Bakanlar Göktaş, Tunç, Tekin ve Kacır "Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı"na katıldı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı"na katıldı.

Ankara
8 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanan Kadının Güçlenmesi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında oluşturulan "Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu", Bakan Göktaş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla ilk toplantısını Dikmen Hakimevi'nde gerçekleştirdi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, burada yaptığı konuşmada, kadının güçlenmesi çalışmaları kapsamında atılan bu adımın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yürüttükleri büyük bir vizyonun ve kapsayıcılığın yansıması olduğunu söyledi.
Bu toplantının, sürdürülebilir kalkınma için büyük bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Göktaş, Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu'nun ilk toplantısı vesilesiyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Koordinasyon Kurulu'nun, 8 Mart'ta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan genelge ile kurulduğunu anımsatan Göktaş, "Kadınların toplumsal hayattaki konumunun güçlendirilmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması misyonu doğrultusunda oluşturuldu. Bizler, bu konudaki strateji ve hedeflerimizi belirleyerek hareket etmekteyiz ve bu noktada kuşatıcı politikalar oluşturuyoruz. Hizmetlerimizin etkinliğini artırmak, çalışmaların yerelde izlenmesi, değerlendirilmesi, kurumlar arası güçlü bir koordinasyon ve işbirliği ile mümkündür. Bugünkü toplantımızda da bu işbirliğinin temel dinamiklerini hep birlikte belirleyeceğiz. Ortak hedeflerimizi ve önceliklerimizi şekillendireceğiz." diye konuştu.
"Kadın haklarını güvence altına aldık"
Bakan Göktaş, kadınların, insanlık tarihinin her döneminde medeniyetleri yoğuran, toplumları ileriye taşıyan ve insanlığın ortak mirasını inşa eden asli özne olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Siyaset, ekonomi, kültür, adalet, spor başta olmak üzere pek çok konuda değişimin, dönüşümün ve kalkınmanın öncüsüdür. Zira, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak ve toplumsal adaleti tesis etmek, ancak kadınların yaşamın her alanına etkin katılımıyla mümkündür. Üretimden yönetime, bilgiden karar alma süreçlerine kadar her düzeyde kadınların eşit ve adil biçimde yer alması, bu hedeflerin temelidir. Bu anlayışla, son 23 yılda, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde kadınların eşit haklara, imkanlara ve fırsatlara erişimini sağlayan tarihi nitelikte reformlar hayata geçirdik. Kadın haklarını, hayata geçirilen anayasal ve yasal düzenlemelerle güvence altına aldık. Geçmişte başörtüsü, kimliği ya da inancı nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan kadınlar, bugün bilimin, üretimin ve liderliğin rotasını çizen, geleceğimizi inşa eden aktörlerdir. Başarılarıyla sadece ülkemizde değil, uluslararası düzeyde de takdir toplayan, ilham veren ve örnek gösterilen bir konuma yükselmiştir."
Kadınların gücüyle yükselen bir Türkiye olduğunu vurgulayan Göktaş, bu noktaya gelinmesinde, hayata geçirilen politikaların belirleyici olduğunu vurguladı.
Politikalarını, kadının güçlenmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele olmak üzere iki ana eksende belirlediklerini ve uyguladıklarını aktaran Göktaş, "Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı da bu vizyonun somut bir yansımasıdır. Eylem Planımız, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasi hayatta daha güçlü, daha görünür ve daha etkin kılınmasını hedefleyen bir yol haritasıdır. Bu doğrultuda eğitim, sağlık, ekonomi, liderlik ve karar alma mekanizmalarına katılım, çevre ve iklim değişikliği alanlarında stratejik ve bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarımızı yürütüyoruz." ifadesini kullandı.
"Kapsamlı destek mekanizmalarını hayata geçiriyoruz"
Göktaş, kadın istihdamı ve girişimciliğinin nitelik olarak da gelişme gösterdiğini, ülkenin üretken gücünü temsil eden kadınlar için istihdam ve girişimciliğin yanı sıra dijital dönüşüm ve yenilikçi sektörlerde etkinliklerini artıracak politikaları hayata geçirdiklerini bildirdi.
Kadın girişimciliğini teşvik etmek ve yerelden uluslararası alana taşımak amacıyla çok paydaşlı işbirlikleri geliştirdiklerinin altını çizen Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Finansal okuryazarlıktan mentörlük programlarına, dijital becerilerden yapay zeka eğitimlerine uzanan çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Kadın kooperatiflerini destekleme vizyonumuz doğrultusunda eğitim, rehberlik, farkındalık çalışmaları ve e-ticaret alanında kapsamlı destek mekanizmaları hayata geçiriyoruz. Diğer yandan, çevre ve iklim değişikliğinin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki olumsuz etkilerini büyük bir hassasiyetle ele alıyoruz. Kadınların iklim krizinden korunması ve bu alandaki çözüm süreçlerinde aktif rol üstlenmeleri temel önceliklerimiz arasında yer alıyor."
Bakan Göktaş, kadınların ihtiyaçlarına daha fazla sorumlulukla yaklaştıklarını ve her birine çözümler bulmaya çalıştıklarını belirterek, yeni ihdas ettikleri koordinasyon kurullarının bunun bir örneği olduğunu belirtti.
Bugünkü Koordinasyon Kurulu toplantısı ile tüm bu çalışmaları yerelde kapsayıcı hale getirerek kadınlara yönelik hizmetleri daha etkin yürüteceklerine işaret eden Göktaş, "Merkezden yerele kurumlar arası eşgüdümü güçlendirerek sahaya yansımasını hızlandırmayı amaçlıyoruz. 81 ilimizde vali başkanlığında oluşturulan Koordinasyon Kurulları ile kadının güçlenmesine yönelik politikalarımızın yerelde uygulanmasını ve sürekli takibini sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca, kadın-erkek fırsat eşitliğinin tüm ulusal plan, program ve strateji belgelerine entegre edilmesi yönünde güçlü bir irade ortaya koyuyoruz. Böylece, 2024-2028 Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planımızın da somut sonuçlar doğuracak şekilde uygulanmasını sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"Aile kurumunu da daha dirençli ve daha bilinçli hale getirecektir"
Göktaş, kadınların iş gücüne tam katılımını sağlamak, girişimcilik potansiyellerini desteklemek ve sürdürülebilir ekonomik değerlerin oluşumunu hızlandırmak için çalışacaklarını, kadınların güçlenmesine yönelik faaliyetlerin veri temelli ve merkezi bir sistemle izlenmesini sağlamak için yeni kurumsal mekanizmalar oluşturacaklarını anlattı.
Mevcut yapıların kapasitesini artırarak kurumlar arası işbirliğini güçlendireceklerini bildiren Göktaş, "Koordinasyon Kurullarımızın, görev, çalışma usul ve esaslarını tüm paydaşlarımızın katkılarıyla hazırlamıştık. Bugünkü toplantımızda, onaylayarak yürürlüğe koyacağız. Ayrıca, Koordinasyon Kurulumuz bünyesinde dört başlıkta alt komiteler oluşturacağız. Bu komiteler, Bakım Sorumlulukları ve İş-Aile Yaşamının Uyumlaştırılması Alt Komitesi, İklim Değişikliği, Çevre ve Kadınların Rolü Alt Komitesi, Karar Alma Mekanizmalarında Kadın Temsiliyetinin Güçlendirilmesi Alt Komitesi Yerel Kalkınma Alt Komitesidir. Her bir başlık, çalışmalarımızı oldukça geniş alanda sürdürdüğümüze örnek teşkil etmektedir. Tüm kuşatıcılığımızla ülkemizin her yerindeki kadınların sesi olmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Kadınların tüm alanlarda daha etkin ve eşit şekilde yer alabilmesi için ihtiyaçları tespit edeceklerini ve çözüm odaklı politikalar geliştireceklerini kaydeden Göktaş, şöyle devam etti:
"Kadınların hayatına dokunan her çalışmanın ancak sahada ve sahadan gelen geri bildirimlerle anlam kazandığını çok iyi biliyoruz. Koordinasyon kurullarımız politikalarımızın gerçek hayattaki karşılığını görmek açısından büyük önem arz ediyor. Bu Kurul aynı zamanda, Adalet, Milli Eğitim, Sanayi ve Teknoloji, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Sağlık, Ticaret, Tarım ve Orman, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlıklarımız olmak üzere kurumlar arası eşgüdümle kadınların güçlendirilmesine yönelik hedeflerimizi daha ileriye taşıma kararlılığımızın somut bir göstergesidir.
Kadının güçlenmesine yönelik bu güçlü vizyonun, ülkemizin kalkınma hedeflerine ivme kazandırmasını ve toplumsal refahı daha da yukarıya taşımasını diliyorum. 2025 yılının 'Aile Yılı' olarak ilan edilmesi ise bizlere bu anlamda çok daha güçlü bir sorumluluk ve heyecan yüklüyor. 2025 Aile Yılı'nı, kadının toplumsal, ekonomik, kültürel ve sosyal hayattaki yerini daha da sağlamlaştıracak politikalarla taçlandırmak istiyoruz. Kadınların güçlenmesiyle köklenen her adım, geleceğimizin teminatı olan aile kurumunu da daha dirençli ve daha bilinçli hale getirecektir. Kadınların ve toplumumuzun tüm kesimlerinin geleceğe daha fazla umutla bakması için çalışmalarımızı samimiyetle sürdüreceğiz."
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Bir ülkede kadın ne kadar güçlü ise adalet de o kadar güçlüdür
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bir ülkede kadın ne kadar güçlü ise adalet de o kadar güçlüdür. Kadının hak ettiği değeri görmediği bir toplumda, toplumsal huzurun, refahın ve kalkınmanın da sürdürülebilir olması mümkün değildir." dedi.
Tunç, "Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, toplumun gerçek gücünün, kadınlarının kendini güvende, değerli ve eşit hissettiği ölçüde büyüdüğünü belirtti.
Bakanlık olarak, adaletin kapısını çalan her kadına yalnız olmadığını hissettirmek için tavizsiz, kesintisiz bir kararlılıkla çalıştıklarını vurgulayan Tunç, kadının güçlenmesinin yalnızca bireysel bir kazanım değil, toplumsal adaletin de teminatı olduğuna inandıklarını dile getirdi.
Tunç, 2 yılda Uluslararası Aile Hukuku Sempozyumu, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Ulusal Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli'ni gerçekleştirdiklerini anımsatarak, dün de Aile Mahkemeleri Değerlendirme Toplantısı'nı düzenlediklerini söyledi.
Sempozyum ve toplantılarda, aile hukukunun tüm boyutlarını değerlendirdiklerini, özellikle kadın hakları alanında önemli oturumlar gerçekleştirdiklerini, fikirleri paylaştıklarını ve çözüm yollarını belirttiklerini aktaran Tunç, bugünkü toplantıyla da kadınların hayatın her alanında güçlenmesini, adaletin toplumsal düzeyde kökleşmesini ve eşitlik ilkesinin kurumsallaşmasını sağlayacak önemli bir süreci başlattıklarını ifade etti.
"Bir kadın ne kadar güçlüyse adalet de o kadar güçlüdür"
Adalet Bakanı Tunç, kadının sevginin, fedakarlığın ve hoşgörünün timsali, toplumun ve ailenin temeli, hayatın mimarı olduğuna işaret ederek, "Kadınların sabrı, merhameti ve mücadele gücüyle güzelleşmeyen hiçbir alan yoktur. Hazreti Peygamberimizin 'Cennet annelerin ayakları altındadır.' müjdesiyle yücelttiği kadınlar, her alanda ülkemizin geleceğini inşa etmektedir." diye konuştu.
Kadının güçlenmesinin sosyal politikaların konusu olduğu gibi aynı zamanda hukukun, adaletin ve insan haklarının merkezinde duran bir mesele olduğunu anlatan Tunç, "Bir ülkede kadın ne kadar güçlü ise adalet de o kadar güçlüdür. Kadının hak ettiği değeri görmediği bir toplumda, toplumsal huzurun, refahın ve kalkınmanın da sürdürülebilir olması mümkün değildir. Kadının toplumdaki yeri, konumu, o toplumun medeniyet sahasında ne kadar yükseleceğinin bir ölçütüdür." ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, kadınların, hayatın tüm alanlarındaki fırsat ve imkanlardan eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak amacıyla güçlü adımlar attıklarını ve atmaya devam ettiklerini vurgulayarak, bu anlayışla son 23 yıldır kadın haklarını korumak ve güçlendirmek için birçok yasal düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlattı.
Anayasa'da, Türk Medeni Kanunu, İş Kanunu, Türk Ceza Kanunu ile Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'nda reform niteliğinde yasal düzenlemeler gerçekleştirdiklerine işaret eden Tunç, "Anayasa'mızda kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğuna, devletin bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü olduğuna ilişkin düzenlemeyi hayata geçirdik. Anayasa'da kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ilkesini getirdik." dedi.
Bakanlık olarak kadınların adalet ve yargı hizmetlerine katılmasını çok önemsediklerini vurgulayan Tunç, 2002'de 1847 olan kadın hakim ve savcı sayısını, bugün yüzde 433 artırarak 9 bin 848'e çıkardıklarını söyledi.
Yargı teşkilatında görev yapan kadın hakim ve savcı sayısının, toplam hakim ve savcı sayısına oranının yüzde 40'a ulaştığını belirten Tunç, halihazırda toplam 3 bin 620 olan hakim ve savcı adayı ile yardımcısının 1755'inin yarısının kadınlardan oluştuğunu bildirdi.
Tunç, adalet teşkilatında görev alan 95 bin 104 personelden 45 bin 750'sinin de kadın personelden oluştuğunu kaydetti.
"Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimiz"
Kadının güçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Tunç, "2003'te Aile Mahkemelerini kurarak ihtisaslaşmayı sağladık. Dün Aile Mahkemesi hakimleriyle yaptığımız toplantıda dile getirilen görüşler vardı. Aile Mahkemelerinin de kendi içinde ihtisaslaşması ile ilgili bir görüş ortaya atıldı. Boşanma, maddi konular birbirinden farklı ve ihtisaslaşma isteyen konular. Bu konudaki çalışmalarımızı da sürdüreceğiz." dedi.
Tunç, bugün Türkiye'de 528 Aile Mahkemesinin yargılama faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatarak, Bakanlık bünyesinde suç mağdurlarının korunması amacıyla Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığını kurduklarını ve bu başkanlık bünyesinde Kadın Hizmetleri Daire Başkanlığını hayata geçirdiklerini söyledi.
Kadına yönelik şiddetle ilgili soruşturmaların daha etkin yapılabilmesi için Cumhuriyet başsavcılıklarında Özel Soruşturma Büroları ve Tedbir Mahkemeleri kurulmasını sağladıklarını belirten Tunç, halihazırda 81 ilde 242 adliyede bu soruşturma bürolarının faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Tunç, Dördüncü Yargı Paketi ile eşe karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları için cezayı artırıcı nedenlerin, boşanılan eşi de kapsamasını sağladıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bu suçların kadına karşı işlenmesi halini, cezada ağırlaştırıcı neden olarak kabul ettik. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde tüm kurumlarımız, ilgili bakanlarımız, bakanlıklarımız hassasiyetle üzerinde duruyor. Özellikle kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimiz. Bir kadının dahi şiddete uğraması yüreğimizi yaralıyor. Ne kadar önleyebilirsek, ne kadar caydırıcılıkları artırabilirsek o kadar görevimizi yapmış olmanın rahatlığı içerisinde olacağız. Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçunu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde, tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına aldık. Israrlı takip eylemi sürekli tartışıldı, gündemde tutuldu. Müstakil bir suç haline getirerek Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmesini sağladık."
Adli süreçlerde adalet sistemiyle yolu kesişen her vatandaşın desteklenmesi için çalıştıklarını vurgulan Tunç, "Suç mağduru kadın ve çocukların, faillerle bir araya gelmeden, uzmanların desteğiyle özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkan sağlayan Adli Görüşme Odaları oluşturduk. 81 ilde, 165 adliyede, 174 adli görüşme odasında 147 binin üzerinde adli görüşme gerçekleştirildi. 81 ilimizde kurduğumuz ve sayısı 177 olan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri müdürlüklerimizde 2019 yılından bu yana toplamda 1 milyon 764 bin kişiye adli süreçte psikososyal destek sağlandı." bilgisini verdi.
Bakan Tekin: Okullaşmayan bir tek kız çocuğumuzun dahi kalmaması için Bakanlık olarak yoğun çaba içerisindeyiz
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Okullaşmayan, okula gelmeyen bir tek kız çocuğumuzun dahi kalmaması için Bakanlık olarak yoğun bir çaba içerisindeyiz." dedi.
Tekin, Hakimevi'nde düzenlenen "Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin iktidara geldiği günden beri yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Olağanüstü Halin (OHAL) 30 Kasım 2002'de kaldırıldığını anımsatan Tekin, "Bugün Terörsüz Türkiye'yi konuşuyorsak, eğer o gün atılan bu adımın çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Yusuf Tekin, 2004'te Anayasa'nın 10. maddesinde yapılan değişikliğin de Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından çok önemli olduğunu dile getirdi.
Bugün gerçekleştirilen toplantı kapsamında Bakanlığa yüklenen görevlere de değinen Tekin, bunlardan birinin eğitim öğretim hayatı içerisinde kadınların, kızların güçlü ve başarılı akademik eğitim süreçlerini yaşamaları olduğunu söyledi.
Tekin, ortaöğretimde 2002-2003 eğitim öğretim döneminde kız çocuklarının okullaşma oranının yüzde 42 olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Bugün bu oran yüzde 90'lara çıkmış durumda. Ben bunu çok önemsiyorum. Bugün kadının güçlenmesiyle ilgili konuşuyorsak eğer kadınlarımızın, kızlarımızın eğitim öğretim hayatlarının içerisine dahil olması ve başarılı bir eğitim alması bunun olmazsa olmaz şartlarından biri. Aynı şekilde 2002-2003 eğitim öğretim yılında 100 yüksek öğretim öğrencisinden sadece 13 tanesi kız. Bugün ise 100 yükseköğretim öğrencisinin 49'u kız. Bu da çok gerçekten devasa bir adım. 2025'in başında katıldığımız bir uluslararası toplantıda da bu rakam dikkat çekici şekilde takdir edildi."
"Öğretmenlerimizin yüzde 62'si kadın"
Bakan Tekin, okullaşma oranlarında süreç içerisinde attıkları bütün adımları güçlendirerek devam ettirmek istediklerini vurguladı.
"Okullaşmayan, okula gelmeyen bir tek kız çocuğumuzun dahi kalmaması için Bakanlık olarak yoğun bir çaba içerisindeyiz" diyen Tekin, bu anlamda kadınların, kızların güçlendirilmesi, eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için müfredatta birçok adımlar atıldığını ifade etti.
Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile bu anlamda güçlü ve önemli adımlar attıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bakanlık açısından üçüncü başlığımız eğitim öğretim hayatının dışında yani zorunlu eğitim çağımı tamamlamış kadınlarımızın bu anlamda güçlenmesi için attığımız adımlar. Olgunlaşma enstitülerimizden halk eğitim merkezlerimize kadar yaygın eğitim merkezlerimiz yaklaşık 4 bin farklı sertifikalı kurs programı organize ediyor. Bu programlarımızın büyük çoğunluğu kadınlarımızın gerek istihdamda gerekse toplumsal hayattaki statülerini geliştirecek bilgi ve becerileri kendilerine sunmak üzerine odaklanmış durumdadır. Her geçen dönem sayısını artırarak devam ediyoruz. Bu yıl son olarak özellikle bizim eğitim öğretim süreçlerinde çocuklarımızın velilerinin biraz daha aktif olmalarını arzu ettiğimiz için ebeveyn okulu başlığıyla bir program daha başlattık. Bu da bizim yaygınlaştırarak devam ettireceğimiz bir başlık.
Bakanlık açısından son başlığımız personelimiz içerisindeki kadın erkek oranı, personelimiz içerisindeki kadının temsilinin güçlenmesi. Şunun altını övgüyle çizmek isterim, MEB, Türkiye'de kadın istihdamının en yoğun olduğu bakanlıklardan biri. Şu an halihazırda bizim toplam personelimiz içerisinde kadınlarımızın oranı yüzde 58,75. Öğretmenlerimiz arasında ise bu rakam yüzde 62,46. Öğretmenlerimizin yüzde 62'si kadın. Bu da bizim için gurur verici bir vesile."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: Son 23 yılda TÜBİTAK eliyle 200 bin kadın araştırmacıya 22,4 milyar lira destek verdik
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, son 23 yılda TÜBİTAK eliyle, bilim insanlarına yönelik destek programları kapsamında, 200 bin kadın araştırmacıya 22,4 milyar lira destek verdiklerini bildirdi.
Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı, Bakan Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un katılımıyla Ankara Hakimevi'nde yapıldı.
Bakan Kacır, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde planlı, uzun vadeli hedeflerle, sağlam ve güçlü bir altyapıyla, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ettiklerini söyledi. Yüksek katma değerli, rekabetçi ve sürdürülebilir üretimi esas alan kalkınma modeli ile Türkiye'yi dünyanın sayılı üretim ve teknoloji üsleri arasına taşıdıklarını belirten Kacır; güçlü, rekabetçi ve çevik üretim kabiliyetine sahip Türk sanayi sektörü ile Avrupa değer zincirlerinin kalbinde olduklarını vurguladı.
Bugün 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezinde müteşebbis ve mühendislerin yenilikçi ürünler geliştirdiğine işaret eden Kacır, "Sayıları 108'i bulan teknoparklarımızda, 11 bin 500'den fazla firma AR-GE ve inovasyon odaklı çalışmalar yürütüyor. Türkiye Yüzyılı'nda bilim, teknoloji, AR-GE ve yüksek teknolojili üretimde dünyada söz sahibi, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını tesis etmiş bir Türkiye'yi toplumumuzun tüm kesimlerini kalkınma yolculuğuna dahil ederek inşa edeceğiz. Bu doğrultuda, Türk kadınlarının ekonomik ve sosyal hayata katılımını en üst düzeye çıkararak sahip oldukları yüksek potansiyeli harekete geçirmekte kararlıyız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 23 yılda gerçekleştirilen reform niteliğindeki düzenlemelerle eğitimden sağlığa, siyasetten ekonomiye kadar her alanda kadınlar güçlü ve etkin bir şekilde temsil edildi. Karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almaya başladı." dedi.
"7 Turcorn'un 4'ünü kadın girişimciler kurdu"
Türkiye'de kadınların bilim, teknoloji ve girişimcilikte birçok Avrupa ülkesini geride bıraktığını kaydeden Kacır, insansız hava araçlarında, yerli ve milli otomobilde, düzenledikleri kutup bilim seferlerinde Türk kadınlarının izinin ve imzasının bulunduğuna dikkati çekti.
Mehmet Fatih Kacır, girişimcilik ekosisteminden çıkan, 7 Turcorn'un 4'ünün kadın girişimciler tarafından kurulduğuna işaret ederek Bakanlık olarak Türkiye'de kadınların bilim ve teknolojide daha da fazla yer alması ve kadın girişimciliğinin desteklenmesi için gerekli adımları attıklarını anlattı.
Akademi ve kamuya yönelik programlarda 21 binden fazla kadın araştırmacıyı desteklediklerini ve Kadın Girişimciliği İnisiyatifi'ni başlattıklarını hatırlatan Kacır, "Son 23 yılda TÜBİTAK eliyle, bilim insanlarına yönelik destek programları kapsamında 200 bin kadın araştırmacıya 22,4 milyar lira destek verdik." ifadesini kullandı.
"Hedefimiz Türkiye Yüzyılı'nın, Türk kadının yüzyılı olması"
Kacır, KOSGEB programlarında kadın istihdamını öncelikli gördüklerini ve kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık uyguladıklarının altını çizerek kadın istihdamı ve girişimciliğini, Türkiye'de bölgesel kalkınmanın lokomotifi olan kalkınma ajanslarının 2024-2025 dönemi ana teması olarak belirlediklerini anımsattı. Bu kapsamda, destekledikleri projelerle 8 bin 500'den fazla kadını istihdama kazandırdıklarını aktaran Kacır, şöyle devam etti:
"8 bin 300'den fazla kadın girişimciyi destekledik. Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı'yla, kadınların istihdam edilebilirliğinin artırılması ve kadın girişimciliğinin desteklenmesine yönelik 227 projeye 1,8 milyar lira destek sunduk. Kadınların emeğini, bilgisini ve üretkenliğini değerlendirmek için atacağımız daha pek çok adım, katedeceğimiz uzun bir yol var. Bakanlık olarak kadınların üretim ve girişimcilik başta olmak üzere, hemen her alandaki varlığını tüm imkanlarımızla güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Kadınların her alanda önünü açacak uygulamaları hayata geçirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kadınların ekonomik ve sosyal hayata aktif katılımı için kamu kurumlarıyla, sivil toplumla yakın işbirliği içinde hareket ediyoruz."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, "Hedefimiz Türkiye Yüzyılı'nın, Türk kadının yüzyılı olmasıdır. Bu anlamda, Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulunun kurumlar arası eşgüdümün artmasına, ortak politika ve uygulamaların geliştirilmesine, kadınların toplumsal yaşamda daha güçlü ve etkin bir şekilde yer almasına katkı sunacak yapıcı bir istişare zemini oluşturacağına yürekten inanıyorum. Bakanlık olarak, kurulun çalışmalarına her türlü katkıyı sunmaya hazırız." diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.