Özel Hava Alay Komutanlığı personeline yönelik darbe girişimi davasında ikinci duruşma
Özel Hava Alay Komutanlığı personeline yönelik darbe girişimi davasının sanıklarından eski İkmal Astsubayı Fındık, ne olduğunu anlamak için Ömer Halisdemir'i iki kez aradığını anlattı.

ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Etimesgut'daki Özel Hava Alay Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin 27 sanıklı davanın ikinci duruşması, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yapıldı.
Sincan Ceza ve İnfaz Kurumu yerleşkesindeki duruşmaya, 21'i tutuklu 27 sanık ile avukatları ve müşteki avukatları katıldı. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, eski Özel Hava Alay Komutanlığı İkmal Astsubayı Yücel Fındık savunma yaptı.
Darbeci Semih Terzi'yi öldüren Astsubay Ömer Halisdemir'in, silah arkadaşı olduğunu, olayların ne olduğunu anlamak için Halisdemir'i iki kez aradığını anlatan Fındık, "Ömer telefonu açmayınca, 'Burada kötü şeyler oluyor. Beni komutanla görüştür' ve 'Acil beni ara' diye iki mesaj attım. Daha sonra öğrendim ki o sırada arkadaşım şehit olmuş." dedi.
Semih Terzi ile gelip alayda kalan timin Zekai Aksakallı'nın emriyle hareket ettiklerini söylediklerini ve kendilerini gazinoda göz kontrolünde tuttuklarını ifade eden Fındık, "Onlar bizim, biz onların ne olduğunu anlamadık. Terzi ile geldikleri için 'hain olabilirler' diye düşünüyorduk. Gazinodan çardağa sigara içmek için çıkmamıza bir şey demediler. Sabahın erken saatleri olmuştu. Bu sırada, emir eri aracılığıyla Zekai Aksakallı Paşa'ya ulaştık. Varlı, Kabil ve Sağlam'ın adını verdik. O da bize 'gelen time güvenin' dedi." şeklinde konuştu.
Bu süreçten sonra timin dediklerini yapmaya karar verdiklerini, bir ara izin alarak helikopter taburuna gittiğini söyleyen Fındık, burada Mehmet Sağlam'ı gördüğünü, Sağlam'ın kendisine, "Beni gördüğünü söyleme" dediğini aktardı. Fındık, buna rağmen time Sağlam'ın yerini söylediğini, timin de Sağlam'ı gözaltına aldığını anlattı.
Yücel Fındık, ertesi gün de alayda olduğunu, ifadesinin alındığını, sorgulandığını, bu kadar yaşanan şeyin ardından bunları normal karşıladığını dile getirdi.
Komutanı Ümit Tatan'dan izin alarak, arkadaşı Ömer Halisdemir'in Niğde'deki cenazesine katıldığını da belirten Fındık, 12 Ağustos'a kadar görevde kaldığını, bu tarihte görevden uzaklaştırıldığını söyledi.
"Meraktan gittim"
Sanık eski astsubay Süleyman Ektaş da ifadesinde, alayın muhabere merkezinde görev yaptığını ve kripto odasından sorumlu bulunduğunu belirtti.
Ektaş, 15 Temmuz akşamı evde olduğunu, saat 22.00 sularında alışveriş için markete gittiğini, Ankara'daki hareketliliği, oğlunun telefonla araması üzerine öğrendiğini ve eve dönüp gelişmeleri televizyondan takip ettiğini söyledi.
Yatsı namazını kıldıktan sonra saat 24.00'te kripto odasındaki malzemelere ihtiyaç duyulabilir düşüncesiyle görev bilinci ve biraz da meraktan, çağrılmamasına rağmen alaya gittiğini ifade eden Ektaş, nizamiyeden içeri alınmadığını, girişte beklerken, sivil halde alaya giren bir komutanını gördüğünü, durumu aktardığı komutanın "Alay çalışanı, bırakın girsin" demesi üzerine alaya alındığını anlattı.
Alay Komutan Yardımcısı Albay Ahmet Balaban'ın yanına çıktığını söyleyen Ektaş, bir emri olup olmadığını sorduğu komutanın "Yok. Odanda bekle" talimatı üzerine muhabere merkezine geçtiğini bildirdi.
Koridorda karşılaştığı Başçavuş Hasan Ünver'in "Burada bir şeyler dönüyor. Kendimi yabancı gibi hissettim" dediğini, kendisinin de aynı şeyleri Ünver'e söylediğini dile getiren Ektaş, Ünver ile muharebe merkezinde olayları televizyondan izlediklerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından sonra darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini savundu. Ektaş, muharebe merkezinin kapılarını açtığı iddiasını yalanlayıp, aksine cam kapıları kapatıp içeri nüfuz edilmesinin önüne geçtiğini ileri sürdü.
Alaydan çıkmak istediğini ancak buna izin verilmediğini öne süren Ektaş, havanın aydınlanmasıyla kamelyada beklemeye başladığını, yanında başka komutanların da bulunduğunu bildirdi. Kendisinin 16 Temmuz'da gözaltına alınmayıp görevine devam ettiğini aktaran Ektaş, birkaç gün sonra savcının talimatıyla gözaltına alındıklarını anlattı.
"O an Suriye'ye girdik diye düşündüm"
Sanıklardan Kalite Kontrol Teknisyeni Fikret Girgin, çağrılması üzerine eşi ve çocuklarını arkadaşında bırakarak alaya gittiğini belirterek, "O an Suriye'ye girdik diye düşündüm. Darbe teşebbüsünden haberim olmadı." dedi.
Bakım Bölüğünde görevli Astsubay Çavuş Mustafa Güngör de Olayın darbe girişimi olduğuna dair bilgim yoktu. Hareketliliği büyük bir terör saldırısı olarak değerlendirdim ve tamamen askeri duygularla hareket ettim." ifadelerini kullandı.
Darbe girişimi gecesi alayın nizamiyesinde görev yapan tutuksuz sanık eski astsubay Veli Tüven, aslında o gece nöbetinin olmadığını, bir arkadaşının ricasıyla nöbeti devraldığını, nöbetçi subayın telefonuyla birliğe gelip nizamiyede mesaiye başladığını söyledi.
Tüven, "darbeyi öğrenmesine rağmen birliğinde kalmakla" suçlanmasıyla ilgili, alaydan ayrılmayı düşündüğünü, ancak nöbeti terk edip gidemediğini söyledi.
Muhabir: Aylin Sırıklı, Barış Kılıç, Serdar Açıl
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.