Dolar
42.04
Euro
48.69
Altın
4,030.60
ETH/USDT
3,825.90
BTC/USDT
108,849.00
BIST 100
10,837.30
Politika

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız. Kabinemizde bu konular ele alındı. Su ile ilgili bir komisyon oluşturuldu. Kapsamlı bir yol haritası hazırlama sürecindeyiz." dedi.

Mümin Altaş, Gazi Nogay  | 30.10.2025 - Güncelleme : 30.10.2025
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız

TBMM

Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Konya Ovası'ndaki sulama projeleri ve yurt genelinde yaşanan su sorunlarına ilişkin soru üzerine Yılmaz, su konusunun en kritik konulardan biri haline geldiğini söyledi.

Akdeniz havzasında birçok ülkenin dünya ortalamasına göre iklim değişikliğinden daha yoğun etkileneceğini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız. Kabinemizde bu konular ele alındı. Su ile ilgili bir komisyon oluşturuldu. Kapsamlı bir yol haritası hazırlama sürecindeyiz. Belediyelerin de burada yapacağı çok iş var doğrusu. Şehirlerimizin şebekelerinde muazzam bir kayıp kaçak var. Kayıp kaçakların yüzde 50'lere yüzde 60'lara vardığı illerimiz var. Mutlaka bu şebekelere yatırım yapılması lazım. Birçok konu üzerinde duruyoruz. Sadece Konya değil, Türkiye'de bu konuda birçok hassas bölge oluşmuş durumda. Su meselesi üzerinde çok daha yoğun bir şekilde duracağız."

Yılmaz, milletvekillerinin, denetim elemanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi yönünde talepte bulunması üzerine, 2026 yılı bütçesinde denetim elemanlarına yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında, gündeliklerin yüzde 75'i yerine yüzde 90 artırımlı miktarının esas alınacağının düzenlendiğini belirtti.

Bütçedeki sapmaya ilişkin soru üzerine Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Bu yılın bütçesiyle ilgili gider tarafında bir sapma söz konusu değil. Faizlerdeki artışa rağmen, geçen sene gider bütçemizi ne ilan ettiysek o çerçeve içinde kaldık, hatta harcamaların bir miktar altındayız. Gelir tarafında beklediğimizin altında kalmış durumdayız. Esas mesele o. Enflasyonun yükseldiği dönemlerde bütçeler geçici olarak olumlu etkileniyorlar. Enflasyon düşerken ise tersine bir etki görüyorsunuz, tüketim, ithalat düştüğü için, ekonomik aktivite daha ılımlı hale geldiği için. Bu geçici bir etki elbette. Ekonominin genel sağlığı önemli."

Kamuda Tasarruf Genelgesi

Kamuda Tasarruf Genelgesi'ne ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, sadece tasarruf genelgesi yayınlamadıklarını, bir izleme denetleme, raporlama modeli de kurduklarını dile getirdi.

Kamudaki 257 idarenin tasarruf uygulamalarını yakından takip ettiklerine dikkati çeken Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"1958 harcama biriminde denetim gerçekleştirildi, tasarruf tedbirlerine uyuluyor mu, uyulmuyor mu anlamında. Bu denetimin sonuçları Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi. Genelge kapsamındaki harcamaların faiz ve deprem hariç bütçe içerisinde payı önceki 10 yılın ortalaması olan yüzde 4,6'dan yüzde 3,1'e düşmüştür. Yani tasarruf genelgesi kapsamındaki kalemler, toplam bütçe içindeki pay olarak baktığımızda düşmüş görünüyor. Bu rakam, bir etki oluştuğunu bize gösteriyor ama bunu bırakmamamız lazım. Takip etmeye devam edeceğiz."

Kamudaki araç sayısı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kamudaki araç sayısına ilişkin soru üzerine, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin mülkiyetinde toplam 125 bin 311 araç bulunduğunu bildirdi. Bunlardan 80 bin 951'inin savunma ve güvenlik hizmetlerinde, 10 bin 652'sinin sağlık hizmetlerinde, 7 bin 556'sının tarım, hayvancılık, ormancılık hizmetlerinde, 6 bin 584'ünün eğitim hizmetlerinde, 5 bin 253'ünün adalet hizmetlerinde, 14 bin 315'inin ise diğer idarelerce yürütülen hizmetlerde kullanıldığını açıklayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Makam aracı olarak kullanılabilen taşıt sayısı ise toplam taşıt sayısının yüzde 1,6'sını oluşturmakta. Bu araçlar vali, kaymakam, genel müdür ve dengi üstü yöneticilere tahsis edilmiş durumda. Kiralamayla ilgili bir bilgi yok. 'Kira bedelleri arttı' diyor arkadaşlar. Dolayısıyla kiralama yerine normal satın almayla gitmenin daha avantajlı olabileceğine dair hesaplar da var. Dolayısıyla burada sabit bir fikirle gitmemek lazım. Bazı dönemler kiralamalar daha avantajlı olabiliyor ekonomik koşullar gereği. Bazı dönemler edinip kullandığınızda daha avantajlı olabilir."

Yılmaz, "Son günlerde medyada çokça sık dillendiriliyor. Sayın Ali Babacan'la ilgili bir plan var mı? Ali Babacan'ın ekonomiyi kurtaracağını düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Bunlar Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirinde olan konular. Cumhurbaşkanımız seçilmiş Cumhurbaşkanı. Hükümet oluştu. Anayasamız, yasalarımız gereği kabinesini istediği gibi istediği zaman oluşturma imkanı var." cevabını verdi.

"KKM aşağı yukarı tasfiye oldu diyebiliriz"

Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının neden bütçede yer almadığına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

"Biliyorsunuz Merkez Bankası'nın bilançosunda KKM hesapları ve şu anda yüzde 1 civarına gelmiş durumda. KKM aşağı yukarı tasfiye oldu diyebiliriz. Merkez Bankası yeni hesap açılmasına da müsaade etmiyor. Dolayısıyla KKM'nin bittiğini söyleyebiliriz. Geçici bir düzenleme olarak yapmıştık. O günün ihtiyacıydı, maliyeti de oldu faydası da oldu. Faydasına da maliyetine de bakmak gerekir. Şimdi artık ona ihtiyaç kalmadı. Dolayısıyla faydasıyla, maliyetiyle bir dönemde bir işlev görmüş oldu. Başarılı bir operasyon oldu diye ifade etmek istiyorum."

"Bu yıl, program hedefimiz yüzde 30'un altını görmek"

Yıl sonu enflasyon hedefine ilişkin soru üzerine Yılmaz, eylül ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde geldiğini, bu durumun yıl sonu tahminiyle ilgili daha ihtiyatlı bir hava oluşturduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ekim ayı enflasyonunu gördüklerinde yıl sonunu daha sağlıklı bir şekilde tahmin etme imkanı bulacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Eylül ayı sıra dışı bir ay oldu. Dolayısıyla ekimde tekrar normal bir çizgiye geleceğini düşünenlerdenim doğrusu. 30'un biraz altı biraz üstü yani ekimi de görünce biraz daha rahat bir tahmin yapabileceğiz. Enflasyon 2023'te yüzde 65 civarındaydı, 2024'te yüzde 44'e düşmüş oldu. Bu yıl, program hedefimiz yüzde 30'un altını görmek. Gelecek yıl yüzde 20'nin altı, bir sonraki yıl da tek haneli rakamlar. Yol haritamız bu şekilde.

Burada sadece para politikasıyla değil, bir taraftan da maliye politikası ve reformlarla, yapısal dönüşümlerle, arz yönlü politikalarla, özellikle konut ve gıda başta olmak üzere bu iki kalem çok önemli tabii. Çünkü temel mallar yüzde 20'nin altına gelmiş durumda zaten. Mal enflasyonu yüzde 30'un altına gelmiş durumda. İnatçı olan hizmet tarafı ve özellikle kira konusu. Gıdada bu yıl hem kuraklık hem don yaşadığımız için biraz da bunun fırsatçılığının da eklenmesiyle oluşan bir fiyat artışı söz konusu. Gıda ile ilgili gıda komitemizde alınan kararlar var. Konutla ilgili sosyal konut başta olmak üzere geliştirdiğimiz yeni inisiyatifler var. Enflasyon bizim için birinci öncelikli konu ve kararlı bir şekilde de politikalarımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz."

Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle hayata geçirilen projelere yönelik bir soru üzerine Yılmaz, kısıtlı bütçe imkanları nedeniyle KÖİ'nin tercih edildiğini söyledi.

KÖİ konusunda noktasal bazı eksikler olabileceğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Ama bir bütün olarak baktığımızda iyi ki yapmışız, keşke daha fazla yapsaymışız. Bugün dünyada artan yatırım maliyetlerini gördüğümüz zaman, bu kadar sürede birçok projeyi hayata geçiremezdik. Pandemi döneminde devletin elinde bu hastaneler olmasa bu ülke nasıl bir sosyal maliyet öderdi? Bunun bir hesabını çıkarmak lazım. KÖİ ile ilgili, Türkiye bunları keşke daha fazla yapsaydı. Daha fazla yolumuz, hastanemiz, altyapımız olsaydı. Bir atmosfer oluşturuldu ve sanki KÖİ bir günahmış, olmayacak bir şeymiş gibi bir hava oluşturuldu. Bu, bence kalkınma süreçlerimize de bir zarar. Şu anda 'KÖİ modeli kötü bir modeldir, kullanmayın' demek hiç doğru bir yaklaşım değil. Biz KÖİ'nin son derece faydalı olduğuna, bu ülkenin hızlı kalkınmasında ciddi bir katkısı olduğuna inanıyoruz."

Yılmaz, "2026 yılı bütçesi, istikrar ve refah bütçesidir" sözlerine ilişkin eleştiriler olduğunu ifade ederek, milletin, AK Parti hükümetlerine 24'üncü bütçe yapma fırsatını sunmasının başlı başına güçlü bir istikrar olduğunu vurguladı. Yılmaz, enflasyonu düşürürken büyümeyi, istihdamı ve yatırımı da sürdürerek kalıcı refah üretmek istediklerini anlattı.

"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz"

Muhalefetin, daha etkili politikalar üretmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, "Muhalefet maalesef gerçekçi olmayan politikalar öneriyor. Bunun en güzel ispatı da bence mahalli idareler. 'Merkezi idareye gelirsek şunu yaparız, bunu yaparız, onu da hallederiz, bunu da çözeriz' diyenlerin, mahalli idaredeki performansları ortada. Güzel bir sözümüz var, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. 2002'de bütçe içerisinde mahalli idarelere verdiğimiz kaynak yüzde 4'tü, bugün yüzde 8,8'dir. 'Mahalli idarelere kaynak vermiyorsunuz' dediğiniz tablo budur." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, parti ayrımı gözetmeksizin tüm belediyelerin SGK prim borçlarını ödemekle yükümlü olduğunu, belediye başkanlarının SGK prim borçlarını mazeret olarak kullanamayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemdeki çalışmalarını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

"O tarihlerde de merkezi idare başka bir siyasi görüşteydi ama 'merkezi idare başka, o yüzden başarısız oldum' demedi. Oturdu, kendi planlamasını yaptı. Önceliklerini ortaya koydu. Çöp dağları vardı, kaldırdı. Su problemi vardı, çözdü. Ulaşım problemini çözdü. Aslında o başarı Cumhurbaşkanımızı iktidara taşıdı. Dolayısıyla orada başarısızlığın bir bahanesi yok. 'Merkezi idare şunu yaptı, bunu yaptı, o yüzden yapamadım' gibi mazeretlere sığınmayalım. Yüzde 8,8 oranında para veriyoruz belediyelere. Kendileri de çok öz kaynak üretebilirler. Başarılı bir belediye başkanı, yatırım yapmaya niyeti olan bir başkan yapar."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kişi başına düşen milli gelire göre Türkiye'nin bu yıl yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğini vurguladı.

AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın sadece ekonomik gelişme sağlamadığını, sosyal kalkınmayı ve çevresel standartları da yükselttiğini kaydeden Yılmaz, "Bir taraftan da vesayetçi bir sistemden, bu ülkede seçilmiş hükümetlerin seçilmemiş birtakım odakların kontrolünde olduğu dönemlerden çıkarıp normal bir demokrasi haline getirdi Türkiye'yi. Bu da kalkınma sürecinin önemli bir parçasıdır. Sandığa gitmeyip yönetmeye kalkan odaklar, FETÖ başta olmak üzere daha önceki yapılar, bürokratik yapılar tasfiye edildi. Bu da kalkınma sürecinin çok çok önemli bir parçasıdır. Bunu da hiç unutmayalım." değerlendirmesinde bulundu.

"Hem güçlü hem haklı olacağız"

Savunma sanayisine önem vermeye devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, "NATO'nun yüzde 5 hedefi koyduğu, Avrupa Birliği'nin 'SAFE Programı' ilan ettiği, demokrasinin beşiği dediğimiz ülkelerin savunma harcamalarını arttırdığı bir dünyada, jeopolitik risklerin yükseldiği bir dünyada Türkiye, caydırıcı bir güç olmak zorunda ve savunma sanayisini daha da geliştirmek durumundadır." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Savunma sanayinde hiçbir şekilde fedakarlık olmayacaktır. 'Savaşla, saldırganlıkla' bunu izah etmek abesle iştigaldir. Böyle bir şey söz konusu değil. Türkiye her zaman diplomasiyi, barışı birinci sıraya koymuş bir ülkedir. Bunun da somut örneği, Gazze'den Karabağ'a, Ukrayna'dan Somali, Etiyopya meselesine kadar birçok konuda diplomasi ile barışı ön plana koyan bir ülkedir. Ama şunu da öğrenmiş durumdayız; ne kadar haklı olursanız olun, güçlü değilseniz bu dünyada başkalarının merhametine güvenerek yaşayamazsınız. Gazze'de bunu gördük. Hem güçlü olacağız hem haklı olacağız. İkisini bir arada yapmak durumundayız ve Türkiye Cumhuriyeti olarak da bunu yapacağız."

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, görüşmelerin ardından 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin maddelerine geçilmesi oylanarak kabul edildi. Daha sonra bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerinin birinci ve ikinci maddeleri okundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.