Yeni Alman Federal Hükümetinde güç mücadelesi
Yeni Alman federal hükümeti, atamalar ve bakanlık sorumluluklarıyla taze bir başlangıç iddiasını sürdürebilir. Ancak bu belirsiz ve test edilmemiş kadro, zorlu koşullarda politika çıkmazlarına yol açma riski taşıyor.

İstanbul
Bonn Üniversitesi İleri Güvenlik, Stratejik ve Entegrasyon Çalışmaları Merkezi (CASSIS) Direktörü Prof. Dr. Ulrich Schlie, Almanya'da yeni kabineye yönelik değerlendirmelerini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Alman şair Hermann Hesse’nin “Her başlangıçta sihir vardır” sözü, Almanya Başbakanı Friedrich Merz liderliğindeki yeni hükümet için pek de geçerli değil gibi görünüyor. Yeni kabinenin kadrosu, son ana kadar belirsizdi. Örneğin hükümete katılmak üzere planlanan CDU’nun önde gelen ekonomi politikası figürü ve parlamento seçim kampanyasından sorumlu Genel Sekreteri Carsten Linnemann da dahil olmak üzere bazı atamalar iptal edildi ve bu gelişme spekülasyonları körükleyerek bir dizi beklenmedik atamayla sonuçlandı. Yeni federal kabine ve bakanlıkların görev dağılımları, CDU’dan Friedrich Merz, SPD’den Lars Klingbeil ve CSU’dan Markus Söder’in imzalarını taşıyor. Bu yapı, aralarında “aşk evliliği” havası yakalayamamış, birbirine güvenmeyen ortaklar arasındaki yıpratıcı bir çekişmenin ürünü.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Öte yandan Merz, iş dünyasında başarı elde etmiş isimleri atama vaadini tutmuş görünüyor. Örneğin, 2002’de Edmund Stoiber’in gölge kabinesinde yer almış ve Angela Merkel döneminde çeşitli bakanlıklarda Parlamento Devlet Sekreteri olarak öne çıkmış enerji yöneticisi Katherina Reiche, yeni Ekonomi Bakanı olarak atandı. Buna karşılık, Dijitalleşme ve Devlet Modernizasyonu Bakanlığı’na getirilen Karsten Wildberger ne hükümet tecrübesine ne de parti siyasetinde geçmişe sahip. Almanya tarihinde ilk kez oluşturulan bu koltuk, uzun süredir ülkeyi geride tutan aşırı bürokrasi ve reform eksikliğine çare arama çabası olarak değerlendirilebilir.
Siyasi veya idari geçmişi olmayan, deneyimli gazeteci Wolfram Weimar'ın Kültür İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olması da tam bir sürpriz oldu. Claudia Roth (Yeşiller) döneminde ideolojiyle şekillendirilmiş kültür politikasını siyasetten arındırma görevi onu zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakıyor. Merz’in atamalarda eyaletlerdeki parti kolları arasındaki oransal dağılımı büyük ölçüde göz ardı etmesi ise dikkat çekiyor. Dışişleri Bakanlığı’na Johann Wadephul’u, Eğitim ve Aile Bakanlığı’na Karin Prien’i atayarak küçük Schleswig-Holstein eyaletinden iki politikacıyı kabineye aldı. Buna karşın özellikle doğu eyaletleri, Brandenburg’dan seçilen Katherina Reiche’nin atanmasına rağmen kendilerine yeterince yer verilmediği yönünde eleştiriler dile getiriyorlar.
CSU’nin stratejik bakanlık seçimleri
Koalisyon pazarlıklarında sergilediği profesyonellik ve usta müzakere gücüyle kendini kanıtlayan CSU Genel Başkanı Markus Söder’in imzası açıkça görülüyor: Alexander Dobrindt, Dorothee Bär ve Alois Rainer’ı kritik bakanlıklara yerleştirerek CSU, Bavyera’nın çıkarlarını güçlü biçimde savunabileceği üç önemli koltuğu ele geçirdi. Dobrindt, göç politikasından sorumlu olarak kabinenin en önemli bakanılarından biri konumuna yükseldi zira yeni hükümetin başarısı en çok bu alana bağlı. Horst Seehofer’in “Heimat” (vatan) portföyü—İçişleri Bakanlığı’nda asla tam uyum sağlayamayan proje—kaldırıldı; Seehofer şimdi doğudaki Alman azınlıklardan sorumlu olacak ve bu görev bile şimdiden siyaset sahnesinin odak noktası. “Heimat” kavramı ise, kırsal meselelerle doğal uyumu nedeniyle CDU’nun yönettiği Tarım Bakanlığı’na taşındı. Araştırma Bakanlığı da görev alanını teknoloji ve uzay yolculuğu konularını kapsayacak şekilde genişleterek teknoloji politikasına tamamen yeni öncelikler getirme fırsatı yakaladı. Bakanlık sorumluluklarındaki bu radikal değişimlerin en çarpıcı siyasi mesajı da işte bu yenilikçi yaklaşım oldu.
Koalisyon dinamikleri
Yeni SPD lideri ve Maliye Bakanı Lars Klingbeil de memnun görünüyor. SPD’nin yönettiği bakanlıklara yönelik atama önerileriyle, partisinde kimsenin ipleri elinden alamayacağını gösterdi. Kamuoyunda pek de sevilmeyen eş-başkan Saskia Esken’i güç mücadelesiyle saf dışı bıraktı; Esken’in kalkınma yardımından sorumlu bakanlık talebi ise karşılanmadı. Yakında parti lideri seçilemeyerek yaşadığı bu yenilginin bedelini ödeyecek ve sadece sıradan bir milletvekili olacak. Klingbeil, SPD, Yeşiller ve FDP’nin başarısız üçlü koalisyonundan olabildiğince uzak durmak için; eski İçişleri Bakanı Nancy Faeser, eski Sağlık Bakanı Karl Lauterbach ve eski Kalkınma Bakanı Svenja Schulze gibi SPD kökenli bakanları yeniden atamaktan kaçındı. Tek istisna, Savunma Bakanlığı’nda görevine devam eden Boris Pistorius oldu. Parti içinde birçok kişinin seçim kampanyasında SPD’nin öne çıkan adayı olarak görmek istediği Pistorius, Olaf Scholz’le yaşadığı çekişmenin ardından adeta lig yükseltti ve gelecekte SPD’nin yedek genel başkanı olarak hazır bekliyor.
Bu gerilim—Klingbeil’in parti liderliği konumuyla hükümet görevlerinin gereklilikleri arasındaki—muhtemelen Meclis Grup Başkanlığı’nı sürdürmek yerine Başbakan Yardımcısı olmasını açıklıyor. SPD’nin ağır toplarından ve artık kabinede yer almayan Hubertus Heil’in yerine Çalışma Bakanı olarak atanan eski Meclis Başkanı Bärbel Bas, parti içindeki hiyerarşide daha da yükseldi. Çalışma ve sosyal işlerden sorumluluğu yeniden üstlenerek Klingbeil, ekonomi ve çalışma alanlarını tek çatı altında toplama hedefi taşıyan CDU ve CSU’nun en kilit endişesini de boşa çıkarmış oldu; bu adımın, Friedrich Merz liderliğindeki federal hükümete katılmamaya karar veren Carsten Linnemann’ın tercihini etkilemede önemli bir faktör olduğu düşünülüyor.
Yeni federal hükümet, atamalar ve bakanlık sorumluluklarıyla taze bir başlangıç iddiasını sürdürebilir. Ancak bu belirsiz ve test edilmemiş kadro, zorlu koşullarda politika çıkmazlarına yol açma riski taşıyor. Seçim kampanyasında sıkça gündeme getirilen Ulusal Güvenlik Konseyi, yeni kabinenin yapısına dahil edilmedi. Dışişleri Bakanlığı ile Kalkınma Yardımı Bakanlığı’nın birleştirilmesi yönündeki öneriler de hayata geçmedi.
[Prof. Dr. Ulrich Schlie, Bonn Üniversitesi İleri Güvenlik, Stratejik ve Entegrasyon Çalışmaları Merkezi (CASSIS) Direktörüdür.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.