Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunu olan Yiğit, AA muhabirine, çini sanatının temelinin Sümerlere dayandığını belirterek bu medeniyetin içinde demir madeninin yoğunluğundan kaynaklanan kırmızı renkli toprağı kullandığını söyledi.

Sümerlerin kullandığı toprağın benzerinin Kütahya'da bulunduğunu anlatan Yiğit, şöyle konuştu:

"Kütahya'da kırmızı kilden oluşan bir toprak var. Mesela Eskişehir tarafına döndüğümüzde toprağın rengi değişir ama 'Seyitömer' dediğimiz beldede kırmızı killi yani demir içerikli bir toprak vardır. Bu da hem mukavemeti ve estetiği açısından hem de geçmişle gelecek arasında bağ kurması açısından önemlidir. Seyitömer'deki kazılarda on binlerce çini obje ortaya çıkmıştır. Hedefim bu yüzyılda buradan hareketle bu kırmızı toprakla tekrar bir çağ oluşturmak."

"Çinide çamur, su, hava ve ateş önemli"

Yiğit, eserlerindeki geometrik desenlerde Sümerlerden başlayarak Asur, Babil, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinden esinlendiğini dile getirdi.

Eserlerinde geleneksellik ile akademik eğitimi harmanladığını aktaran Yiğit, şunları kaydetti:

"Çini sanatının temelinde dört önemli unsur yatar. Bunlar çamur, su, hava ve ateştir. Çininin sırrı, bu unsurları doğru oranda bir araya getirmekte yatıyor. Herkes boyalara ve motiflere odaklanırken ben çamurun değerini ön plana çıkarmak istedim. Çünkü eserin altyapısı ve dayanıklılığı toprağın reçetesine bağlıdır. Kırmızı toprak içerisine bazı oksit boyalar atıyorum. Kırmızı toprağın altında sarıyı, turkuazı ve diğer renkleri çok olgun bir şekilde vermek mümkün. Eserlerimde bir yandan geçmişe saygı duruşunda bulunurken, diğer yandan çini sanatına çağdaş bir yorum getiriyorum. 'Ameli İsmail' imzalı eserler, çini sanatının geleceğine ışık tutarken, kadim medeniyetlerin derin izlerini de bugüne taşıyor."