkiye de Yunanistan ve GKRY’nin uluslararası hukuk ile bağdaşmayan tasarruflarına maruz kalıyor ama Türkiye’nin garantörü olduğu Kıbrıs’ta Türklerin ihlal edilen hakları ile ilgili başka gerekçeleri de var.

Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıs adasında yaşayan iki halktır. Kıbrıs Cumhuriyeti, bu iki halkın eşitliği esas alınarak kurulmuştu. Bu cumhuriyeti Rumlar yıktı. Yerine sadece Rumların söz sahibi olduğu yeni bir yönetim kurdular. Rumların “Kıbrıs Cumhuriyeti” diye yutturmaya çalıştıkları bu yönetim Kıbrıs adasının tamamını temsil etmiyor. Kıbrıs uyuşmazlığı Rumların Türkleri yok saymasından kaynaklanıyor ve aynı nedenle çözülemiyor.

GKRY’nin Kıbrıs adasının deniz yetki alanlarındaki faaliyetleri, Kıbrıs uyuşmazlığını derinleştirerek denize yayıyor ve bölgedeki istikrara zarar veriyor. GKRY’nin Kıbrıs Türklerini ve onların devleti olan KKTC’yi yok sayarak Mısır, Lübnan ve İsrail ile imzaladığı anlaşmalar, ilan ettiği bloklar, yapılan ihaleler, verilen ruhsatlar ve bu ruhsatlara dayalı olarak sahada yapılan faaliyetler bölgede istikrarı bozan hukuksuzluklar olarak kayda geçti. Yunanistan-GKRY sınırlandırma anlaşması da Kıbrıs uyuşmazlığını derinleştiren ve denize yayan yeni bir hukuksuzluk örneği olmaktan öteye geçemeyecektir.

Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıktılar diye Kıbrıs Türkleri bu Cumhuriyetin kendilerine verdiği haklardan vazgeçecek değiller. KKTC’nin önceki cumhurbaşkanlarından Derviş Eroğlu, Rum tarafına Türklerin eşit statülerini hatırlatarak, adanın deniz yetki alanlarındaki Rum faaliyetlerinin toplu çözüme kadar durdurulmasını ya da kurulacak bir komisyon aracılığı ile müştereken sürdürülmesini önermişti. Rumlar Eroğlu’nun önerilerini reddettiler. Adanın deniz yetki alanlarındaki faaliyetlerini sürdüreceklerini, Türklerin yüzde 20 payını toplu çözümden sonra kullanmaları kaydı ile bir bankaya yatıracaklarını söylediler. Rumların adanın deniz yetki alanlarında yetkileri olmadan sürdürdükleri faaliyetleri karşısında KKTC, 21 Eylül 2011 tarihinde adanın kuzeyinde Türkiye ile kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması imzaladı. Sonra KKTC Meclisi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) adanın deniz yetki alanlarında ruhsatlar verdi. Bunu aldığı ruhsatlara dayanarak TPAO’nun sahada yaptığı sismik araştırmalar ve sondajlar takip etti.

KKTC’nin karşılıklılık ilkesi çerçevesinde Türkiye ile çizdiği adanın kuzeyindeki kıta sahanlığı sınırı, doğuda 35°49'09"K 34°48'51"D noktasından batıda 35°33'09"K 32°16'18"D noktasına kadar uzanıyor. Sınırın batı ucunda Kıbrıs uyuşmazlığı ile ilgili özel bir durum var. Türkiye ile KKTC, GKRY kıyıları önünde sınır çizmiş. Kıbrıs uyuşmazlığı bağlamında bunda şaşırtıcı bir şey yok. Bu durum, Türk Dışişleri Bakanlığının (DİB) 21 Eylül 2011 tarih ve 216 sayılı Türkiye-KKTC Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Basın Açıklamasına konu olmuş. Buna göre, “anlaşma Kıbrıs Türklerinin, aynen Kıbrıslı Rumlar gibi Ada’nın kıta sahanlığının tümü üzerindeki meşru, eşit ve ayrılmaz haklarını da dikkate almaktadır”. Basın açıklamasında çok önemli bir başka kayıt daha var. DİB “söz konusu anlaşma, Türkiye ile KKTC’nin Akdeniz’deki kıta sahanlıklarının bir bölümünü … sınırlandırmaktadır” diyor. Yani, Akdeniz’de Türkiye ile KKTC’nin çizecekleri başka kıta sahanlığı sınırları da var. DİB buna işaret ediyor.

Peki, DİB’in 216 sayılı basın açıklaması ile işaret ettiği henüz çizilmemiş olan sınır nerede? Kıbrıs adasının hemen batısında. Burada Türkiye’nin Antalya ilinin Gazipaşa ilçesinden başlayıp Muğla ilinin Fethiye ilçesine kadar uzanan yüzlerce km uzunluğundaki kıyıları ile Kıbrıs adasının yaklaşık 50 km’lik kıyılarının baktığı bir sınırlandırma bölgesi var. İlgili kıyı uzunlukları dikkate alındığında sınır, Türkiye-KKTC kıta sahanlığı sınırının batı ucundan başlayıp güneye doğru Kıbrıs adasının karasularını ihlal etmeyecek şekilde Türkiye-Mısır ortay hattına kadar 32° 16' 18" boylamını takip etmelidir. Türkiye bu hattı kıta sahanlığının sınırı olarak Birleşmiş Milletler’e (BM) deklare etmiştir. Şimdi soru şu: bu sınırı kimler çizecek? Taraflardan biri Türkiye; diğeri de KKTC. Bu durum kıyılarla ilgili değil. Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıslı Rumlarla adanın her yerinde eşit hakları var. GKRY adanın tek meşru hükümetiymiş gibi tek taraflı hukuksuz tasarruflarda bulunursa KKTC karşılıklılık ilkesine dayanarak bu sınırı tek başına çizer.

Toplu çözüme giden yol tıkandı

Türkiye ile KKTC şimdiye kadar bu sınırı çizmeyi düşünmediler mi? Düşündüler. DİB’in 216 sayılı basın açıklaması bunun delili. Peki neden çizmediler? Sebep basit. Kıbrıs uyuşmazlığı toplu çözüm görüşmelerini sürdürmek ve çözüme ulaştırmak istediler. GKRY’nin toplu çözüm görüşmelerinde sıkıştığı zaman denize yaydığı haksızlıklar karşısında KKTC’nin ve onun adına TPAO’nun sahada yürüttüğü faaliyetleri bahane edip masadan kaçmayı bir strateji olarak benimsediğini görülüyor. Türkiye ve KKTC bu stratejiye fırsat vermek istemediler. Türkiye BM belgesi olarak yayımlanan bir nota ile bu sınırı toplu çözümün akabinde çizeceğini bildirdi.

Bugün toplu çözüm görüşmeleri yok. ABD, GKRY’ye uyguladığı elli yıllık silah ambargosunu kaldırdı. Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo GKRY’yi ziyaret etti ve bir mutabakat metni imzaladılar. GKRY’nin Kıbrıs Türkü’ne karşı uyguladığı haksızlıklar teşvik edilmiş oldu. Toplu çözüme giden yol tıkandı. Türkiye ile KKTC’nin söz konusu sınırı çizmesini tahrik eden gelişmeler de var: Yunan dışişleri bakanı, Kıbrıs adasının batısında şartlar olgunlaştığında GKRY ile deniz yetki alanları sınırı çizeceklerini söylüyor. Bu durumda, Türkiye’nin Kıbrıs’ın batısındaki sınırı toplu çözümden sonra çizeceğine ilişkin beyanı anlamını yitirdi. Türkiye ile KKTC’nin Kıbrıs’ın batısında çizebileceği sınır Dendias için sürpriz olmamalı. Rüzgâr eken fırtına biçer.

[Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Başkanıdır]

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.