Dolar
41.94
Euro
48.76
Altın
4,112.64
ETH/USDT
3,934.40
BTC/USDT
111,252.00
BIST 100
10,941.79
Dünya

İsrail, Gazze'deki soykırımın gölgesinde Batı Şeria'da ilhak için adımlarını sıklaştırdı

İsrail, Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım sırasında, asıl hedefi işgal altındaki Batı Şeria’da statükoyu değiştiren ve bölgenin ilhakına ön açacak adımlarını sıklaştırdı.

Faruk Hanedar  | 25.10.2025 - Güncelleme : 25.10.2025
İsrail, Gazze'deki soykırımın gölgesinde Batı Şeria'da ilhak için adımlarını sıklaştırdı

Kudüs

Tel Aviv yönetimi, 8 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’nde soykırıma varan saldırılar düzenlerken bir yandan da Yahudi toplumunun “Yahuda ve Samiriye” şeklinde isimlendirdiği ve “vaadedilmiş topraklar” olarak gördüğü işgal altındaki Batı Şeria’da kurulacak Filistin devletinin toprak bütünlüğünü parçalayacak hamleler yaptı.

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilerin topraklarını gasbederek kurulan mevcut yerleşimlerin genişletilmesi, yeni yerleşim alanlarının açılması gibi adımlara ek olarak İsrail meclisinde Batı Şeria’nın ilhakına yönelik yasa tasarısı da sundu.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Bu gelişmelere paralel olarak, işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail askeri idaresi altında yaşayan Filistinliler, topraklarını gasbeden Yahudi yerleşimcilerin ve İsrail ordusunun artan saldırılarına maruz kaldı.

İsrail, 2024'te 23 bin 700 dönüm alanı "devlet arazisi" ilan etti

İsrail'in, 8 Ekim'den sonra ortaya çıkan tabloda Batı Şeria'daki toprak gasbı sadece yasa dışı yerleşim yerlerine ruhsat verilmesi, yenilerinin inşasıyla sınırlı kalmadı.

İsrail hükümeti, 2024'te dört ayrı kararla 23 bin 700 dönümlük Filistin toprağını gasbederek "devlet arazisi" ilan etti.

İsrail, Gazze’deki soykırımın gölgesinde Batı Şeria’da ilhak için adımlarını sıklaştırdı

Batı Şeria'yı işgal ettiği 1967'den bu yana İsrail, 800 bini "C" bölgesindeki yaklaşık 900 bin dönümlük alanı "devlet arazisi" ilan ederek gasbetti.

İsrail, mayısta 22 yeni yasadışı yerleşim yeri kurma kararı aldı

İsrail hükümeti, işgal altındaki Batı Şeria genelinde gasbettiği Filistin toprakları üzerinde uluslararası hukuka göre yasa dışı sayılan 22 yeni yasa dışı yerleşim kurulmasını 28 Mayıs'ta onayladı.

Kararda onaylanan ve işgal altındaki Barı Şeria’nın tüm bölgelerine dağıtılan yasa dışı yerleşimlerden 12'sinin aşırı sağcı Yahudi grupların İsrail yasalarına göre de ruhsatsız sayılan kaçak yerleşimler olduğu, 9'unun yeni kurulacağı ve birinin Kfar Adumim yasa dışı yerleşimi genişletilerek kurulacak Nofei Prat mahallesi olduğu bildirildi.

İşgal altındaki Batı Şeria’yı parçalayan yerleşim projesi: E1

Tarihsel olarak Doğu Kudüs'ün bir parçası olan ancak Ayrım Duvarı'nın (Utanç Duvarı) Batı Şeria kısmında kalan Filistin mahallesi Azeriye'nin yakınına inşa edilen "Ma'ale Adumim" yerleşimini, Batı Kudüs'e giden yola bağlamak için 1990’larda "E1 Projesi"ni başlatan İsrail, bu kapsamda, bölgeye 4 binden fazla yasa dışı konut ve oteller inşa etmek için 1999 yılında 12 bin dönüm Filistin toprağı gasbetti.

Gelen uluslararası tepkiler nedeniyle uzun süre rafta kalan projenin ilerletilmesini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’ye saldırılara tepki olarak Filistin devletinin tanınmasına yönelik atılan adımlara karşı 11 Eylül’de onayladı.

Bu projeyle işgal altındaki Batı Şeria’da Ramallah, Doğu Kudüs ve Beytüllahim kentlerinin birbirleriyle bağlantısı kesilirken 1967 sınırlarına göre Filistin devletinin başkenti olan Doğu Kudüs’ün Batı Şeria’dan izole edilmesi amaçlanıyor.

Filistinlilerin topraklarını gasbederek kurulan en büyük Yahudi yerleşimlerinden olan Maale Adumim’in genişletilmesini öngören proje kapsamında bölgeye 3 bin 400 yasa dışı konut inşa edilmesi planlanıyor.

Filistinlilere yönelik toprak gaspı 1967'deki işgalden bu yana hızlanarak sürüyor

Uzmanlara göre, ev yıkım politikaları ile Filistinlileri mülksüzleştiren İsrail, "yerleşimci sömürgeci" zihniyetle bölgede Filistinlilerin topraklarını gasbederek kurduğu yasa dışı yerleşimlerle işgal altındaki Batı Şeria'nın Yahudileştirilmesi yolunda adımlar attı.

İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilerin topraklarını gasbederek yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri kurma girişimleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün 1967’de işgal edilmesinin hemen ardından başladı.

O dönem iktidarda olan sol eğilimli İşçi Partisi, 1967-1977 yıllarındaki süreçte Doğu Kudüs ve çevresi ile Batı Şeria’nın doğusundaki Ölü Deniz (Lut Gölü) etrafında yoğun bir Yahudi yerleşim birimi inşası programı için düğmeye basarken İşçi Partisi'nden yönetimi devralarak hükümeti kuran aşırı sağcı Likud Partisi de 1977-1987 yılları arasında, Filistinlilerin topraklarını gasbederek Yahudi yerleşimi inşa programını aralıksız şekilde sürdürdü.

İşgal altındaki Batı Şeria'yı A, B ve C bölgeleri olarak ayıran, dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yasir Arafat arasında imzalanan Oslo Anlaşmaları da yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin önüne geçemedi.

Oslo Anlaşmasına göre, Filistinli nüfusun yoğunlukta yaşadığı kentleri kapsayan A bölgesinin hem idari hem güvenliği Filistin yönetiminde, B bölgesindeyse güvenlik İsrail, idare Filistin yönetiminde, C bölgesindeyse İsrail askeri yönetiminin olması gerekiyor. Buna karşın İsrail, bu statükoyu aradan geçen yıllar boyunca sürekli ihlal etti.

İsrail, 1990'lar ve 2000'ler boyunca da Batı Şeria’da Yahudi yerleşim alanları planlarını hızla sürdürürken yasa dışı yerleşimleri Batı Şeria'nın iç kısımlarına taşıdı. Bölgedeki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin birbirleriyle ve diğer İsrail kentleriyle ulaşımını sağlamak üzere Batı Şeria’nın iç bölgelerinden geçen "güvenli" yollar inşa etti.

Mevcut Tel Aviv hükümeti, Aralık 2022'den 2024 sonuna kadar, işgal altındaki Batı Şeria genelinde gasbettiği Filistin toprakları üzerinde 49 yeni yasa dışı yerleşim yeri inşası ve İsrail nezdinde de kaçak kabul edilen 7 yerleşim yerinin tek taraflı tanınması kararı almıştı.

Batı Şeria'da Filistinlilerin topraklarını gasbederek 365 Yahudi yerleşim yeri inşa edildi

Batı Şeria’nın güneyindeki Kefar Atsiyon Yahudi yerleşim birimi, İsrail’in 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinin hemen ardından kurduğu ilk Yahudi yerleşim birimi olarak kabul ediliyor. Bunun ardından Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailliler tarafından yüzlerce yasa dışı yerleşim yeri inşa edildi.

Yahudi yerleşim birimlerini takip eden İsrailli sivil toplum kuruluşu "Barış Şimdi (Peace Now)" hareketinin 2024 verilerine göre, Doğu Kudüs hariç, işgal altındaki Batı Şeria'da yaklaşık 3 milyon Filistinli yaşarken İsrailli yerleşimci nüfusu 500 bini aşmış durumda.

İsrail hükümetinin onayıyla Filistin topraklarından gasbedilerek kurulan yerleşim yeri sayısı 141'e yükselirken aşırı sağcı Yahudi grupların kurduğu İsrail yasalarına göre de kaçak sayılan yerleşim yeri sayısı ise 224 olarak belirlendi. Böylece Batı Şeria'da kurulan yasa dışı Yahudi yerleşimi sayısı 365'e ulaştı. İsrail hükümetinin söz konusu kaçak yerleşim yerlerine sık aldığı kararlarla tek taraflı onay verdiği biliniyor.

İsrail'in işgal ettiği topraklarda kurduğu yerleşim yerleri ve buraya nüfusunu nakletmesi uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediliyor.

ABD, Batı Şeria'nın ilhakına karşı çıktı

Tel Aviv, Gazze saldırılarının gölgesinde işgal altındaki Filistin topraklarını ilhak etme yönünde adımlarını hızlandırırken ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesine izin vermeyeceğini açıkladı.

Buna karşın, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in İsrail ziyareti sırasında, 22 Ekim'de İsrail meclisinde işgal altındaki Batı Şeria'nın İsrail'e ilhakını teklif eden iki tasarının ön oylaması yapıldı.

Söz konusu tasarılar ön oylamada İsrail meclisinden geçerken ülkeden ayrılırken basına konuşan Vance, "aptalca" diye nitelediği bu oylamanın kendisine bir hakaret niteliği taşıdığını söyledi.

Trump da aynı şekilde "İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmeyeceğini, böyle bir şey olmayacağını, bu konuda endişe edilmemesini" söyledi.

Washington yönetiminin bu tutumunu, ABD Başkanı Trump yönetimdeyken Batı Şeria'yı ilhak edebilecekleri düşüncesini birçok kez dile getiren İsrailli aşırı sağcılar tepkiyle karşıladı.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Trump'a büyük saygı duymasına karşın İsrail'in bağımsız bir devlet olduğunu savundu.

İsrail Başbakanı Netanyahu ise ABD ile ilişkilerine zarar gelmemesi adına, "İsrail'in bağımsız bir devlet olduğunu" iddia etse de daha önceki söylemlerinin aksine söz konusu tasarıların ilerletilmemesi talimatı verdiğini açıkladı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın