Dolar
41.29
Euro
48.59
Altın
3,651.89
ETH/USDT
4,519.20
BTC/USDT
114,853.00
BIST 100
10,953.52
Dünya

Büyükelçi Küçükyılmaz: Cezayirliler tıpkı Türkler gibi gururlu ve samimi

Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, Türkiye ile Cezayir'in kader birliği yaptığını belirterek, ilişkilerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi temeller üzerinde güçlenerek geleceğe taşındığını söyledi.

Esat Fırat  | 15.09.2025 - Güncelleme : 15.09.2025
Büyükelçi Küçükyılmaz: Cezayirliler tıpkı Türkler gibi gururlu ve samimi .

Cezayir

Küçükyılmaz, görevdeki ikinci yılını doldururken Cezayir’e dair kişisel izlenimlerini, kültürel gözlemlerini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel arka planını AA muhabirine değerlendirdi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

İlk izlenimlerden derin bağlara

Küçükyılmaz, göreve başlamadan önce Cezayir hakkında kapsamlı bilgiye sahip olduğunu ancak sahadaki tecrübelerin bambaşka olduğunu dile getirdi.

Cezayir’i yerinde görmenin apayrı bir tecrübe olduğuna dikkati çeken Küçükyılmaz, "Cezayir’e gelmeden önce tarihi, güncel ve kültürel bilgileri çok okumuştum. Ayrıca önceki büyükelçimiz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’tan çok kıymetli bilgiler aldım. Tabii buraya ayak bastığınızda, kitaplardan öğrendiklerinizin ötesine geçiyorsunuz. 2,4 milyon kilometrekarelik dev bir coğrafyadan söz ediyoruz. Kültürel ve iklimsel çeşitliliği, ekonomik potansiyeli, tarihsel derinliği yerinde görmek apayrı bir tecrübe." ifadelerini kullandı.

Küçükyılmaz, Türk halkının Cezayir’i genellikle başkent ve sahil kesimiyle sınırlı tanıdığını hatırlatarak, "Oysa burası çok daha fazlası. Her bölgesinde ayrı bir zenginlik ve hikâye var." dedi.

"Cezayirliler tıpkı Türkler gibi gururlu ve samimi"

Cezayir halkına dair gözlemlerini aktaran ve benzerliklere işaret eden Küçükyılmaz, "Cezayirliler tıpkı Türkler gibi gururlu, hür ve samimi insanlar. Vatanlarını işgale karşı yılmadan savundular, zafer kazandılar. Bu yüzden taşıdıkları milli gurur hak edilmiş bir gurur. Türkiye ve Cezayir, İslam dünyasında sömürgecilikle mücadele ederek bağımsızlığını kazanmış iki istisnai örnek." ifadelerini kullandı.

Küçükyılmaz, Cezayir’de bağımsızlıktan sonra yaşanan terör (Kara On Yıl) dönemine de değinerek, "1990’larda yaşanan terör dalgası ülkeye büyük zarar verdi. Fakat geçmişte pek çok acıyı aşmış olan Cezayir halkı, bu dönemi de devletleriyle birlikte geride bırakmayı başardı." dedi.

58 vilayette ortak kültürün izleri

Görev süresinde ülkenin 58 vilayetinden 25’ini gezdiğini ifade eden Küçükyılmaz, kültürel çeşitliliği şu sözlerle anlattı:

"Doğuda Konstantin, Biskra, Batna, Annaba, batıda Tilimsan, Oran, çöl bölgesinde Adrar, Gardaya, Tamanrasset… Her yerde farklı gelenekler, farklı mutfaklar ve farklı kıyafetler var. Ama ortak payda misafirperverlik. Anadolu’da hangi eve giderseniz orada ne görürseniz, burada da benzerini görüyorsunuz."

Küçükyılmaz, Cezayir mutfağını, geleneksel kıyafet ve el sanatlarını da şu sözlerle aktardı:

"Cezayir’in kendine has Kuskus, Meşvi, Merdum gibi yemekleri var. Bunun yanında börek, baklava, dolma, erişte, şakşuka gibi isimleri bizdekiyle aynı olan lezzetler sofralarda karşınıza çıkıyor. Bu, aramızdaki ‘lezzetli’ bağın göstergesi.

Kıyafetlerde kaftan hem biçim hem isim olarak bizdekiyle aynı. El sanatlarında bakır işlemeciliği, süsleme teknikleri, kullanılan desenler neredeyse Anadolu’dan aşina olduğumuz şeyler."

⁠"Kasbah sokaklarında kendinizi Süleymaniye’de hissedersiniz"

Mimari benzerliklere de değinen Küçükyılmaz, tarihi Kasbah bölgesinin İstanbul’u hatırlattığını belirterek, şunları kaydetti:

"Kasbah sokaklarında gezerken Süleymaniye’nin, Vefa’nın, Hamamönü’nün ara sokaklarında dolaşıyor gibi oluyorsunuz. Bir farkla: Burada Osmanlı mirasının yanında Endülüs’ün kokusu da hissediliyor. Barbaros Hayreddin Paşa’nın Cezayir’i İspanyollardan kurtardıktan sonra Endülüs kökenlileri ve oradaki yönetim tecrübesini de şehre dâhil etmesi, bu kültürel sentezi oluşturmuş."

Türk kökenli aileler ve Cezayir’de Türk sevgisi

Küçükyılmaz, Cezayir’de nüfusun yaklaşık yüzde 5 ila yüzde 20’sinin Türk kökenli olduğunun tahmin edildiğini belirterek, "Sarı, Kara, Barutçi, Telci gibi soyadlarıyla bu aileleri tanıyabilirsiniz. Kimi doğrudan Anadolu’dan, kimi Yeniçeri çocuklarının torunları olan Kuloğlu ailelerinden geliyor." dedi.

1830 Fransız işgaline karşı direnişiyle bilinen Elhac Ahmed Bey’in de bir Kuloğlu olduğunu hatırlatan Küçükyılmaz, günlük hayatta karşılaştığı sıcak ilgiyi şöyle anlattı:

"Çarşıya pazara indiğinizde insanlar ya Türk atasından söz eder ya da Türk dizilerinden öğrendikleri ifadelerle size muhabbet gösterirler. Bir dükkânda eşime perdeyi hediye etmek isteyen bir esnafın tavrı, bu samimiyetin küçük ama anlamlı örneklerinden sadece biri."

Tarihsel bağlar ve "kayıp zaman"

Küçükyılmaz, Osmanlı sonrası dönemi değerlendirirken şu ifadeleri kullandı:

"1830’dan 1962’ye kadar süren Fransız işgali bizim için kayıp zamandır. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu zorluklar nedeniyle güçlü bağ kurulamamış. Ancak bağımsızlıktan hemen sonra Türkiye, Cezayir’i tanıyan ilk ülkelerden biri oldu. 1963’te de büyükelçiliğimiz açıldı."

Türkiye’nin Cezayir’in bağımsızlık mücadelesine katkısı

Küçüyılmaz, Türkiye’nin Cezayir’in bağımsızlık mücadelesine verdiği desteğe özellikle vurgu yaptı:

"Bazen Türkiye’nin bu mücadeleye destek vermediği algısı oluşturulmak isteniyor. Oysa Alparslan Türkeş’in ifadesiyle, Libya üzerinden Cezayirli direnişçilere sadece Türkeş’in vasıtasıyla 200 top ve 20 bin tüfek gönderildi. Adnan Menderes de dönemin Libya Başbakanı ile bu yardımları koordine etti."

Filistin meselesi başta olmak üzere dış politikada benzer ilkeler

Türkiye ile Cezayir’in dış politikada benzer ilkeler benimsediğini ifade eden Küçükyılmaz, "Ülkelerin içişlerine karışmama, sömürge karşıtlığı, sorunların dışarıdan değil bölge içinden çözülmesi ilkelerinde mutabakatımız var." dedi.

Küçükyılmaz, Filistin meselesinin bu mutabakatın en güçlü halkası olduğunu belirterek, "Cezayir, Filistin davasını Türkiye kadar sahiplenen nadir ülkelerden biridir. 1988’de Filistin devletinin kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Bugün de Gazze’deki soykırıma karşı Türkiye ile aynı çizgide duruyor.” diye konuştu.

⁠Ulaşım ve eğitimde yeni açılımlar

İlişkilerde önceliklerinin insan hareketliliğini artırmak olduğunu söyleyen Küçükyılmaz, "Türkiye ile Cezayir arasında haftalık uçuş sayısı 35’ten 80’e yükseldi. Pegasus ve AJet’in seferlere başlamasıyla bilet fiyatları düştü." dedi.

Küçükyılmaz, eğitim alanındaki işbirliğine değinirken, "Bu yıl 79 Cezayirli öğrenci Türkiye bursu kazandı. Cumhurbaşkanlığı da başarılı 200 öğrenciyi ödül olarak Türkiye’ye gönderdi. Bu tür programlar geleceğe yapılan en değerli yatırımlardır." ifadelerini kullandı.

Ticaret ve yatırımlar: 10 milyar dolar hedefi

Cezayir’de 1600 civarında Türk firmasının faaliyet gösterdiğini, yatırımların 7,7 milyar dolara ulaştığını söyleyen Küçükyılmaz, "Ticaret hacmimiz 6,5 milyar doları geçti. Hedefimiz bunu 10 milyar dolara çıkarmaktır." dedi.

Küçükyılmaz, yatırımcılara dostluk ve vefaya önem tavsiyesinde bulunarak, "Cezayir dostluk ve vefaya önem veren bir ülke. Tarihine, geleneklerine saygı göstererek sabırlı davranan iş insanları burada çok başarılı olur." diye konuştu.

-Türk kurumları ve kurumsallaşma

Küçükyılmaz, ilişkilerin kalıcı hale gelmesi için kurumsal adımların önemine işaret etti.

Eğitim, kültür ve yatırım alanlarında kurumsallaşmanın hızlandığını söyleyen Küçükyılmaz, Maarif Okulları ve Yunus Emre Kültür Merkezi’nin Cezayir’de faaliyete geçtiğini duyurarak şunları söyledi:

"TİKA 2015’ten beri çok başarılı projeler yürütüyor. Geçen yıl sadece 15 vilayette 26 proje hayata geçti. Maarif Okulu’nun anaokulunu bu yıl açıyoruz. Yunus Emre Enstitüsü çalışmalarına başladı. Ziraat Bankası 2025 başında faaliyete geçti. Oran’da yeni başkonsolosluğumuz açıldı. Kendi arazimizde yeni büyükelçilik ve konsolosluk binamız için de çalışmalar başladı."

"Türkiye-Cezayir kardeşliği sağlam temeller üzerinde yükselecek"

Küçükyılmaz, tüm bu adımların geleceğe dair güven verdiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Bütün bu kurumsallaşma çalışmaları tamamlandığında sadece ilişkilerimiz değil, iki halkın dostluğu da çok daha sağlam temeller üzerine oturacaktır. Biz aslında 316 yıllık ortak tarihin mirasını geleceğe taşıyoruz."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.