Hamas’tan yapılan açıklamaya göre, Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed İsmail Derviş ve beraberindeki heyet, İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad Nahhale ve heyetiyle bir araya geldi.

Görüşmenin yerine ilişkin bir bilgi verilmezken, açıklamada, "İki heyet halkımızın fedakarlıklarını, soykırım ve açlık savaşından kaynaklanan insani acıları ve Siyonist düşmanın halkımıza ve geleceğine yönelik kötü niyetli, tehlikeli planlarını hayata geçirmek amacıyla gerçekleştirdiği günlük katliamları ele aldı." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada heyetlerin, Filistinli direnişçilerin “cesaretlerini, yiğitliklerini ve kahramanlıklarını”, düşman ordusuna her gün verdikleri kayıpların boyutunu “gurur ve hayranlıkla” dile getirdiği aktarıldı.

Görüşmede, Katar’da devam eden müzakerelerdeki gelişmelerin de değerlendirildiği belirtilen açıklamada, İsrail ile yapılacak her türlü dolaylı müzakerenin, Gazze’deki imha savaşının sona ermesi, İsrail’in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesi, sınır kapılarının açılması ve yeniden inşayla sonuçlanması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, iki heyetin ayrıca “arabulucuların ateşkese ulaşmak için sunduğu önerilere İsrail’in verdiği yanıtları ve bunlarla başa çıkma yollarını” görüştüğü belirtildi.

Kassam Tugayları: "Dayf, siyonist düşmana tarihinin en ağır darbesini vurdu"

Öte yandan, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Sözcüsü Ebu Ubeyde, İsrail tarafından öldürülen Kassam Tugayları'nın eski komutanı Muhammed ed-Dayf'ın, "siyonist düşmana tarihindeki en ağır darbeyi vurduğunu" açıkladı.

Ebu Ubeyde, Dayf'ın öldürülmesinin birinci yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Ümmetin büyük şehidi Komutan Muhammed ed-Dayf'ın şehadetinin üzerinden bir yıl geçti." dedi.

Dayf'ın "kardeşleriyle" birlikte "Aksa Tufanı'na" öncülük ettiğine dikkati çeken Ebu Ubeyde, "Dayf, siyonist düşmana (İsrail) tarihinin en ağır darbesini indirdi. Bu, siyonist caydırıcılık kapasitesinin kalıcı olarak çökmesine neden oldu." ifadelerini kullandı.

Sözcü Ebu Ubeyde ayrıca, 7 Ekim'de başlatılan ve Hamas tarafından "Mescid-i Aksa Tufanı" olarak adlandırılan saldırıya atıfla, bu sürecin "ümmetin enerjisini birleştirdiğini, pusulayı yeniden Filistin'e çevirdiğini ve Filistin davasını ön plana taşıdığını" vurguladı.

"Onlarca yıllık cihat, zulüm, fedakarlık, liderlik ve yaratıcılık şehadetle taçlandı." diyen Ebu Ubeyde, "Büyük komutanımız, ümmetimizin şehitleri ve önderleri safına katıldı. Onun ve silah arkadaşlarının kanı, Mescid-i Aksa ve Filistin uğruna canını feda eden halkımızın kanıyla birleşti." değerlendirmesini yaptı.

Ebu Ubeyde, Muhammed ed-Dayf'ın, onu tanımayan yeni nesiller için bile "zaferlerle dolu direnişin sembolü" olduğunu vurgulayarak, onun diğer büyük liderler gibi dünyanın tüm özgür halkları için ilham kaynağı olmaya devam edeceğini kaydetti.

İsrail ordusu, 13 Temmuz 2024'te Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı güvenli bölgeye gerçekleştirdiği saldırıda Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının lideri Muhammed ed-Dayf'ı öldürdüğünü duyurmuştu.

Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, 30 Ocak'ta İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırılarında komutanları Muhammed ed-Dayf ve yardımcısı Mervan İsa'nın hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Gazze'de ateşkes müzakereleri

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkesin sağlanması için gerekli şartları kabul ettiğini açıklamış ve teklif ateşkes görüşmelerine arabuluculuk yapan Katar ve Mısır tarafından Hamas'a sunulmuştu.

Hamas, Gazze'de İsrail ile ateşkes ve esir takası anlaşmasına ilişkin teklife "olumlu yanıtını" arabuluculara ilettiğini, ateşkesin uygulanması için müzakerelere hazır olduğunu duyurmuştu.

Tel Aviv yönetimi, Gazze'de ateşkes için Hamas'ın Katar önerisinde yaptığı değişikliğin kabul edilemez olduğunu savunmuş, buna karşın İsrail heyeti, müzakereler için Katar'ın başkenti Doha'ya gitmişti.

Doha'da süren müzakerelerde anlaşmazlıkların büyük ölçüde çözüldüğü fakat İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda ve Refah kentinde işgali sürdürme ısrarının aşılamadığı kaydedilmişti.