MESAM'ın telif geliri 4 yılda 25 kat arttı
Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Başkanı Recep Ergül, son 4 yılda telif gelirlerinin 25 kat arttığını bildirdi.
İstanbul
Müzik eserlerindeki telif hakları konusundaki gelişmeleri AA muhabirine anlatan Ergül, 1986'da kurulan MESAM'ın 192 ülkede temsil edildiğini söyledi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Sanatçı, müzik eseri sahibi, söz yazarı, aranjör ve yorumcu olmak üzere MESAM'ın 16 bin üyeye sahip olduğunu kaydeden Ergül, şunları aktardı:
"Türkiye, fikri mülkiyet alanında son 4 yılda inanılmaz bir ivme yakaladı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, yani 1951 yılında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu kabul ettiğimiz günden bugüne kadar, ilk kez Cumhurbaşkanlığı programına da girdi. Sayın Cumhurbaşkanı'mız kalkınmada öncelik verilecek konular arasında fikri mülkiyete işaret eden bir açıklama yaptı. 2026'da çok şey bekliyoruz."
Ergül, son yıllarda telif gelirlerindeki ciddi artışa işaret ederek, "Son 4 yıldır telif gelirlerimiz 25 kat arttı. Gerek dijital platformlarla yaptığımız yeni anlaşmalar gerekse yurt dışı gelirlerimiz. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir kuruluş olduğumuz için Bakan'ımız Mehmet Nuri Ersoy'un girişimleriyle Türkiye'de ilk kez kaynağından lisanslama yapıldı. 21 bin otelin tamamı zorunlu lisans kapsamına alındı." diye konuştu.
"Dünyada ilk 20'de olmayı hedefliyoruz"
Recep Ergül, telif hakları hukukunun ve kamuoyu bilgilendirmesinin Türkiye'de gelişmekte olan bir alan olduğunun altını çizerek, telif haklarının tarihsel kökeninin daha derinlere uzandığını vurguladı.
Fikri mülkiyet yasasının 1951'de kabul edildiğinin altını çizen Ergül, "Yasa vardı, uygulaması yoktu. 1986'da MESAM kuruldu, yine uygulama yoktu. 1990'lı yıllarda başladık. Yani şunun şurasında 35 yıllık hikayemiz var. Ama Batı toplumlarına baktığımızda yazar Victor Hugo'nun öncülük ettiği bu süreç, 1886 yılında başladı İsviçre'nin Bern şehrinde. Daha sonra katılımcı ülkeler adına Bern Sözleşmesi dedikleri ilkeleri imzalayıp 1. Dünya Savaşı'ndan önce ve hatta savaş devam ederken Avrupa'da meslek birlikleri kuruluyordu. Her birinin ortalama 100 yıllık bir hikayesi var. Yani 30, 35 yıl değil 100 yıl. Dolayısıyla oralarda sistem tümüyle oturmuş." ifadelerini kullandı.
Ergül, MESAM'da göreve başladığında, Türkiye'nin telif hakları sıralamasında dünyada son 6'da yer aldığının altını çizerek, şu an listede 37. sırada olduğunu açıkladı.
Dünya sıralamasında ilk 20'de olmayı hedeflediklerine dikkati çeken Ergül, Türkiye'nin yüksek potansiyeline de vurgu yaptı.
"Yapay zeka bin liraya şarkı üretiyor"
Ergül, MESAM'ın 40. yılını kutlarken fikri mülkiyet bilincini geliştirmek amaçlı 40 etkinlik düzenlemeyi planladıklarını söyleyerek, "Bunlardan biri de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile yapacağımız çalışma. Yaklaşık 480 bin civarında işletme var. En azından yarısını bile lisanslayabilsek sektöre milyarlarca liranın girmesi anlamına geliyor, ki bu da herkesin rahat bir nefes almasını sağlayacak." açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Cihat Aşkın, Prof. Dr. Erkan Saka, Prof. Dr. Burcu Yıldız, Doç. Dr. Cahit Suluk'un da aralarında bulunduğu, MESAM bünyesinde kurulan Bilim Kurulunda 2 yıldır yapay zekayı ele aldıklarını belirten Ergül, "Şüphesiz ki bazı gelişmeler, yenilikler, bazı mesleklerin kaybolmasına da yol açabilir. Yani bunlardan biri, belki ilk akla geleni, aranjör müzisyenler olabilir. Ancak işini doğru yapanlar ilelebet bunu sürdürebileceklerdir. Hatta bunu fırsata çevirip yenilikler de yapabileceklerdir." dedi.
Recep Ergül, şarkı üretim maliyetlerinin 250-300 bin civarında olduğunu, yapay zekanın yaklaşık bin liraya aynı işi yapabildiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zeka müzikleri yoktan var etmiyor. Var olan müziklerin bir sentezini sunuyor. Kimdir peki bunun sentezini, altyapısını oluşturan? Geçmişten bugüne kadar Türkiye'de bu müzikleri üretmiş ne kadar besteci, söz yazarı, aranjör, diğer müzisyenler varsa onların oluşturduğu bir veri tabanı bankasından bize dakikalar içerisinde bir sentez sunuyor. Hukuki boyutuyla ilgili de yapay zeka firmalarının tümünün lisanslanması gerekmekte."
"Global şirketleri ilgili kurumlara şikayet ettik"
Yapay zekanın müziği bitirmesinin mümkün olmadığını dile getiren Ergül, Almanya'da bu konuda emsal davalar olduğunu söyledi.
Ergül, yapay zeka konusunda müzisyenlere tedirgin olmamaları, işlerini kolaylaştırıcı olarak bunu avantaja çevirmeleri tavsiyesinde bulundu.
Global şirketlerin telif hakkı konusunda Türkiye'ye 3. dünya ülkesi muamelesi yaptığını belirten Ergül, "Biz göreve geldiğimizde bazı platformlarla o nedenle sözleşme yapmadık. Yapmak bir yana, zaten kendilerini ilgili kurumlara, kuruluşlara şikayet ettik. Gerekirse müziği yasaklama yetkimizi kullanacağımızı söyledik." dedi.
Spotify ve diğer global şirketler ile ciddi bir muhataplık sorunu yaşadıklarının altını çizen Ergül, şunları kaydetti:
"Bizim değerlerimize saygı duymalarını istedik. Fakat 4 yıl boyunca muhataplık sorunu yaşadık. Rekabet Kurumu inceleme başlattıktan sonra Spotify ile muhatap olabildik. Türkiye'ye geldiler, workshop yaptılar ve şimdi Türkiye'de ofis açıyorlar. Artık kanka olduk. Onlarla da gerekli çalışmaları yaptık. Bir hayli iyileştirmeler gerçekleştirdiler. Apple ve Deezer gibi kuruluşlarla sorunlarımız var. Onları da çözmek üzereyiz. İyi gidiyor."
"Düğün başına 58 lira ödeyin, sorun çözülsün"
Recep Ergül, düğünde çalınan şarkı nedeniyle 300 bin lira uzlaşma bedeli talep edilen gelin ve damat konusuna da değinerek, "Düğün salonları telifini ödese bu sorun ortadan kalkacak. Gelin ve damat da zor durumda kalmayacak. Ömürde bir defa yapılan o törene de gölge düşmeyecek, tatsızlık yaşanmayacak." açıklamasını yaptı.
Düğün salonları ile telif ödeme konusunda anlaşmazlık yaşadıklarını dile getiren Ergül, sözlerini şöyle tamamladı:
"Düşünün, mesela bir düğün oluyor. Çiçekçi, fotoğrafçı, süslemeci, herkes parasını kazanıyor. Gelelim sahneye. Sahnedeki müzisyenler o akşam belli bir ücret alıyor. Parasız çıkarlar mı? Yok. DJ bile olsa o da belli bir ücret karşılığında çıkıyor. Bir kişi almıyor. O kim biliyor musunuz? Eser sahibi. Yani eser sahibi dediğimiz Neşet Ertaş'tır, Mahsuni Şerif'tir, Aşık Veysel'dir. Ona benzer üreten insanlar. Onun parasını vermiyor.
Türkiye’de telif haklarıyla ilgili hakikaten sıkıntılar var. Bunun altındaki en büyük neden toplumsal bilinç ama gittikçe yayılıyor. Geçen sene biz düğün salonlarıyla ilgili bir kampanya başlattık. 'Düğün başına 58 lira ödeyin, sorun çözülsün.' dedik. Bir düğünün ortalama maliyeti aşağı yukarı nereden baksanız 100 bin liradan aşağı değildir. 58 lira ödeyecek düğün başına. Çoğu ödedi ama ödememek için hala direnenler var. Fakat bu sıkıntılar yaşanmadan çözülemiyor, çözülmüyor. Yani sıkıntılar olacak, devlet müdahale edecek."
