Dolar
38.83
Euro
44.07
Altın
3,321.33
ETH/USDT
2,478.70
BTC/USDT
107,067.00
BIST 100
9,398.93
Analiz, Analiz-Filistin

Gazze’de "insani" yardım açlık gibi bir silaha mı dönüştürülüyor?

Gazze’de İsrail’in özne olduğu, diğer tüm aktörleri dışladığı her hamle Filistin topraklarının nüfussuzlaştırılması ve Filistinsizleştirilmesi amacı güdüyor. İsrail nihai hedefi için sadece açlığı değil insani yardımı da bir silah olarak kullanıyor.

Zeliha Eliaçık  | 21.05.2025 - Güncelleme : 21.05.2025
Gazze’de "insani" yardım açlık gibi bir silaha mı dönüştürülüyor?

İstanbul

Anadolu Ajansı Stratejik Analiz Müdürü Zeliha Eliaçık, İsrail'in Gazze'de açlıktan sonra insani yardımı da nasıl bir savaş silahı haline getirdiğini AA Analiz için kaleme aldı.

***

İsrail, mart ayından itibaren Gazze’ye yapılan gıda ve tüm yardım girişlerini tamamen yasaklamıştı. Ancak başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere artan uluslararası baskılar sonucu, sınırlı ve kontrollü biçimde insani yardımın geçişine yeniden izin verildiği duyuruldu. Bu adımı, artık açlıktan toplu ölümlerin kapıda olduğu bir ortamda uluslararası baskılar altında sıkışan Netanyahu hükümetinin zorunlu bir manevrası olarak okumak gerek.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Gazze’ye insani yardımın girişine izin verilmemesi durumunda İsrail’e yaptırım uygulayacağını açıklayan İngiltere, Kanada ve Fransa’nın bu tutumu da artık açlık nedeniyle toplu ölümlerin beklendiği Gazze’deki soykırımın herkes için taşınamaz bir yük haline geldiğini gösteriyor. Birleşmiş Milletlerin (BM) dün Gazze’de önümüzdeki 48 saat içinde 14 bin bebek ölümünün beklendiğini açıkladığı unutulmamalı. Ancak İsrail’in “minimal” yardım girişine izin vermesi gerçekten ne anlama geliyor? Netanyahu hükümeti, insani yardıma hangi ölçüde, hangi şartlarla, hangi amaçla izin verecek?

İnsani yardımın yeniden “organize edilmesi” neyi hedefliyor?

İsrail ve ABD, Gazze’ye yardım girişini halihazırda mevcut BM mekanizmaları üzerinden değil, aksine onları saf dışı bırakarak, tamamen İsrail ordusu ve ABD şirketlerinin kontrolünde yeni bir mekanizma kurarak dağıtmayı planlıyor. Bu amaçla 2025 Şubat ayında İsviçre’de Gazze Humanitarian Foundation (GHF) isimli bir vakıf kurulduğu biliniyor. ABD destekli bu yapı, arka planda UG Solutions, Safe Reach Solutions gibi özel güvenlik şirketlerinin olduğu sahada BM dahil diğer tüm aktörlerin dışlandığı ve tüm kontrolün İsrail ordusunda olduğu yeni bir “yardım dağıtım modeli” öngörüyor.

İsrail’in Amerika desteğiyle planladığı bu yeni yardım dağıtım mekanizmasıyla BM tamamen devre dışı bırakılıyor. Nitekim BM ve Sınır Tanımayan Doktorlar gibi önde gelen insani yardım örgütleri bu girişimi “İşleyen bir yapı varken neden yenisi kuruluyor?” diyerek eleştiriyor ve bu hamlenin açıkça İsrail'in bölgede kontrolünü artırma siyasetine bir kılıf olduğunu ifade ediyorlar.

İsrail’in yardım mekanizmasının içeriği

GHF’nin Gazze’ye insani yardım girişini nasıl organize etmek istediğine bakıldığında, yardımın yalnızca güneydeki birkaç merkezden dağıtılmasının, bu merkezlere gelenlerin kimlik kontrolünden geçirilmesinin ve bölgelere girişin ancak İsrail ordusu tarafından tanımlanan yollar üzerinden yapılmasının planlandığı anlaşılıyor. Bu durum ise bu yeni yardım dağıtım mekanizmasının ardında yatan siyasi ve askeri niyetleri açıkça ele veriyor.

Yardım dağıtımı bu şekilde, yalnızca teknik değil, doğrudan nüfus mühendisliği ve Filistinsizleştirme stratejisine hizmet eden bir kontrol mekanizmasına dönüştürülüyor. Nitekim bu merkezlerin Gazze’nin yalnızca güneyinde yer alacak şekilde kurgulanması da dikkat çekici. Mevcut yapıların yerine ikame edilmek istenen bu yeni sistemin insani değil, tamamen güvenlikçi ve askeri bir mantıkla işletilmesinin planlandığı anlaşılıyor.

İsrail’in yeni insani yardım planı bir tuzak mı?

Alman dergisi Der Spiegel’in İsrail’de yaşayan kıdemli Orta Doğu muhabiri Thora Schröder, yardımların sadece güneydeki belli noktalarda dağıtılmasını, Gazzellileri kuzeyden güneye yönlendirmek ve belli merkezlerde toplamak için adeta kurulmuş bir "tuzak" olarak tanımlıyor ve bunu daha büyük bir planın ilk adımı olarak değerlendiriyor.

Schröder’e göre bir sonraki adım, İsrail ordusunun güvenli bölgelere gelen insanlara kimlik kontrolü yaparak yardımı sadece kendi güvenlik politikasına uygun gördüğü kişilere ulaştırmak. Bu şekilde yardıma bağımlı hale getirilen bu grupların, üçüncü bir ülkeye veya başka bir bölgeye zorla göç ettirilmesi planlanıyor. İnsani yardımların Gazze'ye girişi gerçekten bu plana göre gerçekleşirse, İsrail'in insani yardım dağıtımını Gazze'de nüfus mühendisliği ile yerleşim yerlerini yeniden kurgulamak ve nüfusu belli bölgelere yığarak insanların hareket alanını sınırlamak için kullanacağı çok açık.

İsrail'in yeni savaş silahı "insani" yardım mı?

Gazze’de İsrail’in özne olduğu ve diğer tüm aktörleri dışladığı her hamle Filistin topraklarını nüfussuzlaştırılma ve Filistinsizleştirilme amacı güdüyor. İsrail bu nihai hedefi için sadece açlığı değil insani yardımı da bir silah olarak kullanıyor ve araçsallaştırıyor. Bu nedenle olan biteni yalnızca bir açlık meselesi olarak görmek yanlış olur. İsrail tarafından GHF gibi yapıların devreye sokulması, insani yardımın açıkça siyasi ve askeri bir nüfus mühendisliği olarak kullanma planının bir parçası olduğu görülüyor. Böyle bir tabloda İsrail’e insani yardım sağladığı için teşekkür etmek değil, hangi ölçekte, hangi niyetle ve hangi mekanizmalarla sağladığını sorgulamak gerekir. İsrail bir kez daha aslında atmaya mecbur bırakıldığı bir adımı kendi siyasi ve askeri hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalışıyor.

Uluslararası sistemin bu dramatik tabloya hala sadece bir “gıda girişi” meselesi olarak bakması esas sorunun göz ardı edilmesine neden oluyor. İnsani yardım teknik değil, politik bir sorundur. İşleyen bir sistem durdurulup, yerine kontrolü tamamen İsrail’e bağlı yeni bir mekanizma kuruluyorsa, burada meselenin yardım ulaştırmak değil, yardımın biçimini kullanarak kontrolü tahkim etme niyeti olduğu açıktır.

Gazze’de açlıktan toplu ölümler beklenirken bölgeye girecek her bir yardım kritik önem taşıyor. Ancak İsrail’in kerhen verdiği yardımları "insani" demek gerçekten çok zor. "Zaruri" yardımların kime, nerede, hangi şartlarda ve hangi miktarda verileceğini belirleyen İsrail teşekkürden ziyade baskıyı hak ediyor. Gazze'de yaşanan soykırım, İsrail'e destek veren ülkeleri de onunla beraber bir uçuruma doğru sürüklerken açlıktan dolayı yaşanabilecek toplu ölümler uluslararası sistemin hakim güçlerini son kavşakta frene basmaya zorlamışa benziyor.

Ancak Gazze’ye normal mekanizmalarla uluslararası hukuka uygun ve şartsız şekilde insani yardımın girişi için İsrail’e daha çok baskı yapılması gerekiyor. Bu baskılar Gazze'ye insani yardım girişine dair çağrılarla sınırlı kalmamalı, insani yardımın İsrail tarafından nüfus mühendisliği ve Filistin topraklarının Filistinsizleştirilmesi için siyasi bir araç olarak kullanılmasının da önüne geçilmelidir.

Gazze soykırımında şahit olunan pek çok hadise gibi açlık ve insani yardım krizi de Almanya’da Nazi dönemindeki toplama kamplarından bazı manzaraları hatırlatıyor. Nitekim Köln’de öğrenciyken Nazi döneminde yaşananları sergileyen bir müzede gördüğüm kuru ve yarım bir ekmeğin altında yazan şu cümle her şeyi özetliyor: “Zum Sterben zu viel, zum Leben zu wenig" - “Yaşamak için çok az, ölmek için çok fazla.” O dönemde toplama kamplarında Yahudilere verilen o kuru ekmek bugün Gazzelilere zorunlu göçe zorlamak için bir lütuf gibi sunuluyor.

Ancak ne İsrail'in bu türden zaruri yardım adımları ne de 1,5 yıldır devam eden bir soykırımı mümkün kılan uluslararası yapının tüm eşikler aşıldıktan sonraki adımları, velev ki bu Netanyahu'nun iktidarının düşürülmesi olsun, yaşanan soykırımı ve günahlarını unutturmaya yetmeyecek. Küresel güçlerin, Gazze soykırımından sonra dünyanın soykırımdan önceki gibi olamayacağını anlaması ve İsrail'in işgal politikaları dahil tüm batı merkezci politikalarını yeniden düşünmesi gerekiyor.

1.https://www.youtube.com/watch?v=zWPNzMijGzc

2.https://reliefweb.int/report/occupied-palestinian-territory/leading-aid-and-human-rights-organisations-condemn-gaza-humanitarian-foundation-dangerous-politicised-sham

3.https://www.rnz.co.nz/news/world/561619/the-new-us-backed-gaza-aid-plan-and-why-the-un-doesn-t-like-it

4.https://www.bbc.com/news/articles/c3d4kz8p00eo

[Zeliha Eliaçık, Anadolu Ajansı Stratejik Analiz Müdürü'dür.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın