İsrail'in Gazze'de düzenlediği son saldırılarda 33 Filistinli hayatını kaybetti
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nde yerinden edilenlerin sığındığı çadırlara ve evlere düzenlediği saldırılarda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 33 Filistinli yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı.

Gazze
Hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu sabahın erken saatlerinde güneydeki Han Yunus bölgesinde gerçekleştirdiği saldırılarda, yerinden edilen sivillerin sığındığı çadırları ve bir evi hedef aldı.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde sözde yardım dağıtım merkezi yakınında ateş açtığı Filistinlilerden 6'sı yaşamını yitirdi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Gazze kentinin doğusundaki Tuffah Mahallesi'nde sivillerin bulunduğu bir alanın hedef alındığı saldırıda ise 3 Filistinli hayatını kaybetti.
Çok sayıda sivilin yaşadığı bir eve düzenlenen saldırıda en az 5 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Evin enkazında kalanların olduğu belirtildi.
Han Yunus kentinin batı bölgesinde de İsrail'in insansız hava aracıyla (İHA) çadırları hedef alan saldırısında, bir kadın ve çocuğu hayatını kaybederken, en az 9 kişi yaralandı.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Mevasi bölgesinde yerinden edilenlerin sığındığı çadırlara gerçekleştirdiği saldırılarda da 5 kişi öldü, 15 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Gazze Vadisi bölgesinin güneyindeki yardım dağıtım noktasında bekleyen Filistinlileri hedef aldı, saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti.
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Cibaliya bölgesinde ise İsrail'in bir evi bombalaması sonucu 5 kişinin yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.
Gazze kentinde sığınmacıların kaldığı Amr bin el-As Okulu ve sivillerin toplandığı bir bölgenin bombalanması sonucu 5 kişi hayatını kaybetti, saldırıda yaralananlar oldu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin birçok bölgesini havadan ve karadan düzenlediği saldırılarla hedef almaya devam ediyor.
İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'da ateşle yaraladığı Filistinliyi gözaltına aldı
İsrail ordusu, başta kuzeydeki Nablus kenti olmak üzere Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerine baskınlar düzenledi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya göre, Nablus'un Batı Mezarlığı çevresinde bir eve baskın düzenleyen İsrail askerleri, ateş açarak Fadi Ebu Şerah'ı yaraladı ve gözaltına aldı.
İsrail ordusu yaralanan Filistinlinin tedavisi için Kızılay ekiplerinin olay yerine gelmesine engel oldu.
Gözaltına alınan yaralı Filistinlinin sağlık durumu bilinmiyor.
İsrail ordusu Batı Şeria'nın güneyinde Beytüllahim ve kuzeyinde Tulkerim olmak üzere çeşitli kentlere baskınlar düzenledi, evlere zorla girdi ve Filistinlileri gözaltına aldı.
İsrail'in insani yardım girişini kısıtladığı Gazze'de bir çocuk daha açlıktan hayatını kaybetti
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan açıklamada, İsrail'in insani felakete sebep olduğu Gazze'de kötü beslenme ve ilaç eksikliğinin sonuçlarına ilişkin bilgi verildi.
İsrail'in insani yardım girişini kısıtlayıp "açlığı silah olarak" kullandığı Gazze'de açlıktan bir çocuğun daha hayatını kaybettiği bildirildi.
Açlık sebebiyle hayatını kaybeden çocukların sayısının 69'a yükseldiği kaydedilen açıklamada, ilaç ve gıda eksikliği nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının da 620'ye çıktığı vurgulandı.
İsrail'in Gazze'de uyguladığı aç bırakma politikasının kınandığı açıklamada, uluslararası toplum ile "özgür dünyaya" bu suçun durdurulması için acil harekete geçme çağrısı yapıldı.
İsrail askerlerinin Batı Şeria'da açtığı ateş sonucu yaralanan Filistinli çocuk hayatını kaybetti
WAFA'ya göre İsrail askerleri, Cenin kentinin güneyindeki Yabed kasabasında Amr Ali Halid Kabha isimli çocuğa ateş açtı.
İsrail askerleri uzun süre bölgeye ambulans girmesine izin vermedi, oğluna ulaşmaya çalışan babayı da feci şekilde darbetti.
Sonrasında bölgeye girmeyi başaran sağlık ekipleri Kabha'yı hastaneye nakletti ancak 14 yaşındaki çocuk kurtarılamadı.
İsrail askerleri, Batı Şeria'da ateş açarak yaraladığı Filistinlileri gözaltına alıyor ya da ambulans girişlerine engel oluyor. Bu gibi durumlarda çoğunlukla Filistinliler kan kaybından ve ilk yardımın geç yapılmasından ötürü yaşamını yitiriyor.
Gazze'de açlıktan hastaneye başvuranların sayısı artıyor
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada açlık sebebiyle hastaneye başvuranların sayısında ciddi artış olduğu ifade edildi.
Açıklamada, "Her yaştan eşi benzeri görülmemiş sayıda açlık çeken vatandaş, aşırı yorgunluk ve bitkinlik halinde acil servislere geliyor. Vücudu zayıf düşen yüzlerce kişinin açlık ve takatinin kalmaması sonucunda kaçınılmaz ölümle karşı karşıya kalacağı uyarısı yapıyoruz." ifadesi kullanıldı.
Gazze'nin sınır kapılarını kapatarak tıbbi ve insani yardım girişini mart ayından bu yana engelleyen İsrail, bölgede saldırılarıyla insani felakete neden oluyor.
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nde bölge halkını göçe zorlamak için açlık ve susuzluğu silah olarak kullandığını belirtiyor.
Sivil altyapıyı ve yerinden edilen Filistinlileri sistematik olarak hedef alan İsrail ordusu, Gazze'de açlıkla mücadele eden ve yiyecek bulma umuduyla ABD-İsrail güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" tarafından kurulan bölgelere yaklaşan Filistinlileri de hedef alıyor.
İsrail'in soykırımını sürdürdüğü Gazze'de hayatını kaybedenlere de "rahat" yok
Filistinliler sevdiklerini hastane bahçeleri, parklar ve mezarlığa dönüştürülen yol kenarlarında son yolculuğuna uğurluyor.
Gazzeliler mezarlıkların dolu olmasının yanı sıra bir kısmı da İsrail ordusunun işgal ettiği bölgelerde kaldığı için kabristanlara erişim sağlayamıyor.
Abdulkerim Alliva da Gazze'de İsrail saldırılarında sevdiklerini yitiren yüz binlerce Filistinliden biri.
İsrail saldırısında 2 oğlunu kaybeden Alliva, Gazze kentindeki El-Ehli Baptist Hastanesinin avlusunda cenaze merasimi olmadan, ambulans seslerinin ortasında hastane personeli ve çevredekilerin katılımıyla tek mezarda toprağa verdi.
Alliva, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Oğullarım Muhammed ve Fadi'yi hastane bahçesindeki aynı mezara gömdüm, başka seçeneğim yoktu, mezarlıklar ya dolu ya da yıkılmıştı ve saldırılar altında zamanımız yoktu." dedi.
Mezar yeri sıkıntısı ve toplu mezar çözümü
Acılı baba, "Birkaç mezarlığa gittim ve tamamen dolu olduklarını gördüm, yer bulamadım. Bu yüzden onları daha sonra uygun bir mezara taşıma ümidiyle şimdilik buraya defnettim." diye konuştu.
Alliva, İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 58 bini aştığı Gazze'de birçok ailenin, sevdiklerini eski mezarları açarak veya tek mezara birden fazla cenaze koyarak defnettiğini belirtti.
"Bir mezara 6 cenaze gömer hale geldik"
Gazze'deki Vakıflar Bakanlığı'nda mezarlardan sorumlu Halid Nasrullah da "Başta Gazze'nin kuzey bölgeleri olmak üzere tüm mezarlıklar doldu veya hedef alındı. Bazıları da (İsrail'in işgal ettiği) kapalı askeri bölgeler içinde kaldı." dedi.
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana 40'tan fazla mezarlığı tamamen ya da kısmen yıktığını aktaran Nasrullah, Gazze'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah'ta 14 dönümlük bir araziyi alternatif bir mezarlık alanı olarak hazırlamaya başladıklarını ancak bunun "artan ihtiyacı karşılamak için yeterli olmadığını" ifade etti.
Nasrullah, "Bir mezara altı cenaze gömer hale geldik. Bazı insanlar akrabalarının mezarlarını yeniden açıyor veya eski, onarılmış mezarları yüksek fiyatlarla satın alıyor." diye konuştu.
Gazze'de sadece hayatta kalanlara değil yaşamını yitirenlere de "rahat" yok
Gazze kentinde bir mezarlıkta 20 yılı aşkın süredir gönüllü çalışan Cemil Ebu Sekran, "Eskiden şehitleri onurlu bir şekilde gömüyorduk ama şimdi onları gruplar halinde gömmek zorunda kalıyoruz. Çimento veya mermer yok; taş ve tahta kullanıyoruz, elimizden gelen saygıyı göstermeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Sekran, Gazze'nin bazı bölgelerinde insanların yakınlarını geçici olarak kendi arazilerine hatta evlerinin avlularına gömmeye başladığını aktardı.
Gazze Şeridi'nde hayatta kalanlar İsrail saldırıları ve ablukası altında yaşam mücadelesi verirken, ölenler için ise mezarlık, kefen, yıkama gibi konular sıkıntı teşkil ediyor.
Bölgede daha önce ücretsiz cenaze hizmeti veren yardım kuruluşları, temizlik ve cenaze malzemelerinin tükenmesi sebebiyle yardım çağrısı yapıyor.
Bu konuda çalışmalar yürüten "Kataran" adlı yardım kuruluşu, "ertelenemez bir insani görevi yerine getirmek için temel malzemelerde yaşanan ciddi eksiklik sebebiyle cenaze işlemlerinin tamamen durması riskiyle" karşı karşıya kaldıklarını açıkladı.
"Mezarlıklar askeri bölgelere dönüştü"
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta Filistinlilerin yaşadığı trajedi, İsrail ordusunun kentin büyük bir kısmını işgal ederek, mezarlıkları kapatması nedeniyle ikiye katlandı. Bölgedeki Nasır Hastanesi morgu, defin imkanı olmayan onlarca cenazenin bekletildiği bir yere dönüştü.
Gassal Tafiş Ebu Hattab, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Mezarlıklar askeri bölgelere dönüştü. Bir mezarlıkta defin yapmayı denedik ama İsrail ordusu üzerimize ateş açtı." dedi.
İnsanların defin sorunları nedeniyle teslim aldıkları cenazeleri geri getirdiği ya da yakınlarının naaşlarını teslim almayı reddettiğini kaydeden Ebu Hattab, "Belki de cenazeleri topluca hastane avlusuna gömmek zorunda kalacağız." diye konuştu.
Oğlunun naaşının bulunduğu morgun yanında bekleyen Heba Bereke de "Onu gömmek için bir yer arıyoruz çünkü burada defnetmek imkansız. Onun naaşına az da olsa saygı göstermek istiyorum." ifadesini kullandı.
Kardeşini kaybeden Muti Hassan ise "Kardeşimi gömmeye çalışırken üzerimize ateş açıldı. Güvenli hiçbir yer yok, yakıt sorunu ve yüksek fiyatlar nedeniyle ulaşım da imkansız." dedi.
İsrail ordusunun yoğun tahliye emirleri arasında Filistinliler, Han Yunus’un batısındaki Mevasi gibi bölgelere göç etmek zorunda bırakılıyor. Bu bölgeler artık çok kalabalık ve yaşamın asgari koşullarından bile yoksun.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) tarafından 8 Temmuz'da yapılan açıklamada İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere, onları 55 kilometrekareyi geçmeyen – yani Gazze Şeridi’nin yüzde 15’inden az- bir alanda yaşamaya zorlayan, sıkı askeri denetim altındaki büyük bir toplama kampında tutulan mahkumlar gibi davrandığını belirtti.
Bu bölgedeki nüfus yoğunluğunun benzeri görülmemiş olduğuna işaret edilen açıklamada, "Halkın bombardıman, açlık ve hastalık arasında sıkıştırılması, yıkılmış evlerine dönmelerinin ya da yakınlarında kalmalarının engellenmesi, Gazze’de yaşananların sadece geçici bir zorunlu göç değil, önceden planlanmış kalıcı bir zorla yerinden etme politikası olduğunun açık göstergesidir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Euro-Med'in verilerine göre, İsrail Gazze Şeridi’ndeki evlerin yüzde 92’sinden fazlasını yok etti; okulların yüzde 80’inden fazlasına ve hastanelerin yüzde 90’ına tam veya ağır kısmi hasar verdi.
İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'da maske takmayı yasakladı
İsrail devlet televizyonunun haberine göre, İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Komutanı Avi Blut, Batı Şeria'da maske takılmasını yasaklayan bir karar aldı.
Karar uyarınca kamusal alanda yüzünü kapatanların 6 ay, suç işlerken yüzünü kapatanların da 2 yıl hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
Bu kararın, çoğunlukla, yüzü maskeli kişilerin işlediği ulusal suçlarla mücadele kapsamında alındığı kaydedildi.
İsrailliler, Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik saldırılarında yüzlerine maske takıyor. Filistinliler de bu tür saldırganlara koruma sağlayan İsrail askerleriyle yaşadıkları arbedede maske kullanıyor.
Hamas, Filistinlilere yoğun bir şekilde Mescid-i Aksa'da olmaları çağrısı yaptı
Hamas Siyasi Büro Üyesi Harun Nasıreddin, Telegram sayfasından yaptığı çağrıda, İsrailli sivillerin saldırıları, tahribatları ve kirletmelerine karşı Aksa'nın kutsallığının savunulması gerektiğini kaydetti.
Yoğun bir şekilde Aksa'da bulunmanın ve namazların orada eda edilmesinin, işgal güçlerinin mekanı izole etme çabalarını kırmak anlamında önemli bir adım olduğunu belirten Nasıreddin, Filistin halkının kararlılığının işgalci İsrail'e karşı güçlü bir mesaj olduğunu dile getirdi.
Nasıreddin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırı ve komploları kabul edemeyiz. İşgalin kutsal mekanlarımıza yönelik dinî ve Yahudileştirme savaşındaki yükselttiği kriz, onun sonunu ve topraklarımızdan silinmesini hızlandırmaktadır."
"Aksa'ya yönelik her saldırı, tüm milletin onuruna yapılmış bir saldırıdır." diyen Hamaslı yetkili, tüm İslam ümmetinin, Peygamberlerinin İsra yolculuğunun gerçekleştiği güzergah için öfkelenmesi ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'da cuma namazı sırasında Filistinlilere saldırdı
Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan haberde, Cenin kentinin güneyinde yer alan Raba köyü sakinlerinin, İsrail'in el-Musalime Dağı'nda askeri karargah inşa etme ve yol yapmak üzere topraklarına el koyma planlarına karşı, cuma namazını Musalime Dağı'nda eda ettikleri belirtildi.
İsrail ordusunun, cuma namazı eda eden Filistinlilere saldırdığı aktarılan haberde, İsrail askerlerinin namaz kılanları biber gazıyla dağıtmaya çalıştığı ifade edildi.
Gerilimin artması üzerine İsrail'in bölgeye takviye güç gönderdiği bildirilen haberde, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin de Musalime Dağı'nın tepesine bir çadır kurduğu paylaşıldı.
Raba Köyü Konseyi Başkanı Gassan ve el-Buzur, WAFA'ya yaptığı açıklamada, "İşgalci ordunun iş makineleri, Musalime Dağı'nın yakınında askeri yol açmak için köyle hazır bekliyor." dedi.
Buzur, İsrail'in burada açacağı askeri yolla Filistinli köylülerin topraklarına ulaşımının engelleneceğini kaydetti.
UNRWA Genel Komiseri: Gazze'de, uluslararası medyaya uygulanan giriş yasağı kaldırılmalı
Lazzarini, X hesabından yaptığı paylaşımda, Gazze'deki insanlık felaketinin dünyaya duyurulmasını talep etti.
UNRWA Genel Komiseri, "(Gazze'de) Uluslararası medyaya uygulanan giriş yasağı kaldırılmalıdır." ifadesini kullandı.
İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırılara işaret eden Lazzarini, "650 gündür sivillere yönelik vahşet devam ediyor ve uluslararası medyanın girişine izin verilmiyor." açıklamasında bulundu.
Lazzarini, Gazze'de 200'den fazla Filistinli gazetecinin hayatını kaybettiğine dikkati çekerek, "Medya yasağı, görgü tanıklarının ve uluslararası insani yardım kuruluşlarının birinci elden verilerini ve anlatılarını sorgulayan dezenformasyon kampanyalarını körüklüyor." ifadelerine yer verdi.
Gazze'deki hükümet: AB, İsrail soykırımının utanç verici suç ortağı
Eski Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell'in, AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda "İsrail'e karşı adım atılmamasını eleştirmesine" ilişkin Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden açıklama yapıldı.
AB'nin Ortaklık Anlaşması çerçevesinde İsrail'in insan hakları maddesini ihlal ettiğine dair bir yaptırım kararı alamamasının "şok ve öfkeye yol açtığı" belirtilen açıklamada, "İsrail'in işgalci güçleri tarafından Gazze Şeridi'nde 650 gün boyunca işlenen soykırım karşısında Avrupa Birliğinin tavrı ahlaki ve siyasi acziyetini gösterdi." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Borrell'in tepkisi "Batı'nın utanç verici suç ortaklığında, Avrupa'nın kendi içinden gelen bir şahitlik" şeklinde değerlendirildi.
İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik "tüm kırmızı çizgileri aştığı" vurgulanan açıklamada, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlalleri karşısında AB'nin "her zaman sahip olmakla övündüğü insani değerlere ihanet ettiği" kaydedildi.
Açıklamada, "Herhangi cezalandırıcı bir eylemin olmaması, sivillere yönelik katliamların Avrupa'nın açıkça onaylamasıyla devam etmesi için yeşil ışık yakılması manasına geliyor." değerlendirmesi yapıldı.
Borrell, sosyal medya platformu X hesabından, 15 Temmuz'da yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın sonuçlarını değerlendirmişti.
AB'yi İsrail'in Ortaklık Anlaşması'ndaki insan hakları maddesini ihlal ettiğine dair yaptırım kararı almada başarısız olmakla suçlayan Borrell, "Ancak bu (başarısızlık) başlı başına bir karar. Avrupa, İsrail'in devam eden savaş suçlarını cezalandırmamaya ve Gazze soykırımının hız kesmeden sürmesine izin vermeye karar verdi." ifadelerini kullanmıştı.
BM: İsrail'in Gazze'deki bina yıkım düzeyi kabul edilemez ve sonlandırılmalıdır
Birleşmiş Milletler (BM) Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
BM'nin kendi uydu tespit sistemiyle Gazze'deki binaların yıkımını görebildiğini aktaran Haq, "Birçok kez bu boyutta yıkımın kabul edilemez olduğunu ifade ettik." dedi.
Haq, Gazze'de çok sayıda binanın yok edilmesi sonucu insanların evsiz kaldığını ve birkaç kez yerinden edildiğini kaydetti.
İsrailli yetkililere bu boyutta yıkımı sonlandırma çağrısında bulunduklarını ifade eden Haq, aynı zamanda BM'nin Gazze'de ateşkes çağrısını yineledi.
Haq, İsrail'in insani yardım operasyonlarını da engellemeye devam ettiğini, dün BM'nin 13 girişiminden sadece 7'sine izin verildiğini, BM ekiplerinin bu vesileyle bir miktar yakıt, su ve ilaç ikmali yapabildiğini söyledi.
BM'den İsrail'in Gazze'de kiliseye düzenlediği saldırının soruşturulması çağrısı
BM İnsan Hakları Konseyi, İsrail'in Gazze'de aralarında çocuk ve engellilerin de bulunduğu yüzlerce Filistinliyi barındıran kiliseye düzenlediği saldırı konusunda "kapsamlı, şeffaf ve bağımsız" bir soruşturma yapılmasını talep etti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Thameen Al-Kheetan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı kiliseye saldırısının "özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana ibadet yerlerine ve diğer sivil alanlara yönelik bu tür saldırılar göz önüne alındığında, uluslararası insancıl hukukun olası ciddi ihlallerine ilişkin endişeleri artırdığını" söyledi.
Uluslararası insancıl hukuk uyarınca dine adanmış binalar ve tarihi anıtlar da dahil olmak üzere sivil alanlara zarar vermekten kaçınmak için özel dikkat gösterme yükümlülüğünün altını çizen Al-Kheetan, "Sivillerin ve sivil alanların kasıtlı olarak hedef alınması bir savaş suçu teşkil eder." dedi.
Al-Kheetan, İnsan Hakları Konseyi'nin olayın detaylarını incelemeye devam ettiğini belirterek, Kutsal Aile Kilisesi'ne göre, saldırı sırasında binada aralarında çocukların, engellilerin ve yaralıların da olduğu yaklaşık 600 yerinden edilmiş Filistinlinin bulunduğunu kaydetti.
Kiliseye yapılan saldırının, saldırıda ihtiyatlılık ilkesini açıkça ihlal ettiğini vurgulayan Al-Kheetan, İsrail'in bu saldırısının ayrımcılık ve orantılılık ilkelerine uygunluk konusunda endişelere yol açtığına işaret etti.
İsrail ordusunun, dün Gazze kentinin kuzeyindeki Kutsal Aile Kilisesi'ni hedef alan saldırısında 3 kişi hayatını kaybetmiş, en az 10 kişi yaralanmıştı. İsrail'in saldırısı tepki çekmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.