Dolar
42.45
Euro
49.54
Altın
4,201.34
ETH/USDT
3,051.10
BTC/USDT
92,900.00
BIST 100
11,079.38
Dünya

Trump yönetiminin Karayipler'deki hamleleri "uluslararası hukukun ihlali" olarak değerlendiriliyor

Uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin uyuşturucuyla mücadele gerekçesiyle Karayipler bölgesinde ve Venezuela açıklarında yaptığı askeri hamlelerin, "uluslararası hukuku doğrudan ihlal ettiğini" belirtiyor.

Elif Gültekin Karahacıoğlu, Emirhan Demir  | 03.12.2025 - Güncelleme : 03.12.2025
Trump yönetiminin Karayipler'deki hamleleri "uluslararası hukukun ihlali" olarak değerlendiriliyor

Ankara

Trump'ın Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatı üzerine ABD'nin Karayipler'deki askeri hareketliliğinin önemli ölçüde artması uluslararası hukuk açısından tartışmalara konu oldu.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Trump yönetimi, ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan büyük bir deniz gücü gönderdi.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ordunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylerken, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu ifade etti.

ABD'nin, Maduro ve üst düzey Venezuelalı yetkililerin yönettiğini öne sürdüğü Cartel de los Soles isimli suç örgütünü "Yabancı Terörist Örgütler" listesine dahil etmesinin ardından Karakas yönetimi bu adımı ülkeye müdahale için bahane yaratma girişimi olarak nitelendirdi.

Ardından Trump, uyuşturucu kaçakçılarının ülkeye erişimini denizden büyük oranda kısıtladıklarını ve onları çok yakında karadan da durduracaklarını belirtti.

İskoçya'daki Edinburgh Üniversitesi'nden Dr. Francisco Quintana ve İngiltere'deki Warwick Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tom Long, Trump yönetiminin Karayipler'deki ve Venezuela açıklarındaki askeri ve siyasi hamlelerini AA muhabirlerine değerlendirdi.

Uzmanlar, Trump yönetiminin kuvvet kullanma yasağını ihlal ettiğini ve böylece uluslararası hukuka aykırı davrandığını belirtiyor.

Quintana, Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması'nın her türlü kuvvet kullanma ve kuvvet kullanma tehdidinde bulunmayı yasakladığını hatırlatarak, "Venezuela bayraklı gemilere karşı herhangi bir güç kullanımı, Venezuela'ya karşı güç kullanımıdır." dedi.

Venezuela vatandaşlarının hedef alınmasının da aslında ülkeye yönelik saldırı teşkil ettiğini aktaran Quintana, bunun BM Antlaşması'nın 2. maddesinin 4. fırkasında ifade edilen kuvvet kullanma yasağının "açık bir ihlali" olduğunu söyledi.

Quintana, ayrıca ABD'nin meşru müdafaa hakkını kullanabilmesi için kendisine yönelik silahlı saldırı olması gerektiğine ancak hedef alınan gemilerle ilgili böyle bir durumun söz konusu olmadığına işaret etti.

Long da "ABD, burada uluslararası hukukun açıkça dışında davranıyor. Yaptıkları için sonradan uydurduğu gerekçeleri ortaya atıyor ve bunların hukuki dayanakları çok sallantıda." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'nin 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra başlattığı sözde küresel terörle mücadele dönemindeki gerekçelerini şimdi Latin Amerika'ya karşı yeniden kurguladığını dile getiren Long, "Trump yönetiminin dışında ve hatta belki de içinde bu gerekçelere inanan çok fazla kişi olduğunu sanmıyorum." şeklinde konuştu.

"ABD, yaşam hakkını ihlal ediyor"

Uzmanlar, "ABD'nin uyuşturucu taşıdıkları iddiasıyla vurduğu teknelerdeki kişilerin yaşam hakkını ihlal ettiğine" dikkati çekiyor.

Long, ABD'nin uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere saldırılarında ölen 80'den fazla kişinin gerçekten bu suça karıştığına dair yeterli kanıt bulunmadığını, bu durum ispatlı olsa dahi onlara karşı güç kullanmanın uluslararası hukukta yeri olmayacağını ifade etti.

ABD'nin bu sivilleri "yasa dışı düşman savaşçılar" olarak etiketlemeye çalıştığını belirten Long, böylece onların hedef alınmasına ve öldürülmesine zemin hazırlandığını kaydetti.

Long, ABD'nin bu kişileri gözaltına almaya ve yargı sürecinden geçirmeye çalışmadığını söyledi.

Quintana da uluslararası savaş hukukunun yalnızca silahlı çatışmanın varlığı halinde uygulanabileceğini hatırlattı.

ABD'nin Latin Amerika ve Karayipler'deki faaliyetlerinin silahlı çatışma kapsamına girmediğini belirten Quintana, "Bu eylemler, ABD'nin uluslararası insan hakları hukuku kapsamında Karayipler'de tek taraflı politika yürütmesidir. Bunu oldukça açık bir şekilde yaşam hakkının ihlali olarak sınıflandırıyorum." diye konuştu.

"Dikkatli bir analiz yapmak gerekiyor"

Quintana, BM Antlaşması'nın 2. maddesinin 4. fırkasının sadece güç kullanımını değil, güç kullanma tehdidini de yasakladığının altını çizerek, "Gördüğümüz kadarıyla, Maduro'ya yönelik tehdit söylemleri artıyor. Bunların, güç kullanmaya yönelik yasa dışı bir tehdit olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini belirlemek için oldukça dikkatli bir analiz yapmak gerekiyor." yorumunu yaptı.

Ayrıca, Quintana, ABD'nin Venezuela'nın iç işlerine yönelik tutumunun da egemen devletlerin iç işlerine müdahale etmeme ilkesini ihlalpotansiyeli taşıdığını dile getirdi.

Long da ABD'nin Venezuela'ya asker göndermesi ya da hava saldırısı düzenlemesi durumunda bunun egemenlik ve toprak bütünlüğünün açıkça ihlali olacağını vurguladı.

Trump yönetiminin şimdiye kadar büyük çaplı çatışmalardan uzak durduğunu hatırlatan Long, Venezuela için de İran'daki hava saldırılarına benzer askeri operasyonların ihtimaller dahilinde olduğunu belirtti.

Öte yandan Long, Venezuela'nın tam anlamıyla işgalinin uzak bir ihtimal olduğunu çünkü bunun "ABD için bedelinin ağır olacağını" söyledi.

"Belirsizlik, planın bir parçası"

Quintana, Venezuela'nın Trump yönetimi açısından uzun süredir odakta olduğuna dikkat çekti.

ABD'nin Arjantin'e yönelik büyük mali destek tekliflerini de hatırlatan Quintana, bu gelişmelerin Trump yönetiminin bölgeye ilgisi olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Long, Trump'ın Latin Amerika'ya yönelik baskıcı politikalarının yeni olmadığını belirterek, ilk başkanlık dönemindeki baskılarını ikinci başkanlık döneminde de arttırarak devam ettirdiğini söyledi.

Trump yönetiminin pazarlık ve müzakerelere yaklaşımını değerlendiren Long, "(Trump yönetimi) Her zaman sert oynuyor. Maksimum, en üst düzey taleplerde bulunuyor. Hedefleri yeterince belirsiz bırakarak daha sonra başarı elde ettiğini iddia edebiliyor." şeklinde konuştu.

Long, "Trump yönetimi, bu gerginliğe ve tüm dikkatlere rağmen aslında ne istediğini söylemiyor. Ne istediğini söylemeyerek kendine her türlü sonuçta zafer ilan etme imkanı yaratıyor. Bence bu, buradaki yaklaşımın bir parçası. Belirsizlik, planın bir parçası." değerlendirmesinde bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.