Epstein meselesi ABD siyasetinin kara kutusu mu oluyor?
Epstein meselesi, son yılların en ilginç vakalarından birini oluşturuyor. Bu mesele Cumhuriyetçilerin Demokratlara karşı kullandığı araçken, birdenbire Demokratların kullanmaya başladığı bir araç haline geldi.
İstanbul
Cincinnati Üniversitesinden Bekir İlhan, Jeffrey Epstein'in istihbari bağlantılarını, bu dosyanın ABD siyasetinde yarattığı etkileri ve ABD Başkanı Donald Trump'ın söylem değişikliğinin ne anlama geldiğini AA Analiz için ele aldı.
***
Son günlerde Epstein dosyaları, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) tekrar gündeme geldi. ABD Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Epstein dosyalarının tamamının yayımlanmasını talep eden tasarı hem Temsilciler Meclisi'nden hem de Senato'dan geçti. Konu özellikle Cumhuriyetçi Parti ve Trump arasında büyük bölünme yaratmış durumda.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Jeffrey Epstein ve olası bağlantıları
Jeffrey Epstein, çocuk istismarı şebekesi yönetme suçlamalarından Temmuz 2019'da tutuklanmıştı. Mahkemesi sürerken aynı yılın ağustos ayında hücresinde ölü bulundu. Ölümü kayıtlara intihar olarak geçti. ABD'li sunucu Tucker Carlson, Epstein'in İsrail istihbaratına çalıştığını iddia ediyordu. Kendisi Amerikan sosyetesinden siyaset dünyasına kadar birçok kişiyle irtibatlı biriydi. Epstein'in hem bu ilişkileri hem de suçlandığı konular düşünüldüğünde çeşitli istihbarat yapılarının olaya dahli şaşırtıcı bir ihtimal değil. Bu noktada Epstein'in kurduğu ilişkilerden elde edilen bilgi ve belgelerin şantaj ve tehditler yoluyla hedef kişilere karşı kullanılmış olabileceği söylenebilir.
Bu anlamda Epstein meselesi sonraki süreçte "Amerika'yı Tekrar Büyük Yap" yani MAGA tabanı olarak tanımlanacak sağ kesimlerin yıllardır "online" mecralarda dile getirdiği iddiaları kapsıyor. Bu iddialara göre içinde başta Demokrat Parti, sanat, spor ve iş dünyasından birçok ismin olduğu birtakım elitler, Jeffrey Epstein'in mülklerinde pedofiliden uyuşturucu kullanımına kadar çeşitli suçlara iştirak etmişlerdi. Söz konusu aşırı sağcı kesimler, bu iddiaları özellikle Amerikan müesses nizamıyla özdeşleşen çevrelerin ahlaken ne kadar dibe battığını göstermek amacıyla gündem yapmaya uğraşıyordu.
Seçim kampanyası sırasında Trump da dosyaların açıklanmasını sağlayacağı sözünü vermişti. Yine ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Trump'ın bir oğlu da önceki yıllarda bu dosyaların tamamının açıklanması çağrısında bulunmuştu. Yani bu konu daha çok Cumhuriyetçi kesimlerin Demokratlara karşı kullandığı bir araç işlevi görüyordu.
Trump'ın Epstein meselesine yaklaşımı
Trump, işbaşına geldikten sonra şubat ayında Amerikan Adalet Bakanı Pam Bondi dosyaların masasında olduğunu söyledi. Bu açıklama özellikle MAGA kitlesinde büyük heyecan yarattı. Ancak Bondi'nin mayıs ayında Trump'a dosyalarda adının geçtiğini bildirdiği, yaz aylarında medyaya yansıdı. Yine Elon Musk da Trump'la haziran ayında yaşadığı sert atışma esnasında Trump'ın adının Epstein dosyalarında geçtiğini iddia etmişti.
Bu süreçte Trump'ın konuyla ilgili söylemleri de değişmeye başladı. Trump, Epstein meselesine düzmece demeye başladı. Tüm bunlar Trump'ın kendi kitlesi içinde büyük tartışma yarattı. Trump'ın bir şeyler gizlediği izlenimi oluşmaya başladı. Demokratlar da bu durumu lehlerine çevirmeye çalıştı. Sanki yıllardır bu suçlamalar kendilerine yapılmıyormuş gibi birden bu olayın üstüne gitmeye başladılar. Bu anlamda Epstein meselesi, son yılların en ilginç vakalarından birini oluşturuyor. Bu mesele Cumhuriyetçilerin Demokratlara karşı kullandığı bir araçken, birdenbire Demokratların kullanmaya başladığı bir araç haline geldi.
Ancak Trump'ın bu meseleyi ele alış biçiminde bir iletişim ve yönetim krizi olduğu söylenebilir. Geldiğimiz noktada Trump artık "savunmada olan taraf" konumuna düştü. Epstein dosyalarının düzmece olduğunu söylemek, kamuoyu için pek ikna edici değil. Bu artık geri döndürülmesi çok zor bir algı. Zaten MAGA tabanı buna çoktan ikna olmuş durumda. Yine birçok anket Amerikan halkının çok büyük kısmının hükümetin bir şeyler sakladığını ve zengin elitlerin bu işin içinde olduğuna inandığını söylüyor.
Diğer taraftan hukuki olarak Epstein’in yargılama süreçleri kapsamında ele geçirilen materyallerde birinin isminin geçmesi, hukuki zeminde kimseyi doğrudan suçlu yapmıyor. İsmin hangi bağlamda geçtiği de önemli. Ancak burada siyasi algı boyutu hukukun önüne geçiyor. Bu noktada "Epstein dosyalarında adının geçmesi" ifadesi insanların kafasında bir algı oluşturmak için yeterli oluyor. Demokratlar da tam da bu noktadan Trump'a saldırıyor. Materyallerde Trump'ın adının geçtiğini söylemeleri, bir algı kampanyası oluşturmak için oldukça işlevsel. Trump da belki bu sebepten ötürü ön almaya çalıştı ancak tasarının oylanması öncesi yaptığı son açıklamada saklayacak bir şeylerinin olmadığını ve Cumhuriyetçilerin dosyaların açıklanmasına evet oyu vermeleri çağırısında bulundu. Bu da Trump'ın konuyla ilgili yaptığı bir başka keskin dönüş olarak kayıtlara geçti.
Trump'ın tasarıyı onaylaması ve yeni gizlilik tartışmaları
Tasarı hem Temsilciler Meclisi'nden hem Senato'dan geçerek Trump'ın masasına gitti. Trump da söz konusu tasarıyı onayladı. Normal şartlarda Trump'ın tasarıyı veto etme yetkisi vardı ancak tasarı, Kongre'nin her iki kanadından üçte iki çoğunluktan da fazla oyla geçtiği için fiili olarak vetoyu aşmış oluyor. Trump da zaten Cumhuriyetçilere tasarının lehinde oy kullanmaları çağrısında bulunduğu için onaylama sinyali vermişti.
Diğer taraftan tasarının tartışmalı bir başka tarafı var. Tasarı, Adalet Bakanı'na ulusal güvenliği ilgilendiren kısımları redakte etme ve kısıtlama yetkisi de veriyor. Bu da ayrı bir tartışma yaratıyor. Bu noktada hala bir şeylerin gizlendiği algısı kamuoyunda devam edecektir. Yani önümüzdeki süreçte dosyalar açıklansa bile taraflar birbirlerini açık ve ima yollu olarak suçlamaya devam edebilir. Sonuç olarak Epstein dosyaları ABD'de gündemi tekrar meşgul etme ihtimali taşıyor.
Cumhuriyetçi Parti'de yeni ayrışma
Gelinen noktada Epstein tartışmaları, son zamanlarda Cumhuriyetçi Parti içinde var olan bölünmeyi daha da derinleştirdi. Trump yönetimine özellikle Cumhuriyetçi Parti ve MAGA tabanından İsrail'in ABD dış politikasındaki nüfuzu konusunda eleştiriler geliyordu. Birçok isim Trump'ı kendi ajandasına sahip çıkmamakla suçluyordu. Trump da belki içerideki bu baskıları dengelemek için İsrail'e Gazze konusunda biraz daha baskı yapıyordu. Bu anlamda İsrail'in Amerikan siyasetindeki rolü daha cesurca sorgulanmaya başlanmıştı.
Tüm bu tartışmalar sürerken Epstein meselesi gündemi farklı bir alana taşımış oldu. Bu çerçevede ABD'de son günlerde alevlenen Epstein tartışması, Cumhuriyetçi Parti içindeki İsrail'e destek eksenli ayrışmayı gölgede bırakarak gündemi tamamen başka yöne kaydırmış ve parti içindeki fay hatlarını farklı başlık üzerinden daha da derinleştirmiştir. Diğer taraftan, MAGA hareketi içinde Epstein dosyalarının açıklanmasını isteyen tarafın İsrail'e desteğini sorgulayan taraflar olduğunu söylemek lazım. Bu kesimlerin Epstein dosyaları üzerinden Trump'la araları daha da açılmış oldu. Bu da yine söz konusu kesimlerin önümüzdeki süreçte özellikle İsrail'e destek meselesi gibi konularda Beyaz Saray'da siyasi etki üretme kapasitelerine zarar verecektir.
Sonuç olarak, Epstein dosyaları Cumhuriyetçilerin Demokratlara karşı kullandığı bir meseleyken, şu anda Demokratların özellikle Trump'a karşı kullanmaya başladığı bir araç haline geldi. Bunda Trump'ın olaya yaklaşım biçimi belirleyici rol oynadı. Trump'ın yıllardır kendi kitlesinin benimsediği ve kendisinin de açıklayacağını duyurduğu dosyaları bir anda düzmece ilan etmesi ne tabanı ne de kamuoyu için ikna edici olmadı.
[Bekir İlhan, University of Cincinnati, School of Public and International Affairs'te Siyaset Bilimi alanında doktora adayıdır.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
